1955 doğumlu Fransız diplomat Philippe Etienne[1], 1981 yılından beri Dış İşleri Bakanlığı’ndan önemli görevler üstlenmiş deneyimli bir devlet adamıdır. Etienne, 1986-1988 yıllarında Avrupa İşleri Bakanı Bernard Bosson’un Teknik Danışmanı, 1995-1997 yılları arasında Dış İşleri Bakanı Hervé de Charette’in Kabine Direktör Yardımcısı, 2004-2007 yıllarında Dış İşleri Bakanlığı Kalkınma ve Uluslararası İşbirliği Genel Müdürü, 2007-2009 yılları arasında Dış İşleri Bakanı Bernard Kouchner’in Kabine Direktörü, 2009-2014 yılları arasında ise Avrupa Birliği nezdinde Fransa Daimi Temsilciliği görevlerinde bulunmuş ve son olarak 2014-2017 yılları arasında Fransa’nın Almanya Büyükelçisi olarak görev yapmıştır. Etienne, 2017 yılında Rusya Büyükelçisi olarak atanmış, ancak bu göreve başlayamadan 14 Mayıs 2017 tarihi itibarıyla Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Diplomatik Danışmanı olarak çalışmaya başlamıştır. Philippe Etienne, diplomatik becerisiyle genelde uluslararası basında övgü konusu olan[2] başarılı bir bürokrat ve diplomattır. Etienne, geçtiğimiz gün İngiltere’nin köklü düşünce kuruluşu Chatham House’da “A View from the Elysée: France’s Role in the World” (Elize’den Bir Bakış: Fransa’nın Dünyadaki Rolü) başlıklı önemli bir konuşma yapmış ve Emmanuel Macron dönemi Fransız dış politikasına dair önemli tüyolar vermiştir. Bu yazıda, bu konuşma özetlenecektir.
Philippe Etienne, İngilizce olarak yaptığı konuşmasına, halen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Diplomatik Danışmanı olarak görev yaptığı için konuşmasının mutlak bir nesnellik içermediğini, ama bu konuda elinden gelenin en iyisini yapacağını belirterek başlamaktadır. Daha sonra geçtiğimiz yıl yapılan Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Emmanuel Macron’un seçilmesinin dünyaya önemli bir mesaj olduğunu söyleyen Etienne, bu mesajları; (1) Fransa’nın azimli reformlarla dönüşmek/ilerlemek istemesi, (2) Birleşik Avrupa (AB) için yeni bir vizyon ihtiyacı ve (3) Uluslararası ilişkilerde işbirliğinin öne çıkarılması olarak sıralamaktadır. Cumhurbaşkanı Macron’un ofisteki ilk yılında Avrupa başta olmak üzere birçok coğrafyada çok önemli konuşmalar ve diplomatik temaslar gerçekleştirdiğini ve bu sayede kendisinin ve ülkesinin amaç ve ihtiraslarını dünyaya başarıyla anlattığını kaydeden Fransız diplomat, Macron’un kurallara dayalı uluslararası düzeni ayakta tutmaya çalıştığını da sözlerine eklemektedir. Devletlerarası bağımlılığın giderek arttığı bir dünyada, genç Cumhurbaşkanı’nın ülkesini yeni yatırımlar, eğitim olanakları ve girişimcilik faaliyetleri konusunda bir cazibe merkezi haline getirmeye çalıştığını da belirten konuşmacı, ülkede son dönemde gerçekleştirilen tüm reformların bu kapsamda yapıldığını anlatmaktadır. Bu bağlamda, Macron’un ofisteki ilk yılında Fransa’nın sesinin ve uluslararası konulardaki görüşlerinin dünyada daha iyi duyulabilmesi/anlaşılabilmesi konusunda büyük başarı kazandığını iddia eden Etienne, konuşmasını iki önemli ana başlık etrafında hazırladığını ve bunların; (1) Fransa’nın ve genel olarak Avrupa’nın güvenlik ve savunma politikasının artan risk ve tehditler karşısında yeniden düzenlenmesi ve (2) Çok-taraflı uluslararası düzenin korunması olarak açıklamaktadır.
Konuşmanın kaydı
Konuşmasına bahsettiği ilk konu olan savunma ve güvenlik başlığı altında devam eden Philippe Etienne, ülkesinin terör örgütlerine karşı savaşmaya devam edeceğini söylemekte ve son yıllarda Fransa ve Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde gerçekleşen büyük terör olaylarına referans yaparak, terör tehditlerinin son dönemde arttığını vurgulamaktadır. Macron döneminde ülkesinin terörle mücadele konusunda yeni bir yasa çıkardığını ve terörizmin finansmanı konusunda Paris’te önemli bir uluslararası konferans düzenlediğini hatırlatan Etienne, Birleşik Krallık (İngiltere) ile işbirliği yaparak internet üzerinden gerçekleştirilen terör faaliyetleriyle de mücadele ettiklerini belirtmektedir. Bunların yanısıra, Fransız Ordusu’nun terörle mücadele amacıyla Sahel bölgesinde 4.000 askerle Barkhane Operasyonu’nu (Opération Barkhane)[3] sürdürdüğünü anımsatan Etienne, Birleşik Krallık’ın da kendilerine helikopter desteği sağlayarak bu operasyona yardımcı olduğunu söylemektedir. Fransız diplomat, son dönemdeki ikinci büyük askeri operasyon olarak, ülkesinin, Burkina Faso, Çad, Mali, Moritanya ve Nijer’den oluşan G5 Sahel Gücü’ne (G5 du Sahel) askerleriyle destek sağladığını belirtmektedir.[4] Boko Haram ve IŞİD’le mücadele konusunda da ülkesinin çaba ve desteklerinin sürdüğünün altını çizen Etienne, IŞİD’in tamamen yok edilmesi ve Avrupa’da bir daha terör eylemleri gerçekleştirememesinin kendileri açısından hayati bir mesele olduğunu vurgulamaktadır. Terörizmin siyasal istikrarsızlıktan kaynaklandığını ve sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini belirten konuşmacı, bu noktada siyasal çözüm yöntemlerinin de terörle mücadelede kullanılması gerektiğini işaret etmektedir. Fransa’nın, BM Güvenlik Konseyi üyesi diğer ülkelerle birlikte, terör sorunlarının çözümü konusundaki diplomatik girişimleri destekleyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Danışmanı, Cumhurbaşkanı Macron’un özellikle Libya konusunda son dönemde yaptığı önemli girişimlere dikkat çekmektedir. Suriye’de ise, BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda kapsamlı bir siyasi çözüm olmadan istikrarın sağlanamayacağını belirten Fransız konuşmacı, bu konuda Batılı müttefiklerin girişimlerinin yanında, İran, Rusya ve Türkiye’nin başlattığı Astana Süreci’ne de vurgu yapmaktadır. Bunların dışında, ülkesinin kitle imha silahlarının yayılması konusunu da uluslararası istikrar açısından büyük bir sorun olarak gördüğünü belirten Etienne, bu nedenle Fransa’nın ABD ve Birleşik Krallık’la birlikte Suriye’deki son kimyasal saldırı sonrasında harekete geçtiğini ve bu ülkedeki kimyasal silah tesislerini vurduğunu hatırlatmaktadır. Nükleer bir güç olan Fransa’nın nükleer silahların yayılması tehlikesini uluslararası düzenin korunması konusunda anahtar meselelerden biri olarak gördüğünü açıklayan deneyimli diplomat, ülkesinin 2015 yılında İran İslam Cumhuriyeti ile İran nükleer programına ilişkin olarak Viyana’da yapılan JCPOA anlaşmasını halen desteklediğini de açıkça söylemektedir. Etienne, ABD anlaşmadan çekilmesine karşın, Fransa’nın, Almanya ve Birleşik Krallık’la birlikte, İran anlaşma koşullarına uyduğu müddetçe anlaşmaya destek vereceğini söylemektedir. Ayrıca Avrupa’nın güvenliğini sağlama konusunda daha fazla girişimde bulunması gerektiğine de vurgu yapan konuşmacı, ülkesinin NATO bütçesine yüzde 2’lik katkı payını ödeme konusunda herhangi bir tereddüt yaşamadığını söylemektedir. Son bir yılda Avrupa’nın güvenlik konusunda çok büyük ilerlemeler kaydettiğini vurgulayan Etienne, bu anlamda üstü kapalı bir biçimde ABD’nin Avrupa güvenliği konusunda Başkan Donald Trump döneminde gösterdiği ilgisiz tavrı eleştirmekte ve bunun kendilerini çaresiz duruma düşürmediğini ima etmektedir.
Konuşmasının ikinci ve son bölümünde, uluslararası düzenin korunması için çok taraflı diplomasinin işletilmesi ve küresel kamu yararı (global common goods) anlayışının derinleştirilmesi konusuna odaklanan Philippe Etienne, bu konuda da işbirliği kavramını -özellikle Batı ittifakı bağlamında- öne çıkarmaktadır. Çevre güvenliği, salgın hastalıklarla mücadele, eğitim hizmetlerinin geliştirilmesi ve ticaretin yaygınlaştırılmasının küresel kamu yararı bağlamında ana başlıklar olduğunu belirten Etienne, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan ve çok-taraflı işbirliğine dayanan Birleşmiş Milletler düzeninin son dönemde sıklıkla eleştirilmeye başlandığını anımsatarak, bu sistemi yıkmak ve dünyayı kaosa sürüklemek değil, sistemi iyileştirmek gerektiğini anlatmaktadır. Küresel ısınma, sibergüvenlik ve küresel sağlık sorunları gibi uluslararası sorunlarda ülkelerin işbirliği yapması gerektiği konusunda Fransa’nın ısrarcı olduğunu belirten konuşmacı, bu nedenle ülkesinin ABD’yi çok taraflı diplomasi yöntemiyle ve uluslararası hukuk çizgisinde hareket etmek konusunda teşvik etmeye devam edeceğini açıklamaktadır. Bu amaçla ülkesinin Kasım ayında Paris Barış Forumu (Forum de Paris sur la Paix) adlı yeni bir girişimi[5] hayata geçireceğini de kaydeden deneyimli Fransız diplomat, ayrıca ülkesinin Paris İklim Sözleşmesi konusunda oynadığı öncü rolü de hatırlatmakta ve Fransa’yı uluslararası düzenin koruyucusu ve istikrar sağlayıcı bir aktör olarak öne çıkarmaktadır.
Konuşmasının son bölümünde Fransa’nın güçlü ve birleşik bir Avrupa’dan (AB’den) yana olduğunu hatırlatan Philippe Etienne, buna karşın Brexit ile AB’den ayrılma kararı alan Birleşik Krallık’la da ortak çıkarlarının devam ettiğinin altını çizmekte ve bu ülkeyle dostluk ilişkilerinin Brexit sonrasında sona ermeyeceğini anlatmaktadır. Son olarak, Philippe Etienne’in Chatham House konuşmasının Fransa’nın dış politika ilkelerini basit ve somut şekilde açıklayan başarılı bir diplomatik etkinlik olduğu ve Cumhurbaşkanı Macron döneminde Fransız dış politikasında yakalanan aktivizmin bu konuşmadan anlaşıldığı kadarıyla artarak devam edeceği söylenmelidir. Ayrıca hep Fransız aksanıyla İngilizce konuşmalarıyla eleştirilen Fransız diplomatlarından farklı olarak aksansız bir İngilizce konuşan Etienne’in, toplantıya katılan İngiliz misafirlerin gönüllerini tatlı sözleri ve duru İngilizcesiyle kazanmayı başardığını da bu noktada tespitlerimiz arasına ekleyebiliriz. Etienne’in ABD’ye yönelik eleştirilerini son derece diplomatik bir dille ve nazik bir tonda yapması ise, yüzyıllardır süregelen Fransız diplomatik geleneğinin etkisini göstermektedir.
Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] Hakkında bilgiler için; https://tr.wikipedia.org/wiki/Philippe_%C3%89tienne.
[2] Bakınız; https://www.politico.eu/article/smooth-operator-2/.
[3] Bu konuda bilgiler için; https://www.defense.gouv.fr/english/operations/barkhane/dossier-de-presentation/operation-barkhane.
[4] Bakınız; https://www.diplomatie.gouv.fr/en/french-foreign-policy/defence-security/crisis-and-conflicts/g5-sahel-joint-force-and-the-sahel-alliance/.
[5] Web sitesi için; https://parispeaceforum.org/fr/.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder