Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, 27-28 Ocak 2014 tarihlerinde Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirecek.[1] 1992’de François Mitterand’ın yaptığı son resmi ziyaretten 22 yıl sonra gelen[2] bu ziyaret, o nedenle oldukça önemli olacağa benziyor. Her ne kadar Fransa’da yaşayan Türk yazarı Nedim Gürsel, kısa bir süre önce görüştüğü Fransız Cumhurbaşkanı Hollande’ın bu ziyaretin Başbakan Erdoğan’a destek olarak algılanıp algılanmayacağı konusunda çelişkileri olduğunu belirtmesine karşın[3], ziyaretin yoğun bir gündemi kapsayacağı ve olumlu geçeceği tahmin ediliyor. Bu yazıda, bu önemli ziyaret öncesinde son yıllarda oldukça yıpranmış görünen Türk-Fransız ilişkileriyle ilgili güncel bir değerlendirme yapmaya çalışacağım.
Kimilerine göre Atatürk Cumhuriyeti’nin kurulduktan sonra kendisine “model ülke” olarak seçtiği Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkiler, kısa bir süre öncesine kadar hiç olmadığı kadar bozulmuşa benziyordu. O dönemde ikili ilişkilerdeki en temel sorunlar; önceki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine prensip olarak karşı çıkması[4], Fransa’da Ermeni soykırımını inkar eden kişilerin cezalandırılmasını öngören bir yasanın (İnkar Yasası) kabul edilmesi[5], Fransa’nın geleneksel olarak Kürt sorunu konusundaki duyarlılığı ve iki ihtiraslı lider Nicolas Sarkozy ve Recep Tayyip Erdoğan arasındaki rekabet gibi gözüküyordu. Ancak son dönemde atılan adımlar ikili ilişkilerdeki engellerin kalkması adına umut verir nitelikte. François Hollande, geçtiğimiz yıl Sarkozy döneminde engellenen 5 başlıktan birinin açılmasını sağlayarak Türkiye’ye yönelik olumlu bir adım attı.[6] Sarkozy ve Erdoğan arasındaki rekabet de şimdilik son bulduğu için, Türkiye’nin AB üyeliğine prensip olarak karşı çıkmayan Hollande’ın pozisyonu Türkiye’nin yeniden AB hedefine yönelmesi açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Öte yandan, Suriye krizi ve daha birçok konuda iki ülkenin benzer pozisyon almış olmaları, daha yakın işbirliğinin gelecekte pekala mümkün olduğunu gösteriyor. Ayrıca atılan bazı sembolik adımlar da umut verici nitelikte. Örneğin, kısa bir süre önce 2013’ün Aralık ayında Türkiye kökenli girişimcilerin kurduğu Fransa Türk İş Dünyası Federasyonu (FEDIF) ve Paris Kültürlerarası Diyalog Platformu’nun 5. kez düzenlediği geceye Fransız ve Türk milletvekillerinin yoğun katılım göstermesi dikkat çekici bir gelişmeydi.[7] Zaten bu nedenle bu ziyarette yaşanacak görüşmelerin oldukça kapsamlı olması bekleniyor. Şimdi bu ziyarette gündeme gelebilecek konulara bir göz atalım.
Ziyarette ele alınacak konulardan en önemlisinin Suriye olması bekleniyor. Arap Baharı sürecinde en aktif ülkelerden biri olan Fransa, Arap Baharı’nın kışa dönmesinin ardından dikkatini daha çok Afrika’daki eski kolonilerine kaydırmışa benziyor. Ülkenin Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ne yaptığı müdahaleler[8] dünya kamuoyunda oldukça dikkat çekti. Suriye konusunda da ilk günden itibaren askeri müdahale konusunda en istekli ülke olan Fransa, Dış İşleri Bakanı Laurent Fabius’un “Suriye’de Cenevre Sözleşmesi’ne aykırı olarak kimyasal silahlar kullanılırsa, Fransa’nın tepkisi hemen ve şimşek gibi olacaktır” sözlerine karşın[9], daha sonraki süreçte ABD ve Rusya’nın anlaşması üzerine daha farklı bir pozisyon almıştı. Suriye krizinden en çok etkilenen ülke ise kuşkusuz Türkiye oldu. Yüzbinlerce içsavaş mağduru insana aş ve kalacak yer sağlamak durumunda kalan Türkiye, içsavaşın bir galibinin olmaması ve kesin karşıt pozisyon aldığı Beşar Esad rejiminin devrilmemesi neticesinde bu süreçten en zararlı çıkan aktör oldu. Kuzey Suriye’de etkin hale gelen PKK uzantısı PYD gruplarının ve Türkiye-Suriye sınırında yuvalanan El Kaide’ye yakın eli silahlı militanların varlığı, Türkiye açısından çok daha büyük bir güvenlik riski de oluşturmaya başladı. Suriye krizinde süreç daha çok ABD-Rusya ekseninde çözümlenecek gibi gözükse de, bölgedeki iki etkin devlet Türkiye ve Fransa’nın atacağı adımlar sürece katkı verebilir ve yeni alternatifleri gündeme getirebilir.
Ziyarette öne çıkması muhtemel ikinci konu, kuşkusuz Türkiye’nin AB üyeliği olacaktır. Aslında göreve gelmeden hemen önce attığı bir Twitter mesajında[10], “Gelecek 5 yıl içerisinde Türkiye’nin AB üyeliği şansı yok, çünkü kriterler yerine getirilmedi” mesajı veren Hollande, yine de geçtiğimiz yıl Sarkozy döneminde bloke edilen 5 başlıktan birinin açılmasına rıza göstererek Türkiye’nin gönlünü almıştı. Hollande’ın Türkiye’nin AB üyeliğine prensipte karşı çıkmadığı, ancak Türkiye’nin demokratikleşme yolunda daha kapsamlı adımlar atması gerektiğine inandığı anlaşılıyor. Ancak Hollande’ın kabinesi içerisinde Türkiye’nin üyeliğine şüpheyle yaklaşanlar da var. Örneğin, Dış İşleri Bakanı Laurent Fabius’un Türkiye’nin AB üyeliğine şüpheyle yaklaştığı biliniyor. Ancak yeni kabinede Maliye ve Ekonomi Bakanı olan ve Paris Boğaziçi Enstitüsü[11] üyesi Pierre Moscovici[12] gibi isimlerin de Türkiye’ye yakın duruşları dikkat çekiyor.[13] Bu nedenle görüşmelerde Türkiye’nin AB üyeliği konusunda dengeli ancak olumlu mesajların verilmesi olası gözüküyor. Elbette AKP hükümetinin son dönemde yöneldiği ve kuvvetler ayrılığı ilkesini hiçe sayan otoriter politikalar ve Gezi Olayları’nın Avrupa’da yarattığı şok, daha güçlü bir mesajın verilmesini engelleyecektir.
Ziyarette ele alınması ve her iki tarafı da memnun etmesi beklenen bir konu ise ekonomik ilişkiler olacaktır. Kısa bir önce ülkemize gelen[14] Sanayi Bakanı (Üretimin İyileştirilmesi Bakanı) Arnaud Montebourg’un ardından Cumhurbaşkanı Hollande’ın ziyareti bu alanda atılabilecek kapsamlı adımlara işaret ediyor. Zaten halihazırda Türkiye, Fransa’nın AB dışındaki en büyük ihracat pazarlarından biri olmaya devam etmektedir.[15] Ayrıca Ankara’nın Sinop’ta yapılacak nükleer santral ihalesini Japon-Fransız ortaklığına vermesi, daha da gelişmeye müsait ekonomik ilişkiler açısından önemli bir mesajdı.[16] Bu alanda atılacak adımları ilerleyen günlerde hep beraber göreceğiz.
Bu ziyarette gündeme gelmesi ve görüşmenin genel atmosferini bozması muhtemel bir konu ise İnkar Yasası olacak. Hollande, Cumhurbaşkanlığı kampanyası döneminde Ermeni diyasporasına bu yasayı yeniden gündeme getirme sözü vermişti. Anayasa Konseyi’nin bu kararın kesin olduğu ve bir daha gündeme getirilemeyeceğine dair uyarılarına karşın, bu yönde bazı çalışmalar dahi yapıldı.[17] Ancak bu konu 1915 olaylarının 100. yıldönümü olan 2015 yılında ve bir dahaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden gündeme gelebilir. Türkiye’nin ortak bir tarih komisyonu kurulması, karşılıklı protokollerle ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi gibi tüm adımlarına karşın karşılık alamadığı Ermenistan’ın son dönemde Avrupa’dan uzaklaşarak Rusya’ya yanaşması bu açıdan Türkiye lehine bir gelişme olarak görülebilecekken, Ermeni diyasporasının Fransa’daki etkinliği ise önemli bir dezavantaj. Bu konunun ilişkileri sabote etmemesine dikkat etmek her iki taraf açısından da doğru bir pozisyon olacağa benziyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın ziyaretini UPA adına yakından takip etmeye ve siz okurlarımıza aktarmaya çalışacağım.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] “Hollande sera en Turquie le 27 janvier”, Zaman France, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi:http://www.zamanfrance.fr/article/hollande-sera-en-turquie-27-janvier-5823.html.
[2] Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de G-20 toplantısı kapsamında 2011 Şubat’ında Türkiye’ye 5 saat süren bir ziyaret gerçekleştirmiştir ancak ikili ziyaret anlamında Hollande ziyareti, Mitterand ziyaretinden sonraki ilk ziyarettir.
[3] “Nedim Gürsel: Hollande, ‘Türkiye’ye gelirsem Erdoğan’a destek gibi mi algılanır’ diye sordu”, T24, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi: http://t24.com.tr/haber/hollande-erdogana-destek-verir-gorunmekten-cekiniyor-mu/248005.
[4] Sarkozy Türkiye’nin coğrafi olarak AB dışında yer aldığını belirtiyor ancak bunu söylerken Kıbrıs’ın haritadaki yerini esgeçiyordu.
[5] Daha sonra Fransız Anayasa Konseyi bu yasayı düşünce özgürlüğüne aykırı bularak iptal etmiştir.
[6] “Hollande to make long-awaited visit to Turkey on Jan. 27”, Today’s Zaman, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi:http://www.todayszaman.com/newsDetail_getNewsById.action;jsessionid=4DF22DAE723707F33A58B6C2086DF6AF?newsId=330778.
[7] “Türkiye-Fransa ilişkilerinde yeni dönem!”, Star, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi:http://haber.stargazete.com/dunya/turkiyefransa-iliskilerinde-yeni-donem/haber-815245.
[8] Bu konuda bir yazı için; Örmeci, Ozan (2013), “Fransa Orta Afrika Cumhuriyeti’ne Müdahale Ediyor”,Uluslararası Politika Akademisi, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi:http://politikaakademisi.org/fransa-orta-afrika-cumhuriyetine-mudahale-ediyor/.
[9] “2013 : le bilan des promesses de François Hollande”, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi: http://luipresident.blog.lemonde.fr/2014/01/02/promesses-tenues-et-brisees-le-bilan-2013-de-francois-hollande/.
[13] Berlemont, Ilan (2012), “French-Turkish Relations: Expectations from François Hollande’s Presidential Term”, Bilgesam, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi: http://www.bilgesam.org/en/index.php?option=com_content&view=article&id=524:french-turkish-relations-expectations-from-francois-hollandes-presidential-term&catid=70:ab-analizler&Itemid=131.
[14] “VISITE OFFICIELLE – Le ministre Arnaud Montebourg était en Turquie pour parler économie”, Lepetitjournal.com, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi:http://www.lepetitjournal.com/istanbul/accueil/actualite/166357-visite-officielle-le-ministre-arnaud-montebourg-etait-en-turquie-pour-parler-economie.
[15] Bu konuda bir yazı için; http://paris.be.mfa.gov.tr/ShowInfoNotes.aspx?ID=155362.
[16] Morin, Arzu Çakır (2013), “Hollande’ın gezisi ve Gezi Parkı”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25373983.asp.
[17] Morin, Arzu Çakır (2013), “Hollande’ın gezisi ve Gezi Parkı”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 10.01.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25373983.asp.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder