5 Şubat 2025 Çarşamba

Beyaz Rusya/Belarus’ta Aleksandr Lukaşenko’nun Mutlak İktidarı Sürüyor

 

Giriş

Doğu Avrupa'da Rus/Slav coğrafyası ile Avrupa arasındaki önemli geçiş koridorlarından birisi olan Belarus Cumhuriyeti veya Beyaz Rusya'da 26 Ocak 2025 tarihinde düzenlenen Devlet Başkanlığı seçimleri, 1994'ten beri ülkeyi yöneten ve üst üste 7. defa seçimden zaferle ayrılan Aleksandr Lukaşenko'nun yeniden seçilmesiyle neticelendi. Bu şekilde, 1954 doğumlu olan Luşakenko, 30 seneyi aşan iktidarıyla, günümüzde dünyanın en süreli Devlet Başkanlarından biri olarak konumu pekiştirdi ve görev süresini 5 yıl daha uzattı. Ancak elbette Rusya Federasyonu tarzı otoriter bir siyasal kültür ve işleyişinin olduğu ülkede seçimlerin demokratik teammüllere uygunluğu konusunda Batı dünyasında ciddi eleştiriler mevcut. Bu yazıda, 2025 Belarus Devlet Başkanlığı seçimleri odağında, bu ülkenin tarihi, temel özellikleri ve siyasal sistemini kısaca inceleyeceğim.

Belarus/Beyaz Rusya Kısa Tarihi

İsminde Rus adı geçen üç ülkeden birisi olması (Rusya ve Cyprus/Kıbrıs'la birlikte) sebebiyle daima Rus hâkimiyetinde olduğu düşünülen Belarus, aslına bakılırsa Rus Çarlığı'nın kontrolüne görece geç bir dönemde, 18. yüzyıl sonlarında (1790'larda) geçmiştir. Bu zamana kadar ise, Slav coğrafyası ile Doğu Avrupa arasında konuşlu ülke, Litvanya Büyük Dükalığı, Polonya (Lublin Birliği) ve Polonya-Litvanya Birliği (Lehistan-Litvanya Birliği) gibi devletlerin kontrolünde kalmıştır. Bu bağlamda, ülkedeki tek etkili siyasal kültür mirası Slav/Rus/Ortodoks menşeli olmayıp, Leh (Polonyalı), Katolik ve Litvanya etkilerinden de tarihsel olarak söz etmek gerekir. Buna karşın, 1772’de önce doğusu, 1793 ve 1795’te de merkezi ve batısı Rusya Çarlığı’nın hâkimiyeti altına giren Belarus, zamanla giderek Rusya'nın nüfuz alanı içerisinde kalan bir devlete dönüşmüştür.

İnsamer'in derlediği bilgilerden özetlemek gerekirse; Birinci Dünya Savaşı’na kadar Çarlık Rusyası toprağı olarak kalan Beyaz Rusya veya Belarus, 1914-1918 döneminde büyük savaş sürecinde Almanlar tarafından işgal edilmiş ve burada Beyaz Rusya Halk Cumhuriyeti adıyla bir devlet kurulmuştur. Ancak Almanya’nın savaşı kaybetmesinin ardından Rus (Sovyet) işgali ile 1919’da önce Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuş, ardından aynı yıl bölge Litvanya ile birleştirilerek kısa adı "Litbel" olan Litvanya-Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne dönüştürülmüştür. 1921 tarihli Riga Antlaşması sonrasında Belarus’un batısı Polonya’ya bırakılırken, geri kalanı SSCB’ye bağlı bir sosyalist Cumhuriyet olmuştur. Bu şekilde, 1920'den itibaren, 1991'de SSCB'nin dağılmasına kadar ayakta kalacak Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur.

İkinci Dünya Savaşı döneminde de Alman işgali altında kalan Belarus, savaşın sonlarına doğru Almanya'nın güç kaybetmesinin ardından küçük bir bölümü Polonya'ya bırakılarak neredeyse tamamen Sovyetler Birliği (SSCB) kontrolüne geçmiş ve Rusya ile siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel bağları bu dönemde iyice gelişmiştir. Bu anlamda, Belarus, Ukrayna'ya benzer şekilde, Rus siyasal kültüründe Rusya'nın doğal bir parçası kabul edilen bir devlet olagelmiştir. Buna karşın, 1990'da SSCB'nin çözülmesi sürecinde bağımsızlık bildirgesini yayınlanan Belarus, 25 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan ederek Birleşmiş Milletler (BM) üyesi egemen bir devlet haline gelmiştir.

1994'te ülkenin kurucu Devlet Başkanı olan Aleksandr Lukaşenko

Bağımsızlık sonrası süreçte 1994 yılında ülkede yeni anayasa yürürlüğe girmiş ve Devlet Başkanlığı görevini yapılan seçimlerde kazanan Aleksander Lukaşenko, o tarihten günümüze kadar iktidarını seçimler ve kurduğu devletçi sistemle korumayı başarmıştır. 1994'ten sonra sırasıyla 2001, 2006, 2010, 2015, 2020 ve 2025 seçimlerini kazanan Lukaşenko, Rusya etkisinde ve oldukça devletçi/otoriter bir yapının olduğu ülkesinde hiçbir seçimde yüzde 77'nin altında oy almamış ve daima çok rahat bir şekilde yeniden seçilmiştir. Bu bağlamda, Belarus, Freedom House'a göre "özgür olmayan" devlet statüsünde ve seçimlerin tartışmalı olduğu otoriter bir ülke konumundadır.

Vladimir Putin ve Lukaşenko

Nitekim özellikle kocası ünlü muhalif ve internet aktivisti Sergey Tikhanovski'nin yerine Svyatlana Tsihanouskaya'nın muhalefetin adayı olarak Lukaşenko'nun karşısına çıktı 2020 Devlet Başkanlığı seçimlerinde, ülkede büyük protestolar yaşanmış ve halkın önemli bir bölümü seçim sonuçlarını kabul etmeyerek sokaklara dökülürken, Rusya'nın desteğiyle zorlukla iktidarını koruyan Lukaşenko, bir süreliğine elinde tüfekle ve büyük güvenlik önlemleri altında gezmek durumunda kalmıştır. Binlerce kişinin gözaltına alındığı süreçte muhaliflerini "yabancı ülkelerin koyunu" olarak nitelendiren Lukaşenko, bilhassa Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in destekleriyle sonradan konumunu güçlendirmeyi başarmıştır. Öyle ki, bugün dünyada Beyaz Rusya/Belarus denince akla gelen ilk ve tek kişi Aleksandr Lukaşenko'dur.

Belarus/Beyaz Rusya Hakkında Temel Bilgiler

Doğu Avrupa'da denize kapalı bir devlet olan Belarus/Beyaz Rusya, doğusunda Rusya, güneyinde Ukrayna, batısında Polonya ve Litvanya ve kuzeyinde Letonya ve Rusya ile çevrili yüzölçümü açısından (207.560 km²) orta büyüklükte bir devlettir. Belarus'un başkenti yaklaşık 2 milyon kişinin yaşadığı ve ülkenin tam ortasında bulunan Minsk şehridir.

Belarus/Beyaz Rusya haritası

Beyaz Rusya'nın nüfusu 9,5 milyon dolaylarındadır. Yüzde 84 civarında Belaruslunun oluşturduğu ülke nüfusu içerisinde yüzde 8,3'lük ciddi bir Rus nüfusu da mevcuttur. Keza yüzde 3 civarında Polonyalı (Leh) ve yüzde 2'ye yakın Ukraynalı da Belarus nüfusunun diğer bileşenlerini oluşturmaktadır. Dini açıdan bakıldığında, ülke nüfusunun yüzde 48,3'ü Ortodoks Hıristiyan, yüzde 7,1'i Katolik ve yüzde 3,5'luk kesimi diğer dinlerdendir. Nüfusun kalan yüzde 40 küsurluk geniş kesimi ise dinsiz/ateist statüsündedir.

Beyaz Rusya/Belarus bayrağı

Belarus, 77 milyar ABD doları boyutundaki ekonomisiyle küçük ölçekli bir ekonomidir. İMF verilerine göre, 2024 yılı itibariyle, ülkedeki yıllık kişi başına düşen gelir ise 8.500 dolar düzeyindedir. Bu, Belarus'u orta gelir grubuna dahil bir ülke yapmaktadır. Ülkenin başlıca ticaret ortakları Rusya, İngiltere (Birleşik Krallık), Ukrayna, Çin, Polonya ve Almanya'dır. Ülkenin başlıca ihracat kalemleri; makine ve ekipman, mineral yakıt ve yağlar, kimyasal ürünler, metaller, tekstil ürünleri ve gıda ürünleridir. Başlıca ithalat kalemleri ise; maden ürünleri, makine ve ekipman, kimyasal ürünler, gıda ürünleri ve metallerdir. Ülke ekonomisi büyük ölçüde Rusya'ya bağımlı bir görünüm arz etmektedir. Ülkenin BM İnsani Gelişmişlik Endeksi'nde başarılı performansı ise dikkat çekicidir.

Dış politikada da Belarus'un Rusya eğilimleri çok baskındır. Öyle ki, diğer birçok eski Sovyet devleti gibi Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), Avrasya Ekonomik Birliği (AEB), Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) üyesi olan Belarus, bunun yanı sıra Rusya ile ortak devlet statüsünde Birlik Devleti adlı bir anlaşmaya taraftır. Minsk'in üye olduğu diğer önemli uluslararası kuruluşlar ise; Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Dünya Bankası ve İMF'dir (Uluslararası Para Fonu).

Belarus/Beyaz Rusya Siyasal Sistemi

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı web sitesinden özetlemek gerekirse; Belarus Cumhuriyeti ve Beyaz Rusya, Sovyetler Birliği içindeki egemenliğini 27 Temmuz 1990 tarihinde, bağımsızlığını ise 25 Ağustos 1991 tarihinde ilan etmiş  ve ilk anayasasını 15 Mart 1994 tarihinde etmiş egemen ve bağımsız bir devlettir. Belarus, çift kamaralı bir ulusal meclise (Milli Asamble) sahip olup, Başkanlık sistemiyle yönetilmektedir. Milli Asamble’nin alt kanadını oluşturan “Temsilciler Meclisi”nin 110 üyesi, üst kanadını oluşturan “Cumhuriyet Konseyi”nin ise 64 üyesi bulunmaktadır. Belarus, ayrıca 6 idari birime ayrılmış olup, Minsk Şehir İdaresi’nin özel statüsü bulunmaktadır.

Ülkenin tepe yönetici 5 yıl süreyle ve dönem sınırı olmadan tekrar seçilebilen Devlet Başkanı'dır. Daha önce anlatıldığı üzere, 1994'ten beri yapılan 7 seçimi de Aleksandr Lukaşenko kazanmıştır. Ancak bu seçimlerin demokratikliği konusunda ciddi endişe ve eleştiriler olagelmiştir. Nitekim otoriter siyasal sistemi ve tartışmalı seçimleriyle Batılı ülkelerde daha ziyade "diktatörlük" olarak tanımlanan Beyaz Rusya siyasetini 30 küsur senedir domine eden Lukaşenko, uluslararası basında "Avrupa'nın son diktatörü" olarak nitelendirilmekte, ancak kendisi bu ifadeye karşı çıkmaktadır.

Ülkenin Devlet Başkanı tarafından atanan bir de Başbakanı bulunmakta ve yürütmeye yön vermektedir. Ülkenin Başbakanları şunlardır: Vyaçeslav Kebiç (1991-1994), Mihail Çigir (1994-1996), Sergey Linh (1996-2000), Vladimir Yermoşin (2000-2001), Gennady Novitsky (2001-2004), Sergey Sidorski (2004-2010), Mihail Myasnikoviç (2010-2014), Andrey Kabyakou (2014-2018), Syarhey Rumas (2018-2020) ve Roman Golovchenko/Raman Halouçanka'dır (2020-).

Beyaz Rusya Başbakanı Roman Golovchenko/Raman Halouçanka (2020-)

2025 Belarus Devlet Başkanlığı Seçimleri

26 Ocak 2025 tarihinde Beyaz Rusya'da düzenlenen Başkanlık seçimlerini, her zaman olduğu gibi, mevcut Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, yüzde 87 gibi rekor bir oyla kazanmıştır. Seçime katılım oranı da yüzde 86 civarında yüksek bir seviyede olmuştur. Diğer adaylardan Belarus Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Sergey Sırankov yüzde 3,21, Belarus Liberal Demokrat Parti lideri Oleg Gaydukeviç yüzde 2,02, bağımsız aday olan iş insanı Anna Kanopatskaya yüzde 1,86 ve Cumhuriyetçi Adalet ve Emek Partisi lideri Aleksandr Hijnyak yüzde 1,74 oy almışlardır. Avrupa Birliği üst düzey yetkilileri (örneğin AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Marta Kos), Belarus'taki seçimlerin özgür ve adil olmadığını belirterek, seçimler için "sahte seçim" tabirini kullanmışlardır. Buna karşın, 2020 seçimlerinin aksine bu defa ülkede büyük protesto gösterileri düzenlenmemiş ve halk, genelde ülkenin durumunu kanıksar bir tutum takınmıştır. 

Bu şekilde ülkeyi 30 küsur yıldır demir yumrukla yönetmeye devam eden Aleksandr Lukaşenko'nun hayatına değinmekte de fayda var. Mütevazı bir aileden gelen Lukaşenko, Belarus'un doğusundaki yoksul bir köyde bekar bir anne tarafından büyütülmüştür. Lukaşenko, 1975'te öğretmenlik okulundan mezun oldu ve iki yıllık askerlik hizmeti boyunca orduda siyasi eğitmenlik yaptı. 1979'da ise Sovyet Komünist Partisi üyesi oldu. Uzaktan eğitim yoluyla tarımsal ve endüstriyel ekonomi diploması alan Lukaşenko, 1985'te bir kolektif çiftliğin Başkanı oldu ve 1987'de Mahilyow bölgesindeki devlet çiftliğinin Direktörlüğüne getirildi. Atlantik Konseyi uzmanı Anders Aslund'a göre, 1994'teki ilk seçimlerden önce, yolsuzlukla mücadele kampanyası dışında çok net bir gündemi olmayan popülist bir aday olarak görülüyordu. Siyasi rakiplerine yönelik baskıları ve otoriter tarzıyla sonradan Vladimir Putin'in mükemmelleştireceği ve birçok eski Doğu bloku ülkesinde görülen güçlü otoriter lider imajı bulunan Lukaşenko, Sovyet nostaljisi ile yaşlı kesimlerin de desteğini almayı başaran ilginç bir liderdir. Rusya ile yakın müttefiklik ilişkileri kuran Lukaşenko, bu sayede kendi konumunu pekiştirmiş ve Amerikalı gözlemcilere göre bir Rusya vassalı gibi hareket etmiştir

Sonuç

Sonuç olarak, 2025 Belarus Devlet Başkanlığı seçimleri, hiçbir sürpriz ve belirsizliğe mahal vermeyecek şekilde, her zaman olduğu gibi, Aleksandr Lukaşenko'nun kesin zaferiyle sonuçlanmıştır. Bu, Batılı siyasal kültürden farklı çok daha devletçi ve otoriter rejimlerin kök saldığı eski Sovyet coğrafyasında sıklıkla görülen güçlü adam rejimlerinin başarılı bir örneğine işaret etmektedir ki, bu bağlamda Lukaşenko'nun başarısı dünyada aslında Vladimir Putin ve Rusya'nın başarısı olarak da algılanmaktadır.

Bu bağlamda, ABD'de Donald Trump'ın alışılmadık liderlik tarzıyla başlayan yeni dönemde, Washington, küresel siyaseti insan hakları ve demokrasi temeli yerine jeopolitik mücadele alanı olarak dizayn etmeyi tercih ettiğinden, Çin'e karşı girişilecek ekonomik rekabette Rusya'nın daha nötralize olmasını isteyecek ve bu doğrultuda Belarus ve Ukrayna gibi ülkelerin üzerinde Rus hâkimiyetinin olmasını faydalı değerlendirecek olabilir. Bu da, Lukaşenko'nun iktidarının devamını güçlendirecek bir gelişme olacaktır. 

Prof. Dr. Ozan ÖRMECİ

Hiç yorum yok: