25 Ağustos 2008 Pazartesi

Tupac Amaru Shakur (2Pac) Efsanesi




Fırtınalı yaşamı, toplumsal normlara aykırı kaçan şarkı sözleri ve mesajları, gangsterliğe duyduğu büyük ilgi, adının karıştığı cinsel taciz ve kavga olayları nedeniyle rap müzikseverler ve West Side’cılar için bir ilah olmasına rağmen, yaşadığı dönemde ve bugün hala bir kesimin bir türlü benimseyemediği Tupac Amaru Shakur’un hayat hikayesine bu yazıda yakından göz atmaya çalışacağım.


16 Haziran 1971 tarihinde New York’ta Doğu Harlem’de dünyaya gelen Tupac Shakur’un gerçek ismi Lesane Parish Crooks’tur. Gerçek adı Alice Faye Williams olan annesi Afeni Shakur doğumundan bir yıl sonra oğlunun adını 18. yüzyıl sonlarında İspanyol kolonicilere karşı ayaklanan ve gerçek adı Jose Gabriel Condorcanqui olan Tupac Amaru (shining serpent yani parlayan yılan anlamına gelir) ismindeki anti-emperyalist İnka liderinden almıştır. Soyadları olan “Shakur” ise “şükür” kelimesinden gelmektedir ve Allah’a duyulan teşekkür ve minnet hissiyatının Arapça ifadesidir. Tupac’ın annesi Afeni Shakur gençliğinden itibaren Amerika'daki Afro-Amerikalıların özgürlük mücadelesine önderlik eden Black Panthers (Kara Panterler) ismindeki siyasal parti ve örgütün bir mensubu olmuş ve oldukça fırtınalı bir hayat geçirmiştir. Kara Panterler; 1960 ve 1970’lerde Marksizm, anarşizm ideolojileri, İslam dini ve Martin Luther King ve Malcolm X gibi Afro-Amerikalı liderlerden esinlenerek ırkçı uygulamalara şiddetle karşılık veren oldukça etkili bir sosyal güç oluşturmuşlardır. Ancak muhafazakar Amerikan toplumunun dönüşümü ve ırkçılıktan arındırılması gençlerin katılımıyla oluşan 68 kuşağına rağmen elbette kolay değildir. Bu nedenle Kara Panterler’in ve Afeni Shakur’un başı dertten kurtulmamıştır. Zaten annesi Tupac doğmadan yalnızca 1 ay önce hapisten salıverilmiştir. Shakur ailesinin sicili pek de temiz değildir. Tupac’ın anne tarafından dedesi olan Geronimo Pratt 1968 yılında bir soygun sırasında adam öldürmekten hüküm giymiştir. Gerçek babası William Garland’la neredeyse hiç görüşememiş olan Tupac’ın üvey babası Mutulu Shakur ile arası gayet iyidir. Esas ismi Jeral Wayne Williams olan üveybaba Mutulu Shakur da aktif bir Kara Panterler üyesidir ve uzun süre FBİ’ın en çok arananlar listesinde ilk 10 sırada kalmıştır. Tupac Shakur “Revolution” adlı şarkısını yıllar sonra üvey babası için besteleyecektir. Mutulu’nun kardeşi Assata Shakur da banka soygunu ve polis öldürmek gibi suçlardan senelerce hapiste yatmıştır. Tupac Shakur’un Sekyiwa Shakur ve Maurice Harding adında üvey kardeşleri de bulunmaktadır.


Küçük yaşlardan itibaren ezilmişlik, dışlanmışlık ve fakirliğe mahkum edilmişlik gibi hislerle ülkesine ve ülkesinde yasal olarak ortadan kalsa da toplumsal yaşamda hala var olan ırkçı uygulamalara karşı büyük bir tepki beslemeye başlayan Shakur, bu gençlik yıllarında dans ve müzikle ilgilenerek belki de başlayacak olan büyük bir suç kariyerinden kendisini alıkoymuştur. Jamie Foxx, Will Smith ve Morgan Freeman gibi birçok ünlünün çıkacağı 127th Street Ensemble adlı Harlem’deki Afro-Amerikan sanat komünitesine henüz 12 yaşında giren Shakur, piyeslerde ve oyunlarda çocuk oyuncu olarak görev yapmıştır. Ertesi sene 1984’te ailesi Baltimore’a taşındığındı için Harlem’den kopan Shakur yine de müzik ve tiyatroyla ilgilenmeye devam etmiş ve Baltimore Sanat Okulu’ndan kabul almıştır. Burada oyunculuk, şiir, müzik dersleri alan Tupac Shakur, özellikle şiir ve müzik alanındaki başarısıyla kısa sürede sivrilmiş ve Baltimore’un en iyi “rapper”ı olarak küçük çapta bir şöhrete kavuşmuştur. Bu dönemlerde Tupac’ın en iyi arkadaşı daha sonra Afro-Amerikan komünitesinin ilahesi olacak Jada Pinkett’tir. Ailesinin California’ya taşınması nedeniyle buradan da ayrılmak zorunda kalan genç Shakur o dönemlerde annesinin uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle de zor günler geçirmiştir. California’da liseyi tamamlayan Shakur underground piyasasında hızla yükselen rap müziğe olan ilgisini arttırmış ve Niggaz With Attitude (NWA) ve Easy-E gibi dönemin ünlü rapperlarını dinlemeye başlamıştır. 1990 yılında arkadaşlarıyla Digital Underground isminde bir grup kuran Shakur, 1991 yılında bu grupla ilk albümü olan Same Song’u piyasa sürmüştür. Aynı yıl genç Shakur Nothing But Trouble adlı bir filmde de rol almayı başarmıştır. Same Song’un ardından Digital Underground’la beraber “Sons of the P.” albümünü çıkaran Shakur solo albümü de için de çalışmalara başlamıştır.


İnterscope firmasından ilk solo albümü olan 2Pacalypse Now’u çıkaran Shakur bu albümde Afro-Amerikan komünitesinin sorunlarını dile getirmeye çalışmış ancak aşırı küfürlü şarkıları ve polise yönelik şiddeti teşvik eden şarkı sözleri nedeniyle müzik dünyasında tepki çekmiştir. Hatta o dönemlerde George Bush yönetiminin başkan yardımcısı olan Dan Quayle, Tupac Shakur’u “toplumumuzda yeri olmayan biri” olarak nitelendirmiştir. Yine de Shakur’un çok küçük yaşlarda akrabaları ve kendisini kandıran erkekler tarafından bir seks kölesi olarak kullanılan ve bebek sahibi olmak zorunda kalan 12 yaşındaki Brenda’nın trajik hikayesini anlattığı “Brenda’s Got A Baby” şarkısı inanılmaz sözleri ve güzel klibiyle dikkat çekmiştir. 1991 yılı sonunda çıkan 2Pacalypse Now’dan sonra büyük bir çalışma sürecine giren Shakur, 1993 yılında “Strictly 4 My NiGGAZ” albümüyle geri dönmüştür. Kadınlara yönelik şiddet ve dışlayıcılığı ve genel anlamıyla ataerkil toplumu konu aldığı klasikleşmiş “Keep Ya Head Up” şarkısıyla büyük bir başarı kazanan Shakur, bu albümle ayrıca I Get Around gibi bir hite imzasını atmıştır. Artık bir aktör ve rapper olarak ismi duyulmaya başlayan Tupac ayrıca “Juice” ve “Poetic Justice” gibi filmlerle “A Different World” adlı dizide rol almıştır. Özellikle Janet Jackson’la başrolünü paylaştığı Poetic Justice filmi Tupac’ın kariyerinde olumlu bir etki yapmış ve Shakur genç Afro-Amerikalıların yeni kahramanı olarak sivrilmeye başlamıştır. Filmin öncesinde Jackson’ın yakın sahnelerinin olduğu Shakur’dan eliza testi yaptırmasını istemesi de medyada yer bulmuştur. Aynı sene İn Living Color’da bir bölümde konuk oyuncu olarak yer alan Shakur ertesi sene Above the Rim filmiyle adından söz ettirmiştir. Bu yıllarda Shakur “Thug Life” adlı müzik grubunu kurar. Ancak Shakur ailesinin başındaki lanet Tupac’a da sirayet etmiştir ve başı bir türlü yasal sorunlardan kurtulmamaktadır.


1991 yılında Oakland Polis Departmanı’nı kendisine uygulanan şiddet nedeniyle mahkemeye veren Shakur, 1993 yılında ise Atlanta’da zenci bir kişiye ırkçı tacizlerde bulunan iki polis memurunu vurarak yaralamıştır. Polis memurlarının uyuşturucu aldıkları ve kaçak silah bulundurdukları ortaya çıkınca Shakur büyük bir ceza almaktan ucuz kurtulmuştur. Ancak 1993 Aralık ayında Shakur bu defa cinsel taciz suçlamasıyla gözaltına alınır. Tupac’la ilişkisi olduğu bilinen bir hayranı sanatçıyı arkadaşlarının toplu tecavüzüne engel olmamakla suçlamaktadır. Olayda bir suçu olmadığını iddia eden Shakur yine de 4,5 yıl hapis cezasına çarptırılır. Ancak devam eden mahkemeler nedeniyle cezası ancak 1995 Şubat’ında uygulanmaya başlayacaktır. Bu sürede Los Angeles merkezli çalışmalarına devam eden Shakur, doğduğu yer olan New York’ta kurulmuş ve Puff Dady ile Notorious Big’in liderliğini yaptığı Bad Boys rap müzik firmasıyla polemiğe girer. Eski bir arkadaşı olan Notorious Big ya da bir diğer adıyla Biggie Smalls’un organize ettiği bir saldırı sonucunda Shakur 30 Kasım 1994 günü 5 yerinden vurulur. Shakur 5 kurşuna rağmen ölmemiştir ve artık avaz avaz Puff Dady ve Biggie Smalls’a meydan okumaktadır. Shakur bilindiği üzere daha sonraları Hit’em Up adlı diss klasiğinde bu kişilere ve tüm Bad Boys firması sanatçılarına ağır hakaretler edecek ve Tupac’ın daha önce bir süre beraber olduğu, Notorious Big’in karısı olan güzel bayan şarkıcı Faith Evans nedeniyle Smalls’la çok acı dalga geçecektir. Belki de gelmiş geçmiş en iyi gansta rap şarkısı olan “Hit’em Up” adeta West Side’ın milli marşı niteliğindedir ve Small ve Evans’ı hedef alan şu sözlerle hatırlanabilir; “You claim to be a playa But, I fucked your wife”. 1995 yılında hapis cezasını çekmeye başlayan Shakur daha önce hazırladığı şarkıları “Me Against The World” albümünde toplayarak piyasaya sürer. Zaten olaylı yaşamı nedeniyle sürekli gündemde olan Shakur bu albümle turnayı gözünden vurmuştur. Albümde “Temptations” ve “Me Against The World” gibi hit olan şarkıların yanı sıra Shakur’un annesi Afeni Shakur için yazdığı ve gerçekten çok duygusal sözlere sahip “Dear Mama” şarkısı Shakur’u bir efsane haline getirir. Artık yalnızca zenciler değil ırkçılık karşıtı ve rap müzik seven herkes Shakur’a hayrandır. 2Pac fan kulüpleri tüm dünyada kurulmaya başlamıştır.


Ancak Shakur’un 4,5 senelik hapis cezası sürmektedir ve hapis hayatı kendisi için bir işkence gibidir. Ancak hapiste yattığı 1,5 yıl sonunda kefaletini ödemeye kabul eden karanlıklar prensi Marion Suge Knight Shakur’u hapisten kurtarır ve kendi sahibi olduğu Death Row firmasıyla kontrat imzalatır. Shakur artık Snop Dogg ve Dr Dre gibi efsane isimlerle birlikte Batı’nın kötü çocuklarının buluştuğu Death Row firmasındadır. Ancak mafyatik Suge Knight’a bulaşması belki de Shakur’un sonunu hazırlayan gelişme olacaktır. Hapisten çıktıktan sonra Hit’em Up’ı single olarak piyasaya süren ve The Outlawz isimli grubu kuran Shakur, 1996 yılında ise efsane albümü All Eyes On Me’yi yayınlar. Dünya çapında 10 milyona yakın satan, 2 kaset ve cdlik bu müthiş albümde Shakur’un “How Do You Want İt”, Snoop Dogg’la seslendirdiği “2 Of Amerikaz Most Wanted”, Dr Dre ile seslendirdiği ve Mad Max filmlerini aratmayan klibiyle olay yaratan “California Love”, klibinde kendi ölümünü anlattığı “I Ain’t Mad At Cha”, “Wonda Why They Call U Bitch”, “Picture Me Rollin” ve “All Eyes On Me” gibi inanılmaz hit şarkıları yer almaktadır. Bu albümle Tupac Amaru Shakur rap dünyasının bir numaralı ismi olduğunu ispat etmiş ve gerçek bir efsane haline gelmiştir. Aynı yıl Saturday Night Live’ın bir bölümüne konuk oyuncu olarak katılan Shakur ayrıca “Bullet” filminde çok iyi arkadaş olacağı Mickey Rourke ile de beraber rol alır. Günde yalnızca 3 saat uyuduğu söylenen gerçek bir işkolik olan Shakur bu yıl içerisinde başarılı çalışmalar olan Gridlock’d ve Gang Related filmlerinde de rol alır. Gridlock’d filminde Tim Roth’la beraber rol alan Shakur’un Gang Related’daki rol arkadaşı ise James Belushi’dir.


Tüm bu kariyer başarılarına karşın özellikle Hit’em Up şarkısı sonrası Doğu ve Batı yakası gangsta rapçileri arasındaki rekabet ve düşmanlığın çığırından çıkması ve sokakta genç rapperların bu nedenle birbirlerini öldürmeye başlaması nedeniyle Tupac medyada büyük eleştiri konusu yapılır. Ayrıca Afro-Amerikalı “Bloods” çetesiyle yakın ilişkileri Shakur’u medyanın hedefi haline getirmiştir. Oysa ilk kurşunu sıkan Biggie Smalls ve Puff Daddy ekibidir. Shakur’un bir diğer sorunu Suge Knight’ladır. Dr Dre’nin Aftermath isminde kendi firmasını kurmasından sonra kendi plak şirketini kurmak isteyen Shakur, Knight’ın büyük tepkisiyle karşılaşır. Yine de uyumadan çalışmalarına devam eden Shakur daha sonra Better Dayz ve Until the End of Time albümlerinde yer alacak parçalarını bu dönemde kaydeder. İşte bu süreçte Shakur kesin kararını alarak Makaveli müzik firmasını kurar. Makaveli firmasının ismi ünlü realist İtalyan düşünür Niccolo Machiavelli’den gelmektedir. Shakur hapishanede olduğu süre boyunca Machiavelli (Makyavel) okumuş ve düşmanlarıyla baş etmek için farklı stratejiler üzerinde çalışmıştır. Tupac’ın ölmediğini düşünenler onun bu düşünceyi Makyavel’den aldığına ve bir gün geri geleceğine inanmaktadırlar. Zira Shakur’un ölümü hala bir sırdır…


7 Eylül 1996 tarihinde Suge Knight’la beraber izlediği Mike Tyson-Bruce Seldon ağır sıklet boks maçının çıkışında 7 kurşunla öldürülen Shakur’un ölümü oldukça tartışmalı ve esrarengiz bir olaydır. Kimileri Shakur’un kendi firmasını kurması nedeniyle ona kızan Suge Knight’ın bu işi organize ettiğini düşünmektedir. Zira aynı arabada olmalarına karşın Knight’a yalnızca bir kurşun isabet etmiş ve Knight olayı fazla bir hasar almadan atlatmıştır. Bir diğer önemli zanlı “Baby Lane” Orlando Anderson adıyla bilinen ve maçtan hemen önce Tupac’ın bir gazinoda kumar oynarken sinirlenerek dövdüğü Bloods üyesi genç gangsterdir. Anderson olaydan bir ceza almamış ancak 1998 yılında bir Crips üyesi tarafından öldürülmüştür. Olayı düzenlemesi muhtemel diğer kişiler daha önce de Tupac’I öldürmeye çalışmış Puff Daddy ve Biggie Smalls’dur. Zaten bu şüpheler nedeniyle Smalls 9 Mart 1997 tarihinde öldürülmüştür. Olay açıklığa kavuşmasa da olayda cinayeti işleyen kişinin kimliği belirsiz Tupac hayranlığının büyük rol oynadığı tahmin edilmektedir. Bu olaydan birkaç yıl sonra bir MTV müzik ödülleri gecesinde Will Smith Tupac Shakur’un annesi Afeni Shakur ve Biggie Smalls’un annesini bir araya getirerek bu anlamsız bir savaşın bir son bulmasını sağlamıştır. Karısı Faith Evans da Puff Daddy ile beraber “I’ll be Missing You” şarkısını Biggie için seslendirmiştir.


Otopside çekilmiş fotoğrafına rağmen Tupac Shakur’un hala ölmediğine dair birçok iddialar vardır. Bu iddialar “7 day theory” adıyla bilinmektedir. Shakur’un ölümünden sonra 5-6 albümünün çıkması da bu iddiaları güçlendirmektedir. 2003 yılında Pac hayranları ölümünden 7 sene sonra ortaya çıkacağına inanmasına rağmen Shakur henüz ortalarda değildir. Ancak iki defa gazetelere kendisine çok benzeyen birilerinin fotoğrafları yansımıştır. Bu olay hala bir muammadır ancak gerçek olan bir şey varsa o da Tupac Shakur’un tüm hatalarına rağmen gerçek bir rap müzik efsanesi olduğudur. Ayrıca Shakur şiddet yanlısı ve ucuz kadınları küçümseyici üslubuna rağmen ırkçılık karşıtı mesajları (Letter to the President), onurlu kadınları yücelten tavrı (Keep Ya Head Up) nedeniyle bugün milyonlarca kişinin gözünde gerçek bir kahramandır…

Ozan Örmeci

Hiç yorum yok: