19 Mart 2024 Salı

Türkiye’de Yerel Seçim Heyecanı

Son yıllarda demokratik kalitesi düşen yönetim sistemi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda oynamaya çalıştığı arabulucu rolü, halkının yaşadığı ciddi ekonomik sorunlar[1] ve Suriye ve Irak’taki bazı terör örgütlerine yönelik askeri müdahaleleriyle daha çok uluslararası kamuoyunun gündemine gelen Türkiye, 2023 yılında çok kritik bir Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimine sahne olmuştur. Seçimden zaferle çıkan 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (2014-) ve İslamcı/sağ/muhafazakâr çizgideki partisi Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile aşırı sağcı/milliyetçi/Türkçü Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) temelini oluşturdukları Cumhur İttifakı bloku[2], 100. yıldönümünü kutlayan Türkiye’de beklenmedik rahat bir zafer kazanmış ve seçim sonrasında ülkeyi istedikleri doğrultuda dönüştürmeye başlamışlardır. Bu bağlamda, sağ iktidarın güçlendiği Türkiye’de milliyetçilik, muhafazakâr/İslamcı düşünce ve otoriter yönetim pratikleri derinleşirken, ilginçtir ki toplumun ekonomik sorunları artmış, ülkenin demokrasi notu düşmüş ve özellikle iyi eğitimli ve seküler kesimin yurt dışına göç fenomeni hızlanmıştır[3]. Hatta öyle ki, Suriye iç savaşı nedeniyle 2011’den beri yoğun göç alan[4] Türkiye, bu şekilde kendi yetiştirdiği eğitimli nüfusu yurt dışına kaçıran ve yerine Ortadoğu coğrafyası ve Afganistan-Pakistan gibi ülkelerden düşük eğitimli göç alan bir ülkeye dönüşmeye başlamıştır. Buna karşın, Recep Tayyip Erdoğan’ın karizmatik liderliği, AK Parti’nin güçlü ve üye sayısı çok yüksek teşkilat yapısı[5], AK Parti ile MHP’nin sağ tabanı tutabilmekteki başarıları ve yerli ve milli savunma sanayisi alanında yapılan atılımlar gibi temalar üzerinden, Erdoğan ve sağ blok, gücünü ve popülaritesini günümüze kadar korumayı başarmıştır. Erdoğan, seçim sonrası kurduğu yeni hükümette de Dışişleri Bakanlığına Hakan Fidan, Ekonomi Bakanlığına Mehmet Şimşek ve MİT Müsteşarlığına İbrahim Kalın gibi uluslararası toplumda saygı gören iyi eğitimli ve yüksek profilli kişileri getirerek, yeni dönemde atılım yapmayı ve fiili olarak kurduğu sistemi kalıcı hale getirecek adımlar atmayı amaçlamıştır.

İşte böyle bir arka planda gidilen 31 Mart 2024 yerel seçimleri, yapılan anket çalışmaları ve ülke genelinde oluşan siyasal atmosfer göstermektedir ki, partilerin oy potansiyelleri anlamında ulusal çapta çok büyük değişimlerin yaşanmayacağı, fakat AK Parti’nin özellikle geçim sıkıntısının yoğun olarak hissedildiği büyükşehirlerde seçmen tarafından cezalandırılacağı bir sürece sahne olacaktır. Bu bağlamda, AK Parti’nin 2015 Kasım seçimlerinden beri oy kaybettiği de her zaman akılda tutulmalıdır. Öyle ki, 2015 Kasım’ında halen parlamenter sistem sürerken yüzde 49,5 oy alan AK Parti, 2018 genel seçimlerinde oyunu yüzde 42,5’e, 2023 genel seçimlerinde de yüzde 35,62’ye düşürmüştür. Yerel seçimler bağlamında da, 2014’te yüzde 43,4 oy alan AK Parti’nin oyu 2019’da yüzde 42,72’ye düşmüştür ki, bu seçimde de partinin destek oranının yüzde 30’lar seviyesine inmesi beklenmektedir. Partisinin oy oranındaki kan kaybını milliyetçi bloku (MHP) Cumhur İttifakı çatısı altında tutarak kısmen durdurmayı başaran Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibi, büyükşehirlerde ise popüler ve parlak aday bulmak konusunda yine beklentileri karşılayamamıştır. Özellikle seçimin kalbinin attığı İstanbul’da, AK Parti, elindeki merkezi güç sayesinde CHP’li popüler belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ile boy ölçüşebilecek bir aday bulmakta zorlanmış ve Çevre ve Şehircilik eski Bakanı olan ama ülke genelinde pek tanınmayan genç siyasetçi Murat Kurum’u aday yapmıştır. Fakat ülke genelinde AK Parti’nin Türkiye’nin neredeyse tüm seçim bölgelerinde ya birinci, ya da ikinci parti durumunda olmayı başaran tek siyasal oluşum olduğunu ve bölgesel parti karakteristiği gösteren tüm diğer siyasal partilerden bu yönüyle ayrıştığını da belirtmek gerekir.

Seçim öncesinde yapılan anketler incelendiğinde[6], genel oyu yüzde 30’lar (yüzde 35 ve altı) seviyesine inmesi beklenen AK Parti’nin, buna rağmen ülke genelinde en çok belediye kazanan parti olmasına kesin gözüyle bakılmaktadır. Anketlere göre, AK Parti’nin seçimi kazanmasının çok yüksek olasılıklı olduğu şehirler şunlardır: Adıyaman, Afyon, Aksaray, Amasya, Antalya, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Burdur, Çankırı, Çorum, Düzce, Elâzığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Isparta, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Nevşehir, Niğde, Rize, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Tokat, Trabzon, Uşak, Yozgat, Zonguldak. Bu şekilde, AK Parti, neredeyse 50’ye yakın şehirde kazanmaya oldukça yakın durumdayken, Balıkesir, Bursa, Denizli, Edirne, Eskişehir, Hatay, Şanlıurfa ve Yalova’da da kazanma şansı ciddi ölçüde vardır. Ayrıca 4-5 şehirde de, AK Parti, MHP’nin kazanmaya yakın durumda olan adaylarını desteklemektedir ki, bu şekilde Cumhur İttifakı kontrolündeki belediyelerinin sayısının 60’a yaklaşması mümkündür. AK Parti’nin nihai bir zafer kazanması için ise, İstanbul’u CHP’den alabilmesi ve genel oy oranını yüzde 40’ın üzerine çıkarması gereklidir. Bu iki ihtimal ise şimdilik zor gözükmektedir.

Seçime lider değişikliği yaparak giren ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan’a karşı kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine Özgür Özel’i Genel Başkanlığa seçen ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yine büyükşehirler ve kıyı şehirlerinde daha etkili olabilen bir parti olarak dikkat çekmekle birlikte, özellikle üç büyükşehirdeki (İstanbul, Ankara, İzmir) üstünlüğünü korumaktadır. Anketlere göre, CHP, Adana, Ankara, Aydın, Bolu, İzmir, Kırklareli, Mersin, Muğla ve Tekirdağ gibi şehirlerde belediyeleri rahat şekilde kazanabilecek durumdadır. Ancak 2019 seçimlerinde 11 büyükşehir belediyesi kazanan CHP, bu seçimde Çanakkale, Edirne, Eskişehir ve Hatay gibi kazanma ihtimali yüksek bazı seçim bölgelerini kaybedebilecek durumdadır. Bunun nedeni ise aday belirleme sürecinde yeni yönetimin eski yönetime karşı sert tutum takınması ve Kurultay'da eski yönetime destek veren başarılı belediye başkanlarını tasfiye etmesi ve kuşkusuz Millet İttifakı seçim iş birliği platformunun sürdürülememiş olmasıdır. Buna karşın, seçime kendi başına giren CHP, Balıkesir, Bursa ve İstanbul’da da zafere ulaşmayı başarırsa, bu kayıplara rağmen gücünü korumuş sayılacaktır. CHP’nin Denizli gibi bazı şehirlerde sürpriz bir zafer kazanma ihtimali de ciddi anlamda bulunmaktadır. Özellikle üç büyükşehirde kazanılacak başarı, CHP’nin normal takvimde 2028’de düzenlenecek sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde iddiasını korumasını sağlayacaktır. Bu bağlamda en stratejik seçim bölgesi ise kuşkusuz İstanbul’dur. Yaklaşık 20 milyon kişinin yaşadığı Türkiye’nin ekonomik açıdan kalbi durumundaki İstanbul’u, ana muhalefet partisi CHP, Ekrem İmamoğlu ile 2019’dan sonra yeniden kazanmayı başarırsa, hem siyasi, ekonomik ve moral anlamında güçlenecek, hem de İmamoğlu ile birlikte sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Cumhur İttifakı’na karşı çok güçlü bir aday kazanmış olacaktır.

Sık sık kapatılan veya isim değiştirmek zorunda kalan Kürt siyasal hareketi ise, HDP ve YSP deneyimlerinden sonra bu seçimde DEM Parti (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) adıyla yarışacaktır. DEM Parti’nin Ağrı, Batman, Bitlis, Diyarbakır, Hakkâri, Iğdır, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van gibi seçim bölgelerinde ipi göğüslemesi ve belediyeleri kazanması beklenmektedir. Parti, Kars belediyesini de alabilecek potansiyele sahiptir. Bu da, DEM’i, Türk siyasal hayatında çok önemli bir bölgesel parti haline getirmekte ve partinin özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki gücünü göstermektedir. Ayrıca, DEM, İstanbul, Mersin, Antalya gibi stratejik seçim bölgelerinde de kendisi oyun kurucu olamasa da, kendisine koşulsuz destek veren Kürt seçmenler sayesinde, siyasette kral atayıcı (kingmaker) bir etkiye sahiptir. Nitekim İstanbul ve Mersin gibi yerlerde Kürt siyasal hareketine soğuk ve ön yargılı yaklaşmayan CHP’li adaylara yönelmesi beklenen DEM Parti tabanı, Antalya’da ise CHP’li adaya seçimi kaybettirebilecek güçtedir.

AK Parti’nin Cumhur İttifakı’ndaki ortağı olan deneyimli siyasetçi Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP, 30 büyükşehir ve 29 şehirde AK Parti ile ittifak yapmış; bu şekilde ya kendisi, ya da AK Parti’nin aday çıkarmamasını sağlamıştır. Manisa ve Mersin gibi büyükşehirlerde kendi adayını AK Parti’ye kabul ettiren MHP, özellikle Manisa’da kazanmaya çok yakındır. MHP’nin ayrıca Bartın, Erzincan, Kars ve Osmaniye belediyelerini kazanma şansı da hayli yüksektir. Bu şekilde, 1 büyükşehir ve 4 il belediyesi ile, MHP de seçimden başarılı bir şekilde ayrılabilecektir.

CHP ile Millet İttifakı çatısı altında kurduğu birlikteliğin kendisine sağ siyasette zemin kaybettirdiğini düşünerek son dönemde bağımsız bir siyasal çizgiye yelken açan İYİ Parti ise, bu seçimde özellikle Çanakkale ve Ordu belediyelerini kazanabilecek durumdadır. İYİ Parti’nin bu iki şehri kazanması, partinin ve lideri Meral Akşener’in gelecek iddiası adına çok önemlidir.

Son dönemin popüler partisi Yeniden Refah (YRP) ise, Şanlıurfa’da sürpriz bir zafere imza atarak gücünü arttırabilir. YRP'nin asıl çıkışı ise, kuşkusuz, Erdoğan aktif siyasetten ayrılırsa veya AK Parti sağ tabanı konsolide etmekte zorlanmaya başlarsa olacaktır. 

Seçimde dikkatle takip edilmesi ve çok çekişmeli geçmesi beklenen belediye seçimleri ise; Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Denizli, Edirne, Eskişehir, Hatay, İstanbul, Manisa, Ordu, Şanlıurfa ve Yalova’da olacaktır. 

Sonuç olarak, 2024 Türkiye yerel seçimleri, ülke genelindeki sağ/muhafazakâr çizginin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti-MHP koalisyonunun artan ekonomik sorunlara rağmen ayakta kalacağı, ancak devletin tüm çabasına rağmen Kürt siyasal hareketinin bölgesel olarak güçlenmeye devam ettiğinin anlaşılması ve İstanbul (Ekrem İmamoğlu) ve Ankara’da (Mansur Yavaş) CHP adaylarının seçimi kazanmaları halinde otomatik olarak 2028 seçimleri için potansiyel Cumhurbaşkanı adayları haline gelmeleri bağlamında önemli olacaktır. Ülke genelindeki kutuplaşma ve AK Parti dışındaki partilerin bölgeselleşme eğilimleri ulusal birlik açısından olumsuz bir gelişme olmakla birlikte, özellikle eğitim ve gelir seviyesi yüksek büyükşehirlerde (metropollerde) CHP’nin ağır basması, bu partinin geleceği adına önemli ve pozitif bir veridir. Bu sonuçlardan yola çıkarak siyasal partilere verilecek en iyi tavsiye ise, tüm bölgelerde iddialı olabilecek ulusal partiler olmaya çalışmalarıdır. Bu bağlamda, AK Parti’nin seküler yaşam hassasiyeti çevrelere ve büyükşehirlere yönelmesi, CHP’nin de milliyetçi/muhafazakâr ve Kürt seçmenin yoğun olduğu bölgelere açılması bu iki büyük parti adına gayet mantıklı adımlar olacaktır. Diğer siyasal partiler ise, bu iki ana eksen partisi etrafında konumlanmaya devam edecek gibi gözükmektedirler. Ancak özellikle Fatih Erbakan ile son dönemde büyük bir çıkış yakalayan YRP, AK Parti’nin kay kaybı devam eder, Cumhurbaşkanı Erdoğan ilerleyen yıllarda aktif siyasetten ayrılır ve kendisi de daha merkez bir çizgiye yanaşmayı başarırsa, daha önce DEVA, Gelecek ve İYİ Parti’nin başaramadığını yaparak sağdaki büyük aktör haline gelme potansiyeline sahiptir.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

[1] 2023 yılında Türkiye’de enflasyon düzeyi TÜİK’in resmi verilerine göre yüzde 64 düzeyinde olurken, bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu'na göre (ENAG) yüzde 127 düzeyinde olmuştur. Bakınız; https://www.bbc.com/turkce/articles/c9927ve14xdo.

[2] 2023 seçimlerinde bu blokta İslamcı Yeniden Refah Partisi (YRP), aşırı milliyetçi Büyük Birlik Partisi (BBP), Kürt milliyetçisi/İslamcı Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) ve merkez sol Demokratik Sol Parti (DSP) de yer almışlardır.

[3] TÜİK’in açıkladığı resmi 2022 yılı Uluslararası Göç İstatistikleri’ne göre, Türkiye'den yurt dışına göç eden kişi sayısı 2022 yılında bir önceki yıla (2021) göre rekor düzeyde -yüzde 62,3- artarak 466.914 olmuş ve en fazla göç eden grubun da 25-29 yaş arası genç ve eğitimli nüfus olması dikkat çekmiştir. Detaylar için bakınız; https://www.ntv.com.tr/galeri/turkiye/turkiyeden-yurt-disina-goc-yuzde-62-3-artti-tuik-2022-yiliuluslararasi-goc-istatistiklerini-acikladi,vXGEvLV8QUClWdxXVcDyAg/ySW2csXvwU25JWoyNk_-1g.

[4] Uluslararası kuruluşların güncel raporlarına göre, ülkede 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere toplam 5,1 milyon civarında sığınmacı olduğu tahmin ediliyor. Bakınız; https://dtm.iom.int/reports/turkiye-migrant-presence-monitoring-situation-report-march-2023#:~:text=According%20to%20the%20latest%20available,been%20granted%20temporary%20protection%20status..

[5] Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarına göre, AK Parti’nin sadece üye sayısı bile 11 milyonun üzerindedir ve parti, açık farkla Türkiye’nin en çok üyesi olan siyasi oluşumudur. Bakınız; https://www.yargitaycb.gov.tr/icerik/1095.

[6] Çalışmada kullanılan anket çalışmaları için, bakınız;

  1. Sonar - https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/galeri-istanbul-erzurum-mugla-samsun-sonar-arastirmanin-son-yerel-secim-2185490
  2. Vikipedi - https://tr.wikipedia.org/wiki/2024_T%C3%BCrkiye_yerel_se%C3%A7imleri_i%C3%A7in_yap%C4%B1lan_anketler
  3. ORC Araştırma - https://sputniknews.com.tr/20240318/son-secim-anketinde-chp-iki-belediyeyi-kaybediyor-kaleleri-el-mi-degistirecek-1081806110.html



Hiç yorum yok: