15 Aralık 2025 Pazartesi

Avustralya'da Antisemitik Terör: Cihatçı Teröristler Dehşet Saçtı

 

Giriş

İsrail'in Gazze'de uyguladığı aşırı güç kullanımı ve sivil ölümlerini gerekçe göstererek dünyada birçok ülkede bilinçli şekilde yükseltilen antisemitizm (Yahudi karşıtlığı), ne kadar tehlikeli bir akım olabileceğini bu defa dünyadaki tek Yahudi Devleti olan İsrail'den binlerce kilometre uzakta olan Okyanusya ülkesi Avustralya'da gösterdi. Öyle ki, Avustralya'nın New South Wales (NSW) eyaletine bağlı Sidney şehrindeki Bondi Plajı adlı popüler turistik mekânda İslamcı bir baba ve oğlu tarafından düzenlenen cihatçı silahlı saldırıda, tam 15 sivil Yahudi asıllı Avustralya vatandaşı hayatını kaybetti ve daha onlarcası da yaralandı. Olay, Avustralya ve dünya gündemine bomba gibi düşerken, cihatçı teröristleri durdurmaya çalışan Müslüman bir Avustralyalı'nın yaptıkları da ülke ve dünya basınında sıklıkla işlendi. Olay, 1996 Port Arthur Katliamı sonrasında Avustralya tarihinin en kanlı terör saldırısı olarak da tarihe geçti. Bu yazıda, bu olay ve sonrasında yazılanlar özetlenecektir.

Saldırganların görüntüleri

Bondi Plajı'nda Dehşet

İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre, 14 Aralık 2025 Pazar günü, Avustralyalı Yahudi cemaati dini bayramları olan Hanuka'yı kutlarken, İsrail'in Gazze'de Filistinli Müslüman sivil halka uyguladığı vahşete tepki göstermek için böyle bir eyleme giriştiği düşünülen bir İslamcı baba ve oğul (50 yaşındaki baba Sajid Akram ve 24 yaşındaki oğlu Naveen Akram), ellerinde kolaylıkla edinebildikleri otomatik tüfeklerle Bondi Plajı'nda Yahudilerin kutlama yaptıkları bölgeyi hedef alarak ateş açmaya başladılar. Saldırı sonucunda birçok insan vurularak ölür veya ciddi şekilde yaralanırken, polis ve sivil vatandaşların müdahalesi neticesinde baba öldürüldü, oğul terörist ise ağır yaralı olarak hastanede tedavi altına alındı. Olay esnasında aşağıda videosunu izleyebileceğiniz bir Müslüman Avustralya vatandaşı olan Ahmed el Ahmed adlı manav ise, eğitimi olmamasına karşın kendi çabasıyla saldırganlardan birini yere düşürüp silahını alarak, saldırının daha çok vatandaşın ölümüyle sonuçlanmasına engel olmayı başardı. Ülkesi Avustralya'da "kahraman" ilan edilen İdlib'den Sidney'e göç etmiş Suriye asıllı bir kişi olan Ahmed el Ahmed, bu şekilde ülkesinde kahraman olarak gündeme gelmeyi ve halktan 1 milyon dolardan fazla bağış toplamayı başardı.

Olay sonrasında tüm gözlerin çevrildiği Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, "şok edici ve üzücü" olarak değerlendirdiği saldırının ardından olayla ilgili büyük bir hücre ağı tespit edilemediğini ama olayın ekstremist (aşırıcı) ideolojiyle yakından alakalı olduğunu açıkladı. Avustralya'daki Yahudi cemaatine desteklerini açıklayan Albanese, soruşturmanın sürdüğünü ve gerekli önlemlerin alınacağını belirtti. New South Wales Başbakanı Chris Minns ise, antisemitik şiddette son 2 yıldaki artışa dikkat çekerek, bu konuda kapsamlı bir araştırma yaptıklarını açıkladı. Buna karşın, olaydan Avustralya hükümetini sorumlu tutan İsrail, Gazze olayları nedeniyle İsrail karşıtı eylemlere izin ve cesaret veren Avustralya hükümetinin saldırılarda sorumluluğu olduğunu iddia etti. İsrail adına açıklama yapan Cumhurbaşkanı Izak (Isaac) Herzog, Sidney şehrinde düzenlenen saldırıyı "korkunç" olarak nitelendirirken, "Avustralya hükümetine, ülkede yaşayan Yahudilere zarar gelmesini önlemek için, ülkede yayılan suç niteliğindeki antisemitizmi kökünden ortadan kaldırmak için kararlı bir şekilde harekete geçmesi gerektiğini defalarca uyardık." ifadesini kullandı. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da, Avustralya başta olmak üzere birçok ülkede Filistin'e destek amacıyla düzenlenen küresel intifada eylemlerinin antisemitizme uygun ortam yaratmasını eleştirerek, Canberra'ya aklını başına toplama uyarısında bulundu. İsrail basını ise, olaylarda İran parmağı olabileceğini kaydederek Tahran'daki molla rejimini işaret ettiler.

Cihatçı terör, Hanuka Bayramı'nda Yahudi inananları hedef aldı

Avustralyalı Müslüman topluluklar olayın hemen ardından saldırıyı açık şekilde kınarlarken, son yıllarda Avustralya'da Yahudi karşıtı saldırıların sıklaşması dikkatleri çekiyor. Öyle ki, Sidney'de 11 yıl önce Lindt Cafe’de yaşanan ve 18 kişinin rehin alındığı saldırının ardından İsrail'in Gazze'de Hamas'la savaşa girmesini müteakiben pek çok terör saldırısı ya son anda önlendi, ya da ufak kayıplarla atlatılmayı başardı. Buna karşın, Avustralya hükümeti, ülkelerinde sayıları gittikçe artan radikal Müslüman gruplar hakkında herhangi bir çaba içerisine girmedi. Bu nedenle, bu olayın o kadar da beklenmedik olduğu söylenemez. Maalesef ki, İsrail eleştirilerini Yahudi nefretiyle karıştırmaya başlayan başka ülkelerde de gelecek aylarda böyle saldırıların yaşanma riski bulunmaktadır. Saldırının Yahudilerin kutsal bir bayramı sırasında yapılması ise, saldırganların dini özgürlük konusunda da ne kadar hoşgörüsüz olduklarını da gösteriyor. 

Radikalizme mesafeli bir Müslüman yoğun devlet olan Türkiye Cumhuriyeti ise, olayı duyar duymaz resmi bir kınama mesajı yayınlayarak, T.C. Dışişleri Bakanlığı kanalıyla olaydan duyulan derin üzüntüyü tüm dünyaya ilan etti. İktidar partisi AKP'nin Sözcüsü Ömer Çelik de, NSosyal hesabından olay hakkında bir açıklama yayınlayarak Avustralya ile dayanışma mesajları verdi. Bu şekilde, Ankara, cihatçı terörle arasına mesafe koymaya çalıştığını ortaya koydu. 

Sonuç

Sonuç olarak, radikalizmin diğer radikalizmleri beslediği sarmalının bir kez daha teyit edildiği bu elim olayda birçok Yahudi sivil hayatını kaybederken, İsrail hükümetinin politikalarıyla tüm Yahudileri bir tutmanın büyük bir hata olacağı ve bu tarz saldırıları normalleştirebileceği görüşü bir kez daha anlaşılmış oldu. Müslüman devletlere kıyasla çok daha iyi bir demokrasi olan İsrail'de neredeyse her gün hükümet karşıtı protestolar düzenlenirken ve Gazze'de ateşkes sağlanmışken, Yahudi nefretini körüklemeye devam etmek, hiçbir devlet ve topluma fayda sağlayamayacak ve büyük trajedilere neden olabilecektir. Bunun yerine, yapılması gereken, Birleşmiş Milletler parametrelerine uygun şekilde Filistin'de iki devletli çözümün yollarını döşemek ve Yahudi karşıtı açıklamalar yapan grupları dikkatle gözlemlemektir. Avustralyalı dostlarımıza geçmiş olsun...

Prof. Dr. Ozan ÖRMECİ

Hiç yorum yok: