15 Temmuz 2016 tarihinde yapılan başarısız darbe girişimi ardından zor günler geçiren ve büyük bir tasfiye ve altüst olma sürecinden geçen Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ile son yıllarda bozulan ilişkileri düzeltmek adına, şu sıralar dış politikada yeni bir atak yapma arayışındadır. Suriye krizinin çözümü konusunda İran İslam Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu ile yakınlaşarak daha farklı bir pozisyon alan Türkiye, Avrupa Birliği ve genel olarak Batı dünyası ile bozulan ilişkileri düzeltmek için de AB’nin lider ülkeleri olan Almanya ve Fransa cephelerinde atağa kalkmıştır. Nitekim bugün yapılacak olan Türk Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel’le görüşmesinden[1] hemen önce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la önemli bir görüşme gerçekleştirmiştir. Bu yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa temaslarında öne çıkan gelişmeler özetlenecek ve yorumlanacaktır.
Basın toplantısının kaydı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa ziyaretinin ilk ve bence en önemli olumlu tarafı, bir süredir Türkiye’de yaşanan otoriterleşme süreci nedeniyle Batı dünyasında ciddi anlamda izole edilen Türkiye ve lideri Erdoğan’ın[2], bu ziyaret vesilesiyle yeniden Fransa ve Avrupa basınında yer bulması ve Türkiye’nin Suriye krizi ve darbe girişimi sonrasında yaşanan süreç gibi konularda resmi tezlerini dünyaya duyurabilmesidir. Erdoğan, ziyaret sayesinde Türkiye’nin tıkanan Avrupa Birliği üyeliği ve Suriyeli mültecilere AB’nin yapmayı vaat ettiği ancak henüz tam olarak yapmadığı maddi yardım gibi konuları da Avrupa basınına ve siyasal elitine hatırlatma fırsatı yakalamıştır. Medyada görünür olmayı ve dünya siyasetinde ses getirmeyi çok seven popülist bir siyasetçi olan Erdoğan’ın, bu ziyaret öncesinde büyük beklentilerinin olduğu açıktı.[3] Hatta Erdoğan, merkez sağ çizgideki Le Figaro gazetesine özel bir röportaj vererek, Türkiye ile Fransa’nın tarihi dostluklarına dikkat çekmiş ve olumlu mesajlar vermişti.[4] Ancak Erdoğan’ın büyük beklentileri, bu ziyarette ancak bir ölçüde karşılanmış ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Erdoğan ve Türkiye’ye saygılı, ancak aynı zamanda birçok konuda eleştirel olan tutumunu bu ziyaret süresince de muhafaza etmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Paris ziyareti sırasında öne çıkan somut bir ekonomik gelişme, Fransa-İtalya ortaklığındaki savunma sanayi firması Eurosam ile Türk ortakları Aselsan ve Roketsan arasında uzun menzilli hava savunma ve füze projesi (Loramid) için bir sözleşme imzalanmasıdır.[5] Üç ülkenin birlikte geliştireceği füze programının 2020’lerin ortasında hazır olması öngörülmektedir. Bu proje sayesinde, Türkiye’nin, hayalet uçaklar, insansız hava araçları ve füzelerden kaynaklanan tehditlere karşı savunma imkânlarının arttırılması hedeflenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sisteminin ardından, bu anlaşmayla birlikte Türkiye’nin yerli ve milli imkânlarla hava savunma sisteminin oluşumuna katkı sağlanacağını ve Türkiye’nin üst model füze sistemleri üretebilecek bir ülke haline geleceğini söylemiştir.[6] Ayrıca Türkiye ile Fransa, bu ziyaret esnasında, Airbus ve Türk Hava Yolları (THY) arasında 20+5 adet opsiyonlu A350-900’ün satın alma görüşmelerine başlamak adına imzalanan mutabakat zaptı vesilesiyle, bir diğer önemli ticari hamle daha yapmışlardır.[7] Ancak Türkiye’de halkın ekonomik sıkıntılar nedeniyle hükümete tepki duymaya başladığı bir dönemde yapılan bu anlaşmalar, iç kamuoyundan çok Fransa ve İtalya’yı memnun eden gelişmeler olarak yorumlanabilir.
Recep Tayyip Erdoğan ve Emmanuel Macron basın toplantısında
Macron’un açık mesajı: Türkiye ile ilişkileri AB üyeliğinden ziyade ikili ilişkiler bağlamında ele alıyoruz
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, basın toplantısında çok açık bir şekilde Türkiye ile ilişkileri daha çok ikili ilişkiler bağlamında değerlendirdiğini ve Türkiye’nin mevcut siyasal koşulları ve insan hakları durumu nedeniyle Avrupa Birliği ile ilişkilerde bir ilerleme/iyileşme beklenmemesi (yeni bir başlık açılması) gerektiğini söylemiştir.[8] Macron, bu konuda Avrupalı siyasetçilerin Türkiye’ye daha önce dürüst davranmamaları nedeniyle çeşitli sorunlar yaşandığını ve Türkiye’ye artık dürüst davranmaları gerektiğini de sözlerine eklemiştir.[9] Bu bağlamda, Macron, Türkiye’ye Avrupalı bir ortaktan ziyade, ülkesinin tarihsel ilişkilerinin olduğu önemli bir bölgesel güç şeklinde yaklaşmıştır. Merkez sol çizgideki Fransız gazetesi Le Monde, bu yaklaşımı okurlarına, “Macron Türkiye’ye AB’ye entegrasyon yerine partnerlik önerdi” başlığıyla duyurmuştur.[10] Buna karşın, Fransa Cumhurbaşkanı Türkiye’nin AB çıpasına bağlı kalması gerektiğini de belirtmiş ve Türkiye’yi demokratikleşme konusunda cesaretlendirmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, Paris’te Türkiye’nin AB üyeliği konusunda isteksiz mesajlar vermiş ve “Bu süreç bizi ciddi manada yorduğu gibi, milletimi de ciddi manada yoruyor. Bizi belki de bir karara doğru sürükleyecektir. ‘Ne olur artık bizi de alıverin’ diyecek halimiz yok.” şeklinde konuşmuştur.
Ayrıca Emmanuel Macron, terörle mücadele konusunda Türkiye’ye çok açık biçimde destek vermiş ve Fransız gazetecilerin eleştirel soruları karşısında Erdoğan’ı bir anlamda korumuştur. Ancak aynı Macron, Fransa’yı doğrudan ilgilendiren konular olan yabancı gazetecilerin ve Frankofon eğitim kurumları (Galatasaray Üniversitesi) ve akademisyenlerin durumu ve genel olarak Türkiye’deki insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü ve hukuk devleti konularında, mevkidaşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı eleştirel bir tutum takınmıştır. Macron, Osman Kavala başta olmak üzere bazı kişilerin yer aldığı bir listeyi Erdoğan’a verdiğini de açıkça söylemiştir. Macron’un “ifade özgürlüğü bir bütündür ve bölünemez” vurgusu da basın toplantısından akıllarda kalmış ve liberal çizgide siyaset yapan Fransa Cumhurbaşkanı’nın uluslararası gözlemciler nezdinde takdir toplamasına yol açmıştır.
Ahmet Oğraş
Bunların yanında, Macron’un İslamcı görüşleriyle bilinen Erdoğan’a laiklik konusunda herhangi bir eleştiri yöneltmemesi de dikkat çekmiştir. Bu durum, Fransa İslam Konseyi’nin başına birkaç ay önce Türk kökenli Ahmet Oğraş’ın da getirildiği düşünülürse[11], bu konuda tarihi bir kırılmaya işaret ediyor olabilir. Zira Fransa, bugüne kadar Türkiye’de Kemalist-laik çizgideki Cumhuriyetçi siyasal mirasın koruması konusunda en sert mesajlar veren ülkelerden birisi olarak biliniyordu. Yine bu bağlamda, Macron ve Fransız devletinin, laikliğe daha yatkın Türk İslam’ını, Arap devletlerinin ve İran’ın temsil ettiği radikal Selefi ve Şii akımlarına karşı öne çıkardığı da belirtilebilir.
Osman Kavala
Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın toplantısında Fransız gazetecilerden gelen sorular karşısında öfkelenmiş ve bu kişilere oldukça sert cevaplar vermiştir. İlk olarak, bir Fransız gazetecinin polis baskınıyla Suriye’ye silah sevkiyatı yaparken yakalanan MİT tırlarının sorulması üzerine hiddetlenen Erdoğan, bu iddiaları reddetmiş ve ABD’nin Suriye’de PYD ve YPG gibi Kürt ayrılıkçı gruplara 4.000 tırlık silah yardımı yaptığını hatırlatarak, Türkiye’nin pozisyonunu savunmuştur.[12] Erdoğan, bu soruyu soran Fransız gazeteciyi Fethullah Gülen cemaatine veya darbe girişimi sonrasındaki ismiyle FETÖ adlı terör örgütüne mensup olmakla da suçlamıştır.[13] Erdoğan’ın suçlamaları önce reddetmesi, ancak daha sonra ABD’yi örnek göstermesi ve MİT’in ve diğer istihbarat teşkilatlarının silah satışları konusunda yetkilerinin olduğunu hatırlatması basın toplantısı sırasında akılları karıştırmıştır. Ayrıca yine bir Fransız gazetecinin Osman Kavala’yı sorması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine öfkeli bir şekilde, Fransa’da avukatları olduğunu iddia ettiği Kavala’yı 2013 yılındaki Gezi Parkı Olayları’nı organize etmekle suçlamıştır.
Erdoğan-Macron basın toplantısında Kudüs konusunun neredeyse hiç gündeme getirilmemesi dikkat çekmiş ve bu konuda Türkiye’nin beklediği desteği Fransa’dan tam olarak alamadığını akıllara getirmiştir. Ancak her iki lider de, İsrail-Filistin Sorunu konusunda “iki devletli çözüm” noktasında buluşmuşlardır. Fransız-Japon ortaklığında Sinop’ta inşa edilen nükleer santral, IŞİD ve PKK gibi terör örgütleriyle mücadele ve Suriye’de Beşar Esad’sız çözüm gibi konularda da Türkiye ile Fransa’nın ortak çizgilerinin olduğu basın toplantısında açık bir şekilde anlaşılmıştır. Basın toplantısında uzun süreli konuşulamasa da, bu konular, iki ülkenin ilişkileri ve dış politika anlayışları açısından çok önemli ve olumlu noktalardır.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa ziyaretinin olumlu noktalarının (Erdoğan’ın Avrupa basınında manşetlere taşınması, iki ülke arasında artan ekonomik entegrasyon ve savunma sanayi ortaklığı, terörle mücadelede ortak anlayış, Suriye ve Filistin konularına benzer bakış) daha önde olduğu, ancak AB üyeliği ve Türkiye demokrasisi gibi konularda Paris’ten Ankara’ya olumsuz mesajların verildiği söylenebilir. İlişkileri daha da geliştirmek içinse, Türkiye’nin son aylardaki anti-demokratik gidişata bir son vermesi ve AB ile ilişkileri düzeltmesi gerekmektedir. Bunlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi AK Parti’nin makul ve demokratik çizgide hareket etmesi durumunda kolaylıkla olabilecek gelişmelerdir. Ancak Türkiye siyasetinde intikam ve öfke, çoğu zaman akıl ve özgürlük fikirlerinin önüne geçmektedir.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] Bakınız; http://www.dw.com/tr/ankara-berlin-hatt%C4%B1nda-yeni-bir-ba%C5%9Flang%C4%B1%C3%A7-m%C4%B1/a-42038583.
[2] Bu konuda bir analiz için; http://www.lemonde.fr/europe/article/2018/01/05/visite-a-paris-d-erdogan-de-plus-en-plus-isole-sur-la-scene-internationale_5237742_3214.html.
[3] Bakınız; http://www.france24.com/en/20180105-erdogan-visit-france-hopes-rekindling-relationship-with-europe.
[4] Röportaj buradan okunabilir; http://www.lefigaro.fr/vox/monde/2018/01/04/31002-20180104ARTFIG00220-erdogan-au-figaro-turquie-et-france-une-longue-amitie.php.
[5] Bakınız; https://tr.sputniknews.com/savunma/201801051031696070-turkiye-fransa-italya-fuze/. Bu konuda bir diğer haber için bakınız; http://www.lepoint.fr/monde/erdogan-a-paris-une-visite-sous-le-sceau-du-pragmatisme-05-01-2018-2184148_24.php.
[6] Bakınız; https://tr.sputniknews.com/savunma/201711091030936434-canikli-fransa-italya-anlasma-s400-savunma-sistemi/.
[7] Bakınız; https://tr.sputniknews.com/turkiye/201801051031697572-thy-airbus-25ucak-icin-sozlesme-imzalandi/.
[8] Bakınız; http://www.lemonde.fr/europe/article/2018/01/05/pour-macron-les-evolutions-recentes-de-la-turquie-ne-permettent-aucune-avancee-dans-ses-relations-avec-l-ue_5238077_3214.html.
[9] Bakınız; http://www.france24.com/en/20180105-french-president-macron-suggests-partnership-deal-turkey-eu-not-membership-erdogan.
[10] Bakınız; http://www.lemonde.fr/europe/article/2018/01/06/face-a-erdogan-macron-propose-un-partenariat-plutot-que-l-integration-de-la-turquie-a-l-ue_5238179_3214.html.
[11] Bakınız; http://www.lefigaro.fr/actualite-france/2017/06/30/01016-20170630ARTFIG00314-un-franco-turc-a-la-tete-de-l-islam-de-france.php.
[12] Bakınız; http://www.liberation.fr/planete/2018/01/05/en-operation-seduction-a-paris-erdogan-chasse-son-naturel-il-revient-au-galop_1620650.
[13] Bakınız; http://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/macron-ile-erdogan-basin-toplantisinda-gunde-diyalog-2161862/.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder