31 Ağustos 2020 Pazartesi

Donald Trump’ın 4 Yıllık Başkanlık Performansı


Giriş

2016 yılı Kasım ayındaki seçimlerde, Demokrat aday Hillary Clinton’ı toplamda 3 milyona yakın daha az oy almasına rağmen mağlup ederek seçilen 45. ABD Başkanı Donald Trump, 2017 Ocak ayından beri yaklaşık 4 yıldır görev yaptığı Beyaz Saray’da oldukça tartışmalı bir Başkan profili çizmiştir. Trump, aslında bazı konularda kendi ülkesi ve siyasal çizgisi adına tutarlı işler yapmasına karşın, özellikle destek verdiği aşırı sağcı/ırkçı grupların karıştığı olaylar ve bu grupların toplumun önemli bir bölümünde (Afrikalı Amerikalılar, Hispanikler, Müslümanlar ve azınlık grupları) çok olumsuz algılanması nedeniyle, Kasım ayında düzenlenecek olan seçimleri -Demokrat aday Joe Biden karşısında- kaybedecek gibi gözükmektedir. Nitekim güncel anketler[1], Trump’ın -son iki ayda bir mucize gerçekleştiremezse- seçimi kazanmasının çok zor olduğunu göstermektedir. Bu yazıda, Trump’ın yaklaşık 4 yıllık Başkanlık performansı değerlendirilecektir.

Ekonomi

Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi, ABD’de de, ekonomi, günümüzde bir Başkan veya siyasi liderin performansı ölçülürken en önemli kriter kabul edilmektedir. Bu konuda, Donald Trump, aslında 2020 yılı Mart ayına kadar çok iyi bir performans göstermeyi başarmıştır. Öyle ki, Trump’ın ilk 3 yıllık Başkanlığı döneminde, ABD ekonomisi sürekli olarak yüzde 2-3 düzeylerinde büyümeyi başarmıştır.[2] Her ne kadar Obama döneminde bunun üzerinde büyüme rakamları yakalanmışsa da, Trump’ın da Covid-19 (koronavirüs) dönemine kadar ekonomide oldukça başarılı olduğunu söylemek doğru olacaktır. Zira Trump döneminde borsalar da hızlı bir yükselişe geçmiş ve istikrarlı bir gelişim trendi göstermiştir. Trump’ın bu başarısı, vergileri düşürerek özel sektörü ve yeni yatırımları teşvik etmesinden ve yurtdışına açılan Amerikan sermayesini cazip koşullarla ülkeye geri getirmeyi başarmasından kaynaklanmıştır. Bu sayede, ülkedeki işsizlik oranları da hızla düşmüştür.

Obama’nın ve Trump’ın Başkanlıkları döneminde ABD ekonomisinin ekonomik büyüme oranları

Nitekim Barack Obama döneminde yüzde 10’lardan yüzde 5 seviyesinin biraz altına çekilen ABD’deki işsizlik oranı, Donald Trump’ın ilk 3 yılında yüzde 3,6’ya kadar düşürülmüş ve ABD tarihinin bu alandaki en başarılı dönemlerinden birine sahne olmuştur. Trump öncesinde en başarılı dönem ise, işsizliğin yüzde 3,5 olarak ölçüldüğü 1969 yılı Aralık ayı olmuştur (Richard Nixon dönemi). Trump döneminde, 2017-2020 arasında tam 6,7 milyon yeni iş imkânı yaratılırken, bu durum Afrikalı Amerikalılar ve Hispaniklerin de lehine olmuştur. Öyle ki, 2019 yılı Eylül ayı verilerine göre, Trump döneminde Afrikalı Amerikalılarda işsizlik oranları yüzde 5,5’e, Hispaniklerde ise yüzde 3,9’a düşürülmüştür.[3] Ayrıca, Obama döneminde yüzde 2,5 seviyesine gerileyen saatlik kazanç ortalaması da, Trump döneminin ilk 3 yılında yüzde 3,12’ye yükselmiştir.[4]

Obama ve Trump dönemlerinde ABD’deki işsizlik oranları

Peki, Trump’ın bu başarıları kalıcı olabilmiş midir? Bu konuda durum oldukça karmaşıktır. 2020 yılı Mart ayından itibaren Çin’den başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 (koronavirüs) salgınından en olumsuz etkilenen ülkelerden birisi de ABD olmuştur. Öyle ki, şimdiye kadar 6 milyonun üzerinde vakanın görüldüğü ABD’de, ölüm sayısı 187.000’in üzerinde olmuş ve bu alanda dünyada zirve noktasına ulaşılmıştır.[5] ABD gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri için bu durum sağlık ve toplum yönetimi anlamında ciddi bir zafiyete işaret ettiği gibi, ekonomide de ciddi olumsuz sonuçlara neden olmuştur. Her ne kadar, Trump, bu eleştirileri reddederek ülkesinin Avrupa ülkelerinden daha iyi durumda olduğunu söylese[6] ve Covid-19 salgınını Çin’de başlayan bir komplo olarak lanse etse de, 2020 yılı Nisan ayında yüzde 14,7 seviyesine yükselen işsizlik oranı, 1948’den beri en kötü performans olarak tarihe geçmiştir.[7] Haziran ayında işsizlik oranını yüzde 11,1’e düşürmeyi başaran[8] Trump yönetimi, buna karşın seçim öncesinde ekonomide başarılı bir performans gösterdiği algısını yitirmiştir. Ayrıca Trump'ın Çin'le başlattığı ticaret savaşlarının da başarıyla sonuçlandığını söylemek zordur. Her ne kadar bu süreçte Çin'i yavaşlatmayı başarsa da, Trump, en büyük rakibinin büyümeye ve dünya genelinde güçlenmeye devam etmesini önleyememiştir. 

Bu konuda genel bir değerlendirme yapmak gerekirse; Trump’a ekonomi yönetiminde artı ya da eksi not vermek hatalı olacaktır. Zira Covid-19 salgını öncesi dönemde başarılı bir grafik sergileyen Trump, salgın döneminde başarısız olmuş; bu da ekonomi yönetimi notunun bence “nötr” olmasına yol almıştır. Ancak şurası bir gerçektir ki, Covid-19 süreci ekonominin olağan akışını etkileyen sıra dışı ve beklenmedik bir gelişme olmuştur. Bu nedenle, bu süreçte tüm diğer devletler ve yönetimler gibi ABD’nin de zorlanması doğaldır. Bu bağlamda, Trump’a haksızlık etmemek gerekmektedir.

Güvenlik Politikası

Trump döneminde, ABD, güvenlik politikaları anlamında da başarılı veya başarısız olarak ilan edebilmek için oldukça çelişkili bir performans sergilemiştir. 2019 yılı Ekim ayı sonlarında IŞİD (Irak-Şam İslam Devleti) adlı terör örgütünün kendisini Halife ilan eden lideri Ebubekir El Bağdadi’nin özel bir operasyonla öldürülmesi[9], Trump yönetimi adına kuşkusuz büyük bir başarı olmuştur. Obama döneminde, Türkiye, ABD ve müttefiklerin izlediği politikalar nedeniyle Irak ve Suriye’de çok güçlenen IŞİD’in, Trump döneminde Türkiye, ABD ve Rusya’nın çabalarıyla neredeyse tamamen bitirildiği yadsınamaz bir gerçektir. Bu, Trump yönetimi adına önemli bir başarı puanıdır.

Buna karşın, Trump’ın İran’a yönelik sert politikaları, Ortadoğu’da çok gergin yeni bir sürecin başlamasına neden olmuştur. Öyle ki, İran’ın bölgedeki “proxy” faaliyetlerini yürüten İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü komutanı General Kasım Süleymani’nin ve Haşdi Şabi'nin Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in Trump’ın emriyle 2020 yılı başında öldürülmesi[10], Körfez ülkelerince olumlu algılanmasına karşın, bölgedeki diğer ülkelerde büyük bir endişeye yol açmıştır. İran’dan beklenen şiddetle bir karşılık gelmese de, Trump’ın bu politikası çok riskli bulunmuş ve genelde eleştirilere neden olmuştur.

Başkan Trump’ın bir diğer tartışmalı kararı ise, 2019 yılı Ekim ayında Suriye’deki Amerikan askerleri geri çekeceğini açıklaması olmuştur.[11] Bu karar, özellikle bölgedeki PYD/YPG güçlerine askeri operasyon yapan Türkiye tarafından olumlu algılanırken, Kürtler ve ABD’nin Avrupalı müttefiklerinden eleştiriler almıştır. Bu olay sonrasında, ABD, askerlerinin bir bölümünü Suriye’de tutmaya devam etmiş ve YPG’nin öncülüğündeki SDG’nin, Delta Crescent adlı bir Amerikan şirketiyle bölge petrolünü çıkarmak için bir anlaşma yapması dikkat çekmiştir.[12] Ancak Trump döneminde ne Suriye krizi, ne de Kürt Sorunu tam anlamıyla çözülememiştir. Suriye iç savaşı konusunda, Başkan seçildikten sonra Suriye'ye yönelik -kimyasal katliam sonrasında- füze saldırılarıyla hızlı bir giriş yapan Trump, daha sonra bu konuda sorumluluğu Rusya ve Türkiye gibi ülkelere bırakmayı yeğlemiş ve daha çok IŞİD'i bitirme ve Kürtleri koruma yönünde politikalar gütmüştür.

Bunların dışında, Trump döneminde, ABD’ye yönelik dış kaynaklı büyük bir terör saldırısı (9/11 benzeri) gerçekleşmemişse de, Trump’ın dışlayıcı politikalarının sonucu olarak, ABD’de Afrikalı Amerikalılar ve beyaz gruplar arasında yaşanan şiddet olayları ve sansasyonel polis cinayetlerinde büyük bir artış yaşanmıştır. Bu nedenle, Trump’ın güvenlik politikasında da notu artı veya eksiden ziyade “nötr” olmalıdır.

İç Politika

ABD Başkanı Donald Trump’ın net eksi puan aldığı konu ise bence iç politika olmuştur. ABD’nin değişen demografik yapısına uygun olmayan şekilde daha çok orta sınıf ve alt sınıf beyaz seçmenden oy alan Trump, bu seçmen grubuna öncelikle hitap etmeye çalışırken, seçmen kitlesi içerisinde yer alan radikal unsurları (beyaz üstünlüğünü savunan ırkçı gruplar ve radikal dindar Hıristiyan seçmenler vs.) her şekilde savunmaya devam etmesi, onun Demokratların seçmen tabanını oluşturan Afrikalı Amerikalılar, Hispanikler ve diğer gruplar tarafından çok olumsuz algılanmasına neden olmuştur. ABD’de, Trump’ın aldığı beklenmedik destek, ünlü Amerikalı Karşılaştırmalı Politika uzmanı akademisyen Seymour Martin Lipset’in “working class authoritarianism” (işçi sınıfı otoriterliği) kavramı etrafında değerlendirilirken[13], kuşkusuz ekonomide ilk 3 yılda gösterdiği iyi performans da Trump’ın bu grup üzerindeki etkisini daha da arttırmıştır. Güncel bazı bilimsel raporlarda, Trump’ın Başkanlığı döneminde beyaz üstünlüğünü savunan ırkçı grupların yüzde 55 düzeyinde arttığının vurgulanması, onun politikalarını anlamak açısından önemli bir dayanak noktasıdır.[14] Trump’ın beyaz üstünlüğünü savunan grupların yayınladıkları “White Power” (Beyaz Gücü) adlı bir videoyu Twitter’dan retweet etmesi de büyük tartışmalara neden olmuştur.[15] Elinde İncil’le 1 Haziran 2020 tarihinde St. John’s Kilisesi önünde poz veren Trump, ayrıca milliyetçilik ve din kartlarını da çok iyi kullanarak, sağ seçmeni ve Cumhuriyetçi Parti tabanını konsolide etmeyi başarmıştır. Öyle ki, 2020 seçimleri öncesinde Trump’a karşı Cumhuriyetçi Parti içerisinde ciddi bir Başkan adayı rakibi bile çıkamamıştır. Trump'ın iç politikada hatırlanması gereken bir diğer başarısı da, Rahip Andrew Brunson gibi bazı yurtdışında tutuklanan Amerikalıları özgürlüklerine kavuşturması ve ülkelerine geri getirmeyi başarmasıdır. Trump'ın Başkan Yardımcısı Mike Pence sayesinde dindar Hıristiyan Evanjelist gruplar üzerindeki etkisini de akıllıca bir siyasi adım olarak buraya ekleyebiliriz.

Trump’ın olaylı St. John’s Kilisesi ziyareti ve İncil’i ters tutarak verdiği unutulmaz poz

Ancak Trump’ın ABD’de yıllardır hiç bitmeyen ırkçılık vakaları ve polis cinayetleri karşısındaki yatıştırıcı tutumu, onun ABD’nin diğer yarısıyla olan ilişkilerini son derece olumsuz etkilemiştir. Özellikle tüm dünyada tepkilere neden olan George Floyd cinayeti sonrasındaki pek de anlaşılamayan garip yorumları[16], Trump’a yönelik tepkileri arttırmış ve ABD’de polisler ile Afrikalı Amerikalılar ve sivil haklar aktivistleri arasındaki mücadeleyi kızıştırmıştır. Trump’ın Afrikalı Amerikalılarla olumsuz ilişkileri, Afrikalı Amerikalı sporcuların çok ağır bastığı NBA’le olan kavgasıyla da bir kez daha su yüzüne çıkmıştır. Jacob Blake'in vurulması sonrasında NBA oyuncularının aldığı geçici boykot kararı sonrasında sporcuları eleştiren Trump, oyuncuları sporu siyasete alet etmekle suçlayarak, NBA’in düşen ratinglerine vurgu yapmıştır.[17] Zaten Trump, şampiyon NBA takımlarının ziyaret etmediği bir Başkan olarak da tarihe geçmiştir.[18] Trump’ın 2016 yılındaki Başkanlık kampanyasından itibaren zaman zaman ırkçı, zenofobik (yabancı düşmanı) ve kadın düşmanı siyasi argümanları kullandığı birçok uzman tarafından sıklıkla dile getirilen bir görüştür.[19] Bu durum ise, ABD’de toplumu ve siyaseti kutuplaşmaya yönlendirmektedir.

Tüm bu nedenlerle, Trump’ın Başkanlığının onaylanma oranları (Presidential approval rating) genelde düşük seyretmiştir. 2017 yılı sonlarında, Beyaz Saray’daki ilk yılı dolarken yüzde 35 gibi son derece düşük bir onaylanma oranı ile Başkanlık yapan Trump, ilerleyen yıllarda yüzde 49’a kadar ulaştığı dönemler olmasına karşın (2020 yılı Mayıs ayı başında), ortalama yüzde 40 seviyelerinde bir desteğe sahip olmuştur.[20] Günümüzde ise, bu oran yüzde 42 seviyelerindedir. Bu durum, Trump’ın kendi seçmenlerince çok sevilen, ancak ülke genelinde pek desteklenmeyen kutuplaştırıcı bir Başkan olduğu fikrini doğrulamaktadır.

Trump’ın onaylanma oranları

Dış Politika

Trump’ın çelişkili ve başarılı veya başarısız olarak değerlendirilmesi kolay olmayan siyasi performansının bir diğer yansıması da dış politika alanında görülmektedir. Öyle ki, Trump, ABD kamuoyunda ve siyasal elitinde çok sevilen İsrail konusunda en net, kararlı ve dürüst politikaları sergileyerek birçok öncü adım atmasına karşın, dış politikası genelde eleştiriler almaktadır. Trump’ın İsrail konusundaki en cesur hamleleri, ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyarak Kudüs’ü bu ülkenin başkenti olarak kabul etmesi, İsrail’in Golan Tepeleri’ni ilhakını desteklemesi, Asrın Anlaşması (Deal of the Century) adıyla İsrail-Filistin Sorunu konusunda iddialı bir barış planı açıklaması ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin İsrail’in “İbrahim Anlaşması” (Abraham Accord) ile resmen tanımasına aracılık etmesi (Batı Şeria ilhakından vazgeçilmesi karşılığında) olarak sıralanabilir. Nitekim Trump, İsrail’e verdiği koşulsuz ve cüretkâr destekle, Başbakan Benyamin Netanyahu’nun 3 seçimin ardından yeniden zoraki Başbakan seçilmesini de sağlayan en önemli kişi olmuştur. ABD dış politikasında İsrail’in güvenliğinin birinci gündem maddesi olduğu düşünülürse, bunlar, Trump adına olumlu adımlardır ve Amerikan kamuoyundan da genelde destek almaktadır. Ancak ABD gibi bir süpergücün dış politikası, kuşkusuz, tek bir devletle sınırlı kalamaz. Bu bağlamda, Trump’ın diğer müttefiklerle ilişkileri oldukça sorunlu olmuştur.

Trump ve Netanyahu

En yakın müttefiklerden ve tarihsel özel ilişkilerin olduğu Birleşik Krallık (İngiltere) ile bile Büyükelçi “Kim Darroch krizi” yaşayan Trump Amerika’sı, her ne kadar Boris Johnson işbaşı yaptıktan sonra bu ülke ile ilişkilerini bir nebze olsun düzeltse de, Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleriyle de son derece sorunlu bir dönem geçirmiştir. Nitekim Trump döneminde ABD’nin dünyadaki algılanması genelde olumsuz bir trend göstermiş ve yüzde 64’lük geniş bir uluslararası kamuoyu kitlesinin Trump’a güven duymadıklarını ortaya çıkmıştır. Trump’a dünyada en çok destek verilen ülkeler ise; Filipinler (yüzde 77), İsrail (yüzde 71), Kenya (yüzde 65), Nijerya (yüzde 58), Hindistan (yüzde 56), Polonya (yüzde 51), Güney Kore (yüzde 46), Ukrayna (yüzde 44), Güney Afrika (yüzde 42), Japonya (yüzde 36), Avustralya (yüzde 35), Slovakya (yüzde 34), Macaristan (yüzde 33) ve Birleşik Krallık ile İtalya (yüzde 32) olarak sıralanmıştır. Fransa ve Almanya gibi etkili ülkelerde ise Trump’ın destek oranı yüzde 20’yi aşamamıştır.

Trump’ın farklı ülkelerdeki destek oranları

Bunun sebeplerine bakıldığında ise, kuşkusuz, ABD’nin Trump liderliğinde öngörülemeyen politikalar izlemesi ve uluslararası anlaşmalardan çekilmesi ilk ve en makul argüman olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki, Paris İklim Sözleşmesi, İran nükleer anlaşması (JCPOA), Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) anlaşması ve Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasından Trump döneminde geri çekilen ABD, Dünya Sağlık Örgütü’ndeki (WHO) üyeliğini bile dondurarak, tam anlamıyla içe kapanmacı ve küreselleşme karşıtı bir görüntü çizmiş ve yıllardır dünyada var olan küresel lider imajına büyük darbe vurmuştur. Bu nedenle, Trump, izolasyonist bir Başkan olarak dikkat çekmiş ve dünya genelinde ABD liderliğine duyulan güveni azaltmıştır. Zaten Trump, seçim kampanyası döneminden itibaren “Önce Amerika” (America First) söylemiyle bu şekilde davranacağının sinyallerini de vermiştir.

Son olarak, Trump'ın Venezuela ve İran gibi ülkelere yönelik olarak uyguladığı rejim değişikliği politikasının da başarılı olmadığını belirtmek gerekir. Her ne kadar her iki ülkeyi de ekonomik anlamda çökertmeyi başarsa da, Trump yönetimi, ne Venezuela'daki Nicolas Maduro rejimi, ne de İran'daki molla rejimini yıkmayı başaramamıştır. Bu nedenle, Trump yönetiminin İsrail dışındaki politikalarının sonuç aldığını ve başarılı olduğunu söylemek zordur. Bu anlamda, Trump'ın dış politika notu da "nötr" olarak verilebilir.

Sonuç

Sonuç olarak, Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak performansı değerlendirildiğinde, genel olarak olumsuz gelişmelerin olumlulara nazaran daha ön planda olduğu görülmektedir. Trump’ın en başarılı olduğu alan olan ekonomi ise, Covid-19 salgını nedeniyle nötre döndüğü için, Trump’ın Joe Biden karşısında seçimi kaybetmesi kesinlikle sürpriz bir netice olmayacaktır. Ancak bu salgın olmasaydı, kabul etmek gerekir ki, Trump, büyük ihtimalle seçimi kazanacaktı. Bunun sebebi de, Amerikalıların çoğunluğunun kendi ülkelerinin iç gündemleriyle fazlasıyla yoğun bir halk olmaları ve okyanusun öte yanında yaşarken, bu tarafta yaşanan sorunlara karşı o kadar da büyük bir duyarlılık geliştirmiyor olmalarıdır.

Böyle bir ortamda Trump'ın yeniden Başkan seçilmesi için, kuşkusuz, büyük ve yeni bir başarı hikâyesi gereklidir. Covid-19'u geçirebilen bir aşının bulunması, ABD'nin stratejik hasımlarından birine yönelik başarılı bir operasyon veya ekonomide son 2 ayda yapılacak büyük bir atılım, Trump'a böyle bir başarı hikâyesini sağlayabilir. Ancak gerçekçi olmak gerekirse, seçimin favorisi Joe Biden'dır.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

[1] Bakınız; https://ig.ft.com/us-election-2020/.

[2] BBC (2020), “US economy under Trump: Is it the greatest in history?”, 17.02.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/news/world-45827430.

[3] BBC (2020), “US economy under Trump: Is it the greatest in history?”, 17.02.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/news/world-45827430.

[4] BBC (2020), “US economy under Trump: Is it the greatest in history?”, 17.02.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/news/world-45827430.

[5] Bakınız; https://www.worldometers.info/coronavirus/country/us/.

[6] Laura Gamba (2020), “Trump says US economy better than Europe’s”, AA – Anatolian Agency, 13.08.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/en/americas/trump-says-us-economy-better-than-europe-s/1939990.

[7] Matthew A. Winkler (2020), “It Really Is Trump’s Fault”, Bloomberg, 08.07.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bloomberg.com/opinion/articles/2020-07-08/coronavirus-trump-is-why-the-u-s-economy-is-such-a-mess.

[8] Matthew A. Winkler (2020), “It Really Is Trump’s Fault”, Bloomberg, 08.07.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bloomberg.com/opinion/articles/2020-07-08/coronavirus-trump-is-why-the-u-s-economy-is-such-a-mess.

[9] BBC (2019), “Abu Bakr al-Baghdadi: IS leader 'dead after US raid' in Syria”, 28.10.2019, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/news/world-us-canada-50200339.

[10] Kasım İleri (2020), “Pentagon: Kasım Süleymani, Trump'ın talimatıyla öldürüldü”, AA – Anadolu Ajansı, 03.01.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/pentagon-kasim-suleymani-trumpin-talimatiyla-olduruldu/1690737.

[11] Julian E. Barnes & Eric Schmitt (2019), “Trump Orders Withdrawal of U.S. Troops From Northern Syria”, The New York Times, 13.10.2019, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.nytimes.com/2019/10/13/us/politics/mark-esper-syria-kurds-turkey.html.

[12] BBC Türkçe (2020), “Suriye'de Kürt güçlerle Amerikan şirketi petrol anlaşması yaptı, Ankara ve Şam tepki gösterdi”, 03.08.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-53641365.

[13] Jordan Michael Smith (2016), “Who Are Trump’s Supporters?”, Democracy Journal, 15.01.2016, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://democracyjournal.org/arguments/who-are-trumps-supporters/.

[14] Jason Wilson (2020), “White nationalist hate groups have grown 55% in Trump era, report finds”, 18.03.2020, The Guardian, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.theguardian.com/world/2020/mar/18/white-nationalist-hate-groups-southern-poverty-law-center.

[15] Bakınız; https://www.youtube.com/watch?v=WF_DRElWKUA.

[16] BBC (2020), “President Trump: 'This is a great thing' for George Floyd”, 05.06.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/news/av/world-us-canada-52944598.

[17] Sözcü (2020), “Donald Trump: NBA oyuncularının yaptığı protesto basketbolu mahvediyor”, 29.08.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://skor.sozcu.com.tr/2020/08/29/donald-trump-nba-oyuncularinin-yaptigi-protesto-basketbolu-mahvediyor-1524415/.

[18] Cork Gaines (2019), “Championship teams visiting the White House has turned into a mess — here is how Trump and the teams have wrecked the tradition”, Business Insider, 26.08.2020, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.businessinsider.com/championship-teams-trump-white-house-2019-4.

[19] Vanessa Williamson & Isabella Gelfand (2019), “Trump and racism: What do the data say?”, Brookings, 14.08.2019, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://www.brookings.edu/blog/fixgov/2019/08/14/trump-and-racism-what-do-the-data-say/.

[20] GALLUP (2020), “Presidential Approval Ratings -- Donald Trump”, Bloomberg, Erişim Tarihi: 31.08.2020, Erişim Adresi: https://news.gallup.com/poll/203198/presidential-approval-ratings-donald-trump.aspx.

Hiç yorum yok: