22 Mart 2024 Cuma

Rusya Uzmanı Ümit Nazmi Hazır’la Mülakat: Putin’in Beşinci Seçim Zaferi

Ümit Nazmi Hazır, Ege Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler alanında lisans ve yüksek lisans derecelerini almıştır. Lisans eğitimi sırasında Erasmus programıyla bir yıl Polonya’da WSAP Kamu Yönetimi Üniversitesi’nde eğitim görmüş ve yüksek lisans eğitimi sırasında bir yıl Rus Devlet Beşerî Bilimler Üniversitesi’nde burslu dil eğitimi almıştır. Ayrıca, Ankara’da Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nda (TİKA) staj yapmıştır. Hazır, bunların yanı sıra, Prag’da Uluslararası İlişkiler Enstitüsü ve Varşova’da Doğu Çalışmaları Merkezi adlı düşünce kuruluşlarında ve Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi’nde misafir araştırmacı olarak bulunmuş ve Moskova’da Rus Devlet Beşerî Bilimler Üniversitesi Rus-Türk Eğitim ve Araştırma Merkezi’nde misafir öğretim görevlisi olarak ders vermiştir. Kendisi birçok yabancı ve Türk televizyon kanalında değerlendirmede bulunmuş ve Türkçe, İngilizce ve Rusça dillerinde akademik makaleler yazmıştır. Ayrıca, Çeçenistan, Dağıstan, İnguşetya, Ermenistan, Gürcistan gibi Kafkasya’nın çeşitli yerlerinde ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Rusya Federasyonu içerisinde çeşitli bölgelerde saha çalışması gerçekleştirmiştir. Ümit Nazmi Hazır, şu sıralar Moskova’da Higher School of Economics’de (HSE) Siyaset Bilimi ve Bölge Çalışmaları bölümünde doktora yapmaktadır. Kendisi, İngilizce ve Rusça bilmekte, Rusya ve Avrasya üzerine çalışmalarına Uluslararası İlişkileri teorileri, kimlik ve ideoloji bağlamında Moskova’da devam etmektedir.

Ozan Örmeci: Ümit Bey dostum, genç yaşınıza rağmen başarılarla dolu kariyeriniz için sizi kutluyorum. İnşallah ileride uluslararası çapta dikkate alınan önemli bir Rusya uzmanı olacak ve Türk akademisine önemli hizmetler yapacaksınız. Mülakata güncel bir konuyla başlamak isterim. 2024 Rusya Devlet Başkanlığı seçimi, Batı dünyasında sonucunun önceden belli olması ve muhaliflere yönelik kısıtlamalar nedeniyle fazla ilgi görmedi ve demokratik bir seçim olarak değerlendirilmeli. Buna karşın, Ukrayna ile savaşın yarattığı ekonomik sorunlara rağmen, Rusya’daki halkların yüzde 74 gibi yüksek bir oranda sandığa gitmesi/seçime katılması ve Devlet Başkanı Vladimir Putin’in beşinci defa ve tarihin en yüksek oyu olan yüzde 87-88 gibi bir destekle seçilmesi dikkat çekti. Siz seçim sürecinde neler gözlemlediniz; sizce insanlar isteyerek ve bilinçli mi oy kullandılar? Yoksa devlet baskısı ve oy sayımı konusunda şişirme mi yapılıyor?

Ümit Nazmi Hazır: Rusya’daki bu seçimi diğerlerinden ayıran nokta savaş ortamında gerçekleşmesiydi. İnsanlar, savaş halen devam ederken iktidarı değiştirmek istemediler. Ruslar, gemi seferdeyken kaptan değiştirilmez, ya da bizdeki tabirle ‘‘dereyi geçerken at değiştirilmez’’ düşüncesiyle hareket etti. Savaş öncesi Putin’e olan destek şu ankinden daha düşüktü. Hatta Levada gibi anket firmaları Putin’e olan desteğin yüzde 29’a düştüğünü bile iddia etmişti. Fakat Ukrayna’ya askeri operasyonun başlamasından sonra, Putin, hem toplumdaki, hem de siyasi elitler arasındaki gücünü konsolide etti. Putin’in Makyavelist yöntemler izlemesi de cabası… Savaştan önce konuştuğum ve Putin’i eleştiren birçok Rus, savaşın başlamasından sonra, Putin hataları ve eksiklikleri olsa da "ülkesinin çıkarlarını savunuyor" dedi. Bir bakıma Putin’e olan destekle Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonlarına destek paralellik göstermekte. Sonuçta, birçok Rus’un düşüncesine göre, ‘‘Rusya kolektif Batı’ya karşı bir varlık mücadelesi vermekte,  savaşmakta ve Putin de Rusya’nın varlığını savunmakta.’’

Öte yandan, Rusya’da savaşın başlamasıyla kısıtlı olan muhalefetin alanı daha da daraldı. Savaş karşıtı olan gruplar marjinalleştirildi. Bundan dolayı, yakın zaman önce hapishanede ölen Rus muhalif Aleksey Navalny savaşın başlamasından sonra gündemden düştü. Ayrıca Navalny’nin dezavantajlarından biri de, sistemin içerisinden ve sermayedarlardan kendisini destekleyen grupların olmamasıydı. Rusya’da seçim bağlamında rekabetçi bir ortam olmadığı ise herkesin bildiği bir gerçek zaten. Türkiye’de birçok muhalif aktör bulunmakta; fakat Rusya’da şu anda herhangi bir muhalif aktör ve isim kalmamış durumda. Savaşın başlamasıyla birlikte birçok savaş karşıtı Rus ülkeden ayrıldı. Şu anda Rusya’nın yurt dışında muhalif bir diasporası oluşmakta. Navalny’nin eşi ve şu anda Avrupa’da olan Yulia Navalnaya yurt dışındaki muhalif Rus diasporasını konsolide etmeye çalışacaktır, fakat Rusya içerisindeki etkisi sınırlı olacaktır. Birçok Rus'ta, Batı destekçisi muhalif şayet başa gelirse, Rusya, 1990’lardaki yıkımı tekrar yaşayacaktır düşüncesi hâkim. Rusya’nın 1990’lardaki Batılılaşması ve liberalleşmesi Osmanlı’daki Tanzimat Batılılaşmasıyla benzerlikler taşımakta. Her ikisi de devletin çöküşünü hızlandırdı. Bu arada Batılılaşma’nın topyekun kötü olduğunu da iddia etmiyorum. Atatürk ve Çar Petro’nun izlediği Batılılaşma ve çağdaşlaşma daha doğru bir metodolojiye sahipti ki; modernleşme sayesinde Çar Petro Rusya’yı imparatorluk mertebesine, Atatürk de feodal yapıdaki bir ülkeyi modern bir ulusa dönüştürmüştür…

Öte yandan, Rusya’da muhalif düşünceye sahip insanlarda da Putin ölmediği sürece sistemin değişmeyeceği düşüncesi hâkim; bu da Rus toplumunun daha da apolitikleşmesinin ve siyasete ilgisizliğin artmasına neden olmuş durumda. Ayrıca şunu da belirtmek isterim; Rusya'dan demokrasinin çıkacağını hayal ediyorsanız eğer, Rusya'nın Korkunç İvan'dan Putin'e kadar olan 500 yıllık hikâyesinde otokrasinin Rusya'nın 3 temel parametresinden biri olduğunu ve Rusya'nın dağılmasını engelleyen en önemli merkezcil kuvvet olduğunu gözden kaçırıyorsunuz demektir.

Ozan Örmeci: Rusya’da yakın geçmişte Komünist Parti’nin Putin’e rakip olamasa da güçlü adaylar çıkarabildiği ve yüzde 20 civarında oy alabildiği görülüyordu. Ancak bu seçimde muhalif adayların hepsi yüzde 4’ü bile geçemediler. Rusya’daki muhalefetin durumu nedir? Muhalefet partileri neden bu kadar etkisiz kalıyorlar?

Ümit Nazmi Hazır: Rusya’da komünist düşünceye sahip olanlar ve Komünist Parti’yi destekleyenler daha çok yaşlılar. Komünist seçmen giderek yaşlanıyor veya göçüyor, gençler ise Rusya Federasyonu Komünist Partisi'nin sloganlarını modası geçmiş buluyorlar. 1990’larda abartılı bir şekilde bütün günahların SSCB’ye ve sosyalizme atılmasıyla da bağlantılı olarak, Rus toplumunda komünist düşüncenin genç ve orta yaş kesimde çok büyük bir etkisi yok. Ayrıca Komünist Parti’nin  çıkardıkları aday olan Haritonov da yaşlı bir adaydı (75 yaşında). Diğer nokta, Komünist Parti de Batı karşıtı ve Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonlarını destekliyor. Şu anki iktidar da zaten maksimum düzeyde Batı karşıtı ve Batı ile savaş halinde. Bu da, Komünist Parti’nin söylemsel olarak alanını daraltmakta. Ayrıca Komünist Parti çok iddialı proje ve önerilerle de gelemedi.

Ozan Örmeci: Yıllardır Rusya’da yaşıyor, eğitim alıyor ve bu ülke siyaseti hakkında makaleler yazıyor ve röportajlar veriyorsunuz. İçeriden en doğru gözlem yapabilecek biri olarak, Ukrayna Savaşı’nın Rusya’da ekonomi ve halk üzerindeki etkileri sizce neler oldu? Ülkede toplumun genel ruh hali nasıl seyrediyor?

Ümit Nazmi Hazır: Savaşın başlarında, Batı’da, ekonomik yaptırımlar uygular ve Rusya’yı izole edersek, Rus toplumunda Kremlin’e yönelik savaş karşıtı bir baskı olur düşüncesi vardı. Fakat bu gerçekleşmedi. Vtsiom ve Levada anket firmalarının çalışmaları gösteriyor ki, Rusların yüzde 70’nden fazlası Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonlarını destekliyor; her ne kadar savaşın bitmesini tercih etseler de... Savaşın ülke ekonomisinde etkisi elbette oldu; enflasyon artışı gibi bazı olumsuz durumları burada uzun yıllardır yaşayan biri olarak ben de doğrudan hissediyorum. Fakat büyük bir ekonomik yıkım da olmadı. Rusya, şimdilik kaynakları sayesinde savaşı sürdürebilmekte, fakat savaş ne kadar uzun sürerse ekonomik koşullar Rus toplumunda daha fazla hissedilecektir. Yüksek gelirli ve sürekli yurt dışına giden kesim de bundan etkilendi. Fakat düşük gelirli kesimin yaşam koşulları zaten kötü olduğu için çok bir şey değişmedi onlar için. Sadece kapusta (lahana), papates yiyerek ve vodka içerek yaşamını sürdüren insanlar var Rusya’da. Onlar savaştan önce de çok iyi koşullarda yaşamıyorlardı zaten.

Ozan Örmeci: Rus lider Vladimir Putin’in Rusya’da halk için ifade ettiği anlamı nasıl yorumlarsınız? Ek olarak, Putin’in bu inanılmaz başarısının sırrı sizce nedir?

Ümit Nazmi Hazır: Rusların hepsi için değil; ama birçoğu için ifade ettiği anlam "ailenin sert babası". Bir bakıma, zaman zaman evin annesini ve çocukları azarlayan otoriter bir baba, fakat aynı zamanda ailesini koruduğuna inanılan bir baba figürü. Ukrayna Savaşı'nın sonucu, Putin’in Rus tarihinde ve imgesinde nasıl yer edineceğini belirleyecek. Ya 3. İvan, ya da 2. Nikolay... Ama savaşın şu anki gidişatına bakılırsa 2. Nikolay olarak tarihte yer edinmesi daha az olasılık olarak gözüküyor.

Ozan Örmeci: Rusya’daki üniversiteler ve akademisyenler Ukrayna Savaşı nedeniyle ülkelerine uygulanan yaptırımlardan ciddi şekilde etkileniyorlar. Buna karşın, Sovyetler Birliği’nin ardılı büyük bir medeniyet olarak, birçok alanda hâlâ Türkiye’ye destek olabilecek yüksek potansiyelleri var. Sizin Rusya’da üniversite camiasındaki gözlemleriniz nelerdir? Türkiye ile kıyasladığınızda göze çarpan temel farklılıklar nelerdir? Rusya’da eğitim almak isteyen Türk öğrenciler ve çalışmak isteyen Türk akademisyenlere ne gibi tavsiye ve önerileriniz olabilir?

Ümit Nazmi Hazır: Rusya ile Türkiye arasındaki eğitim kalitesi bölümden bölüme değişmekte. Örneğin, Türkiye’deki tıp fakültelerinin eğitim kalitesinin Rusya’dan daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, Rusya ise Şarkiyatçılık alanında bizden daha önde. Rusya’da Türkoloji okuyan bir Rus’un, Türkiye’de Rus Dili ve Edebiyatı okuyan bir Türk’ten alanı konusunda bilgisi daha fazla. Çünkü Türkoloji okuyan Rus öğrenciler sadece Türk dilini değil; Türkiye’nin tarihini ve siyasetini de öğreniyorlar.

Diğer nokta, Rusya bizim kuzeydeki en önemli komşumuz; yüzyıllardır olduğu gibi... Bundan sonra da hep var olacak ve Türkiye için büyük önem arz edecek bir ülke. Bu ülkeyi iyi tanımamız ve Rusya ile iyi ilişkilere sahip olmamız elzem. Her ne kadar rekabet içinde olduğu coğrafyalar olsa da, Rusya ile ilişkilerin iyi olması Türkiye’ye dış politikada stratejik özerklik ve manevra alanı sağlamakta. Rusya, ayrıca çok geniş bir coğrafya ve bu coğrafyada çalışılacak ve şu ana kadar da çalışılmamış birçok halk var. Rusya çalışacak Türk akademisyen ve araştırmacıların bu halklara eğilmesini tavsiye ederim.

Ozan Örmeci: Rusya’da Türkiye konusunda en ciddi araştırmalar ve doğru yorumlar yapan ve yakından takip ettiğiniz uzmanlar/akademisyenler kimlerdir?

Ümit Nazmi Hazır: Rusya’nın Türkiye konusunda geniş bir heybesi var. Geçmişten bu yana birçok Türkolog yetiştirmiş ve şarkiyatçılık konusunda iyi bir ülke. Birçok takip ettiğim Türkiye uzmanı Rus var. Örneğin, Pavel Shlykov, Yuriy Mavaşev ve bazı önemli Türkologlar.

Ozan Örmeci: Genç dostum, bu mülakat için sana teşekkür ediyor ve başarılarının devamını biliyorum. Rusya’ya sevgilerle…

Tarih: 22/03/2024


Hiç yorum yok: