20 Ocak 2021 Çarşamba

ABD’de Joe Biden Dönemine Hızlı Başlangıç

 

Giriş

20 Ocak 2021 tarihi itibariyla düzenlenen törende yemin ederek görevine başlayan yeni ABD Başkanı Joe Biden, Donald Trump döneminin son aylarında yaşanan Covid-19 pandemisi, ekonomik sorunlar ve sosyal karışıklıkları çözmek amacıyla, iktidarının ilk dönemine son derece hızlı ve agresif denebilecek bir reform programıyla başlayacak. Ünlü The New York Times gazetesi için konuyu araştıran Amerikalı gazeteciler Michael D. Shear ve Peter Baker, Başkan Biden’ın ilk 10 günlük iktidarına çok hızlı bir başlangıç yapacağını ve birçok konuda Başkanlık kararnamesi ile yeni döneme hızlı başlangıçlar yapacağını iddia ediyorlar.[1] Bu yazıda, Joe Biden’ın Başkanlık döneminin ilk günlerine damga vurması beklenen reformları ve ilerleyen süreçte özellikle Türk-Amerikan ilişkilerinde neler yaşanabileceğini ele alacağım.

Biden, Kararnamelerle Başkanlığa Hızlı Bir Başlangıç Yapacak

Shear ve Baker’a göre, Biden, ofise girer girmez ilk iş olarak bazı Müslüman nüfusu yoğun ülkelerden ABD’ye yönelik seyahat yasağını kaldıracak.[2] Bunun yanı sıra, iklim değişikliğiyle mücadele için evrensel ve kapsamlı bir programı öngören Paris İklim Anlaşması’na ABD’nin yeniden dönmesini sağlamak da Biden’ın ilk gün kararları arasında yer alacak. Diğer önemli ilk Başkanlık kararnameleri ise, Trump döneminde ailelerinden ayrılan çocukların yeniden aileleri ile birleşmeleri ve federal kurumlarda maske takılmasının zorunluluk haline getirilmesi olacak.

46. ABD Başkanı Joe Biden, Başkanlık görevini devralmadan önce, ekonomiyi toparlamak adına 1,9 trilyon dolarlık bir yardım ve teşvik paketi kabul edeceğini de açıklamıştı.[3] Bu paket kapsamında, 400 milyar dolar doğrudan Covid-19 (koronavirüs) pandemisiyle mücadelede kullanılacakken, bu sayede okulların 100 gün içerisinde yeniden açılması hedeflenecek. Paketin 350 milyar dolar civarında kısmı ise eyalet ve yerel hükümetlerin bütçe açıklarını kapatmaları için harcanacak. Paket kapsamında, ayrıca, ihtiyacı olan bireylere 1.400 dolarlık direk ödeme yapılması öngörülüyor.

Joe Biden’la Başkanlığa resmi olarak başlamasından birkaç hafta önce bir telefon görüşmesi gerçekleştiren The New York Times gazetesi başyazarı Thomas Friedman, Biden’ın Donald Trump’ın Başkanlığa son vererek iyi bir iş yaptığını düşündüğünü yazarken, Başkanlığının ilk günlerinde Biden'ın önceliğinin ekonomi ve pandemiyle mücadele olacağını belirtmiştir.[4] Biden’ın JCPOA anlaşması konusunda ılımlı mesajlar verdiğini kaydeden Friedman, İran tarafının da, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif aracılığıyla yeniden bir müzakereye bile ihtiyaç duymadan anlaşmanın otomatik olarak devam edebileceğini belirttiklerini aktarmıştır.[5]

Türk-Amerikan İlişkilerinde Hızlı Bir Toparlanma Kolay Gözükmüyor

Joe Biden’ın Başkanlığının ilk dönemi daha çok iç politika odaklı olacak gibi gözükürken, ne yazık ki Biden’ın ilk döneminin Türk-Amerikan ilişkileri açısından çok da iyi geçmeyeceğini düşündüren bazı gelişmeler yaşanıyor. İlk olarak, kuşkusuz, ABD Kongresi’nin de etkisiyle Donald Trump yönetiminin giderayak CAATSA yaptırımlarını Türkiye’nin Savunma Sanayii Başkanlığı’nı hedef alacak şekilde devreye sokması, ikili ilişkileri gergin bir zemin üzerinde devam ettirecek gibi gözüküyor. Nitekim ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi ve Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, S-400 krizi nedeniyle eskiden Washington’da Ankara’yı savunan çevrelerin de artık karşıya geçtiğini ve Türk-Amerikan ilişkilerinin çok büyük bir darbe aldığını belirtiyor.[6] İkinci olarak, Biden’ın Dışişleri Bakanı olmasına kesin gözüyle bakılan Antony Blinken, Türkiye’nin Rusya'dan S-400 almasına ilişkin olarak bir açıklama yaparak, bunun bir NATO üyesi için “kabul edilemez” olduğunu vurguluyor.[7]

Bütün bu açıklamalar, iki ülke arasında S-400/F-35 ve PYD/YPG konularında yaşanan zıtlaşmanın devam edeceğini ve konunun kısa sürede çözülmesinin pek de mümkün olmadığını düşündürüyor. Bu nedenle, bence, Biden yönetimi döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin ilk yılda adeta bir güreş müsabakasının başlarındaki el-ense çekme sürecine sahne olacağını ve tarafların karşı tarafın pozisyonu ve gücünü test edecekleri biraz gergin bir dönemin yaklaştığını belirtmek gerekiyor.

Buna karşın, ilişkilerin 2022’den itibaren düzelebileceğini düşündüren olumlu gelişmelere de hazır olmak gerekir. Bunun nedeni ise, bana kalırsa, Biden yönetiminin dünyada teşvik edeceği “demokratik” modele Ortadoğu’da en yakın ülkenin -herşeye rağmen- Türkiye olmasıdır. Zira monarşiye dayalı Körfez ülkelerinin ve teokratik İran’ın güçlendiği bir Ortadoğu’da, kuşkusuz, Biden ve ekibinin Barack Obama döneminde de vurguladıkları “Müslüman demokrasi” modelinden söz etmek biraz abes kaçacaktır. Bu nedenle, Biden yönetiminin Türkiye’yi kazanmak adına hamleler yapması mümkündür. Burada kritik unsur ise, Türkiye’nin S-400 krizini bir süre unutturması ve soğutmaya alması ve Murat Mercan’ın yeni Washington Büyükelçi olarak göreve başladığı bir ortamda ABD ile temasları arttırmasıdır. Ayrıca Joe Biden’ın eskiden beri Yunanistan ve Rum lobisine yakın bir siyasetçi olarak bilinmesi sebebiyle, Doğu Akdeniz’deki gerginlikleri askeri çatışma boyutundan uzaklaştırmak ve yeniden Yunanistan’la görüşme ve müzakerelere girişmek doğru bir girişim olacaktır ki – Türk hükümeti de son dönemde bunu yapmaya başlamış ve Atina ile “istikşafi görüşmeler”e yeniden başlama kararı almıştır.

Sonuç

Sonuç olarak, Joe Biden’ın Başkanlığının ilk yılında Türk-Amerikan ilişkilerinde mucizevi bir düzelme beklememek gerekir. Hatta Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeme getirdiği reformların gerçekleşmemesi durumunda, krizlerin ve polemiklerin artması bile söz konusu olabilir. Buna karşın, Biden ve Demokratların Obama döneminde benimsediği “model ülke” yaklaşımı AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için bir şanstır. Erdoğan, eski reformist kimliğini yeniden benimser ise, Biden döneminde ilginç bir şekilde yeniden kendisi ve partisini güçlendiren bir çizgiye kayabilir. Ancak içeride iktidarı ayakta tutan Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) reformlara nasıl ikna edileceği kuşkusuz siyaseten zor bir sürece işaret etmektedir.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

[1] Michael D. Shear & Peter Baker (2021), “Biden Seeks Quick Start With Executive Actions and Aggressive Legislation”, The New York Times, 16.01.2021, Erişim Tarihi: 20.01.2021, Erişim Adresi: https://www.nytimes.com/2021/01/16/us/politics/biden-administration-executive-action-legislation.html.

[2] A.g.e.

[3] Jim Tankersley & Michael Crowley (2021), “Biden Outlines $1.9 Trillion Spending Package to Combat Virus and Downturn”, The New York Times, 14.01.2021, Erişim Tarihi: 20.01.2021, Erişim Adresi: https://www.nytimes.com/2021/01/14/business/economy/biden-economy.html.

[4] Thomas Friedman (2020), “Biden Made Sure ‘Trump Is Not Going to Be President for Four More Years’”, The New York Times, 02.12.2020, Erişim Adresi: https://www.nytimes.com/2020/12/02/opinion/biden-interview-mcconnell-china-iran.html.

[5] A.g.e.

[6] Amerika’nın Sesi (2021), “S-400 İlişkilere En Büyük Darbeyi Vurdu”, 16.01.2021, Erişim Tarihi: 20.01.2021, Erişim Adresi: https://www.amerikaninsesi.com/a/s-400-iliskilere-en-buyuk-darbeyi-vurdu/5740131.html.

[7] Sözcü (2021), “Joe Biden’ın Dışişleri Bakanı Blinken’den ‘Türkiye’ye yaptırım’ açıklaması”, 20.01.2021, Erişim Tarihi: 20.01.2021, Erişim Adresi: https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/joe-bidenin-disisleri-bakani-blinkenden-turkiyeye-yaptirim-aciklamasi-6218944/.


Hiç yorum yok: