24 Mart 2021 Çarşamba

2021 İsrail Genel Seçimi: Netanyahu’nun İktidarı Sürecek Gibi...


Son yıllarda adeta “seçimler ülkesi” haline gelen İsrail’de, son iki yıl içerisindeki dördüncü genel seçim 23 Mart 2021 tarihinde yapıldı. Seçim sonuçları Netanyahu ve Likud’un gücünü koruduğunu gösterirken, buna karşın Netanyahu'nun klasik ortakları ile yine bir sağ-aşırı sağ koalisyonu kurmasının bu defa kesin olmadığı ve dışarıdan desteğe ihtiyaç duyabileceği ortaya çıktı. Seçime katılım oranı ise yüzde 67,2 olarak tespit edildi.[1] Bu, bir önceki genel seçimdeki yüzde 71,5’a kıyasla yüzde 4,3’lük bir düşüşe işaret ediyor. Bu yazıda, 2021 İsrail genel seçimini değerlendireceğim.

Kesinleşen seçim sonuçlarına göre[2], yıllardır iktidarını koruyan Benyamin Netanyahu liderliğindeki merkez sağ çizgideki Likud partisi, yine seçimden birinci parti olarak çıkmayı başardı. “Bibi” liderliğindeki Likud, İsrail Meclisi Knesset’de 30 milletvekilliği elde etmeyi başardı. Merkez-liberal çizgide siyaset yapan ve televizyon sunucusu Yair Lapid’in lideri olduğu Yesh Atid partisi, 17 milletvekilliği elde ederek, seçimin bir diğer kazananı ve en çok oy alan ikinci partisi oldu. Likud ve Netanyahu’nun daimi koalisyon ortaklarından olan aşırı sağ/dindar çizgideki Şas (Shas) partisi 9 ve bir diğer geleneksel Likud müttefiki olan aşırı sağcı Birleşik Tora Yahudiliği (UTJ) partisi 7 koltuk kazanmayı başardılar. Aşırı sağcı genç lider Naftali Bennett’in lideri olduğu ve Likud ile koalisyona sıcak bakması beklenen Yamina 7 milletvekilliği elde ederken, Bezalel Smotrich liderliğindeki bir diğer aşırı sağ çizgideki ve Netanyahu ve Likud ile koalisyona sıcak bakması neredeyse garanti bir parti olan Dini Siyonizm Partisi (Tkuma) ise, bu seçimde önemli bir çıkış yaparak, 6 sandalye elde etmeyi başardı. Böylelikle, Netanyahu ve Likud’un kemik sağ bloku Likud (30) + Şas (9) + Birleşik Tora Yahudiliği (7) 46 sandalyeyi garanti ederken, ikna edilmesi mümkün ve hatta gayet olası gözüken Yamina (7) ve Dini Siyonizm Partisi (6) oylarıyla birlikte toplamda 59 civarında meclis koltuğuna ulaşmayı başaracak gibi gözüküyor. Bu da, Netanyahu’nun bu bloku oluşturmayı başarması ve dışarıdan 2 milletvekilinin desteğini sağlaması durumunda, yine bir büyük sağ koalisyonu kurabileceğini ve bir kez daha iktidarda kalabileceğini gösteriyor. Ancak bu konuda Likud ile koalisyona henüz desteğini açıklamayan Naftali Bennett ve partisi Yamina ile homoseksüellik karşıtı sert fikirleri olan Dini Siyonizm Partisi'nin (Tkuma) desteğinin garanti edilmesi, dahası dışarıdan 2 milletvekilinin transfer ya da koalisyon destek vermeye ikna edilmesi gerekiyor. Gerçekçi düşünecek olursak, senelerdir iktidarda olan Netanyahu ve Likud için, 2 milletvekilinin ikna edilmesi çok da zor bir hamle olmayabilir. 

Kesinleşmeyen seçim sonuçları[3]

Bir ara Likud’la neredeyse eşit oy oranına ulaşan Benny Gantz liderliğindeki Mavi Beyaz İttifak’ın (Kahol Lavan) düşüş süreci devam ederken, merkez çizgideki parti, bu defa, yalnızca 8 Knesset koltuğuyla yetinecek gibi gözüküyor. İsrail’in köklü merkez sol partisi İsrail İşçi Partisi’nin son yıllardaki kan kaybı bu seçimle birlikte biraz olsun dururken, yine de partinin milletvekilliği sayısının 7’yi aşmayacağı öngörülüyor. Netanyahu ile daha önce koalisyona girmesine karşın son dönemde anlaşmazlıklar yaşayan Avigdor Lieberman’ın partisi İsrail Evimiz (Yisrael Beiteinu) partisinin 7, Likud’dan ayrılan ve büyük çıkış yapması beklenen Gideon Sa’ar’ın Yeni Umut (Tikva Hadasha) partisinin -beklentilerin altında kalarak- yalnızca 6 ve merkez sol çizgideki bir diğer parti olan Meretz’in de seçim sonucunda yine 6 koltuk kazanması bekleniyor. Arap partilerinden Birleşik Arap Listesi’nin 4, Birleşik Liste’nin ise 6 milletvekilliği kazanması öngörülüyor. Bu bağlamda, Netanyahu karşıtı blokun oy toplamının; Yesh Atid (17) + Kahol Lavan (8) + İsrail İşçi Partisi (7) + İsrail Evimiz (7) + Yeni Umut (6) + Meretz (6) ile ancak 51’i bulabildiği görülüyor. Bu durumda, iki Arap partisinin de desteğiyle (toplam 10), muhalefetin çok geniş bir koalisyon hükümeti kurması imkânlar dahilinde gözüküyor. Ancak koalisyon ortakları arasındaki uyumsuzluk nedeniyle (örneğin aşırı sağ çizgideki Lieberman’ın partisi ile Arap partileri ve sol partilerin uzlaşması), böyle bir koalisyon formülünün gerçekleşmesi o kadar da basit bir iş değil...

Sonuç olarak, 2021 İsrail genel seçiminin, Covid-19 (koronavirüs) pandemisinin yarattığı olağanüstü zorluklara rağmen, Ortadoğu’daki sayılı demokrasilerinden birinde huzur ve barış içerisinde gerçekleşmesi dünya adına önemli bir kazanım olurken, seçimden henüz net bir hükümet tablosunun çıkmadığını da belirtmek gerekiyor. Buna karşın, en makul gözüken, Netanyahu’nun yazıda belirttiğim 2 milletvekilinin dışarıdan desteği veya transferine dayalı koalisyon hükümetini kurarak (ki bu konuda eski bazı Likud mensuplarının yeni kurduğu Yeni Umut Partisi ideal hedef durumundadır), birkaç sene daha Başbakanlığa devam etmesi gibi gözüküyor. Yaşı oldukça ilerleyen Bibi, bu son döneminde siyasete güzel bir veda yapmak istiyorsa, Türkiye ile ilişkiler ve İran nükleer anlaşması (JCPOA) gibi konularda daha uzlaşmacı davranmalı ve ABD desteğiyle ülkesinin konumunu sağlama almalıdır. Ayrıca yüzde yüz İsrail yanlısı bir Başkan olan Donald Trump döneminde bile ABD'nin Filistin Devleti'ni tanıyacak bir barış planı (Asrın Anlaşması) açıklamış olması, Joe Biden yönetimi döneminde Filistin Sorunu konusunda Trump planının altında kalmayacak yeni bir barış planı hazırlanması umutlarını ve beklentilerini yükseltmektedir ki, bu da, Netanyahu'ya, ülkesinde barışı sağlayarak güzel bir siyasi veda yapma fırsatı vermektedir.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

[1] Gil Hoffman (2021), “Netanyahu short for right-wing coalition, would need Arab support”, The Jerusalem Post, 24 Mart 2021, Erişim Tarihi: 24.03.2021, Erişim Adresi: https://www.jpost.com/israel-elections/netanyahu-clinches-61-majority-on-right-on-way-to-victory-exit-polls-662919.

[2] Oliver Holmes & Quique Kierszenbaum (2021), “Israel election: early results suggest extended deadlock”, The Guardian, 24 Mart 2021, Erişim Tarihi: 24.03.2021, Erişim Adresi: https://www.theguardian.com/world/2021/mar/24/israel-election-netanyahu-looks-to-far-right-as-early-count-deadlocked.

[3] Haaretz (2021), "Live Updates | Israel Election Results: Netanyahu 'Has No Chance of Forming Government,' Challenger Sa'ar Says as Vote Count Ends", 25 Mart 2021, Erişim Tarihi: 25.03.2021, Erişim Adresi: https://www.haaretz.com/israel-news/elections/with-nearly-90-percent-of-vote-netanyahu-denied-clear-path-to-majority-1.9649712

20 Mart 2021 Cumartesi

The U.S. Needs Strategic Thinking in Relations with China

 

Although domestic policy issues are more important these days in the United States due to Covid-19 (coronavirus) pandemic and the ongoing economic crisis, Joe Biden administration’s foreign policy also has begun to be shaped recently. President Biden announced “Interim National Security Strategic Guidance[1] in early March in order to declare his foreign policy vision, namely the “Biden Doctrine”. This paper focuses on Washington’s strategic ties with democratic nations and condemns the rise of authoritarian/totalitarian states like China and Russia in recent years. It also underlines that Biden administration will try to isolate authoritarian/totalitarian regimes around the world and will prioritize alliances and close cooperation with democratic states in addition to NATO members and Washington’s traditional allies. The paper also focuses on diplomatic methods rather than warfare in order to establish Washington’s global leadership and reach stated goals. This strategy seems in perfect harmony with the 46th U.S. President Joe Biden’s liberal democratic stance in domestic policy. However, considering the fact that we are living in the age of a global pandemic (Covid-19), I do think that Washington needs more strategic thinking in relations with China rather than demonizing Beijing. In this piece, I am going to elaborate on this idea.

There is no doubt that People’s Republic of China is a one-party (Chinese Communist Party-CCP) state and has an authoritarian -if not totalitarian- political system. Chinese treatment of Uighurs, a Turkic Muslim minority living the East Turkestan/Xinjiang region, is frequently criticized in the Western press and is even resembled to “genocide”.[2] It is very helpful that the U.S. and other democracies are critical of human right abuses in China or elsewhere. However, Washington should continue to act in a strategic and responsible manner in relations with China since Beijing could become a key partner for Washington and for the rest of the world in the struggle against Covid-19 (coronavirus) pandemic in the months to come. China is one of the few countries in the world that was able to develop a satisfactory vaccine against Covid-19. Called as the “Sinovac” vaccine, Chinese medicament is 83.5 % effective and quite successful against the Covid-19 virus according to statistics announced by Turkish authorities.[3] Many countries including Turkey[4] have been importing Chinese vaccine in order to save their people from the pandemic, primarily their elderly citizens. Sinovac vaccine is one of the many key issues where China is very successful due to its highly developed technology and high r&d investments. So, although it is very normal for the U.S. to perceive China as a competitor due to Chinese rise in recent years, I think this should not turn into a U.S.-China rivalry since billions of people on earth need American-Chinese cooperation for the vaccination. Especially for poor countries, the vaccination could be carried out only with rich countries’ support and help. So, alongside with the United Nations (UN), and the U.S., China could assume important roles and could become a key actor in the next months and years in order to supply the Covid-19 vaccine to developing and underdeveloped countries. At this point, Americans should realize that the Covid-19 is extremely contagious and the world will not be a safe place unless all nations successfully conduct their vaccination process. In other words, a successful vaccination campaign in the U.S. will not be enough to terminate the pandemic. That is why, U.S.-China cooperation will be absolutely necessary and crucially important for providing the global stability in the next few months and years to come. Moreover, I think this is also in favor of the U.S. since Washington is still the only country that has the potential to establish global leadership with its democratic model, developed economy with giant companies, strong institutions, and cultural attractiveness. It should not be forgotten that, restrictions and limitations on trade with China could negatively affect the Chinese economy, which would eventually lead to problems in the developing world (especially in African states) that are dependent of Chinese investments and help. 

Providing global stability requires a global outlook. Biden administration -contrary to previous Donald Trump administration- wants the U.S. to return back to the international system and assume leadership position in all international organizations. However, in order to do that, Washington has to learn working with other influential states -including the non-democratic regimes- at least on global issues including the Covid-19 and other pandemics, climate change, struggle against terrorism, nuclear proliferation, North Korea, global trade etc. So, instead of following Trump’s nationalist rhetoric and path, Biden administration could develop a more strategic China policy in the time of global health crisis. This would be more helpful to U.S., China, and the rest of the world if these two giant countries (G2) will develop ways to cooperate on critical issues. In addition, Chinese Belt and Road initiative could also be perceived as a positive development for American and European firms and investors to reach Asian markets rather than an imperialist initiative devised by Beijing. Chinese history proves that this country has its unique political and sociocultural features and prefers to be left alone rather than controlling other states. So, President Biden could take inspiration from former U.S. President Franklin Delano Roosevelt who did not refuse Soviet help for defeating Nazis in order to constitute his China policy. China is not a hegemonic power and will not look for ways to reach this status, but the world needs Chinese integration and cooperation especially in times of crisis. So, Biden and his foreign policy team (primarily the new U.S. Secretary of State Antony Blinken) should try to direct China to contribute more on global issues instead of externalizing it. American decision-makers should not forget that, the history will not forgive if Americans do not cooperate with other countries in times of a global health crisis and this leads to disastrous outcomes. 

Assoc. Prof. Ozan ÖRMECİ

 

 

[1] To read the whole document, see; https://www.whitehouse.gov/wp-content/uploads/2021/03/NSC-1v2.pdf.

[2] I think Chinese treatment of Uighurs is against human rights but “genocide” claims are false and exaggerated. See; https://edition.cnn.com/2021/03/09/asia/china-uyghurs-xinjiang-genocide-report-intl-hnk/index.html.

[3] https://www.dw.com/tr/sinovac-a%C5%9F%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1n-etkilili%C4%9Fi-y%C3%BCzde-835/a-56756062#:~:text=Hacettepe%20%C3%9Cniversitesi%20taraf%C4%B1ndan%20y%C3%BCr%C3%BCt%C3%BClen%20%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fman%C4%B1n,ise%20y%C3%BCzde%20100%20olarak%20belirlendi..

[4] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/covid-asisi-turkiye-mevcut-hizla-devam-ederse-asilamayi-ne-zaman-tamamlayabilir-1821544.

18 Mart 2021 Perşembe

Doç. Dr. Ozan Örmeci-Oğuzhan Manioğlu Söyleşisi: "ABD İç Politikası ve Türk-Amerikan İlişkileri”


stanbul Kent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü öğretim üyesi ve Uluslararası Politika Akademisi (UPA) Kurucu Genel Koordinatörü Doç. Dr. Ozan Örmeci ile Uluslararası Politika Akademisi (UPA) yazarı Oğuzhan Manioğlu, 18 Mart 2021 tarihinde “ABD İç Politikası ve Türk-Amerikan İlişkileri” başlıklı bir online söyleşi gerçekleştirdiler. Aşağıdaki linkten bu görüşmeyi takip edebilirsiniz.




15 Mart 2021 Pazartesi

UPA Strategic Affairs Dergisinin 2. Cilt 1 Nolu Sayısı Yayımlandı!

Uluslararası Politika Akademisi (UPA) ekibince hazırlanan ve yayın hayatına yeni başlayan UPA Strategic Affairs adlı uluslararası hakemli akademik e-derginin ikinci cilt bir nolu sayısı yayımlandı. Birçok Türk ve yabancı akademisyenin editör, hakem ve yazar olarak katkı sunduğu ve Yayın Kurulu’nda yer aldığı hakemli dergi, Türkiye’ye yeni bir uluslararası akademik yayın kazandırabilmek amacıyla hazırlanıyor. Doç. Dr. Ozan Örmeci'nin imtiyaz sahibi olduğu derginin baş editörlüğünü Doç. Dr. Deniz Tansi üstlenirken, Editör Kurulu’nda şu isimler yer aldılar. 255 sayfalık dergiye buradan ulaşabilirsiniz. Dergide yayınlanan makalelerle ilgili detaylara ise bu linkten erişebilirsiniz. 

UPA Strategic Affairs Cilt 2 Sayı: 1 

  • Foreword (Deniz TANSİ) (1-2) (PDF)
  • Table of Contents (3-4) (PDF)
  • 2009'dan Günümüze Türkiye'nin İnsan Hakları İhlalleri Karşısındaki Tutumu (Eren Alper YILMAZ) (5-28) (PDF)
  • Soğuk Savaş, Bölgesel Sorunlar ve Türkiye-ABD İlişkileri (Hüsamettin İNAÇ & Betül YAZICI) (29-46) (PDF)
  • Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti'nin ABD Siyasal Sisteminde Fikir Ayrılığı Yaşadığı Beş Temel Konu (Oğuzhan MANİOĞLU) (47-72) (PDF)
  • Avrasya Jeopolitiğinin Yeniden Hareketlenmesinde Kuşak-Yol İnisiyatifi'nin Rolü (Zehra AYVAZ & Jelang RAMADHAN) (73-95) (PDF)
  • Understanding the Eastern Mediterranean Policy of France and Recent Tensions with Turkey (Ozan ÖRMECİ) (96-118) (PDF)
  • Türk Dış Politikası'nın Dijital Kapasitesi: Pandemi Perspektifinden Dijital Diplomasi Uygulamaları (Mehmet BABACAN) (119-142) (PDF)
  • The Media in India: An Analysis on Actors and Their Roles in Politics (Begüm BURAK) (143-157) (PDF)
  • The Role of Turkey and Russia on the Resolution of the Nagorno-Karabakh Conflict (Gamze HELVACIKÖYLÜ) (158-174) (PDF)
  • Kıbrıs'ta FBIS Faaliyetleri: Enformasyon mu, Entelijans mı? (Ulvi KESER) (175-205) (PDF)
  • Understanding the New Russian Energy Policy after the Crimean Crisis: A Case Study on TurkStream, Power of Siberia, and Nord Stream 2 Natural Gas Projects (Mesut Hakkı CAŞIN & Sina KISACIK) (206-255) (PDF)

13 Mart 2021 Cumartesi

Yeni Makale: "Understanding the Eastern Mediterranean Policy of France and Recent Tensions with Turkey"

 


İstanbul Kent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü öğretim üyesi ve Uluslararası Politika Akademisi (UPA) Kurucu Genel Koordinatörü Doç. Dr. Ozan Örmeci'nin "Understanding the Eastern Mediterranean Policy of France and Recent Tensions with Turkey" adlı makalesi, UPA Strategic Affairs dergisinin 2. Cilt 1 nolu 2021 Mart ayı sayısında yayımlandı. Aşağıdaki linkten bu makaleye erişebilirsiniz.