Türkiye, 12. Cumhurbaşkanı’nı
seçmek için Ağustos ayında ilk kez doğrudan halkoyuyla yapılacak olan
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yoğun bir propaganda sürecine sahne
oluyor. Bu fırsattan istifade, Birol Akgün’ün Türkiye’de Seçmen Davranışı, Partiler Sistemi ve Siyasal Güven kitabı
ışığında Türkiye’deki daha önce yaşanmış Cumhurbaşkanı seçim süreçlerine
bakmakta fayda var.
Ülkemizde seçimler denilince akla
daha çok genel ve yerel seçimler gelmektedir. Bununla birlikte, Türkiye’de
devlet başkanları yani Cumhurbaşkanları da 1923’ten bu yana seçimle işbaşına
gelmektedir. Bugüne kadar Parlamento’nun seçtiği Cumhurbaşkanları, 2014 yılından
itibaren ilk kez doğrudan halk oyuyla seçilecektir. Parlamenter rejimlerde
aslında daha ziyade sembolik yetkileri olan devlet başkanlığı makamı, ülkemizde
bazı tarihi, kültürel sebepler (Türklerde devletin başı olmanın tarihi ve
kültürel olarak büyük bir öneminin bulunması, ordunun başkomutanı olması vs.) ve
1982 anayasasının Cumhurbaşkanlığı makamına tanıdığı özellikle atamalara
yönelik önemli yetkileri sayesinde ülkemizde çok daha önemli bir konumdadır. Bu
nedenle Cumhurbaşkanlığı seçimleri büyük önem arz eder ve siyasal tarihimizde
birçok defa krizin yaşanmasına neden olmuştur. Unutulmamalıdır ki, TBMM’nin
Cumhurbaşkanını seçememesi, 12 Eylül 1980 darbesinin de önemli sebeplerinden
biri olmuştur.
1923’ten bu yana Türkiye
Cumhuriyeti’nin 11 Cumhurbaşkanı olmuştur. Bunların altısı Harp Akademisi
mezunu ve asker (Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Cemal Gürsel, Cevdet
Sunay, Fahri Korutürk ve Kenan Evren), ikisi sivil meslekten (Celal Bayar,
Ahmet Necdet Sezer), üçü ise politikacı kökenlidir (Turgut Özal, Süleyman
Demirel, Abdullah Gül). 1924 anayasasının tek-parti döneminde, karizmatik güçlü
liderler ve milli kahramanlar olan Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün karşılarına
rakip çıkmamıştır. Ancak az sayıda da olsa bazı vekiller oylamalara
katılmayarak muhalif duruşlarını göstermişlerdir. 1950 yılında iktidarın el
değiştirmesi sonrası ise iktidar partisinin güçlü ismi Celal Bayar partisinin
meclisteki çoğunluğu sayesinde 3 defa üst üste Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bayar
aynı zamanda ilk asker kökenli olmayan yani ilk sivil Cumhurbaşkanı olmuştur.
1960 ihtilali sonrası 1961
anayasasıyla birlikte asker kökenli Cumhurbaşkanlarına geri dönüş olmuş ve üst
üste üç kez asker kökenli Cumhurbaşkanı (Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri
Korutürk) seçilmiştir. Ancak bu dönemde de AP ve CHP, bu geleneğin oluşmaması
adına bazı mücadeleler vermişlerdir. Mesela 1973 yılında Genelkurmay Başkanı
Faruk Gürler’in seçilmemesi için Demirel hükümetinin büyük gayreti olmuş ve
sonucunda Gürler’in önü kesilerek, ordunun destek vereceği başka bir asker
kökenli isim olan Fahri Korutürk üzerinde uzlaşma sağlanmıştır. 1982 anayasasının
çok yeniş yetkiler tanıması sayesinde Cumhurbaşkanlığı daha da gözde bir makam
haline gelmiş, Kenan Evren’in kendisi için düşünerek tanıdığı geniş yetkiler bu
makamı daha politize bir hale getirmiştir.
Kenan Evren sonrasında iki sivil
politikacı isim Turgut Özal ve Süleyman Demirel bu makama seçilmiş ancak politik
kimlikleri özellikle tarafsızlığına şüpheyle bakılan Özal için zaman zaman sorun
teşkil etmiştir. 28 Şubat sürecinin ardından, Süleyman Demirel’in
Cumhurbaşkanlığı sonrasında 2000 yılında eski Anayasa Mahkemesi başkanı Ahmet
Necdet Sezer bu göreve seçilmiştir. 2007 yılında yalnızca % 34 oyu olmasına
karşın meclisteki % 66’lık çoğunluğuna dayanarak seçimlerine yapılmasına birkaç
ay kala AKP’nin Cumhurbaşkanı seçmesi gayretleri ise, önce TBMM’de yaşanan 367 krizi,
sonrasında ise 27 Nisan muhtırası ya da e-muhtıra olarak bilinen sürece neden
olmuş ve Türkiye demokrasisi küçük bir sarsıntı geçirmiştir. Sarsıntı sonrası
yapılan seçimlerde ezici bir üstünlük sağlayan AKP, partinin ağır toplarından
eski Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül’ü bu makama seçmiştir.
22 Temmuz seçimleri sonrası
yaşanan krizlere tepki olarak, 21 Ekim 2007 tarihinde yapılan anayasa referandumu
ile Türkiye Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi başta
olmak üzere bir takım anayasa değişiklikleri yapılmıştır. Referandumda
“Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, aynı kişinin iki kez Cumhurbaşkanı
seçilebilmesi (5+5), görev süresinin 7 yıldan 5 yıla indirilmesi ve
Cumhurbaşkanlığı seçiminin, görev süresi bitmeden önceki 60 gün içinde
tamamlanması, genel seçimlerin 5 yıl yerine 4 yılda bir yapılması, TBMM’de,
seçimler dâhil tüm oturumların 184 milletvekiliyle açılması” gibi değişiklikler
oylanmıştır. Değişikliklere ülke genelinin % 31,05’i yani 8.744.947 kişi
“Hayır” oyu verirken, ülke genelinin % 68,95’i yani 19.422.714 kişi “Evet”
oyu vermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 12.
Cumhurbaşkanı’nı belirleyecek olan seçim de oldukça renkli geçeceğe
benzemektedir. Adayların tamamının sivil olması dikkat çekerken, adaylardan
ikisinin (Recep Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş) siyasi kimlik taşıdığı
görülmektedir. Bu anlamda 1982 anayasasının öngördüğü “tarafsız” Cumhurbaşkanı
profiline en uygun aday Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu gibi gözükmektedir.
Ancak seçimlerin favorisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan, seçilirse
sistemi Başkanlık sistemi yönünde değiştirmek istediğini açıkça belirtmektedir.
Bu, kuşkusuz anayasaya aykırı ve Türk devlet teamüllerine uymayan bir durumdur.
Erdoğan’ın büyük popülaritesi sayesinde bu durum fiiliyata dönerse, anayasal ve
yasal mevzuatın Başkanlık sistemine uygun olmaması nedeniyle ülkede büyük
siyasal krizler yaşanması olası gözükmektedir. Dahası Gül’ün yumuşak kişiliği
nedeniyle üstesinden gelmeyi başardığı Cumhurbaşkanı’nın siyasi kimliğinin
olmasının toplumu kutuplaştırması ve devletin birliğini bozması sorunu, Erdoğan’ın
çatışmacı üslubu nedeniyle çok tehlikeli bir duruma dönüşebilecektir. Bu
nedenle Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye tarihi
açısından önemli bir dönemeç olacaktır.
Yrd.
Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
KAYNAKLAR
-
Akgün,
Birol (2007), Türkiye’de Seçmen
Davranışı, Partiler Sistemi ve Siyasal Güven, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Satın almak için; http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=68030&sa=173366990.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder