7 Ocak 2015 tarihinde Paris’te Charlie Hebdo
adlı mizah dergisine yapılan barbarca saldırı sonucunda 12 Fransız vatandaşının
hayatını kaybetmesi, başta Fransa olmak üzere tüm dünyada büyük bir şok etkisi
yaratmış[1] ve kimilerine göre
Fransa’nın 11 Eylül’ü olarak[2] bir milat
noktası olmuştu. Olayı izleyen günlerde Paris’te ABD Başkanı Barack Obama hariç
birçok önemli dünya liderinin katıldığı büyük bir terör karşıtı yürüyüş
düzenlenirken[3],
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın tüm sağduyulu açıklamalarına karşın[4], olaya yönelik
tepkilerin Fransa ve genel olarak Avrupa’da İslam karşıtı bir kampanyaya
dönüşmesinden ciddi anlamda endişe ediliyor. Nitekim Almanya’dan başlayıp
birçok Avrupa ülkesine yayılan İslamcı karşıtı PEGIDA hareketinin[5] eylemleri, bu
yöndeki endişeleri doğrular cinsten öncü sinyaller olarak okunabilir. Fransa’nın
bu olay sonrasında “Patriot Act” adıyla yeni bir terörle mücadele yasası
hazırlaması da, bu yöndeki eğilimin ne derece güçlü olduğunu gösteriyor.[6] Geçtiğimiz gün Ipsos/Sopra-Steria
adlı araştırma şirketi tarafından Fransız Le Monde gazetesi için 1003
katılımcıyla yapılan bir araştırma[7] ise, Charlie Hebdo
saldırısı sonrasında Fransız halkının İslamcılık, İslam ve terörizme yönelik
tepkilerini ortaya koyan değerli bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Bu yazıda
bu çalışmada ele alınan konuları sizler için Türkçe’ye çevirerek özetlemeye
çalışacağım.
Fransa’daki tarihi yürüyüş
21-22 Ocak 2015 tarihlerinde 1003
katılımcıyla internet üzerinden yapılan görüşmeler sonucu gerçekleştirilen
araştırma, katılımcılara ilk olarak “Bugün Fransa terörle mücadele anlamında
bir savaşta mıdır?” sorusuyla başlamaktadır. Katılımcıların % 53’ü bu soruya “evet”
yanıtını verirken, % 47’si “hayır, bu abartılı bir yaklaşım” şeklinde
konuşmuşlardır. Bu soruya “evet” cevabı veren katılımcıların % 84’ü bu savaşın
yalnızca cihatçı terörizme karşı olduğunu savunurken, % 16’sı genel olarak
İslam’a karşı bir savaş verildiğini söylemiştir. Fransa ve Avrupa’daki
Müslümanları “düşman” olarak gören bu % 16’lık grubun içerisinde % 42’lik bir
kitle Le Front National (Ulusal Cephe) partisi sempatizanıyken, % 16’lık bir
kitle UMP (Halk Hareketi Birliği), % 6’lık bir kitle ise iktidardaki PS
(Fransız Sosyalist Partisi) taraftarıdır. Fransızların % 63’ü bu savaşın kazanılacağını
iddia ederken, % 36’sı olumsuz görüş beyan etmiştir.
Çalışmada dikkat çeken bir diğer konu;
Fransızların % 51’inin İslam dininin Fransız değerleriyle uyuşmadığını
düşünmesidir. Fransa’da sayıları milyonları aşan çoğu Arap kökenli Müslüman
nüfusun entegrasyon sorunlarını daha da derinleştirebilecek olan bu eğilimin
henüz sadece % 51 düzeyinde olması, Fransa’da durumun hala toparlanabilir
durumda olduğu umutlarını doğurmaktadır. Nitekim iktidardaki Sosyalist Parti
(PS) sempatizanlarının % 66’sı İslam ve Fransız değerlerinin uyuşabileceğini
düşünmektedir. Ancak bu oran, merkez sağ Halk Hareketi Birliği (UMP) için % 39
ve aşırı sağ Ulusal Cephe (FN) için sadece % 12’dir. Bu noktada merkez sol PS
dışında, merkez sağ UMP’ye de büyük sorumluluklar düştüğü açıktır. Zira FN
çizgisinin Fransa’da dominant hale gelmesi, ülkeyi büyük sorunlara
yönlendirebilir ve iç çatışmalara daha da açık hale getirebilir.
Araştırmanın karamsar tablosunu yumuşatan bir
diğer unsur; Fransızların % 66’sının İslam’ın diğer dinler ölçeğinde pasifist
bir inanç olduğunu düşünmesidir. Bu oran, özellikle PS seçmenlerinde çok
yüksekken (% 81), UMP (% 53) ve hatta FN (% 39) seçmenlerinde de çok düşük
değildir. Araştırmaya katılanların % 50’si Fransa’nın cihatçı terörizme karşı
askeri önlemleri arttırması gerektiğini savunurken, % 40’ı aynı düzeyin
korunmasını ve yalnızca % 9’u önlemlerin azaltılmasını savunmuştur.
Katılımcıların % 65’i özellikle Suriye (IŞİD) konusunda Fransa’nın uluslararası
bir koalisyon dahilinde daha aktif olmasını savunmuştur. Halkın bu yöndeki
güçlü eğilimi, ilerleyen günlerde Fransız hükümetini de etkileyecek bir baskı
unsuru haline gelebilir.
Araştırmada dikkat çeken bir diğer konu ise,
Charlie Hebdo katliamına neden olduğu iddialı edilen İslam peygamberi Hz.
Muhammed karikatürlerinin yayınlanmasıyla alakalıdır. Fransızların % 53’ü bu
karikatürleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirir ve normal bulurken, % 38’i
bunları onaylamamış, ancak yine de demokratik bir rejimde yayınlanabileceğini
savunmuştur. Katılımcıların % 9’u ise hem bu karikatürleri, hem de bunların
yayınlanmasını onaylamamıştır.
Ipsos/Sopra-Steria adlı araştırma şirketi
tarafından Fransız Le Monde gazetesi için yapılan araştırmaya buradan
ulaşabilirsiniz; http://www.lemonde.fr/societe/article/2015/01/28/securite-politique-islam-comment-reagissent-les-francais-apres-les-attentats_4564681_3224.html.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] Olay hakkında
UPA uzmanları Gizem Araz ve Yrd. Doç. Dr. Göktürk Tüysüzoğlu’nun analizleri
için; http://politikaakademisi.org/fransanin-11-eylulu/
ve http://politikaakademisi.org/paris-saldirilari-aslinda-ne-oldu/.
[2] Bu konuda bir
yazı için; http://www.ibtimes.com/why-paris-calling-charlie-hebdo-attack-frances-911-1784830.
[5] Patriotic
Europeans Against the Islamization of the West ya da Almanca orijinal ismiyle Patriotische
Europäer gegen die Islamisierung des Abendlandes (Batı’nın İslamlaşmasına Karşı
Yurtsever Avrupalılar) hareketi, Ekim 2014’te Almanya’nın Dresden kentinde
kurulmuş İslamcılık karşıtı bir sivil toplum hareketidir. Siyasal skalada aşırı
sağ denilebilecek bir yerde konumlandırılan PEGIDA, İslamcılık karşıtlığı
dışında göçmenlik hukuku konusunda da katı reformlar öneren yabancı düşmanı bir
çizgidedir. Hareketin Facebook sayfası için; https://www.facebook.com/pages/PEGIDA/790669100971515,
Wikipedia sayfası için; http://en.wikipedia.org/wiki/PEGIDA.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder