Giriş
Yeniden Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı seçilen Donald J. Trump, Beyaz Saray ve Oval Ofis'e girer girmez uluslararası medyanın ve diğer devletlerin büyük ilgisini ve zaman zaman da tepkisini çeken uygulamalarına başlamış; ABD'ye yönelik kayıtdışı göçü durdurmak konusunda sert tedbirler almış, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Gazze krizi konusunda akan kanı önlemek adına diplomatik girişimlerini hızlandırmış ve ABD'deki artan işsizlik ve sanayisizleşme sorununa çözüm olarak da yüksek tarife politikalarına dayalı yeni ekonomi vizyonunu ortaya koymuştur. Trump, yeni dönemde kritik bir müttefik olarak gördüğü Türkiye'ye de yakın arkadaşı ve başarılı bir işadamı olan Thomas Joseph Barrack'ı (kısaca Tom Barrack) atamıştır. Geçtiğimiz gün Senato'da oturuma katılan deneyimli iş insanı, bir aksilik olmazsa Senato onayını alarak yakında Ankara'da göreve başlayacak ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a güven mektubunu sunduktan sonra da diplomatik aktivitelerini hızlandıracaktır.
Bu yazıda, önce Tom Barrack'ın hayat hikâyesine kısaca değinilecek, daha sonra da Barrack'ın ABD Senatosu oturumunda Türkiye hakkında söyledikleri özetlenerek yorumlanacaktır.
Tom Barrack'ın Kısa Biyografisi
1947 doğumlu deneyimli bir iş insanı olan Tom Barrack, Lübnan asıllı Hıristiyan Arap bir ailenden gelmekte ve iyi düzeyde Arapça konuşmaktadır. Barrack'ın büyükanne ve büyükbabası 1900 yılında Lübnan'ın Zahlé şehrinden ABD'ye göçmüş ve California'ya yerleşmiştir. Barrack da küçüklüğünde Culver City'de yaşamış ve bakkal bir baba ile sekreter bir annenin çocuğu olarak orta sınıf bir yaşama sahip olmuştur.
1969 yılında Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden (USC) BA derecesini alan Tom Barrack, üniversite yıllarında okulun rugby takımında da oynamıştır. Daha sonra USC Gould Hukuk Fakültesi'ne giden ve burada Güney Kaliforniya Hukuk Dergisi'nin editörlüğünü yapan Barrack, 1972'de ise San Diego Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Hukuk Doktoru derecesini almıştır.
Tom Barrack'ın ilk iş tecrübesi ise Cumhuriyetçi Başkan Richard Nixon'ın kişisel avukatı olan Herbert W. Kalmbach'ın hukuk firmasında olur. 1972'de firma Barrack'ı Arapça bilgisi nedeniyle Suudi Arabistan'a gönderir ve Barrack da Arabistan'da kısa süre içerisinde bir Suudi prensinin ortağı olur. Daha sonra krallıkta Fluor Corporation ve Suudi prensleri için çalışan Barrack, yatırımcı Lonnie Dunn'ın talebi üzerine o zamanlar Jean-Claude Duvalier tarafından yönetilen Haiti ile Suudi Arabistan arasında diplomatik ilişkilerin açılmasına da yardımcı olmuştur.
Bu süreçte zenginleşen Barrack, ülkeye döndükten sonra ise 1982'de Ronald Reagan yönetiminde James G. Watt'ın başında olduğu Amerika Birleşik Devletleri İçişleri Bakanlığı'nda müsteşar yardımcısı olarak görev yapar. 1987'de Robert M. Bass Group'ta müdür olan Barrack, 1985'te ise Donald Trump'a Alexander's mağazalarının beşte bir hissesini satarak ilk kez onunla iş yapar ve kişisel dost haline gelir. 1988'de, Donald Trump, Plaza Hotel'in tüm mülkiyeti için Barrack'a 410 milyon dolar ödemeyi kabul eder. 1990 yılında, Barrack, Bass ve GE Capital'in ilk yatırımlarıyla ve daha sonra Eli Broad, Merrill Lynch ve Koo Chen-fu'nun yatırımlarıyla Colony Capital'i kurar. Barrack, federal Resolution Trust Corporation da dahil olmak üzere sıkıntılı mülklere odaklanarak ilk iki yılında yüzde 50 kâr elde eder. Tom Barrack, bu dönemde Ortadoğu'daki gayrimenkullere yaklaşık 200 milyon dolar ve batık Alman gayrimenkul kredilerine de 534 milyon dolar yatırım yapar. Ayrıca bir zamanların süperstarı Michael Jackson'ın evi olan Neverland Çiftliği'ni satın alır. Bu dönemde, Barrack, Colony Capital aracılığıyla Asya'daki Fairmont Raffles Hotels International otel zincirinden Sardunya'daki Aga Khan'ın eski tatil köyüne, Resorts International Holdings'den One&Only Resorts'a kadar 25 milyar dolarlık devasa bir varlık portföyünü yönetmeye başlar ve ABD'nin sayılı zenginleri arasına girmeyi başarır.
Bu şekilde çok zenginleşen ve ABD ve dünyanın birçok coğrafyasındaki zengin ve önemli kişilerle güçlü dostluklar kuran Barrack, 40 yıldır tanıdığı Donald Trump'ı da ilk Başkan adayı olduğu dönemden itibaren aktif şekilde destekler ve onun en güvendiği isimlerden biri haline gelir. Trump için aktif şekilde bağış da toplayan Barrack, buna karşın Trump'a desteği nedeniyle bazı çevrelerin hedefi haline gelir ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) adına yürüttüğü lobi faaliyetlerindeki bazı düzensizlikler iddiasıyla 2021'de yargılanmaya başlar. Ancak kısa sürede tüm suçlamalardan beraat eden Barrack, bu şekilde kendisini temize çıkarır. Barrack, Başkan Trump'ın yeniden seçilmesi sonrasında ise en kritik görevlerden biri olan Ankara Büyükelçiliğine layık görülür.
Tom Barrack'ın Senato Performansı
Senato'daki oturumun giriş bölümünde, öncelikle Türkiye'nin değerli bir NATO üyesi olarak ABD açısından önemine vurgu yapan Tom Barrack, bu ülkenin Asya, Avrupa ve Ortadoğu'nun kesişimindeki kıymetli jeopolitik konumuna da değinmiştir. Türkiye'nin NATO'ya katkılarının sayısız olduğunu söyleyen Amerikalı Büyükelçi adayı, IŞİD'e karşı mücadelede de Ankara'nın önemini bilhassa vurgulamıştır. Türkiye'nin Ukrayna'ya insansız hava araçları desteği ve Tahıl Koridoru Anlaşması'ndaki çabalarına da övgüyle değinen Barrack, Montrö Sözleşmesi sayesinde Ankara'nın Boğazlardan geçişi düzenleyen yegane devlet olduğunu da sözlerine eklemiştir. Barrack, ek olarak, Türkiye'nin Başkan Trump'ın NATO'ya katkı konusunda bütçe arttırımı talep eden yaklaşımlarını da desteklediğini hatırlatmıştır. Barrack, ayrıca, iki ülke Başkanı'nın hedefledikleri 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmak konusunda her iki devletin çaba gösterdiklerini de ifade etmiştir. Barrack, giriş bölümündeki konuşmasını ise "bir şiir ülkesi" olarak tanımladığı Türkiye ve ülkesi ABD'ye ithaf ettiği ve kendi hayatıyla da alakalı olduğunu söylediği bir şiirden alıntıyla tamamlamıştır:
Türkiye'nin güneşli dağlarından,
Amerika'nın geniş ovalarına kadar,
Yetiştirilmemizin beşiği, bir yuva...
Boğaz'dan esen bir esinti,
Ağaçlardan sarkan fındıklar,
Simit, peynir ve zeytin masaları...
Sumağın keskin tadı,
Adaçayının kokusu,
Yanan odunun yumuşak aroması,
Yine de mirasımızın yankısından,
Yetiştirilme biçimlerimizle şekillenen bir sığınaktan, içimizde kıpırdayan kokulardan,
Hâlâ tadını çıkarabildiğimiz kadim bir varlığın lezzetlerinden çok uzakta dolaşıyoruz.
Tüm bunlar bu güzel, inanılmaz, özgür, müreffeh ve güvenli Amerika'da güneşlenmemize izin verildiği için.
****************************************************************
Daha sonra oturumda Büyükelçi adayına Türkiye ile ilişkileri ve bu ülkeye yaklaşımı konusunda çeşitli sorular sorulmuştur. Senatör James Risch'in Türkiye ile önceki bağlantıları konulu sorusuna dair, Tom Barrack, daha önce bir iş insanı olarak Türkiye ile çeşitli bağlantılar kurduğunu ve bu bağlamda bu ülkede hep saygıyla karşılandığını ifade etmiş ve Türkiye'nin Baharat Yolu'nun devamı niteliğinde birçok kültüre ve gelişmiş ticaret geleneğine sahip olduğunu vurgulamıştır. Büyükelçi olarak yeni dönemde Türkiye ile ilişkileri geliştirmek konusundaki fırsatlara odaklanacağını belirten Barrack, Türk hükümetinin önceliklerini de inceleyerek ABD'nin bu ülkeyle ilişkilerindeki önceliklerini belirleyeceğini söylemiştir. Bu konularda Başkan Trump'ın barış, refah ve güvenlik ilkelerine uygun hareket edileceğini belirten Tom Barrack, "çok sayıda budanacak ağaç var" (lots of wood to cut) ifadesiyle sanki Türkiye'deki inşaat ve emlak sektörüne de mesaj vermiştir.
Daha sonra Senatör Dave McCormick'in Suriye özelinde terörle mücadele konusundaki sorusuna dair yine Türkiye'nin önemine değinen Tom Barrack, kaos durumlarının fırsata çevrilebileceği yönündeki ilginç tespitinin ardından Şii hilali ve İslam Devleti risklerine dair ABD, İsrail ve Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda hareket edilebileceğini belirtmiştir. IŞİD'in Suriye'de halen 10.000 mahpus ve aileleriyle birlikte 35.000 kişilik mevcudiyetine dikkat çeken Amerikalı diplomat, ABD'nin Türkiye ile paralel olarak terör örgütü kabul ettiği ama IŞİD'le mücadele konusunda ABD'ye yardımcı olan PKK'nın Suriye'deki uzantılarının (PYD/YPG) varlığının da durumu daha da karmaşık hale getirdiğini ifade etmiştir. Ayrıca İsrail'in de Golan Tepeleri'nden içeri girerek Dürzi bölgesinde bu süreçte etkin hale geldiğini hatırlatan Barrack, bu parametreler doğrultusunda yeni bir güvenlik mimarisi oluşturmaya çalışacağını söyleyerek soruya cevap vermiştir.
Daha sonra Senatör Jacky Rosen'in Türkiye-İsrail ilişkileri ve Ankara'nın Hamas'ı bir terör örgütü olarak kınamaması, hatta son yıllarda anti-Semitik politikalar izlemesi konusundaki suçlayıcı ve sert sorusuna cevap veren Tom Barrack, Türkiye hükümetiyle ilişkiler konusunda yeni dönemde amaçlarının ne olduğuna dair sürekli diyalog, baskı ve odaklanma yöntemlerinin kullanılacağını vurgulayarak, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi yolunda adımlar atılacağını ima etmiştir.
Senatör Steve Daines'in Türkiye ile ticaret konusundaki sorusuna cevaben ise, Amerikalı iş insanı, İpek Yolu ve Baharat Yolu'nun kesişiminde Doğu-Batı hareketliliğini sağlayan önemli bir merkez olan Türkiye'nin ekonomik ilişkiler bağlamında çok önemli bir ülke olduğunu belirterek, bilhassa ulaşım ve imalat sektörlerini vurgulamıştır. Enerji konusunu da vurgulayan Barrack, Ankara'ya yeni dönemde daha yoğun şekilde LNG satmak istediklerini de belirten ifadeler kullanmıştır. Bu bağlamda Türkiye'nin Avrupa'ya enerji arzı konusundaki kritik konumuna dair önemli vurgular yapan Barrack, bu bağlamda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de daha önce belirttiği "enerji/doğalgaz merkezi" yaklaşımına uygun bir üslup benimsemiş ve Türkiye'nin merkezde yer alacağı bir ekonomik rota ile Çin'in Yeni İpek Yolu (Kuşak Yol Projesi) girişiminin de bir süre engellenebileceğini ifade etmiştir. Barrack, iki ülke lideri Donald Trump ve Recep Tayyip Erdoğan tarafından ifade edilen 100 milyar dolarlık yıllık ticaret hacmi hedefini de bir kez daha gündeme getirmiştir.
Son olarak, Senatör Ted Cruz'un Uluslararası Ceza Mahkemesi-ICC'nin İsrail Başbakanı Netanyahu hakkındaki kararı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uluslararası mahkemeyi destekleyen yorumlarına dair sorusuna cevap veren Tom Barrack, Başkan Trump'ın direktifleri ve politikaları doğrultusunda verilen politikaları uygulayacağını ve kendisinin politika yapmayacağını söyleyerek yetinmiş ve tartışmalı alanlara girmek istememiştir.
Sonuç
Konuşmanın genel bir değerlendirmesi yapıldığında, ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi olması beklenen Tom Barrack'ın bölge dinamikleri hakkında yeterli ölçüde bilgi sahibi, güncel gelişmeleri takip eden dikkatli ve ölçülü konuşmalar yaptığı ve Başkan Trump'ın dış politika çizgisine uygun hareket etmeye çalıştığı (örneğin Rusya'ya daha sıcak, Çin'e daha mesafeli yaklaşım) söylenebilir. Bu bağlamda, Barrack'ın Türkiye-İsrail ilişkilerini yeni dönemde rayına sokmak konusunda girişimlerde bulunacağını düşünülebilir. Nitekim Başkan Trump'ın önceki gün İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüşmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik övgü dolu sözleri de bu algıyı pekiştirmektedir.
Prof. Dr. Ozan ÖRMECİ