19 Ekim 2022 Çarşamba

Global Firepower Sitesine Göre Türkiye ile Yunanistan’ın Askeri Güçlerinin Kıyaslanması

 

Son dönemde Yunanistan’ın Ege Adaları’nı uluslararası hukuka aykırı olarak silahlandırması ve Yunanistan’da sayısı giderek artan Amerikan askeri üsleri nedeniyle gerilen Türk-Yunan ilişkilerinde çatışma ihtimali yeniden ortaya çıkarken, iki ülkenin askeri güçlerinin güncel durumu da çeşitli tartışmalara neden oluyor. Bu yazıda, Global Firepower web sitesine göre[1] Türkiye ile Yunanistan’ın askeri güçlerini kıyaslayarak, Yunanistan’ın gerçekten Türkiye için bir güvenlik tehdidi oluşturup oluşturmadığına yanıt vermeye çalışacağım.

Ülkelerin askeri güçleri ve kapasitelerini yakından takip eden Global Firepower web sitesine göre, genel tabloda, Türkiye dünyanın en güçlü 13. ordusuna (Türk Silahlı Kuvvetleri-TSK) sahipken, Yunanistan’ın yeri ise 27.liktir.[2] Ülkelerin askeri güçlerini ölçen ilk veri olan nüfus konusunda, Türkiye, komşusu Yunanistan’a kıyasla çok daha iyi bir konumdadır. Öyle ki, yaklaşık 82,5 milyon nüfusu olan Türkiye, 10,5 milyon nüfusa sahip Yunanistan’dan yaklaşık 8 kat daha kalabalıktır. Bu durum, kendisini insan gücü konusunda da göstermektedir. Şöyle ki, Türkiye’nin savaşta kullanabileceği yaklaşık 35 milyon nüfusu varken, Yunanistan’da bu rakam 4 milyon düzeyindedir. Aktif askeri personel açısından da, Ankara, komşusu Atina’nın çok daha önündedir; zira Türkiye’nin 425.000 aktif askeri personeli varken, Yunanistan’da bu rakam 130.000 dolaylarındadır. İki ülke paramiliter güçler açısından kıyaslandığında da, 150.000 kişilik Türkiye, 35.000 kişilik Yunanistan’dan çok daha güçlüdür. Bir diğer önemli konu olan savunma bütçelerine geldiğimizde; Türkiye, savunması için yıllık 10 milyar dolar harcarken, Yunanistan’da bu rakam 6,6 milyar dolar düzeyindedir. İki ülke de dış borç konusunda oldukça kötü durumdalarken, bu rakam Yunanistan için 485 milyar dolar, Türkiye içinse 439 milyar dolar düzeyindedir. Ülkelerin döviz ve altın rezervleri de savaş/çatışma ihtimali için önemli bir veridir ve bu alanda da, Türkiye, Yunanistan’a karşı çok ağır basmaktadır. Öyle ki, Türkiye’nin rezervi 108 milyar dolarken, Yunanistan’ın yalnızca 7-8 milyar dolaylarındadır. Satın alma gücü paritesine (PPP) baktığımızda da, yine Ankara’nın büyük avantajı ve üstünlüğü göze çarpmaktadır. Öyle ki, Türkiye’nin satın alma gücü paritesi 2,5 trilyon dolarken, Yunanistan’ın yalnızca 295 milyar dolardır.

Bu makro verilerin yanında, daha somut ve çatışmalarda etkili olacak askeri kapasite ölçümlerine geçtiğimizde, ilk olarak hava gücü konusunda bir kıyaslama yapabiliriz. Bu alanda Türkiye’nin 1.057 uçakla 633 uçağı olan Yunanistan’a karşı net bir üstünlüğü bulunurken, savaş jetleri konusunda Türkiye’nin üstünlüğü daha az ve 205’e karşı 188’dir. Ayrıca son dönemde Atina’nın Fransa’dan Rafale jetleri alarak, F-16’larını modernleştirerek ve NATO üyesi ülkelerce ABD’de sürdürülen F-35 programına dahil olarak avantajı kendisine geçirmeye çalıştığı iddia edilebilir. Nakliye uçakları konusunda da, Ankara, Atina’ya karşı 17’ye karşı 81’le ile çok üstün durumdadır. Benzer şekilde eğitim uçakları konusunda da Türkiye’nin Yunanistan’a 144’e karşı 270’le açık bir üstünlüğü bulunmaktadır. Özel görev uçakları konusunda Ankara’nın üstünlüğü 14’e karşı 20 iken, helikopterler konusunda 270’e karşı 474’le daha açık bir fark söz konusudur. Saldırı helikopterleri anlamında da, Türkiye, 29’a karşı 107 ile komşusuna göre çok daha avantajlı durumdadır.

Kara güçlerine geçtiğimizde; tanklar konusunda Türkiye’nin Yunanistan’a 1.243’e karşı 3.002 ile net bir üstünlüğü bulunmaktadır. Zırhlı araçlar konusunda da, Ankara, Atina’nın 6.134 aracına karşı 13.270 ile net üstün durumdadır. Kundak Motorlu topçu sistemleri konusunda Türkiye’nin yine 590’a karşı 956 ile üstünlük durumu bulunmaktadır. Obüsler konusunda da, yine Ankara ağır basmakta ve Atina’nın 669 obüsüne karşı 1.189 obüse ev sahipliği yapmaktadır. Hareketli roket atma cihazları konusunda da, her zaman olduğu gibi Türkiye ağır basmakta ve Atina’nın 147’sine karşı 407 ile üstünlük sağlamaktadır.

İki ülkenin deniz güçlerini kıyasladığımızda; ilk olarak donanma gücü konusunda Türkiye’nin Yunanistan’a 120’ye karşı 156 ile bir üstünlüğü bulunmaktadır. Her iki ülkenin de henüz uçak gemisi yokken, denizaltı konusunda Türkiye’nin Yunanistan’a üstünlüğü yalnızca 11’e karşı 12 düzeyindedir. Fırkateynler konusunda da Türkiye’nin üstünlüğü cüzi düzeydedir ve 13’e karşı 16’dır. Hafif savaş gemileri korvetler konusunda ise Türkiye 0’a karşı 10’la açık avantaj sahibidir. Ayrıca her iki ülkenin de karakol gemisi sayısı 35’tir ve güçleri denktir. Mayın gemisi konusunda da Ankara 8’e karşı 11’le avantajını korumaktadır.

Kara-deniz-hava kuvvetlerine açısından genel bir değerlendirme yapıldığında; Türkiye’nin kara kuvvetleri anlamında çok üstün olduğu, hava kuvvetleri konusunda yine üstün olmakla birlikte Yunanistan’ın son dönemde atılım yapmaya başladığı ve deniz kuvvetleri konusunda da iki ülke arasında fazla bir farkın olmadığı söylenebilir. Bu anlamda, bu rakamlara göre Türkiye’nin gelecekte hava ve deniz kuvvetlerini güçlendirmesi gerektiği sonucuna ulaşılabilir.

Son Rusya-Ukrayna Savaşı’nda da görüldüğü üzere savaş ve çatışmalarda kritik bir unsur olan lojistik verilerine baktığımızda; ilk olarak havaalanları konusunda Türkiye’nin Yunanistan’a 77’ye karşı 98’le bir üstünlüğü bulunmaktadır. Ticaret gemileri konusunda ise, Yunanistan, Türkiye’den 1.217’ye karşı 1.236 ile üstün durumdadır. Limanlar konusunda da Türkiye’nin 7’ye karşı 10’la kısmi bir avantajı bulunurken, işgücü konusunda 25-26 milyonluk Türkiye, 4 milyonluk işgücü olan Yunanistan’dan çok daha üstündür. Taşıt yolu konusunda ise, Yunanistan, 67.333 kilometreye karşı 117.000 kilometre ile daha ileri durumdadır. Bu anlamda, lojistik konusunda da Türkiye’nin büyüklüğü ölçüsünde güçlü olmadığı ve bazı alanlarda Yunanistan’ın daha ileride olduğu belirtilebilir.

Savaşlarda bir diğer kritik unsur haline gelen enerji parametrelerine baktığımızda; ilk olarak petrol üretimi konusunda Türkiye’nin Yunanistan’a 13 katlık bir üstünlüğü bulunmaktadır. Petrol tüketimi konusunda ise, Türkiye, Yunanistan’dan yaklaşık 3 kat bir tüketime sahiptir. İspatlanmış rezervler konusunda ise, Ankara, Atina’dan 34 kat avantajlıdır.

Coğrafi verilere baktığımızda ise; ilk olarak Türkiye, Yunanistan’ın yaklaşık 6 katı büyüklüğünde bir ülke olarak dikkat çekmektedir. Türkiye’nin diğer ülkelerle 2.816 kilometrelik sınırı varken, Yunanistan için bu rakam 1.110 kilometre düzeyindedir. Sahil şeridi konusunda ise Yunanistan’ın üstünlüğü bulunmaktadır ki, sınır ve sahil şeridinin uzunluğu, özellikle Türkiye’ye yakın adalar da düşünüldüğünde, Atina için bir avantajdan çok dezavantaj haline gelebilir. Suyolları konusunda ise, Türkiye, 1.200 kilometre ile 6 kilometrelik suyolu olan Yunanistan’dan daha avantajlıdır.

Bu verilere bakıldığında, iki ülkenin askeri kapasite ve güç olarak kıyaslanabilecek düzeyde olmadıkları ve Türkiye’nin neredeyse her konuda çok ağır bastığı görülmektedir. Bu anlamda, Yunanistan’ın Türkiye için bir tehdit oluşturması durumundan ziyade, Türkiye’nin Yunanistan için bir tehlike unsuru olarak algılanması daha doğal bir durumdur. Fakat şunu da eklemek gerekir ki, Yunanistan tüm birliklerini olası bir savaşta Türkiye’ye karşı kullanabilirken, Türkiye, doğusundan da tehlike algıladığı için, tüm birliklerini Yunanistan’a karşı kullanmayacaktır. Fakat bu dezavantaj da, Türk askerlerinin savaş tecrübesinin Yunanistan’daki muadillerinden çok daha üstün olduğu gerçeği ve bu verilere dahil edilmeyen drone (iha/siha) teknolojisiyle dengelenecek ve sonuçta Türkiye’nin açık üstünlüğü devam edecektir. Bu üstünlüğe rağmen, ilginçtir ki, Ege ve Doğu Akdeniz’de ABD ve Fransa gibi Batılı müttefiklerinin de etkisiyle, daha atak ve cüretkâr davranan ülke son dönemde Yunanistan’dır. Oysa bir çatışma/savaşın maliyeti Yunanistan için çok daha ağır olabilecektir. Bu anlamda, iki ülkenin sorunlarını diplomatik yollarla çözmeleri bence en doğru yöntem olacaktır. Türkiye’de Cumhuriyet rejiminin kurulmasının 100. yıldönümünün kutlanacağı ve iktidarın meşruiyet ve destek krizi yaşadığı bir dönemde, Yunanistan’dan çok daha olgun ve barışçıl bir tavır beklemek hakkımızdır. Nitekim Başbakan Kiryakos Miçotakis’in Bartın’daki kömür madeninde meydana gelen patlama sonrasında Türkiye’ye yardım teklif etmesi güzel bir girişim olmuştur. Bu gibi jestlerin karşılıklı olarak devam etmesi en büyük dileğimizdir…

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

Hiç yorum yok: