28 Ocak 2015 Çarşamba

Charlie Hebdo Saldırısı Sonrasında Fransa'da Gelişen Tepkiler


7 Ocak 2015 tarihinde Paris’te Charlie Hebdo adlı mizah dergisine yapılan barbarca saldırı sonucunda 12 Fransız vatandaşının hayatını kaybetmesi, başta Fransa olmak üzere tüm dünyada büyük bir şok etkisi yaratmış[1] ve kimilerine göre Fransa’nın 11 Eylül’ü olarak[2] bir milat noktası olmuştu. Olayı izleyen günlerde Paris’te ABD Başkanı Barack Obama hariç birçok önemli dünya liderinin katıldığı büyük bir terör karşıtı yürüyüş düzenlenirken[3], Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın tüm sağduyulu açıklamalarına karşın[4], olaya yönelik tepkilerin Fransa ve genel olarak Avrupa’da İslam karşıtı bir kampanyaya dönüşmesinden ciddi anlamda endişe ediliyor. Nitekim Almanya’dan başlayıp birçok Avrupa ülkesine yayılan İslamcı karşıtı PEGIDA hareketinin[5] eylemleri, bu yöndeki endişeleri doğrular cinsten öncü sinyaller olarak okunabilir. Fransa’nın bu olay sonrasında “Patriot Act” adıyla yeni bir terörle mücadele yasası hazırlaması da, bu yöndeki eğilimin ne derece güçlü olduğunu gösteriyor.[6] Geçtiğimiz gün Ipsos/Sopra-Steria adlı araştırma şirketi tarafından Fransız Le Monde gazetesi için 1003 katılımcıyla yapılan bir araştırma[7] ise, Charlie Hebdo saldırısı sonrasında Fransız halkının İslamcılık, İslam ve terörizme yönelik tepkilerini ortaya koyan değerli bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Bu yazıda bu çalışmada ele alınan konuları sizler için Türkçe’ye çevirerek özetlemeye çalışacağım.

Fransa’daki tarihi yürüyüş

21-22 Ocak 2015 tarihlerinde 1003 katılımcıyla internet üzerinden yapılan görüşmeler sonucu gerçekleştirilen araştırma, katılımcılara ilk olarak “Bugün Fransa terörle mücadele anlamında bir savaşta mıdır?” sorusuyla başlamaktadır. Katılımcıların % 53’ü bu soruya “evet” yanıtını verirken, % 47’si “hayır, bu abartılı bir yaklaşım” şeklinde konuşmuşlardır. Bu soruya “evet” cevabı veren katılımcıların % 84’ü bu savaşın yalnızca cihatçı terörizme karşı olduğunu savunurken, % 16’sı genel olarak İslam’a karşı bir savaş verildiğini söylemiştir. Fransa ve Avrupa’daki Müslümanları “düşman” olarak gören bu % 16’lık grubun içerisinde % 42’lik bir kitle Le Front National (Ulusal Cephe) partisi sempatizanıyken, % 16’lık bir kitle UMP (Halk Hareketi Birliği), % 6’lık bir kitle ise iktidardaki PS (Fransız Sosyalist Partisi) taraftarıdır. Fransızların % 63’ü bu savaşın kazanılacağını iddia ederken, % 36’sı olumsuz görüş beyan etmiştir.

Çalışmada dikkat çeken bir diğer konu; Fransızların % 51’inin İslam dininin Fransız değerleriyle uyuşmadığını düşünmesidir. Fransa’da sayıları milyonları aşan çoğu Arap kökenli Müslüman nüfusun entegrasyon sorunlarını daha da derinleştirebilecek olan bu eğilimin henüz sadece % 51 düzeyinde olması, Fransa’da durumun hala toparlanabilir durumda olduğu umutlarını doğurmaktadır. Nitekim iktidardaki Sosyalist Parti (PS) sempatizanlarının % 66’sı İslam ve Fransız değerlerinin uyuşabileceğini düşünmektedir. Ancak bu oran, merkez sağ Halk Hareketi Birliği (UMP) için % 39 ve aşırı sağ Ulusal Cephe (FN) için sadece % 12’dir. Bu noktada merkez sol PS dışında, merkez sağ UMP’ye de büyük sorumluluklar düştüğü açıktır. Zira FN çizgisinin Fransa’da dominant hale gelmesi, ülkeyi büyük sorunlara yönlendirebilir ve iç çatışmalara daha da açık hale getirebilir.    

Araştırmanın karamsar tablosunu yumuşatan bir diğer unsur; Fransızların % 66’sının İslam’ın diğer dinler ölçeğinde pasifist bir inanç olduğunu düşünmesidir. Bu oran, özellikle PS seçmenlerinde çok yüksekken (% 81), UMP (% 53) ve hatta FN (% 39) seçmenlerinde de çok düşük değildir. Araştırmaya katılanların % 50’si Fransa’nın cihatçı terörizme karşı askeri önlemleri arttırması gerektiğini savunurken, % 40’ı aynı düzeyin korunmasını ve yalnızca % 9’u önlemlerin azaltılmasını savunmuştur. Katılımcıların % 65’i özellikle Suriye (IŞİD) konusunda Fransa’nın uluslararası bir koalisyon dahilinde daha aktif olmasını savunmuştur. Halkın bu yöndeki güçlü eğilimi, ilerleyen günlerde Fransız hükümetini de etkileyecek bir baskı unsuru haline gelebilir.

Araştırmada dikkat çeken bir diğer konu ise, Charlie Hebdo katliamına neden olduğu iddialı edilen İslam peygamberi Hz. Muhammed karikatürlerinin yayınlanmasıyla alakalıdır. Fransızların % 53’ü bu karikatürleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirir ve normal bulurken, % 38’i bunları onaylamamış, ancak yine de demokratik bir rejimde yayınlanabileceğini savunmuştur. Katılımcıların % 9’u ise hem bu karikatürleri, hem de bunların yayınlanmasını onaylamamıştır.

Ipsos/Sopra-Steria adlı araştırma şirketi tarafından Fransız Le Monde gazetesi için yapılan araştırmaya buradan ulaşabilirsiniz; http://www.lemonde.fr/societe/article/2015/01/28/securite-politique-islam-comment-reagissent-les-francais-apres-les-attentats_4564681_3224.html.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ



[1] Olay hakkında UPA uzmanları Gizem Araz ve Yrd. Doç. Dr. Göktürk Tüysüzoğlu’nun analizleri için; http://politikaakademisi.org/fransanin-11-eylulu/ ve http://politikaakademisi.org/paris-saldirilari-aslinda-ne-oldu/.
[5] Patriotic Europeans Against the Islamization of the West ya da Almanca orijinal ismiyle Patriotische Europäer gegen die Islamisierung des Abendlandes (Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar) hareketi, Ekim 2014’te Almanya’nın Dresden kentinde kurulmuş İslamcılık karşıtı bir sivil toplum hareketidir. Siyasal skalada aşırı sağ denilebilecek bir yerde konumlandırılan PEGIDA, İslamcılık karşıtlığı dışında göçmenlik hukuku konusunda da katı reformlar öneren yabancı düşmanı bir çizgidedir. Hareketin Facebook sayfası için; https://www.facebook.com/pages/PEGIDA/790669100971515, Wikipedia sayfası için; http://en.wikipedia.org/wiki/PEGIDA.

Hiç yorum yok: