Giriş
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, 1 Ağustos 2025 tarihinde İstanbul'a gelerek, Dolmabahçe Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşme gerçekleştirdi. Türkiye-İtalya-Libya İşbirliği Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen görüşmeye, Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe de katıldı. Dış politikada oldukça aktif bir siyaseçi ve medyatik bir lider olmayı seven Meloni, daha önce de 20-21 Ocak 2024 tarihlerinde İstanbul'a bir çalışma ziyareti gerçekleştirmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmüştü.
Bu yazıda, Meloni'nin Başbakanlığı hakkında bazı bilgiler verilecek, Türkiye-İtalya ilişkilerinin genel seyri tartışılacak ve bu ziyaretteki gelişmeler özetlenerek ve Türkiye-İtalya ilişkilerinin geleceğine dair bazı saptamalar yapılacaktır.
Giorgia Meloni ve Donald Trump
Giorgia Meloni: Dış Politikada Aktif ve Medyatik
2022 yılı sonlarından beri merkez sağ çizgisindeki FdI-Lega-FI koalisyonu sonucunda İtalya Başbakanı olan Giorgia Meloni, aşırı sağ eğilimli İtalya'nın Kardeşleri (Fratelli d'Italia - FdI) partisinden seçildiği için, uluslararası kamuoyunda başlarda çok sevilen ve desteklenen bir siyasetçi değildi. Bu bağlamda, Meloni ve partisine yönelik Avrupa kamuoyunda "faşist" yakıştırmaları dahi yapılıyordu. Ancak Meloni, kadın olması, medyadaki sempatik görüntüleri, ABD Başkanı Donald Trump gibi etkili siyasetçilerle kurduğu dostluklar ve aşırı sağdan kendisini ayrıştırmaya yönelik çabasıyla zaman içerisinde koltuğunu doldurmaya ve uluslararası basında adından söz ettirmeye başladı.
Başbakan Meloni'nin uluslararası ziyaret sıklığı haritası
(kırmızı renk koyulaştıkça ziyaret sıklığı artıyor)
Meloni, özellikle dış politikada ve uluslararası medyada İtalya'nın görünürlüğünü arttırmasıyla, zamanla ülkesinde de övgüler almaya başladı. Öyle ki, görevdeki görece kısa süresinde daha şimdiden 19 defa Belçika (Brüksel), 7 defa Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 4'er defa Fransa, Libya ve Tunus, 3'er defa da Arnavutluk, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Birleşik Krallık (İngiltere), Mısır ve Vatikan'ı ziyaret eden Meloni, oldukça aktif bir siyasetçi olarak dikkat çekti. Meloni yönetiminde, 2023 ve 2024 yıllarında İtalya ekonomisi yüzde 0,7'lik cüzi bir büyüme kaydetmesine karşın, İtalyan kadın lider, dış politikadaki aktivizmi ve medyadaki sempatik görüntüleriyle ülkesinde şimdilerde yüzde 40'lık iyi bir onaylanma (destek) oranına sahip durumda. Bu sayede, Meloni, 2027 yılı sonuna kadar gerçekleştirilmesi gereken sonraki İtalyan genel seçimleri için de oldukça iddialı durumda. Güncel bazı anketler, Meloni'nin partisinin yaklaşık yüzde 30'luk oyla yine seçimden birinci çıkmayı başaracağını ve bir koalisyon hükümetiyle iktidarda kalabileceğini öngörüyor.
Yakın Dönem Türkiye-İtalya İlişkileri
Kısa süre önce "stratejik ortaklık" seviyesine yükseltilen Türkiye-İtalya ilişkileri, son yıllarda oluşturulan Türkiye-İtalya Hükümetlerarası Zirve Toplantıları, Türk-İtalyan Forumu ve Türk-İtalyan Medya Forumu gibi platformlar sayesinde kurumsallaşmaya ve somut bir zemine oturmaya başlamıştır. Özellikle 2025 yılı Nisan ayı sonunda başkent Roma'da dördüncüsü düzenlenen Türkiye-İtalya Hükümetlerarası Zirvesi, giderek artan ikili ekonomik ilişkilerin yönünü belirleyen ve geleceğe yönelik pozitif bir perspektif çizen kritik bir mekanizma haline gelmiştir.
Uluslararası Siyaset Araştırmaları Merkezi (CeSPI) Türkiye Gözlemevi Bilimsel Direktörü Valeria Giannotta'ya göre, Türk-İtalyan ilişkileri, siyasi ve diplomatik düzey başta olmak üzere pek çok alanda "tamamlayıcı" ve "olağanüstü" niteliktedir. Nitekim Erdoğan-Meloni ikilisinin yıllık 40 milyar dolarlık makul bir hedef belirlediği Türk-İtalyan ekonomik ilişkileri, son yıllarda -medyada pek dikkat çekmese de- sessizce yükselmiş ve her iki ülke açısından da kritik önem seviyesine yükselmiştir. Öyle ki, TÜİK resmi verilerine göre, son yıllarrda İtalya; Rusya, Çin, Almanya ve ABD'den sonra Türkiye'nin en büyük 5. dış ticaret ortağı durumundadır. İkili ticaret hacmi ise 32 milyar dolar seviyelerinde olup, İtalya, Türkiye'ye karşı birkaç milyar dolar dış ticaret fazlası veren "net ihracatçı" durumundadır.
Yoğun ekonomik ilişkilerin yanında, Türkiye ve İtalya, özellikle Akdeniz konusunda birbirlerine yakın politikalar geliştirmeye gayret etmektedirler. Nitekim Doğu Akdeniz'de Yunan-Rum ikilisinin Fransa tarafından da zaman zaman destek bulan taleplerine pek destek göstermeyen İtalya, Türkiye'nin hassasiyetlerine daha uygun hareket etmekte ve Kıbrıs Sorunu başta olmak üzere Türk-Yunan uyuşmazlığında daha tarafsız hareket etmektedir. Bunların yanında, Türkiye'nin Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) projesine katılması, Sakarya havzasındaki İtalyan yatırımları ve savunma sanayisinde geliştirilen iş birlikleri (Baykar-Leonardo ortak siha üretimi) Türk-İtalyan yakınlaşmasının temel dayanaklarıdır. Bunlara ek olarak, her iki ülkenin de Suriye'nin toprak bütünlüğü ve istikrarını desteklemesi ve Ukrayna krizinin çözümüne yönelik diplomatik çabalara destek vermeleri de benzer yaklaşımlarını teyit etmektedir. Son olarak, Gazze Krizi konusunda her ne kadar -Ankara'nın aksine- Roma henüz Filistin Devleti'ni tanımaya yanaşmasa da, Gazze krizinin sürdürülemez olduğu konusunda her iki ülke konusunda yine görüş birliği bulunmaktadır.
Meloni'nin Şark Seferi: İstanbul'da Türkiye, İtalya ve Libya İşbirliği Zirvesi
1 Ağustos 2025 tarihinde İstanbul'daki Dolmabahçe Sarayı'nda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe arasında gerçekleştirilen Türkiye-İtalya-Libya İşbirliği Zirvesi'nde, iki ilişkilerden ziyade her üç ülkeyi de ilgilendiren bölgesel konular ele alınmıştır. Basına kapalı gerçekleştirilen ve iki saat süren görüşmelerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı/Müsteşarı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç eşlik etmişlerdir.
Erdoğan, Meloni ve Dibeybe Türkiye-İtalya-Libya İşbirliği Zirvesi'nde
Türkiye merkezli basın-yayın kuruluşları, Zirve'ye dair yaptıkları haberlerde, üçlü görüşmelerde; ekonomi, enerji ve petrol sektöründe ortaklıkların güçlendirilmesi, düzensiz göçle mücadele, düzensiz göçün bölgesel güvenlik ve istikrar üzerindeki etkileri gibi stratejik konularda görüşmeler yapıldığını belirtmişlerdir. İtalya'nın popüler gazetesi Corriera della Sera da, Başbakan Meloni'nin İstanbul görüşmesinde önceliğinin göçle mücadele olduğunun altını çizmiştir.
Bu bağlamda, yorumlamak gerekirse, Meloni'nin tavrı; Suriye ve genel olarak Ortadoğu ile Kuzey Afrika kaynaklı düzensiz göçle mücadelede İtalya ve Avrupa Birliği (AB) için kritik bir ortak olan Türkiye ile iş birliğinin korunması ve devam ettirilmesi çizgisindedir. Bu nedenle, İtalyan lider, Türkiye'nin iç işlerine karışılmasına ve Ankara'nın sert eleştirilerle küstürülmesine karşıdır. Ancak aynı Meloni, ilişkileri tam üyelik ve mutlak uyum perspektifi yerine bu gevşek iş birliği düzeyinde devam ettirerek, Türkiye'nin gelecekte olası AB üyeliğine de sıcak bakmadığının sinyallerini vermektedir. Bu, Sarkozy-Merkel ikilisinden bu yana, aslında Avrupa sağı ve aşırı sağının genel çizgisine uygun bir yaklaşım haline gelmiştir. Türkiye'deki İslamcı ve otoriter eğilimli hükümet de, bu şekilde pragmatik bir yaklaşımı tercih etmekte ve Kıbrıs Sorunu ve Türk-Yunan uyuşmazlığı gibi konularda Ankara'nın özel konumunu sürdürmek istemektedir. Zirvede yer alan Libya'nın Türkiye ile birkaç yıl önce imzaladığı deniz yetki anlaşmasının Yunanistan'ı zor duruma düşürmesi de, AB içerisindeki tarihsel Katolik-Ortodoks rekabetini de anımsatan çatlakları gözler önüne sermektedir.
Sonuç
Sonuç olarak, İtalya, son yıllarda Türkiye ile kurduğu yakın ekonomik ilişkiler ve sağ eğilimli hükümetlerin birbirlerine sıcak yaklaşımları sayesinde, son dönemde iki yakın müttefik görünümündedirler. Başbakan Meloni de, Trumpların, Putinlerin, Erdoğanların, Orbanların dünyasına uygun bir siyaset takip eden başarılı bir sağ siyasetçidir.
Prof. Dr. Ozan ÖRMECİ