13 Ağustos 2024 Salı

Türkiye ile Fransa Arasında 'Fransız Okulları' Krizi

Türkiye ile Fransa arasında 2018-2021 döneminde artarak devam eden diplomatik sorunlar (bu bağlamda geleneksel kabul edilebilecek Ermeni Sorunu ve Kürt Sorunu’na ek olarak son yıllarda Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusundaki anlaşmazlıklar ön plana çıkmıştır) ve liderler arası polemikler, 2021 yılı içerisinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında yapılan verimli telekonferans görüşmesi sonrasında adeta bıçak gibi kesilmiş ve iki ülke arasındaki anlaşmazlık ve sorunlar devam etse de, bu konunun liderler tarafından kamuoyu önünde dile getirilmesine son verilirken, ayrıca Galatasaray Üniversitesi’nde çalışan Fransız akademisyenlerin dil yeterliliği konusu da çözüme ulaştırılmıştı. Ancak geçtiğimiz gün Türkiye ve Fransız basınına düşen bir haber, iki ülke arasındaki gerginlik siyasetinin yeniden başlayabileceğini göstermesi açısından önemlidir. Bu yazıda, Türkiye ile Fransa arasında başlayan ‘Fransız okulları’ krizini değerlendireceğim.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde İmparatorlukta yaşayan ve görev yapan Avrupalı ailelerin çocuklarıyla birlikte Rumlar, Ermeniler, Levantenler ve diğer gayrimüslim tebaaya eğitim vermek ve Hıristiyanlık dinini yaymak (misyonerlik) amacıyla kurulan ve zaman içerisinde Türk ve diğer Müslüman unsurların da yabancı dil eğitimi ve pozitif bilim esaslarına göre düzenlenmiş modern eğitim sistemi nedeniyle tercih ettiği Fransız okulları ve diğer yabancı menşeli (Amerikan, İngiliz, Alman, Avusturya, İtalyan vs.) okullar, Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyük Atatürk önderliğinde yeni ve modern bir ulus-devlet olarak kurulmasının ardından ilk kez Lozan Antlaşması’nda gündeme gelmiştir. Okullara, Milli Mücadele döneminde gayrimüslimlerin Türk bağımsızlık mücadelesine genelde karşıt duruşu nedeniyle pek sıcak bakmayan ulu önder ve genç Cumhuriyet yönetimi, bu konuyu Lozan’da gündemde tutmuş ve yabancı okulları kapatmayı dahi gündemine almıştır. Ancak daha sonra yapılan müzakereler ve bu okulların yabancı dil eğitiminin sağladığı faydaların da etkisiyle üzerinde uzlaşılan Antlaşma’nın 40. maddesinden[1], yabancı okullar ve bunlarla birlikte azınlık okullarının serbest olacağı, ancak Türk yasalarına uygun hareket etmeleri gerektiği anlaşılmaktadır.[2] Bu şekilde, Lozan Antlaşması’na eklenen hükümler ve sonrasında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile, yüce Atatürk ve silah arkadaşları, eğitimde birliği ve bu bağlamda tek tip, laik, milliyetçi, cumhuriyetçi, halkçı ve laik eğitim sistemimi benimsemişlerdir.[3] Bu doğrultuda, tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlanmış ve okulların içerisindeki haç sembollerini kaldırmayan, Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhine konuşan, Müslüman öğrencilerin Hıristiyanlığa geçişine izin veren ve Türkçe eğitim yapmayan bazı okullar tek parti döneminde kapatılmıştır.[4]

Bu konu ilerleyen yıllarda Türk devlet adamlarının sağduyulu ve çağdaş yaklaşımları sayesinde dengeli bir şekilde götürülmüş; yabancı okullar Atatürk milliyetçiliği çizgisinde ve laik eğitim vermeleri ve devlete ve topluma hizmet eden başarılı bireyler yetiştirmeleri nedeniyle, Türkiye için bir sorundan çok genelde bir iftihar kaynağı olmuştur. Bu konuyu zaman zaman gündeme getiren ve bir sorun olarak göstermek isteyenler ise, Batı karşıtı katı (radikal) İslamcı ve aşırı milliyetçi küçük gruplar olagelmiştir. Zaten şimdilerde yeniden Türkiye ile Fransa arasında küçük çaplı bir krize neden olan da yabancı okullar veya halk arasındaki genel adıyla “Saint’ler” (Sen’ler) olarak bilinen Fransız okulları değil, İstanbul ve Ankara’da yaşayan Fransız devlet görevlileri ve vatandaşlarının çocuklarına eğitim vermesi için özel olarak kurulmuş olan iki kolej veya lisedir. Bunlardan biri olan ve ismini efsanevi Fransız devlet adamı Charles de Gaulle'den alan Lycée Français Charles de Gaulle (Ankara Charles de Gaulle Fransız Lisesi)[5], 1942 yılında Ankara’da açılmış ve doğrudan Fransız Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak kurulmuştur. Benzer şekilde, eski adı “Papillon” olan ve ismini İstanbul aşığı ünlü Fransız gezgin ve yazar Pierre Loti’den alan Lycée Français Pierre Loti (Pierre Loti Fransız Lisesi)[6], ilerleyen yıllarda İstanbul’da Fransız vatandaşlarına hizmet amacıyla yine doğrudan Fransız Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak açılmıştır. Fakat Fransız eğitim sisteminin popülaritesi sayesinde, bu okullara zaman içerisinde diğer gayrimüslim aileler ve Türk ve Müslüman ailelerin çocukları da eğitim amacıyla başvurmaya ve kabul almaya başlamışlardır. Ancak bu iki ortaöğretim kurumunun eğitim sistemleri ve müfredatlarının Fransa’ya uygun olması nedeniyle, geçtiğimiz yıllarda da bu konu zaman zaman ilgili Bakanlık nezdinde sıkıntı yaratmıştır. Zaten şimdilerde iki devlet arasında tartışmaya neden olan okullar da Türkiye’deki MEB’e bağlı Fransız okulları veya diğer yabancı okullar değil, özel statüdeki bu iki Fransız kolejidir.

Bu iki okulun Türkiye’de faaliyet göstermesi ve Türk ve Müslüman ailelerden öğrencileri de kabul etmesi nedeniyle son dönemde konuyu yeniden gündemine alan Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’den resmi onayı olmayan bu iki okulun Fransız Milli Eğitim Bakanlığı ve Yurtdışı Fransız Eğitim Ajansı (AEFE) tarafından koordine edilen müfredatlarına yönelik değişiklik (kamuoyuna yansıyan bilgilere göre müfredata Türkçe ve Din Kültürü derslerinin eklenmesi ve bu iki okulda Türk öğretmenlerin çalıştırılması gibi hususlar gündeme getirilmiştir[7]) talep etmiş, bu talepleri karşılanmayınca da okula artık Türk öğrenci kaydedilemeyeceğini kamuoyuna duyurmuştur.[8] Ayrıca, Fransız basınına göre, Türkiye, bu konuda bu iki koleje benzer şekilde Fransa’da da Türk vatandaşlarına eğitim verebilecek okulların açılmasını talep etmiş, ancak “karşılıklılık” ilkesine dayalı bu talebi olumlu karşılanmamıştır.[9] Konu hakkında konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Fransa’yı eleştirerek, “Fransa, sadece müstemleke ülkelerine yakışan şekilde davranıyor. Öğrencilerin yüzde 90’ı Türk. Bu çocuklar yabancı öğrenciler için yapılan yükseköğrenim sınavına giriyorlar. Adaletsizlik bu.” demiştir.[10] Tekin, Paris’in yaklaşımını “kibir” kavramıyla da somutlaştırmak istemiştir.[11] Ancak ilerleyen günlerde taraflar arasında devam eden müzakereler neticesinde, MEB tarafından, Türk öğrencilerin de bu iki okula kaydolabilmesi için üzerinde çalışılan dört maddeye açıklık getirilmiştir. Buna göre;[12]

  1. Fransa’da yaşayan Türk öğrencilerin ‘Türkçe’ öğrenimini de içeren kapsamlı bir eğitim iş birliği anlaşması çalışmalarına başlanması ve en kısa sürede tamamlanması,
  2. Yasal statü verilmesini öngören uluslararası anlaşma karara bağlanana kadar adı geçen okullara yeni Türk öğrenci kaydı yapılmaması,
  3. 2024 yılının Ocak ayı itibarıyla okullarda mevcut Türk öğrencilerin listesi ile AEFE (Fransız Yurt Dışı Eğitim Ajansı) tarafından marka verilen okulların bilgilerinin önümüzdeki ders yılı başlamadan önce Bakanlığına teslim edilmesi,
  4. Bu okullar yasal bir statüye kavuşturuluncaya kadar, ilgili sınıf düzeylerinde ‘Türk Dili’, ‘Türk Kültürü’, ‘Türk Edebiyatı’, ‘Türk Tarihi’ ve ‘Coğrafya’ derslerinin MEB’in görevlendireceği Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğretmenlerce okutulması kararlaştırılmıştır.

Bu açıklama sonrasında bir açıklama yapan Fransız Büyükelçiliği ise, MEB tarafından açıklanan kararların ailelere iletilmesi sonrasında alınacak karar doğrultusunda müzakerelere devam edileceğini belirtmiştir.[13] Elçilik, bu konunun çözümlenmesi konusunda kararlı olduklarını da belirterek, olumlu bir resim çizmiştir. Nitekim Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont da, Türk-Fransız ilişkilerine on yıllardır büyük katkı yapan bu okulların yeni öğrenci kaydı yapabilmesi konusundaki müzakerelerin olumlu neticelendirilmesini beklediğini açıklamıştır.[14]

Isabelle Dumont

Ancak genelde Türk hükümetinin her türlü politikasını İslamcılık ve otoriterlik bağlamında değerlendirmeyi tercih eden Fransız basını, konuyu Büyükelçilik kadar iyimser yorumlamamış ve genelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’yi eleştiren çizgide yayınlar yapmayı tercih etmişlerdir. Örneğin, L’Express gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönettiği Türk hükümetinin kararı nedeniyle “Türk öğrencilerin Fransız okullarında eğitim alamayacaklarını” yazmıştır.[15] Fransızların ünlü Le Monde gazetesi de Fransız okullarına yeni kayıtların yasaklandığını manşetinden duyururken[16], bu kararın sadece MEB’e bağlı olmayan iki küçük okulu kapsadığı bilgisini de metin içinde vurgulamıştır. Bir diğer popüler Fransız gazetesi olan Le Figaro da haberi benzer şekilde okuyucularına sunmuş ve Türkiye’nin Fransız kibrinden rahatsız olduğunu manşetine taşımıştır.[17]

Konuyu genel anlamda değerlendirmek gerekirse, öncelikle, burada Türkiye kamuoyunda Fransız okulları olarak bilinen, müfredat bağlamında MEB’e bağlı olan ve öğrenci sayısı hayli fazla olan onlarca okulun değil, yalnızca iki küçük ve özel durumdaki ortaöğretim kurumunun tartışma konusu olduğunu belirtmek gerekir. Bu iki okul, tarihleri ve kuruluş amaçları itibariyle zaten Fransız vatandaşlarına (özellikle de diplomatik personelin çocuklarına) hizmet maksadıyla kurulmuş, ancak Fransız eğitim sisteminin başarısı ve Fransa’daki iş olanakları sayesinde zamanla Türk ailelerin de ilgisini çekmiştir. Bu anlamda, Türk hükümetinin yıllardır bu konuda bir sorun yaşanmadığı halde bir anda konuyu gündeme taşıyan tavrı eleştiri konusu yapılabilecekse de, aslında hukukilik anlamında herhangi bir hata yoktur. Ancak elbette Türkiye-Fransa ilişkilerinin krizli yakın geçmişin ardından düzelmeye başladığı ve dünyada herkesin Olimpiyatlar nedeniyle Fransa’ya kilitlendiği bir dönemde bu konunun gündeme getirilmesi biraz talihsiz olmuş ve Fransa ve Avrupa’daki Türk hükümeti alerjisini tetiklemiştir. Bu bağlamda, genel ilke olarak özellikle temel eğitimlerin verildiği ilk ve ortaöğretim kurumlarının -Türkiye ve diğer ülkelerde de- devletlerce düzenlenmesi gerektiği ortadayken, elbette özel statülü okullara veya yükseköğretimde daha farklı dil, müfredat ve eğitim anlayışı benimseyen kurumlara da -hükümetler arası anlaşmalar yoluyla- izin verilebilir. Zira günümüzde ekonomide, siyasette ve diğer her alanda olduğu gibi, insanların çok çeşitli alanlarda başarılı olabilecek birbirlerinden farklı donanımlara uygun yetiştirilmesi hem bireysel özgürlükler, hem de ülkenin ekonomik ve siyasi başarısı anlamında daha faydalı olacaktır.

Bu nedenle, bu küçük çaplı krizin bir an önce aşılması ve iki devletin orta yolu bulmasını dileyerek, Olimpiyatları başarıyla düzenleyen dost ülke Fransa’ya tebriklerimi iletmek istiyorum. Sonsöz, bu konularda geçmişten kalma aşırı hassas ve milliyetçi yaklaşımların da gerçekçi olmadığını belirtmek isterim. Zira günümüzde ne iki ülke arasında bir toprak mücadelesi ve bağımsızlık savaşı yaşanmaktadır, ne de varoluşsal bir rekabet söz konusudur. Bu nedenle, ekonomik ilişkilerin yalnızca Fransa değil, tüm Frankofon ülkelerle gelişmesi -ki bu doğrultuda Afrika ülkeleriyle yakın ilişkiler konusunda da Fransızca ciddi bir avantajdır- için Türkiye'de Fransızca eğitim veren kurumlara da, diğer yabancı dillerde (Rusça, Arapça, Farsça, Çince, Japonca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca vs.) kurumlara da ihtiyaç vardır. Bunların sayısı ve düzeyi ise, kuşkusuz, Türk devlet adamlarının ve ilgili Bakanlıkların vereceği stratejik kararlara bağlı olacaktır.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

DİPNOTLAR

[1] Tam madde şöyledir: “Madde 40 — Müslüman olmayan azınlıklara ilintili olan Türk yurttaşları hukuk bakımından ve fiilen öteki Türk yurttaşlarına uygulanan işlemlerin ve sağlanan güvencelerin tıpkısından yararlanacaklar ve özellikle, harcamaları kendilerince yapılmak üzere, her türlü yardım, dinsel ya da sosyal kurumları, her türlü okul ve benzeri öğretim ve eğitim kurumları kurma, yönetme ve denetleme ve buralarda kendi dillerini özgürce kullanma ve dinsel ayinlerini serbestçe yapına bakımından eşit bir hakka sahip bulunacaklardır.” Bakınız; İnönü Vakfı, “Lozan Barış Antlaşması Tam Metni”, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://www.ismetinonu.org.tr/lozan-baris-antlasmasi-tam-metni/.

[2] İlhan Aksoy (2014), “Lozan Antlaşmasında Azınlık Okulları ve Yabancı Okullar”, Akademik Hassasiyetler, Cilt 1, Sayı: 1, s. 75.

[3] Sezen Kılıç, “Atatürk Döneminde Yabancı Okullar”, Atatürk Ansiklopedisi, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturk-doneminde-yabanci-okullar/.

[4] A.g.e.

[5] Web sitesi için; https://www.lcdgankara.org/.

[6] Web sitesi için; https://pierreloti-lycee.skolengo.com/.

[7] Anka Haber Ajansı (2024), “Türkiye ile Fransa arasında ‘Türkiye’deki Fransız okulları’ krizi… MEB, Fransızlara nota verdi: Anlaşma imzalanmazsa, Fransız okullarına Türk öğrenci alınmayacak”, 13.07.2024, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://ankahaber.net/haber/detay/turkiye_ile_fransa_arasinda_turkiyedeki_fransiz_okullari_krizi_meb_fransizlara_nota_verdi_anlasma_imzalanmazsa_fransiz_okullarina_turk_ogrenci_alinmayacak_187681.

[8] Begum Tunakan (2024), “Türkiye'deki Fransız okulları krizi: Fransa'dan Ankara'ya heyet geliyor”, Euronews, 16.07.2024, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://tr.euronews.com/2024/07/16/turkiyedeki-fransiz-okullari-krizi-fransadan-ankaraya-heyet-geliyor.

[9] L’Express (2024), “Ecoles françaises en Turquie : pourquoi la crise couve entre Paris et Ankara”, 13.07.2024, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://www.lexpress.fr/monde/proche-moyen-orient/ecoles-francaises-en-turquie-pourquoi-la-crise-couve-entre-paris-et-ankara-AAE2CSXUVFFU5M43DF4ZTO4XIA/.

[10] T24 (2024), “MEB'in Charles De Gaulle ve Pierre Loti'de Türk öğrencilerin kayıtlarını durdurmasının ardından Fransa Büyükelçiliği'nden açıklama: Müzakereler yeniden başlayacak”, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://teststage.t24.com.tr/haber/meb-charles-de-gaulle-ve-pierre-loti-okullarina-turk-ogrencilerin-kayitlari-durduruldu,1178633.

[11] L’Express (2024), “Ecoles françaises en Turquie : pourquoi la crise couve entre Paris et Ankara”, 13.07.2024, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://www.lexpress.fr/monde/proche-moyen-orient/ecoles-francaises-en-turquie-pourquoi-la-crise-couve-entre-paris-et-ankara-AAE2CSXUVFFU5M43DF4ZTO4XIA/.

[12] Fransa Postası (2024), “Türkiye ile Fransa arasında okul krizi: İki Fransız okulu yeni Türk öğrenci alamayacak”, 01.08.2024, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://www.fransapostasi.fr/turkiye/turkiye-ile-fransa-arasinda-okul-krizi-iki-fransiz-okulu-yeni-turk-ogrenci-alamayacak/.

[13] T24 (2024), “MEB'in Charles De Gaulle ve Pierre Loti'de Türk öğrencilerin kayıtlarını durdurmasının ardından Fransa Büyükelçiliği'nden açıklama: Müzakereler yeniden başlayacak”, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://teststage.t24.com.tr/haber/meb-charles-de-gaulle-ve-pierre-loti-okullarina-turk-ogrencilerin-kayitlari-durduruldu,1178633.

[14] Le Figaro (2024), “Ecoles françaises en Turquie: Ankara dénonce «l'arrogance» de la France”, 13.07.2024, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://www.lefigaro.fr/international/ecoles-francaises-en-turquie-ankara-denonce-l-arrogance-de-la-france-20240713.

[15] L’Express (2024), “Ecoles françaises en Turquie : pourquoi la crise couve entre Paris et Ankara”, 13.07.2024, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://www.lexpress.fr/monde/proche-moyen-orient/ecoles-francaises-en-turquie-pourquoi-la-crise-couve-entre-paris-et-ankara-AAE2CSXUVFFU5M43DF4ZTO4XIA/.

[16] Le Monde (2024), “La Turquie interdit toute nouvelle inscription dans les écoles françaises”, 10.08.2024, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://www.lemonde.fr/international/article/2024/08/10/la-turquie-interdit-toute-nouvelle-inscription-dans-les-ecoles-francaises_6275227_3210.html.

[17] Le Figaro (2024), “Ecoles françaises en Turquie: Ankara dénonce «l'arrogance» de la France”, 13.07.2024, Erişim Tarihi: 13.08.2024, Erişim Adresi: https://www.lefigaro.fr/international/ecoles-francaises-en-turquie-ankara-denonce-l-arrogance-de-la-france-20240713.

Hiç yorum yok: