23 Mayıs 2016 Pazartesi

AK Parti'nin Yeni Genel Başkanı ve Türkiye'nin Yeni Başbakanı Binali Yıldırım Oldu


Önceki gün (22 Mayıs 2016) yapılan Adalet ve Kalkınma Partisi Kongresi’ne tek aday olarak giren Binali Yıldırım (61)[1], oyların neredeyse tamamını alarak AK Parti’nin yeni Genel Başkanı seçildi. Yıldırım, Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’ndan sonra partinin 3. Genel Başkanı olacak. Ahmet Davutoğlu’nun istifasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen Yıldırım, böylelikle Türkiye’nin 27. Başbakanı da olacak.

1955 Erzincan Refahiye doğumlu olan Yıldırım[2], 1970'te Piri Reis Ortaokulu’nu ve 1973 yılında Kasımpaşa Lisesi’ni bitirip, ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu ve aynı bölümde yüksek lisans yaptı. Akabinde 1978-1993 yılları arasında Türkiye Gemi Sanayi Genel Müdürlüğü ve Camialtı Tersanesi’nde çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı. Yine 1990-1991 yılları arasında İsveç’te bulunan Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne (IMO) ait Dünya Denizcilik Üniversitesi’nde (WMU) Denizde Can ve Mal Güvenliği Yönetimi konusunda ihtisas eğitimi aldı. Bu eğitim sırasında, toplam 6 ay süreyle İskandinavya ülkeleri ve Avrupa’da çeşitli ülke limanlarında Denizcilik İdaresi Uzmanları ile birlikte kontrollerde bulundu. Siyasete 2002 yılında AK Parti ile adım atan Yıldırım, 22. ve 23. dönem parlamentolarında Erzincan, 24. ve 26. dönemde ise İzmir milletvekilliği yaptı (halen yapmaktadır). 58., 59., 60., 61., 62. ve 64. hükümetlerde Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı yapan Yıldırım, 2014 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalesi olarak bilinen İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldu ve partisinin oy oranını yüzde 36’lara çıkarmasına rağmen yarışı kaybetti. Daha sonra bir süre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlığını yapan Yıldırım, son olarak Ahmet Davutoğlu Başbakanlığındaki 64. hükümette Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak görev yapıyordu. Yıldırım, 11 yılı aşkın süreyle Ulaştırma Bakanlığı yaparak, bu alanda Türkiye’de rekor kırmış önemli bir siyasetçi olarak dikkat çekiyor.

Kendisi gibi mütedeyyin bir öğretmen olan Semiha Yıldırım ile evli olan Binali Yıldırım’ın üç çocuğu var. Ayrıca kendisinin orta düzeyde Fransızca ve İngilizce bildiği ifade ediliyor. Dindar bir Müslüman olan Yıldırım, buna karşın iç siyasette polemiklere girmeyen ve saldırgan olmayan üslubuyla ülke genelinde sevilen bir isim. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adeta atadığı bir Başbakan olarak, “düşük profil” tartışmaları kendisine zarar verebilir. Projeci bir isim olarak bilinen Yıldırım, bu nedenle altyapı hamleleri ve teknolojik atılımlarla bugüne kadar oluşturduğu başarılı Bakan imajını sürdürmeye gayret edecek. Yıldırım, Bakanlığı döneminde birçok altyapı projesini başarıyla tamamladı ve az konuşan-çok iş yapan bir isim olarak takdir topladı. İyi bir sosyal medya kullanıcısı olan Binali Yıldırım’ın Ekim 2012 tarihinden beri Twitter’da hesabı var.[3] Kendisinin 487.000’in üzerinde hiç de azımsanmayacak sayıda takipçisi bulunuyor. Facebook’ta da onlarca hayran sayfası bulunan Yıldırım’ın en popüler hesabı, https://www.facebook.com/binali4040/ adresindeki yaklaşık 20.000 takipçili hesap. Yıldırım’ın Başbakanlığa geçmesi, Türkiye’deki muhalefet çevrelerinde daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkanlık sistemine geçiş için düşündüğü bir ara formül olarak değerlendiriliyor. Zaten Yıldırım da, “yeni anayasa ve Başkanlık sistemi önceliğim olacak” sözüyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan sadakatini göstermeye gayret ediyor. Ancak daha önce Cumhurbaşkanlığına çıkan ANAP lideri Turgut Özal’ın yerine geçirdiği Yıldırım Akbulut örneği akla getirilirse, Yıldırım’ın özerk alanını koruyamaması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında çok pasif gözükmesi, genel seçimlerde AK Parti’nin oy oranını düşürebilecek bir handikap haline gelebilir. Yıldırım’ın halefi Ahmet Davutoğlu ile farklılıklarına dikkat çeken Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun, Davutoğlu’nun teorisyen, akademisyen, sesi gür, selam veren, iddialı, nutuk atan ve stratejik derinlikli kişiliği karşısında Yıldırım’ın pratisyen, mühendis, sesi kısık, fıkracı, iddiasız, köprü yapan ve yol-su-elektrik üçlüsüyle özdeşleşmiş imajına dikkat çekiyor.[4]

Yabancı basın da Binali Yıldırım’ın seçilmesiyle ilgili haberlere ön sayfalarında yer verdi. Amerikan The New York Times gazetesi, internet sitesinden verdiği haberde Yıldırım’ın Kongre’de yaptığı konuşmanın en önemli bölümlerini İngilizce altyazılı olarak yayınlarken, Yıldırım’ı Erdoğan’ın uzun süreli müttefiki (a longtime ally) olarak takdim etti.[5] İngiliz BBC, dünyadan seçtiği haberlerde Yıldırım’ın seçilmesini ilk haber olarak verirken, bunun Erdoğan’ın sistemde daha da güçlenmesi olduğunu (Erdoğan’s grip on power) iddia etti.[6] BBC, haberinde, AK Parti’nin önceki dönem milletvekillerinden ve liberal muhaliflerden olan Suat Kınıklıoğlu’nun görüşlerine de yer verdi. Kınıklıoğlu, röportajda, Yıldırım’ın Erdoğan’ın sözünden çıkamayan bir Başbakan olacağını ve Türkiye’nin de facto olarak Orta Asya Türk devletlerindekine benzer bir Başkanlık sistemine geçtiğini iddia etti. Alman Deutsche Welle, Türkçe yayın yapan web sitesinde Kongre’deki konuşmaları yorumsuz olarak sunarken, Başkanlık sistemi tartışmalarını öne çıkardı.[7] Fransız Le Monde, Kongre haberini Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri ve Suriyeli mültecilerin geri kabulü karşısında Türk vatandaşlarına AB tarafından verilecek Schengen bölgesi vize muafiyeti bağlamında değerlendirirken[8], bir diğer Fransız gazetesi Le Figaro ise, Kongre haberinde adı Genel Başkanlık için de geçen Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Mehmet Şimşek’in yerine Ekonomi Bakanlığına geçeceğini iddia etti[9].

Kongre’nin ardından Bakanlık koltukları için “Bakan-toto” adı verilen tahmin süreci de başladı. Özellikle en önemli ve prestijli Bakanlıklar olan Ekonomi Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığı’na kimlerin geleceği merak konusu. Bakanlık koltuklarına oturanlar kim olursa olsun, Türkiye’nin siyasal sisteminin belirsiz yapısı, ülkenin geleceğini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Başkanlık sisteminin bir tabu konusu olmaktan çıkması olumlu olmakla birlikte, burada örnek alınan modelin Amerikan Başkanlık sistemi değil de, Kınıklıoğlu’nun dikkat çektiği gibi Orta Asya Türk devletlerindeki Rusya kuklası olmakla eleştirilen Başkanlık rejimleri olmasından endişe ediliyor. Başkanlık sistemiyle birlikte yerel yönetimleri güçlendirecek eyalet sistemi, parlamentonun özerkliğini garanti altına alacak anayasal düzenlemeler gibi maddelerin hiç gündeme gelmemesi, bu eleştirileri güçlendiriyor. AK Parti’nin küstürdüğü onlarca önemli merkez ve merkez sağ siyasal figürün varlığı da, ilerleyen aylarda merkez ve merkez sağı kapsayabilecek yeni bir partinin rahatlıkla kurulabileceğini gösteriyor.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

[1] Kişisel web sitesi için; http://www.binaliyildirim.com.tr/.
[2] Biyografik detaylar buradan alınmıştır; https://tr.wikipedia.org/wiki/Binali_Y%C4%B1ld%C4%B1r%C4%B1m.

Hiç yorum yok: