16 Ekim 2008 Perşembe

Red Hot Chili Peppers


Kariyerlerinin başlangıç dönemlerinde yaptıkları türlü türlü çılgınlıklar ve aykırılıklar nedeniyle bir kısım çevreler tarafından sürekli olarak ahlak dışı ve adeta toplum düşmanı olarak nitelendirilen Red Hot Chili Peppers grubu ve üyeleri, özellikle artık müzikal ve karakter olarak olgunluk dönemine eriştiklerini ispatladıkları Californication albümüyle dünya çapında çok sevilen ve tanınan bir grup haline gelmiştir. Grubun büyük popülarite yakalaması bu albümle de olsa, aslında rock müzikseverler için Red Hot Chili Peppers ve üyelerinin hikayesi ve ünü çok daha eskilere dayanmaktadır. Bu yazıda müzik tarihine ismini altın harflerle yazdırmış bu grubun hikayesini kısaca özetlemeye çalışacağım.


Öncelikle grubun çekirdeğini oluşturan Michael Balzary (Flea) ve Anthony Kiedis’in hayat hikayelerinden yazımıza başlayalım. Bundan yaklaşık 40 sene kadar önce Avustralya’nın başkenti Melbourn’de dünyaya gelen Michael Balzary, anne ve babasının boşanması sonrası annesiyle birlikte Amerika’ya Los Angeles’a yerleşir. Annesinin Amerika’da tanışıp evlendiği caz müzisyeni Walter Urban Jr. sayesinde küçük yaşta müziğe ilgi duymaya başlayan Flea, caz müzik klasiklerini dinleyerek, kendi besteleri üzerinde çalışarak ve bas gitar çalarak güzel bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirir. Afro-Amerikalı caz müzisyenleriyle olan yakınlığı ona daha sonra büyük ilgi göstereceği funk müziğin kapılarını da açmıştır. Anthony Kiedis ise annesinden ayrı yaşayan ve her yaz ziyaretine gittiği düşük çapta bir aktör olan babası Blakie Edwards’ın çılgın hayatının da etkisiyle küçük yaşta alkol, uyuşturucu ve seksle tanışır. Babasının hayatından ve Los Angeles’ın çılgın metropolitan hayatından etkilenen Kiedis, 1977 yılında Fairfax High School’a giderken bir kavga sırasında, bir daha yollarının hiç ayrılmayacağı Flea ile tanışır. O dönemde şiir yazmaya büyük ilgisi olan Kiedis, Flea’nin dahil olduğu küçük bir okul müzik grubu olan Anthym için sözler yazmaya ve şarkılara şiir okuyarak eşlik etmeye başlar. Anthym grubunun üyeleri arasında Hillel Slovak ve Jack İrons da vardır. Büyük ölçüde doğaçlama performanslarından oluşan dağınık ancak ilginç müzikleriyle Rhythm Lounge Club civarında lokal bir şöhret kazanan grup, kısa bir süre sonra ismini Red Hot Chili Peppers olarak değiştirir. Grubun ismini “Hollywood tepelerinde yeşeren bir türk psychedelic ot” olarak değerlendiren grup üyeleri, farklı müzik ekollerini (caz-funk-rock-rap) birleştiren ilginç soundlarıyla kısa sürede yapımcı firmaların da dikkatini çeker ve sonunda lokal şöhretlerinin Los Angeles’ta iyice duyulması sonrası EMI ile bir albüm anlaşması yaparlar.



O dönemde “What Is This” isimli bir grupları daha olan Jack İrons ve Hillel Slovak gruptan ayrılmak zorunda kalınca Kiedis ve Flea gitarda Jack Sherman ve bateride Cliff Martinez’in katılımıyla ekibi yeniden toplayıp, albüm çalışmalarına başlarlar. Albümün sounduna sık sık karışan yapımcılar nedeniyle istedikleri özgürlüğü bulamayan grup üyeleri 1984 yılında “Red Hot Chili Peppers” adını verdikleri bu ilk albümle fazla dikkat çekememiş ancak albüm sonrası çıktıkları turnede özellikle sahne şovlarıyla göz doldurmayı başarmışlardır. Gruba bir türlü uyum sağlayamayan Jack Sherman’ın gruptan ayrılması sonrası Hillel Slovak’ı yeniden gruba dönmeye ikna eden Flea ve Kiedis, başarısız ilk albümlerinin yanısıra hem kendilerinin, hem de özellikle Slovak’ın uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle zor dönemler yaşamaya başlarlar. Yine de ikinci albümün prodüktörlüğü için funk müziğinin babası sayılabilecek George Clinton ile anlaşan grup, büyük bir azimle ikinci albüm çalışmalarına başlar. “Freaky Styley” ismiyle 1985 yılında çıkan bu funk-hardcore karışımı albüm, “If You Want Me To Stay ve “Hollywood” gibi hit olan şarkılarla daha iyi bir satış grafiği yakalar. Cliff Martinez’i de gruptan göndererek Jack İrons’ı geri alarak eski ekibi toplayan Peppers, uyuşturucu problemleri nedeniyle 1985 yılında albüm sonrası çıktıkları turneyi zor tamamladı. Grubun üçüncü albümü rock soundunun daha ön plana çıktığı “The Uplift Mofo Party Plan” 1987 yılında yayınlandı ve “Fight Like A Brave” ve “Me And My Friends” gibi hitlerle kısa sürede meşhur oldu. Ayrıca konserlere çıplak ve penislerine çorap geçirerek çıkmaları gibi çeşitli eylemleri nedeniyle hem ilgi odağı, hem de eleştirilerin hedefi haline geliyorlardı. Plak şirketi de gruba “Party On Your Pussy” şarkısının sözlerinin değiştirilmesi için az baskı yapmamıştı. 1988 yılında “Abbey Road” isimli 45'likleri sonrası dördüncü albümleri için çalışırken, Hillel Slovak’ın aşırı dozda uyuşturucu nedeniyle ölmesi grubun bir yıla yakın bir süre müzikten uzak kalmasına neden oldu.



Flea ve Kiedis bir süre sonra toparlanmalarına karşın Slovak'ı eskiden beri tanıyan Jack İrons, geçirdiği ağır depresyonun da etkisiyle bir daha dönmemek üzere gruptan ayrılır. Grubu gittiği her konserde takip eden John Frusciante yapılan bir iki deneme sonrası yeteneğini ispat edince, grubun yeni gitaristi olur. Chad Smith’in de davulcu olarak ekibe dahil edilmesiyle albüm çalışmaları hızlanır. Uyuşturucu alışkanlıklarını düzene sokan grup üyeleri, Flea’nin bir kız çocuğunun dünyaya gelmesi ve saldırgan seksüel davranışları nedeniyle başı sık sık belaya giren Anthony Kiedis’in aktrist İone Skye’a aşık olup tek eşli bir yaşam sürmeye başlaması sayesinde çalışmalarına sakin kafayla devam edebilirler. 1989 yılında dördüncü albüm olan “Mothers's Milk” yayınlanır. “Higher Ground”, “Fire”, “Taste The Pain” ve Slovak'a adadıkları “Knock Me Down” gibi hitlerle grup artık Amerika’da tanınan ve sevilen yeni bir fenomen olmuştur. Gruba ait hediyelik eşyalar yok satarken, o dönemde en çok ilgiyi Madonna’yı grup üyelerine mastürbasyon yaptırırken gösteren t-shirtler görmüştür. Avrupa turnesine çıkan grup Amerika’daki kadar olmasa da Avrupa’da da ilgi görür ve şöhret basamaklarının en tepesine doğru yol almaya başlar. Kadın kılığında sahneye çıkmaları, televizyon talk showlarında canlı yayında soyunmaları ve konser sırasında bayan hayranlarıyla kameralar önünde sevişmeleri gibi tepki çeken hareketleri olsa da grubun popülaritesi giderek arttı ve “Pretty Woman” filmi soundtracki için “Show Me Your Soul” isimli bir şarkı dahi yaptılar. 1991 yılında ise grubun müthiş ilgi görecek albümü “BloodSugarSexMagik” yayınlandı. 1992 yılında MTV müzik ödüllerinde en iyi video klip ödülünü kazanan “Give It Away” ve Kiedis’in “melekler şehri” Los Angeles’a ve uyuşturucuya olan bağımlılığını anlatan daha sonra efsaneleşecek “Under The Bridge” gibi şarkılarla RHCP bu kez cidden zirveye yerleşir. 1992'de Pearl Jam, Smashing Pumpkins ve Nirvana ile bir konsere çıkan RHCP’da yine işler kötü gitmeye başlıyor ve yorucu rock yıldızı hayatından sıkılan Frusciante gruptan ayrılıyordu. Frusciante yerine uzun uğraşlardan sonra Dave Navarro gruba katıldı. Bu arada Flea, en yakın arkadaşı ünlü aktör River Phoenix’in ölümü üzerine yine sorunlu bir döneme girdi.



Bu sorunlu dönemde albüm çalışmalarını aksatan grup yine de Navarro’lu kadrosuyla 1994 Woodstuck’ında başarılı bir performans sergiledi. Kafalarında albüm bulunan kostümleriyle de izleyenlere unutulmaz bir şov izlettirdiler. 1995 yılında ise grup “One Hot Minute” ismi verilen albümü piyasaya sürdü. Oldukça acele hazırlanmış intibası bırakan bu albümden “Aeroplane” ve “My Friends” dışında önemli bir hit çıkmazken, satış oranları yine de düşük olmadı. Uzun bir süre birbirlerinden bağımsız tatil yapan grup üyeleri, o sıralarda solo albüm çıkaran John Frusciante’yi Navarro’nun yerine yeniden gruba alarak dört yıl sonra 1999 yılında Californication isimli unutulmaz yapıtı ortaya sürdüler. Neredeyse her parçanın hit olduğu bu unutulmaz albüm müzikalitesi kadar, özellikle Californication şarkısında görülebilecek post-modern vurgularıyla da büyük ilgi topladı. “Otherside”, “Scar Tissue”, “Californication”, “Porcelain” ve “Road Trippin” albümün en büyük hitleri olurken, RHCP artık tüm kıtalarda büyük bir hayran kitlesi bulunan efsane bir gruptur. Grubun bundan sonra çıkardığı 2002 tarihli “By The Way”, 2004 tarihli “Live In Hyde Park” ve 2006 tarihli “Stadium Arcadium” hayranları tarafından beklenildiği kadar iyi bulunmasa da, Californication gibi bir kült eser sonrası bu düşüşü normal karşılamak lazımdır diye düşünüyorum. Grup uzun bir süredir Anthony Kiedis, Flea, John Frusciante ve Chad Smith’li kadrosuyla yoluna devam ediyor ve umarım hep devam eder zira daha üretecekleri çok beste ve soyunacakları çok konser var...




Kaynaklar


- Atacan, Can, “Red Hot Chili Peppers”, Stüdyo İmge Müzik Yayıncılık


- RHCP online, http://www.redhotchilipeppers.com/



Ozan Örmeci