İkinci Dünya Savaşı ardından 1948 yılında komünist Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti) ve piyasa ekonomisine dayalı Güney Kore olarak iki ayrı devlet arasında bölünen Kore yarımadası, son birkaç gündür yaşanan tarihi gelişmeler nedeniyle dünya kamuoyunda ön sıralarda yer almaya başladı. 1950-1953 yılları arasında Türkiye’nin de dâhil olduğu ve başta ABD olmak üzere Batı bloğu güçleri ile Çin Halk Cumhuriyeti’nin önderliğindeki komünist güçleri karşı karşıya getiren kanlı bir savaş yaşayan iki devlet, son günlerde hiç beklenmedik bir şekilde yakınlaşmaya ve tarihsel sorunlarını şiddet olmadan çözme yolunda cesur adımlar atmaya başladılar. Bu yazıda, son günlerde Kore Yarımadası’nda esen barış rüzgârlarını analiz edeceğim.
Kore Yarımadası
Kuzey Kore ve Güney Kore arasında 1953 yılında kesilen diplomatik ilişkileri yeniden tesis eden ve ateşkes durumundaki savaşın sona ermesinin önünü açan -iki ülke lideri Kim Jong-un ve Moon Jae-in arasındaki- tarihi görüşmeye geçmeden önce, son birkaç ayda yaşananları özetlemekte fayda var. Aslında, bu sürpriz gelişme öncesinde, Kore Yarımadası’nda işler hiç de iyi gitmiyor ve savaş rüzgârları giderek daha da sert esiyordu. Hatta Kuzey Kore nükleer programının[1] Kim Jong-un döneminde hızlandırılması ve Pyongyang’ın sıklaşan nükleer füze denemelerinin yarattığı tedirginlik nedeniyle, Seul, ABD yapımı THAAD füze savunma sistemini topraklarına konuşlandırmıştı.[2] Dahası, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un daha birkaç hafta önce yaptığı ABD ve Güney Kore’yi hedef alan açıklamaları[3] nedeniyle, Pyongyang’ın en yakın müttefiki olan Çin Halk Cumhuriyeti’nde de olası bir savaş riskine karşı endişeler artıyordu.[4] ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye özelinde iki defa açık şekilde gösterdiği -kırmızı çizgilerinin aşılması durumundaki- kararlı ve savaşçı tavrı da, ABD’nin Kuzey Kore’ye müdahale riskini giderek arttırıyordu. En büyük sorun ise, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kuzey Kore ile yaptığı anlaşma gereğince (2. madde)[5], bir saldırı durumunda bu ülkeyi koruma sorumluluğuydu. Bu durum, süpergüç ABD ile yeni süpergüç adayı Çin arasında bir savaş riskini gündeme getirdiği için, dünya kamuoyunda tedirginlik yaratıyordu. Ancak korkulan olmadı ve iki ülke arasındaki ilk yakınlaşma 2018 PyeongChang Kış Olimpiyat Oyunları sayesinde yaşandı. Güney Kore’nin ev sahibi olduğu bu organizasyona katılan iki devlet, bununla da yetinmemiş ve iki ülke sporcuları açılış töreninde 'Birleşik Kore' bayrağı altında yürüyerek dünya kamuoyuna barış mesajlar vermişti.[6] Daha da ilginci, oyunlarda Birleşik Kore kadın Buz Hokeyi takımında her iki ülkeden sporcuların birlikte mücadele etmesiydi.
2018 PyeongChang Kış Olimpiyat Oyunları açılış töreninde Koreli sporcular Birleşik Kore bayrağı arkasında yürüyorlar
Bu gelişmelerin ardından, ABD ve Çin taraflarından ve genel olarak dünya kamuoyundan verilen olumlu mesajların da etkisiyle, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un tavrında ani bir değişiklik yaşandı. O güne kadar sert mesajlar veren ve Seul’ü sürekli olarak tehdit eden Kim, ABD ve Güney Kore ile görüşmelerin olumlu devam etmesi durumunda tüm nükleer tesislerini kapatabileceğini ve nükleer programına son verebileceğini açıkladı.[7] Kim’in bu tavrında, Güney Kore’de azledilen kadın Başbakan Park Geun-hye ardından 2017 Mayıs ayı başında işbaşı yapan Moon Jae-in’in Kuzey Kore ile diyaloğa sıcak bakan ılımlı bir lider olmasının da kuşkusuz katkısı büyüktü.[8] En önemlisi ise, Çin’in son 6 ay içerisinde Pyongyang’a dizel, benzin, fuel oil ve hatta pirinç göndermeyi ve satmayı kesmesi ve üstelik Kore’den yaptığı demir, kömür, kurşun ve mısır alımlarını da azaltmasıydı.[9] Ekonomik olarak çökme riski yaşayan Kuzey Kore, en yakın müttefiki Çin’in bu tavrı sonrasında rasyonel bir kararla barışa destek olmaya yanaştı. Bu süreçte ABD de diplomatik atağa kalktı ve Başkan Donald Trump’ın Dış İşleri Bakanı olarak atadığı CIA (Merkezi Haberalma Teşkilatı) direktörü Mike Pompeo, gizlice Kuzey Kore’ye giderek, yakında gerçekleşmesi beklenen Trump-Kim görüşmesi için temaslarda bulundu.[10] Tüm bu gelişmeleri taçlandıran en güncel olayı ise, 27 Nisan 2018 tarihinde Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un Güney Kore’yi ziyaret eden ilk Koreli komünist lider olmasını sağlayan sürpriz ziyaretti. İki ülkenin liderleri arasında 11 yıl sonra ilk doğrudan teması da sağlayan bu ziyaret, her açıdan tarihi bir gelişme olarak dikkat çekti ve çok olumlu sonuçlar üretti.
Tarihi görüşme
Bu tarihi görüşmeden çok önemli kararlar çıktı. Alınan bu kararlar arasında Kuzey Kore’nin nükleer silah programını askıya alması, iki ülke arasındaki savaşı tamamen sonlandıran bir barış anlaşması yapılması ve savaş nedeniyle ayrılan ailelerin birleştirilmesi gibi konular öne çıkıyor.[11] Ayrıca görüşme sonrasında yayınlanan ortak deklarasyonda “Kore Yarımadası’nda bundan sonra savaş olmayacak”, “propaganda faaliyetlerinin durdurulması” ve “karşılıklı silahsızlanma” ifadeleri yer aldı. Daha önemlisi ise, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin tesisi sayesinde görüşmelerin bundan sonra da devam edecek ve birçok yeni anlaşmanın yapılabilecek olması. Lakin dünyada genelde çok olumlu algılanmasına karşın, Güney Kore’deki milliyetçi-muhafazakâr bazı siyasetçiler bu gelişmeler konusunda son derece eleştirel bir pozisyon alıyorlar.[12] Kim Jong-un ise, Çin’in yönlendirmesiyle barış yönünde ılımlı mesajlar vermeyi sürdürüyor ve nükleer tesislerini tüm dünyanın gözleri önünde yok edeceklerini ve ABD Başkanı Trump’la görüşmeye hazır olduğunu söylüyor.[13] Kim ve Trump’ın Mayıs ayı sonu veya Haziran ayı başlarında buluşmaları bekleniyor. Daha önce Trump’ın “roket adam” (rocket man) benzeri sözlerle[14] küçümsediği Kim’le görüşmesi, tüm dünyada sonuçları en çok merak edilen diplomatik görüşme olarak dikkat çekiyor. Bu görüşme sonrasında Kuzey Kore’nin rejim güvenliğinin sağlanması karşılığında ABD’ye yönelik düşmanca tavrından vazgeçebileceği ifade ediliyor. Bu durum, ABD ile Çin arasında son günlerde başlayan ticaret savaşlarının durdurulması açısından da kuşkusuz olumlu bir gelişme olacaktır.
Sonuç olarak, Kuzey Kore ve Güney Kore arasında yaşanan tarihi yakınlaşma, önemi henüz fark edilemese de, Soğuk Savaş döneminden kalma donmuş çatışmaların, günümüzde, diplomatik ve ekonomik enstrümanların (ambargo vs.) doğru kullanılması durumunda silahsız da çözümlenebileceği yönünde çok önemli bir örnek veri olarak karşımızda duruyor. Bu başarı ise, büyük ölçüde Çin’in hanesine yazılıyor ve bu devletin süpergüç olması durumunda dünyada iyi bir hakem olacağının ve savaş yerine barışı teşvik edeceğinin sinyallerini veriyor. Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump da, bu tarz hamleleriyle dünyada yansıtıldığı gibi savaş yanlısı bir isim olmadığını ve diplomasiye yatkın olduğunu ispatlıyor.
Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] Bu konuda bazı bilgiler için; http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41279950.
[2] https://edition.cnn.com/2017/03/06/asia/thaad-arrival-south-korea/index.html.
[3] Bakınız; https://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/kim-jong-un-yilbasi-konusmasinda-tehdit-etti-dugme-masamda-2155256/.
[4] Bu konuda bir analiz için; http://politikaakademisi.org/2018/04/06/cin-halk-cumhuriyetinin-uluslararasi-krizlerdeki-tutumu-ve-kriz-yonetimi-politikasi-2017-kuzey-kore-krizi-ornegi/.
[5] Bakınız; https://www.marxists.org/subject/china/documents/china_dprk.htm.
[6] Bakınız; https://tr.sputniknews.com/olympics-2018-news/201802091032179823-guney-kuzey-kore-pyeongchang-kis-olimpiyat-oyunlari/.
[7] Bakınız; https://www.washingtonpost.com/world/north-korean-leader-suspends-nuclear-and-missile-tests-shuts-down-test-site/2018/04/20/71ff2eea-44e7-11e8-baaf-8b3c5a3da888_story.html.
[8] Bakınız; http://www.bbc.com/news/world-asia-39855956.
[9] Bakınız; http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43925182.
[10] http://www.bbc.com/news/world-asia-43792658.
[11] Bakınız; http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43925182.
[12] https://www.yahoo.com/news/latest-kim-jong-un-leaves-summit-south-korea-224024469.html.
[13] https://www.sabah.com.tr/dunya/2018/04/29/trumptan-kuzey-kore-diplomasisi.
[14] Bakınız; https://www.theguardian.com/us-news/video/2017/sep/23/trump-little-rocket-man-kim-jong-un-video.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder