21 Ekim 2016 Cuma

Amerika Birleşik Devletleri'nde Dini Grupların Başkanlık Seçimlerinde Oy Verme Kalıpları


Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump ve Demokrat Parti adayı Hillary Clinton arasındaki Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık yarışında artık son düzlüğe girilirken, bu ülkede nüfusun ortalama yüzde 70’ini oluşturan[1] Hıristiyanlık inancına mensup farklı mezhep ve grupların oy verme davranışlarının da seçimin neticelenmesinde önemli bir rol oynayacağı düşünülüyor. Bu nedenle, Türkiye’de ve dünyada pek de konuşulmayan, ama siyasetin önemli bir unsuru olan Hıristiyan dini grupların oy verme kalıpları ve seçmen davranışlarını incelemekte fayda var.

ABD’de dini eğilimler

ABD’de nüfusun ortalama yüzde 70’ini oluşturan Hıristiyan nüfus içerisinde en kalabalık grup, kendilerini “Evanjelik” ve “Evanjelist” Protestan olarak nitelendiren nüfustur. Bu grup, nüfusun yüzde 25’lik bir bölümüne tekabül ederken, yüzde 15’lik bir diğer önemli nüfus da kendilerini yalnızca Protestanlık mezhebine ait olarak tanımlamaktadır. Yüzde 6,5’luk bir kitle ise, kendilerini “Siyahi Protestan” olarak tanımlamaktadır. Farklı birçok kolu olan Protestanlık mezhebine mensup kişilerin oy verme davranışları incelendiğinde; bu grupların -Siyahi Protestan nüfus hariç- ortalama yüzde 60 oranlarında Cumhuriyetçi Parti’ye oy verdiği görülmektedir.[2] 2012 ABD Başkanlık seçimleri incelediğinde, diğer Protestanlardan farklı bir tutumu olan Siyahi Protestanların yüzde 95 oranında Demokrat Parti adayı Barack Obama’ya oy verdiği görülmektedir. Bu noktada, Obama’nın Afrikalı Amerikalı kimliğinin dini/mezhepsel aidiyetin çok ötesine geçtiğini söylemek mümkündür. Buna karşın, bu seçimde, toplam nüfusun yalnızca yüzde 1,6’sını oluşturan ama oldukça etkili bir grup olarak bilinen Mormonlar da yüzde 78 oranında Cumhuriyetçi Parti adayı Mitt Romney’ye destek vermişlerdir. Aynı seçimde, Beyaz Evanjelist Hıristiyanlar yüzde 79 oranında Romney tercihi yaparken, diğer Protestan kiliselerinin de büyük ölçüde Cumhuriyetçi Parti’yi destekledikleri istatistiki verilerle ispatlanmıştır. Bu anlamda, ABD’de, Siyahi Protestan nüfus haricinde, Protestan mezhebinin Cumhuriyetçilere daha çok meylettiği tespitini yapmak mümkündür.

ABD’de farklı dini grupların oy verme davranışları hakkında 2014 yılında yapılan bir çalışmanın sonuçları

ABD’de nüfusun toplam yüzde 20-21 civarında önemli bir bölümünü (yaklaşık 60-70 milyon arasında tahmin ediliyor)[3] oluşturan Katolik nüfusa bakıldığında ise, genel anlamda daha dengeli bir görüntü oluşmasına karşın, Demokratların üstünlüğü hemen göze çarpmaktadır. Nitekim Pew tarafından yapılan bilimsel bir araştırma incelendiğinde; Amerikalı Katoliklerin sadece 37’sinin Cumhuriyetçilere sıcak baktığı görülürken, Demokratlara sempati duyan nüfusun yüzde 44 dolaylarında olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda, 2012 Başkanlık seçimlerinde Katoliklerin yüzde 50’si Obama’yı, yüzde 48’i ise Mitt Romney’yi desteklemişlerdir. ABD’de Katolik nüfusun genel olarak Demokratlara yönelmesinde tarihi bazı sebepler söz konusudur. Öncelikle 1928 yılında ABD’nin ilk Katolik Başkan adayı olan Al Smith, Demokrat bir siyasetçiydi ve bu nedenle Katolik seçmenleri bu partiye yanaştırmıştı. İlerleyen yıllarda ise, İrlanda kökenli bir Amerikalı olan ve ABD’nin ilk ve -şimdilik- tek Katolik Başkanı olmayı başaran John F. Kennedy, Katoliklerdeki Demokrat eğilimi iyice güçlendirdi. Son olarak, 2004 yılında Başkan adayı olan şimdinin Dış İşleri Bakanı John Kerry de Katolik bir siyasetçiydi ve Demokrat Parti’nin gelenekselleşen Katolik desteğini sürdürdü. Bu konu hakkında yapılan bazı araştırmalar, son yıllarda da Katolik nüfusun ağırlıkla Demokrat Parti'ye oy verdiğini göstermektedir.[4] Ancak daha detaylı bir inceleme yapıldığında, eskiden büyük oranda Demokrat olan Beyaz Katolik nüfusun şimdilerde Demokrat-Cumhuriyetçi olarak daha eşit dağıldığı, Hispanik-Latino Katolik nüfus içerisinde ise Demokrat adaylara yönelimin çok daha baskın olduğunu görülmektedir. Buna karşın, Katolik dünyasının lideri olan Papa Franciscus (Papa Francis), daha önce Başkan adayı Donald Trump’la yaşadığı polemiğe karşın[5], bu seçimde hiçbir adaydan yana taraf olmamış ve Katolik Amerikalılara vicdanlarının sesini dinlemelerini tavsiye etmiştir.[6] ABD'de nüfusun yüzde 0,5’ini oluşturan Ortodoks Hıristiyan nüfus içerisinde de, son anketler, Demokratları Cumhuriyetçilere kıyasla daha popüler olarak göstermektedir.

Elbette nüfus çoğunluğunu oluşturan Hıristiyan nüfus dışında, ABD’de yüzde 2 civarında küçük ama etkili bir Yahudi nüfusunun varlığı da söz konusudur. Bu grubun, özellikle lobi anlamında çok güçlü olduğu yıllardır Türkiye ve dünyada söylenegelmektedir. Dünya genelinde, Yahudilerin, İsrail’in izlediği politikalar nedeniyle tarihsel olarak Cumhuriyetçi Parti’ye daha yakın oldukları söylenebilir. Zira bu partiyi destekleyen Evanjelistler, İsrail’e verdikleri büyük önem nedeniyle Yahudilerde daha büyük sempati yaratmaktadırlar. Nitekim İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 2012 seçimlerinde açık bir şekilde Cumhuriyetçi aday Mitt Romney’yi desteklemiştir.[7] Ancak araştırmalar, Obama’nın ve Demokrat adayların son yıllarda aslında Yahudi nüfustan da daha çok oy almayı başardığını ortaya koymuştur.[8] ABD’de toplam nüfus içerisinde yüzde 1 civarında olan Amerikalı Müslümanların da seçimi etkileyen bir diğer önemli grup olduğu belirtilebilir. Müslümanlar ise, büyük oranla ve artık geleneksel olarak, kendilerine daha ılıman yaklaşan Demokratlara oy vermektedirler. Tüm bunlara karşın, ABD’de nüfusun yüzde 22-23’lük bölümü kendini herhangi bir dinle özdeşleştirmediği için, bu seçmen grubunu etkileyebilmek de çok önemlidir. Nitekim Barack Obama, bu seçmen grubuna iyi hitap edebilen bir siyasetçi olarak son yıllarda ABD siyasetini adeta tek başına domine etmiştir. Ayrıca, din ve mezhebin siyasetin sadece bir parametresi olduğu ve herkes açısından çok önemli olmadığı da unutulmamalıdır. Nitekim din ve mezhepsel aidiyet dışında, etnik köken (Afrikalı Amerikalı, Beyaz Amerikalı, İtalyan Amerikalı vs.), ideoloji (liberalizm, muhafazakârlık, sosyalizm, milliyetçilik) ve seçmene yönelik somut proje ve vaatler gibi birçok farklı unsurlar da Amerikan seçimlerinde seçmen davranışlarında etkili olabilmektedir.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ


[1] Bu konuda bir çalışma için; http://www.pewforum.org/religious-landscape-study/.
[2] Pew araştırma şirketinin bu konudaki bir çalışması için; http://www.pewresearch.org/fact-tank/2016/02/23/u-s-religious-groups-and-their-political-leanings/

Hiç yorum yok: