23 Aralık 2025 Salı

Başkan Trump Niyeti Bozdu: ABD, Grönland İçin Harekete Geçiyor

 

Giriş

Yeniden ABD Başkanı seçildikten sonra gündeme getirdiği Danimarka Krallığı'na bağlı Grönland adasını ABD'ye bağlama iddiasını sık sık yeniden gündeme getiren 45. ve 47. ABD Başkanı Donald Trump, son günlerde bu konuda somut adımlar da atmaya başlayınca Avrupa'da alarm zilleri çalmaya başladı. Öyle ki, Başkan Trump'ın Grönland’ı “ulusal güvenlik” gerekçesiyle ülkesi ABD'nin kontrolüne almakta ısrar etmesi ve Louisiana Valisi Jeff Landry'i adaya özel temsilci ataması, Danimarka ve Grönland’dan sert tepki çekti. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler de Danimarka ile dayanışma sergilerken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu konuyu basın açıklamasında özel olarak vurgulayarak ABD'nin yapmaya çalıştığı yayılmacı politikaya karşı çıktı. Bu yazıda, Trump'ın uluslararası sistemin kurucusu olan ABD'yi sistemin dışına itebilecek yayılmacı hamlesi tartışılacaktır.

Grönland'ın Önemi

Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde, 2.166.086 km² ile kuzey kutbundaki en büyük buz örtüsüyle kaplı ve Danimarka Krallığı'na bağlı özerk bir bölge olan Grönland (İngilizcesiyle Greenland), zengin doğal kaynaklarına sahip dünyanın en büyük adası olarak tarih boyunca yayılmacı hedefi olan siyasetçilerin ve jeopolitika uzmanlarının dikkatini çekmiştir. 1814'ten beri Danimarka kontrolünde olan özerk bölge, yerel nüfusunun farklılıklarına karşın, Danimarka'nın 1979'da yaptığı reformların da etkisiyle bu ülkeyle uyumlu ilişkiler içerisinde olagelmiştir. Yaklaşık 56 bin kişinin yaşadığı Grönland, aşırı soğuk iklimi ve buzul zemini nedeniyle zaten yaşam kalitesi-koşullarından ziyade daima yer altı kaynakları ve jeopolitik konumu nedeniyle önem sahibi bir yer olmuştur. Zira birçok bilim insanının gözlem ve raporları ışığında, başkenti Nuuk olan Grönland'ın çinko, kurşun, altın, demir cevheri, ağır ve hafif nadir toprak elementleri, bakır ve petrol de dahil olmak üzere birçok doğal kaynak açısından mükemmel bir potansiyele sahip olduğuna inanılmaktadır. Bunların yanı sıra, büyük adanın coğrafi konumu ve ABD'ye yakınlığı, Realist bir dış politika gündemi takip eden şahin Amerikan siyasetçileri ve bürokratlarının daima ilgisini çeken konular olmuştur.

Dünyada Grönland

Trump'ın Grönland İlgisi

ABD Başkanı Donald Trump'ın büyük güç rekabetinde Çin, Hindistan, AB ve Rusya gibi güçler karşısında ülkesini yukarı çıkarmak için ilk kez 2019'da gündeme getirdiği Grönland'ı satın alma düşüncesi, zamanla somut bir politika gündemi haline gelmeye başlamış ve neticede geçtiğimiz gün Başkan Trump, Louisiana Valisi Jeff Landry'i Grönland'a özel temsilci atayarak bu konuda gayet ciddi olduğunu göstermiştir. Başkan Trump, bu hamlesini doğal kaynaklardan ziyade Çin ve Rus gemilerinin bölgede cirit atması ve bölgenin ABD'ye yakın olması sebebiyle "ulusal güvenlik riski" oluşturması bağlamında izah ederken, elbette egemen bir devletin topraklarının nasıl zorla başka bir devlete katılabileceği konusunu detaylıca açıklamaktan kaçınmıştır.

Grönland'ın Amerika'ya yakınlığını gösteren bir harita

BBC'nin bu konudaki detaylı haberine göre, Başkan Trump, bu konuda ilerleyen günlerde 4 farklı senaryoyu içeren yeni bir politika uygulamaya aday durumdadır.

  1. En iyimser senaryo, Trump'ın Grönland'a ilgisini zaman içerisinde kaybetmesi ve bu konuda ciddi bir girişimde bulunmamasıdır.
  2. Grönland'da bir süredir ABD'nin de etkisiyle artan bağımsızlıkçı damarın kabarması ve referandum sonucunda adanın bağımsızlığını ilan ederek Danimarka'nın da onayıyla ABD ile daha yakın ilişkiler kurması bir diğer ihtimaldir. Ancak bu yakın ilişkilerin ABD'ye katılma şeklinde mi olacağı henüz öngörülememektedir.
  3. Trump'ın Danimarka ve AB ülkelerini ekonomik olarak hedef alarak Kopenhag'ı bu konuda taviz vermeye zorlaması da bir diğer senaryodur. Bu senaryoda da, Grönland'ın Avrupa kontrolünden çıkarak bir şekilde ABD kontrolüne geçmesi öngörülmektedir.
  4. Gerçekleşmesi daha zor olan son ihtimal, ABD'nin Grönland'a saldırarak burayı askeri güçle almasıdır.

Bizce bu ihtimaller arasında birinci seçenek en gerçekçi senaryodur. Başkan Trump'ın çılgın kişiliği ve ABD'nin tüm aşırılıklarına rağmen uluslararası sistemi kuran bir devlet olarak Danimarka gibi NATO üyesi müttefik bir devletin toprak bütünlüğünü hiçe sayarak bu ülkenin bir bölümünü kendi topraklarına katması, kuşkusuz uluslararası hukuk ve mantıkla uyuşan bir yaklaşım değildir. Ancak Rusya'nın Ukrayna'daki, İsrail'in Gazze'deki ve Türkiye'nin Kıbrıs'taki politikalarından cesaret alabilecek olan Trump'ın, kuşkusuz, ulusal güvenlik ve devlet politikası gibi argümanlar üzerinden ABD'ye kıyasla daha zayıf bir devlet olan Danimarka'ya bağlı Grönland'ı almaya çalışması ihtimal dahilindedir. Trump'ın bunu yaparken ise muhtemelen yumuşak yöntemleri tercih etmesi beklenebilir. Realizm eksenli ve jeopolitika odaklı siyasette, maalesef uluslararası hukuk ve normlar arka planda kalabilmektedir. Devletler ve halklar buna tepki göstermez ve sistemi ve hukuku savunmazlarsa, her dönemde her coğrafyada popülist sağcı liderlerin ülkelerinin çıkarı adına aşırıcı talepler içerisine girebilmeleri mümkündür.

Sonuç

Sonuç olarak, Başkan Trump'ın Grönland politikası gayet ciddi ve son derece tehlikelidir. Danimarka gibi müttefik bir devletin toprak bütünlüğünü riske atacak girişimlere Washington'ın kesinlikle ihtiyacı yoktur. Bunun yerine, bu ülke ile anlaşarak Grönland'da bir askeri üs ve yeraltı kaynaklarının ortak işletilmesi gibi formüller üzerinde çalışılmalıdır. Zira uluslararası sistemin çökmesi herkes adına tehlikeli bir gelişme olacak ve kaotik ve savaşlarla dolu yeni ve çok riskli bir dönemi başlatabilecektir. Buna izin vermemek adına, mutlaka ama mutlaka Başkan Trump'a doğru yol gösterilmelidir. Bu bağlamda, kuşkusuz Rusya ve İsrail gibi ülkeleri diğer ülkelerin topraklarından çıkmaya zorlamak ve garantör devlet Türkiye'yi de Kıbrıs konusunda müzakere masasına oturtmak, uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk açısından tutarlı bir perspektif ortaya koyacaktır. 

Prof. Dr. Ozan ÖRMECİ

Hiç yorum yok: