28 Temmuz 2025 Pazartesi

Jeremy Corbyn'in Yeni Sosyalist Partisi Birleşik Krallık'ta Taşları Yerinden Oynatabilir

Giriş

2015-2020 döneminde ülkesi Birleşik Krallık'ta o dönem ana muhalefet partisi durumundaki İngiliz İşçi Partisi'nin (Labour Party) Genel Başkanı olarak görev yapan 1949 doğumlu deneyimli solcu siyasetçi Jeremy Corbyn, liderliği döneminde partisini yeniden sosyalist sol çizgisine taşımaya çalışmış ve özellikle İsrail'e yönelik eleştirel tutumu nedeniyle anti-Semitizmle suçlanarak 2024 yılında partisinden uzaklaştırılmıştır. Ancak partisinin gücü dışında kendi bireysel siyasi etkisi de olan Corbyn, İsrail'in Gazze'de uyguladığı aşırı güç kullanımı ve toplu cezalandırma yönetime dayalı hatalı politikalar karşısında İngiltere'de iktidardaki Labour hükümeti ve Başbakan Keir Starmer'ın görece mutedil politikalarının yarattığı huzursuzluk ortamını da kullanarak, geçtiğimiz gün yeni sosyalist bir parti kuracağını ilan etmiştir (BBC, 2025). Bu yazıda, İngiltere'de merkez sol hükümetin İsrail'deki aşırı sağ koalisyon hükümeti nedeniyle yaşadığı zorluklar ve "Corbyn fenomeni" analiz edilecektir.

Corbyn'in Yeni Sol Partisi

Geçtiğimiz Haziran ayı ortalarında, 2024 genel seçimlerinde yıllar sonra partisinden milletvekili adayı yapılmayan ve daha sonra İşçi Partisi'nden uzaklaştırılan deneyimli İngiliz sosyalist siyasetçi Jeremy Corbyn ile İşçi Partisi'nde 2019'dan bu yana milletvekili olarak görev yapıp, geçtiğimiz günlerde istifa ederek bağımsız milletvekili olan genç solcu kadın siyasetçi Zarah Sultana, yeni bir sol parti kurulacağını ilan etmiş ve bu doğrultuda siyasi çalışmalar yapmaya başlamışlardır (AlJazeera, 2025). Nitekim henüz resmi adı bilinmeyen ama İngiliz İşçi Partisi'nin daha solunda olacağı öngörülen bu yeni siyasi parti için kısa süre önce "Your Party" (Sizin Partiniz) adıyla bir web sitesi kurulmuştur (Your Party, 2025).

Partinin yeni açılan web sitesinde, partiye fon yaratmak için bağış toplanmasının yanı sıra, sosyalist çizgide bir siyasi manifesto da yayınlanmıştır. Bu manifestoda, dünyanın en zengin 6. devleti olan Birleşik Krallık'ta halen 4,5 milyon çocuğun fakirlik seviyesinde yaşadığı, büyük şirketleri kollayan hükümetin ise savaşlara para bulabilmesine karşın çocuklar için herhangi bir çaba göstermediği iddia edilmiştir (Your Party, 2025). Bu bağlamda, parti, Britanya'da büyük bir servet ve güç dağılımı reformu yaparak daha eşitlikçi bir toplum kurmayı vaat etmekte ve zenginlerden daha çok vergi alınacak bu yeni sistemle enerji, su, ulaşım (demiryolları) ve posta hizmetleri gibi konularda yeniden kamu merkezli bir anlayışa dönüleceğini ilan etmektedir (Your Party, 2025). Bu şekilde, İşçi Partisi'nin Tony Blair döneminden başlayarak benimsediği piyasacı politikalara karşı çıkan parti, ek olarak Labour'ın Gazze'de yaşanan soykırım karşısında sessiz kalmasını, hatta İsrail ile suç ortaklığı yapmasını da eleştirerek, Filistin konusunda daha sert, ilkeli ve köşeli bir tavır gösterilmesi gerektiğini savunmaktadır (Your Party, 2025). Parti, son olarak, göç konusunda ılımlı bir söylem benimseyerek, Britanya'nın farklı din ve etnik gruplardan oluştuğunun altını çizmekte ve daha eşitlikçi ve hoşgörülü bir toplum ve düzen vaat ederek, aşırı sağ ve sağ siyasetten farkını ortaya koymaktadır (Your Party, 2025).

Partinin lideri olması beklenen Jeremy Corbyn, 24 Temmuz'da partinin kesin olarak kurulacağını olan etmiş ve üç gün içerisinde partinin email haberleşme grubuna 500.000 kişi kayıt olmuştur (World Socialist Web Site, 2025). YouGov anketlerine göre, Birleşik Krallık'ta seçmenlerin yüzde 18'i bu yeni partiye oy vermeyi ciddi şekilde düşünebileceğini belirtmektedir (AlJazeera, 2025). Pollsters More In Common kurulusunun güncel bir araştırmasına göre ise, yeni parti, İşçi Partisi oylarını yüzde 3, Yeşil Parti (İngiltere ve Galler Yeşil Partisi) oylarını da yüzde 4 oranında düşürebilecek ve 18-24 yaş arası seçmenlerden yüzde 32 oranında oy alabilecek ciddi bir potansiyele sahiptir (BBC, 2025). İngiliz basını, genel olarak, ABD'deki Donald Trump yönetimiyle kurulan yakın ilişkiler ve Gazze'de İsrail'in uyguladığı vahşet karşısındaki etkisizliği nedeniyle Keir Starmer yönetimindeki İşçi Partisi'ne karşı oluşan tepki ortamında, partinin ciddi bir siyasi alternatif haline gelebileceğini düşünmektedir (MorningStar, 2025).

Başbakan Starmer'ın Zor Dengesi: Hem Solda, Hem de Transatlantik İttifak Çizgisinde Kalmak

2024 genel seçimlerinde beklentileri karşılayarak partisini ilk genel secimde iktidara taşıyan İşçi Partisi lideri Keir Starmer, son birkaç aydır ABD'deki Donald Trump yönetiminin sol karşıtı söylem ve politikaları ve İsrail'deki aşırı sağ eğilimli koalisyon hükümetinin Gazze'de yaptığı insanlık dışı uygulamalar nedeniyle zor durumda kalmaktadır. İngiltere'nin geleneksel duruşunu koruyarak, Batı blokunun lideri ABD ile yakın siyasi ve ekonomik iş birliğini sürdürmeye çalışan Starmer ve Labour iktidarı, bir yandan da İngiltere'nin Holokost faciası nedeniyle tarihsel koruma sorumluluğu olduğunu düşündüğü İsrail'le ilişkileri koparmamaya çalışmaktadır. Ancak bir yandan da partisinin sosyal demokrat kimliğini ve dünyadaki merkez sol hareket ve partilere öncü duruşunu korumakla mükellef olan Starmer, Trump ve Netanyahu hükümetlerinin tek taraflı uygulamaları ve uluslararası kamuoyundan gelen eleştirilere kulak tıkamaları nedeniyle adeta ipteki bir cambaz durumuna düşmektedir. 

Sir Keir Starmer

Nitekim Londra'nın özel ilişkilerinin olduğu ABD yönetimi ile ortalama yüzde 10'luk kısıtlı bir gümrük vergisi düzeni konusunda uzlaşan Starmer (Gov.uk, 2025/a), İsrail konusunda ise çok daha zorlu bir sınavdan geçmektedir. Zira Fransa ve Kanada gibi Batılı önemli müttefiklerin Filistin Devleti'ni tanıma kararı aldığı bir dönemde (Middle East Monitor, 2025), ABD ve İsrail yönetimini zor duruma düşürmek istemeyen Starmer, bir yandan Gazze'ye yönelik insani yardımlarla ilgilenirken, diğer yandan partisi içerisinde yükselen Filistin Devleti'ni tanıma baskısıyla yüzleşmektedir (Sky News, 2025). Nitekim Labour içerisindeki ve diğer partilerden onlarca milletvekilinin yanında, Yvette Cooper ve Angela Rayner gibi Bakanların da Filistin'in tanınması için Başbakan Starmer'a baskı yaptığı düşünülmektedir (The Guardian, 2025). Starmer ise, şimdilik buna yanaşmamakta ve ancak İsrail'in de tanınacağı daha kapsamlı ve iki devletli bir bölgesel barış vizyonu oluşması halinde bunu yapacaklarını belirtmektedir (Gov.uk, 2025/b). Bu, İngiltere'nin İsrail'i tamamen reddeden radikal gruplara karşı Yahudi Devleti'nin varlığını korumaya yönelik İngiliz dış politikasının geleneksel çizgisiyle aslında uyumlu olsa da, Gazze'den gelen inanılmaz görüntüler nedeniyle İngiliz ve uluslararası kamuoyunda özellikle sol siyasette öyle büyük bir baskı ortamı oluşmaktadır ki, bu durum Starmer'ı zorlamaktadır.

Muhafazakârların yeni lideri Kemi Badenoch

Bu da yetmezmiş gibi, Jeremy Corbyn ve aşırı solun İşçi Partisi'ne alternatif yeni bir sol parti oluşturmaları, İşçi Partisi'ni sonraki seçimde Kemi Badenoch liderliğindeki yenilenen Muhafazakâr Parti ve Nigel Farage'ın yükselişi devam eden Reform UK (Birleşik Krallık Reform Partisi) partisi karşısında zorlayacaktır. Bu nedenle, İşçi Partisi hükümetinin önümüzdeki günlerde benimseyeceği retorik ve uygulayacağı politikalar, iktidarlarının bir dönemle mi sınırlı kalacağını da belirleyecek kritik bir eşik olacaktır. Ek olarak, bu durum, gençliğinde bir insan hakları aktivisti olan Başbakan Starmer'ı dürüstlüğü anlamında etkileyen kişisel bir sorunsal haline de gelmiştir.

Sonuç

Sonuç olarak, İsrail'in Filistin konusundaki güvenlik endişelerini abartan acımasız politikaları tüm Batılı ülkeleri siyaseten büyük bir ikileme sürüklerken, bu konuda daha belirgin ve net tavır alan ABD (İsrail'den yana) gibi ülkelerin yanında, Avrupalı devletler, farklı kademelerde İsrail'i dizginlemeye ve Filistin'i desteklemeye çalışmaktadırlar. Bu devletlerden İspanya, İrlanda, Norveç ve son olarak Fransa gibi devletler Filistin'i tanımayı tercih ederken, Birleşik Krallık, halen geleneksel politikasını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu durum ise içerideki aşırı sol tepkiler nedeniyle Labour ve Starmer hükümetini zorlamaktadır. Bu anlamda, uluslararası hukuka uygun olan iki devletli çözümü savunmaya devam etmek ve İsrail hükümetini durdurmak için Filistin Devleti'ni tanımak, bence İngiltere ve diğer Avrupalı devletler için de artık rasyonel bir politika haline gelmiştir denilebilir. Ancak elbette İsrail'in güvenliği konusunda da Batılı devletlerin çabalarını sürdürmeleri önemli ve gereklidir. Çünkü radikal siyasetler diğer radikal siyasetleri de beslediği için, Yahudi Devleti'ni ve tüm Yahudi halkını yok etmek isteyen Nazi zihniyetli gruplar ve kişiler de böyle ortamlarda rahatlıkla hortlayabilmektedir. 

Sonsöz, Reform UK ve yeni kurulan sosyalist Corbyn partisi ile Birleşik Krallık'taki iki partili geleneksel siyasi parti düzeninin dönüşümü sürmektedir. Bunun bir çok partili sisteme dönüşümü getirip getirmeyeceği ise zamanla belli olacaktır. 

Kapak fotoğrafı: Jeremy Corbyn

Prof. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

KAYNAKÇA

Hiç yorum yok: