Kıbrıs sorununda son günlerde yeni bir hareketlilik ve çözüm için artan çalışmalar göze çarpıyor. Kısa bir süre önce ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Müsteşarı Victoria Nuland, önce Atina’ya ardından da Lefkoşa’ya giderek taraflara “müzakerelerin bir an önce başlamasını istediklerini” net bir dille iletti.[1] Ardından Rum kaynakları tarafından dün KKTC ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında krize neden olan “ortak metin” konusunda anlaşmaya çok yaklaşıldığı basına açıklandı. Bu yazıda bu son gelişmeleri kısaca size özetlemeye çalışacağım.
Kıbrıs sorununda son birkaç aydır beklenen hareketlilik ve umutlanma süreci, müzakere eden taraflar arasında yaşanan ortak metin krizinden sonra yerini yeniden umutsuzluğa bırakmıştı. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Müsteşarı Victoria Nuland’ın Yunanistan ve adadaki temasları, çözüm konusunda umutları yeniden arttırdı. Victoria Nuland, Kıbrıs Türk ve Rum tarafında yaptığı bazı temaslardan sonra ABD’nin Lefkoşa Büyükelçiliği aracılığıyla açıklama yaptı. Nuland, Rum yetkililere Güney Kıbrıs ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkileri kuvvetlendirmek için gösterdikleri çabalardan dolayı teşekkür etti ve şöyle konuştu; “İkili ilişkilerimizin parçası olan bir dizi konuyu tartışma fırsatı bulduğum için müteşekkirim. Bunlar arasında terörle mücadelede işbirliği, insan haklarına destek, insan ticaretindeki ortak mücadelemiz ve Suriye’nin kimyasal silahlarının tahliyesine destek konusunda Kıbrıs’ın önemli rolü bulunmaktadır.”[2] Kıbrıslı liderlerin çözüm adına cesur adımlar attıklarını kaydeden Nuland, ABD Başkanı Barack Obama ve Amerikan halkının çözümden yana desteklerini iki lidere de ilettiklerini belirtti.[3] Elbette Amerikan şirketi Noble’ın Doğu Akdeniz’de başlattığı petrol arama çalışmaları sonrasında, ABD’nin Kıbrıs sorununa bakışına jeopolitik/askeri tercihlerinin yanında şimdi son dönemde bir de ekonomik motivasyonlar eklenmiş durumda. Bu durum da aslına bakılırsa Kıbrıs sorununda yeni bir çözüm sürecine girilebileceğini gösteriyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu-Victoria Nuland görüşmesinden bir kare
ABD’nin müdahalesinin hemen ardından, Kıbrıs Rum Kesimi Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, müzakerelerin başlamasını sağlayacak “ortak metin” konusunda KKTC ile görüş birliğine yaklaştıklarını açıkladı.[4] Rum lider Nikos Anastasiadis de bugün Atina’ya gitme kararı aldı.[5] Politis gazetesinin haberine göre ortak metin yakında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi Aleksandr Downer tarafından basına açıklanacak.[6] Öte yandan Rum tarafının basına sızdırdığı bu haberleri değerlendiren Doğu Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi ve Toparlanıyoruz Hareketi lideri Doç. Dr. Kudret Özersay, basına yaptığı açıklamada taraflardan birinin kesinleşmeyen ortak metin konusunda basına açıklama yapmasının bir taktik olduğunu ileri sürerek şu seçenekleri gündeme getirdi;
“Bir uyuşmazlığın taraflarından biri, üzerinde henüz uzlaşmaya varılmamış bir ortak açıklama konusunda “işte uzlaşılmış metin” diye basına neden bir metin verir?
a) Buna benzer bir şeyi kabul etmek durumunda kalacağını anladığı ve kendi kamuoyunu buna hazırlamaya karar verdiği için;
b) Metnin belirli bir versiyonunu çok beğenmiştir, onu sızdırır, karşı tarafın elini kolunu bağlamak ve gün gele “artık bu benim halkım tarafından bu şekilde algılandı, bu hali kalsın, değişemem” demek için;
c) Metnin o versiyonunu beğenmemiştir, üzerinde ciddi baskı vardır ve basın üzerinden kendi içindeki muhalif kesimlerin sesini yükseltmesini ve kendini ‘kurtarmasını’ istiyordur;
d) Hem yardımcı olmaya çalışanları, hem de uyuşmazlığın diğer tarafını zorda bırakarak süreci baddos etmek istediği için;
e) Hiçbiri.”[7]
KKTC’de iktidardaki koalisyonun büyük ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin yayın organı olarak bilinenYeniDüzen gazetesinde ise üzerinde uzlaşıldığı iddia edilen ortak metnin İngilizce orjinali ve Türkçe çevirisi yayınlandı. Türkçe çeviri metin kısaca şu maddelerden oluşuyor;
“1. Mevcut statüko kabul edilemez ve her iki taraf için de olumsuz sonuçları olacaktır. Bu nedenle tarafların, birleşik bir Kıbrıs’ın ortak geleceğini Avrupa Birliği’nde arayacaklardır.
2. İki lider çözüm odaklı müzakerelerin başlaması konusunda kararlılıklarını ifade etmektedirler.
3. Anlaşma ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları ve üst düzey anlaşmalarda yer alan şekliyle siyasi eşitlik temelinde iki toplumlu, iki bölgeli federasyona dayalı olacaktır. Birleşik Kıbrıs, BM ve AB’nin üyesi olarak tek egemenliğe sahip olacaktır. Bu egemenlik Rumlar ve Türklere eşit dağıtılacaktır ve tek bir Birleşik Kıbrıs vatandaşlığı geçerli olacaktır. Birleşik Kıbrıs’ın tüm vatandaşları ya Kıbrıs Rum kurucu devletinin, ya da Kıbrıs Türk kurucu devletinin vatandaşı olacaktır. Bu kimlik, iç vatandaşlık şeklinde ve tamamlayıcı olacaktır ve hiçbir şekilde birleşik Kıbrıs vatandaşlığının yerini almayacaktır. Federal hükümetin yetkileri ve belirlenmiş yetkilerle ilişkili olacak konular Anayasa tarafından saptanacaktır.
4. Birleşik Kıbrıs Federasyonu, iki tarafta eşzamanlı olarak yapılacak olan referandumdan sonra hayata geçebilecektir. Düzenin tek taraflı değişimi anayasa ile yasaklanacaktır.
5. Müzakereler her konuda anlaşma sağlanmadan, hiçbir konuda uzlaşı yoktur prensibine dayanmaktadır.
6. Atanmış kişiler her konuyu diledikleri zaman müzakere edebileceklerdir. Referandumda hakemlik olmayacaktır.
7. Taraftar müzakerelerin başarıya ulaşması için çaba harcayacaklardır. Liderler, görüşmeler süresince karşı tarafı suçlayıcı açıklamalar yapmaktan kaçınacaklardır.
8. Liderler ayrıca şunları temenni etmektedirler (temenniler uzlaşı gününde eklenecektir).”[8]
Hürriyet gazetesinin haberine göre; metin konusundaki en büyük sıkıntının Kıbrıslı Türklerin egemenliğine atıfta bulunan “egemenlik” sözcüğünden kaynaklandığı belirtiliyor.[9] KKTC ortak metinde, “Federasyonu oluşturacak Kıbrıs Türk ve Rum kurucu devletlerinin birbirlerinin üzerinde idari, hukuki ve egemenlik konularında üstünlük kuramayacağı” maddesinin yer almasını istiyor. Rumlar ise bu cümledeki ‘egemenlik’ kelimesine itiraz ediyorlar. KKTC, kurucu devletlerin kendi içlerinde egemenlikleri olmaması halinde, nüfus çoğunluğuna sahip Rumların 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yaşandığı gibi Türklerin dışlanabileceği endişesini taşıyor ve Kıbrıslı Türklerin kendi kurucu devletleri içinde egemenliğinde ısrar ediyor. Rumlar ise bir kelimeyle bile Kıbrıslı Türkler egemenlik hakkı alırsa, ileride ayrılıkçı taleplerde bulunabileceklerini ileri sürüyor.
KKTC merkezli Girne Amerikan Üniversitesi’nden Orta Doğu ve Kıbrıs uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Işıksal ise yaşanan bu süreci şöyle değerlendiriyor; “Artık Kıbrıs sorununun ivme kazanmasını en fazla isteyen tarafın ABD olduğu çok net ortaya çıkmıştır. Kaanatimce bunun birbiriyle ilişkili iki temel nedeni vardır. Birincisi, Kıbrıs açıklarında bulunan doğal gaz ve petrolün Avrupa pazarına açılmasının en ‘ekonomik’ yolu Amerikan bandrollü Noble şirketinin bu transferi Türkiye üzerinden yapmak istemesidir. Böylelikle şirketin kar marji en üst düzeyde olacaktır. Bunun için de Kıbrıs’ta bir anlaşma olması, ABD’nin ve Avrupa’daki müttefiklerinin yararına olacaktır. Böyle bir gelişme Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltacağı için, orta vadede stratejik açıdan da çok önemli bir gelişme olacaktır. İkinci faktör ise Arap Baharı sürecinde ortaya çıkan bölgesel kaos sonrasında ABD, Türkiye ve İsrail arasında yeniden işbirliğinin oluşması için ve aynı zamanda iki müttefiğin ABD ile olan bağlarını daha da güçlendirmek için Kıbrıs’ta barışın istenmesidir.”
Gelişmeleri UPA adına yakından takip etmeye devam edeceğim. Kıbrıs’tan sevgilerle…
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] “Nuland Kıbrıs’ı yumuşattı”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi:http://www.hurriyet.com.tr/dunya/25745332.asp.
[2] “Victoria Nuland’dan Kıbrıs’ın Birleşmesine Destek”, Haberler.com, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi: http://www.haberler.com/victoria-nuland-dan-kibris-in-birlesmesine-destek-5626307-haberi/.
[3] “’Courageous steps’ taken to heal the island’s division”, CyprusMail, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi: http://cyprus-mail.com/2014/02/05/courageous-steps-taken-to-heal-the-islands-division/.
[4] “Kasulidis: Taraflar ortak açıklamaya çok yakın”, Kıbrıs Postası, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi: http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/58/news/125463/PageName/GUNEY_KIBRIS.
[5] “Nuland Kıbrıs’ı yumuşattı”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi:http://www.hurriyet.com.tr/dunya/25745332.asp.
[6] “Kasulidis: Taraflar ortak açıklamaya çok yakın”, Kıbrıs Postası, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi: http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/58/news/125463/PageName/GUNEY_KIBRIS.
[7] “Özersay’dan ‘ortak metin’ açıklaması”, Kıbrıs Postası, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi:http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/125550/PageName/KIBRIS_HABERLERI.
[8] “Gözler ‘uzlaşı’da”, YeniDüzen, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi:http://www.yeniduzen.com/Haberler/haberler/gozler-uzlasida/34933. İngilizce metin için; “Ortak Metinde Uzlaşı”, YeniDüzen, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi:http://www.yeniduzen.com/Haberler/haberler/ortak-metinde-uzlasi/34910.
[9] Kıbrıs’ta taraflar bir kelimede tıkandı: Egemenlik”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 06.02.2014, Erişim Adresi:http://www.hurriyet.com.tr/dunya/25744773.asp.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder