17 Şubat 2025 Pazartesi

Trump Yönetiminden Çin'e Yönelik İlk Hamleler Geldi

 

Giriş

İlk Başkanlığı (2017-2021) döneminde -özellikle COVID-19/koronavirüs pandemisi sırasında- sık sık kullandığı Çin karşıtı retorik ve söylemlerle (örneğin Çin virüsü) ve Çin'e yönelik uyguladığı ekonomik açıdan korumacı politikalarla hatırlanan 47. ABD Başkanı Donald Trump, ikinci Başkanlık döneminde de Pekin aleyhtarı bir politika izleyeceğinin sinyallerini erkenden vermeye başladı. Öyle ki, Beyaz Saray'da Oval Ofis'e girer girmez imzaladığı kararnamelerle Çin'den yapılan ithalata yüzde 10 ek gümrük vergisi getiren Başkan Trump, Dışişleri Bakanlığına da Çin konusunda şahin bir isim (China hawk) olarak bilinen Florida Senatörü Marco Rubio'yu getirmiş ve bu konudaki katı duruşunu bir kez daha gözler önüne sermişti. Bu ek vergilere Pekin de ek vergilerle cevap vermiş ve ABD-Çin hattında ilişkiler yeniden gerilmişti. Trump yönetimi, şimdi de Tayvan konusunda ilişkileri gerecek yeni bir girişime imza attı. Bu yazıda, ikinci Trump dönemi ABD-Çin ilişkilerinde yaşanan güncel gelişmeleri özetleyeceğim.

ABD Hükümeti Resmi Sitesinde Yapılan Ufak Değişiklik Çin Tarafının Gözünden Kaçmadı

Bugün (17 Şubat 2025) Çin resmi makamlarınca (Dışişleri Bakanlığı) yapılan açıklamaya göre, Trump yönetimi şimdi de ABD hükümetinin resmi politikalarının açıklandığı web sitesinde yer alan Tayvan'la ilgili bilgi notunda (fact sheet) bir değişikliğe giderek, ABD'nin yıllar önce benimsediğini ilan ettiği "tek Çin politikası" (one China policy) uyarınca kullanılan "Tayvan'ın bağımsızlığını desteklemiyoruz" ifadesini siteden kaldırdı. Buna karşın, bilgi notunda Washington'ın tek Çin politikasına bağlı olduğu ifadesi kalmaya devam ediyor. BBC'nin haberine göre, Pekin, bu değişikliğin Tayvan'daki ayrılıkçı güçlere bir destek sinyali gibi algılanacağını belirterek, Washington'ın hatasını düzeltmesini talep etti.

Washington'dan ise bu konuda henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun atanması öncesinde ABD Senatosu'nda katıldığı özel oturumda (hearing) yaptığı açıklamalarına bakıldığında (Çin, ABD için Sovyetler Birliği'nden daha büyük bir tehlikedir ve ABD'nin hataları sayesinde bu konumuna gelebilmiştir), ABD'nin yeni dönemde Çin'le ilişkiler konusunda Joe Biden dönemine kıyasla çok daha sert bir söylem kullanacağını öngörmek doğru olacaktır. Bu nedenle, ABD resmi sitesinde yapılan değişikliğin bir tesadüf ya da yanlışlık değil, yeni yönetimin Çin'e yönelik hasmane tutumunu gösteren bilinçli bir taciz olduğunu düşünmek yerinde olacaktır. 

Sonuç

ABD'nin Başkan Trump tarafından kısa süre önce açıklanan Gazze Planı ile uluslararası hukuktan uzaklaştığı ve USAID yardımlarını keserek uluslararası sistemi tam anlamıyla kaotik bir ortama soktuğu bir dönemde dünyanın en büyük 2. ekonomisi olan Çin'le ilişkilerin gerilmesi, bizce küresel ekonomi ve siyasette istikrar ve dengeleri bozacak olumsuz bir gelişmedir. ABD'nin on yıllardır uyguladığı ve halen de inkar etmediği tek Çin politikası uyarınca Tayvan'la ilişkilerinde provokatif hamlelerden uzak durması, bizce dünya barışı adına faydalı bir gelişme olacaktır. Ancak elbette demokratik bir devlet olan ABD'nin Çin'in tek partili sistemine yönelik çeşitli eleştirilerinin olması doğaldır. Burada kritik husus, gelecekte daha ciddi krizlerin yaşanmaması adına, önceden üzerinde uzlaşılmış dengelerin bozulmamasıdır. Umuyoruz Washington'daki yeni yönetim doğru adımlar atar...

Kapak fotoğrafı: Politico

Prof. Dr. Ozan ÖRMECİ

Hiç yorum yok: