22 Ocak 2020 Çarşamba

İsrail'in Üçüncü Seçimi


Giriş
Ortadoğu’nun önemli ülkelerinden İsrail’de, 9 Nisan 2019 ve 17 Eylül 2019 tarihlerinde yapılan genel seçimler sonrasında bir koalisyon hükümeti kurulamaması nedeniyle, 2 Mart 2020 tarihinde bir kez daha genel seçim için sandık başında gidilecek. Bu yazıda, İsrail’in bir yıldan kısa bir süre içerisinde gerçekleştirdiği üçüncü seçimi analiz edeceğim.

2019 Seçimleri
Hatırlanacağı üzere, 9 Nisan 2019 tarihinde yapılan genel seçimde, seçime favori olarak giren Başbakan Benyamin Netanyahu ve partisi –merkez sağ- Likud, yüzde 26,46 oyla birinci parti olmayı başarmış ve Knesset’te 35 koltuk kazanmış; ancak yeni kurulan eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz liderliğindeki Mavi Beyaz İttifak (Kahol Lavan) da yüzde 26,13 oranında oyla aynı sayıda (35) milletvekilliği elde etmeyi başarmıştı.[1] Seçimin ardından yapılan koalisyon hükümeti pazarlıkları ise, aşırı sağ/milliyetçi çizgideki Avigdor Lieberman’ın lideri olduğu İsrail Evimiz Partisi (Yisrael Beiteinu) ile Netanyahu arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle sonuç vermemişti. Bu seçim sonrasında, önceki seçim olan 2015 genel seçimine kıyasla, ki o seçimde Likud yüzde 23,40 oyla yalnızca 30 milletvekilliği kazanabilmişti, sandalye sayısını (5) ve oy oranını (yüzde 3) arttırması nedeniyle Netanyahu’ya yönelik tepkiler sınırlı kalmış ve İsrail’in en uzun süre görevde kalan Başbakanı[2], uluslararası kamuoyunca genel olarak başarılı bulunmuştu. Ancak Benny Gantz ve kurduğu geniş kapsamlı seçim ittifakının hızlı yükselişi, Netanyahu ve partisi adına bir alarm sinyali olarak değerlendirilmişti. Seçim sonrasında Lieberman’ı sorumsuz davranmakla suçlayan Netanyahu ise, ikinci bir seçimden daha rahat çıkacağı düşüncesiyle hareket etmişti.

17 Eylül 2019 tarihinde yapılan ikinci genel seçimde ise, Benny Gantz liderliğindeki Mavi Beyaz İttifakı yüzde 25,95 oyla birinci parti olmuş ve 33 sandalye kazanmış, Netanyahu ve partisi Likud ise yüzde 25,10 düzeyinde oy oranıyla ikinci parti durumuna düşmüştü.[3] Bu seçim sonrasında da, Netanyahu ve Gantz tarafından yapılan koalisyon hükümeti kurma girişimleri başarıyla neticelendirilememişti. Netanyahu, bu seçim sonrasında ilk kez birinciliği başka bir partiye kaptırması nedeniyle eleştirilerin hedefi haline gelmişti. Netanyahu’nun avantajı ise, ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisine koşulsuz desteği ve rakibi olan Benny Gantz ve partisinin de Batı Şeria ve Golan Tepeleri gibi tartışmalı konularda kendisi kadar milliyetçi olmasıydı.[4]

Netanyahu’nun Durumu
2019 yılı seçimlerinde istediğini elde edemeyen ama Başbakanlığa devam eden Netanyahu, bu süreçte iki büyük zorlukla yüzleşmek durumunda kaldı. İlk olarak, Netanyahu, İsrail Adalet Bakanlığı’nın başlattığı rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Bu dönemde gündeme getirilen iddialardan en ağırı, Netanyahu hükümetinin Bezeq adlı telekomünikasyon şirketine hukuki ayrıcalıklar tanınması ve karşılığında bu şirketin sahibinin kurduğu Walla adlı internet sitesinde Netanyahu lehine haberler yapılmasıydı.[5] Ayrıca İsrail Başbakanı’nın Yedioth Ahronoth gazetesinin sahibi Arnon Moses’la yakın ilişkileri ve pahalı hediyeler kabul etmesi gibi konular da yolsuzluk dosyasında yer alıyordu. Bu dosyalardan henüz bir şey çıkmasa da -ki Netanyahu suçlu bulunursa istifa etmek zorunda kalacaktır- İsrail Başbakanı’nın bu süreçte ülkesi içerisinde yıpratılmaya başlandığı anlaşılıyor.

Kendisine yönelik suçlamaları reddeden ve bunları bir “cadı avı”na benzeyen Netanyahu’nun bu süreçte yüzleşmek zorunda kaldığı ikinci önemli zorluk ise, partisi Likud içerisinde yaşanan Genel Başkanlık yarışı oldu. Eski Eğitim ve İçişleri Bakanı Gideon Sa'ar’ın da aday olduğu Genel Başkanlık seçimi, 26 Aralık 2019 tarihinde gerçekleşti. Liderlik yarışını yüzde 72,5 oyla ezici bir galibiyet elde eden Netanyahu kazansa da[6], Netanyahu’ya yönelik tepkilerin kendi partisi içerisinde de oluştuğunun görülmesi anlamında, bu seçim de İsrail Başbakanı adına olumsuz bir gelişme oldu.

2020 Genel Seçimi ve Koalisyon Formülleri
2 Mart 2020 tarihinde yapılacak ve 23. dönem Knesset milletvekillerini belirleyecek 2020 İsrail genel seçimi, yine Likud ve Mavi Beyaz İttifak’ın kıyasıya rekabetine sahne olacak gibi görünüyor. Seçim öncesinde yapılan kamuoyu yoklaması ve anketler de bu durumu doğruluyor. Örneğin, 16 Ocak 2020 tarihli Maagar Mochot anketi, Mavi Beyaz İttifak’ın seçimden birinci olarak çıkacağını ve 34 koltuk kazanacağını, Likud’in ise 30 milletvekilliği ile yetineceğini ortaya koyuyor.[7] Project HaMidgam tarafından yapılan bir diğer kamuoyu yoklaması da, Mavi Beyaz İttifak ve lideri Benny Gantz’ın, Likud ve lideri Benyamin Netanyahu’ya bu seçimde 34’e karşı 31 milletvekilliğiyle üstün geleceği projeksiyonunu yapıyor.[8]

Anketler, Mavi Beyaz İttifak’ın geçen süre zarfında İsrail’deki birinci parti haline geldiğini ve Netanyahu ve Likud’un duraklama sürecine girdiği göstermesine karşın, İsrail’de hükümet kurmak için 120 koltuklu Knesset’te 61 milletvekili sayısına ulaşmak gerektiği için, aslında makro siyaset adına değişen fazla bir şey de yok. Bu nedenle, 2019 seçimleri sonrasında gündeme gelen iktidar formülleri aynı şekilde geçerli olmaya devam ediyor. Bunlar şöyle sıralanabilir:
  • Netanyahu veya Gantz Başbakanlığında (ki daha fazla oy ve koltuk kazananın Başbakan olması beklenmeli) bir Likud-Mavi Beyaz İttifakı merkez sağ koalisyon hükümeti (ideal formül olarak karşımıza bu seçenek çıkıyor).
  • Netanyahu’nun Başbakanlığında, Likud’un, Şas (Shas), Birleşik Tora Yahudiliği, Yamina ve Evimiz İsrail Partisi (Yisrael Beiteinu) gibi sağ ve aşırı sağ partilerin katılımıyla kuracağı bir sağ/aşırı sağ koalisyon hükümeti (bunun için Avigdor Lieberman’ın desteği şart).
  • Gantz’ın Başbakanlığında, Mavi Beyaz İttifak’ın, Birleşik Arap Listesi ve İsrail İşçi Partisi-Gesher-Meretz ittifakının katılımıyla kuracağı bir merkez/merkez sol koalisyon (ancak bu seçenek ancak üç partinin koltuk sayısının 61’i bulması durumunda gerçekleşebilir ki bu da garanti değil).
  • Gantz’ın Başbakanlığında, Mavi Beyaz İttifak’ın, Evimiz İsrail Partisi (Yisrael Beiteinu), Yamina ve İsrail İşçi Partisi-Gesher-Meretz ittifakının katılımıyla kuracağı bir merkez sol-merkez sağ koalisyonu (sağ ve sol partileri aynı koalisyona sokmak kolay olmayabilir).
  • Gantz’ın Başbakanlığında, Mavi Beyaz İttifak’ın, Evimiz İsrail Partisi (Yisrael Beiteinu), Yamina, Şas (Shas) ve Birleşik Tora Yahudiliği gibi partilerle kuracağı bir sağ/aşırı sağ koalisyon (seküler ve dinci partileri aynı koalisyona sokmak kolay olmayabilir).
Bu seçeneklere bakıldığında, Avigdor Lieberman’ın ikna edilmesi durumunda halen en güçlü iktidar seçeneğinin Netanyahu’nun Başbakanlığında, Likud’un, Şas (Shas), Birleşik Tora Yahudiliği, Yamina ve Evimiz İsrail Partisi (Yisrael Beiteinu) gibi sağ ve aşırı sağ partilerin katılımıyla kuracağı bir sağ/aşırı sağ koalisyon hükümeti olduğu söylenebilir. Bunun nedenleri ise, bu formülün daha önce denenmiş ve yapılabilmiş olması ve Netanyahu’nun sağı ve aşırı sağı kolaylıkla birleştirebilmesidir. Ancak Netanyahu’nun Lieberman’la arasındaki buzları eritmesi ve anlaşmazlıkları çözmesi bu noktada tek ve en önemli koşul durumundadır.

İkinci en güçlü seçenek ise, Netanyahu veya Gantz Başbakanlığında (ki daha fazla oy ve koltuk kazananın Başbakan olması beklendiği için Benny Gantz bu noktada daha şanslıdır) bir Likud-Mavi Beyaz İttifakı koalisyon hükümetidir. Bu koalisyon formülü, hem İsrail’de Netanyahu karşıtlarını sevindirecek, hem de aleyhine dosyalar açılan ve siyaseten zor duruma sokulan Netanyahu’nun -Başbakan olmasa da- Dışişleri Bakanı veya önemli bir görevde kalarak İsrail siyasetine yön vermeye devam etmesini sağlayacaktır. Netanyahu’nun hükümetteyken aleyhindeki iddialarla mücadele etmesi de kuşkusuz daha kolay olacaktır.

Üçüncü en makul alternatif, koltuk sayısının 61’i bulması durumunda, Benny Gantz’ın Başbakanlığında, Mavi Beyaz İttifak’ın, Birleşik Arap Listesi ve İsrail İşçi Partisi-Gesher-Meretz ittifakının katılımıyla kuracağı bir merkez/merkez sol koalisyondur. Ancak bu formül için Birleşik Arap Listesi ve İsrail İşçi Partisi-Gesher-Meretz ittifakının oy oranlarında bir miktar artış sağlaması gerekmektedir. Zira 61’i bulabilmek için, 34-35 koltuk kazanması beklenen Mavi Beyaz İttifak'ın 26-27 milletvekiline daha ihtiyacı olacaktır. Anketlere göre ise, diğer iki sol partinin koltuk sayısı şu an için 23-24 düzeyindedir. Bu üç formül dışında, kuşkusuz diğer iki koalisyon hükümeti alternatiflerinin de bir miktar şansı bulunmaktadır.

Sonuç
2 Mart 2020’de düzenlenecek olan genel seçim, İsrail’de bir yıldan kısa bir süre içerisinde yapılan üçüncü genel seçim olacaktır. Bu durum, İsrail’in bir demokrasi olduğunu teyit etmesi bağlamında önemli ve pozitif bir gelişme olmakla birlikte, çok partili ve dağınık siyasetin yönetimde istikrar anlamında sorun yaratabileceğini de göstermektedir. Bu nedenle, ilerleyen yıllarda, ABD ile çok yakın siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri olan İsrail’in bu ülkeye benzer şekilde Başkanlık sistemine geçmesi ve siyasi sistemini reforme etmesi gündeme gelebilir. Bunun nedeni, İsrail gibi güvenlik riskleri çok yüksek düzeyde olan bir ülkede yönetimde istikrar ve güçlü hükümet modeline gereksinim duyulmasıdır. 1949’dan bugüne kadar farklı koalisyon hükümetleriyle yönetilen İsrail’de[9], bu öneri, ilerleyen dönemlerde ciddi şekilde tartışılabilir. Bu durum, Netanyahu sonrasında veya sol bir Başbakan veya hükümet döneminde de değişmeyecektir. Zira Filistin Sorunu, İran nükleer programı, terör örgütleri, yasadışı kitlesel göç hareketleri ve anti-Siyonist ideolojinin Müslüman toplumlar üzerindeki gücü gibi sebeplerle, İsrail, bir güvenlik devleti olarak kalmaya mahkûm durumdadır.

Ancak bu öneri gerçekleşmese bile, İsrail’de üst üste yapılan üç seçimin ekonomik kayıplara ve enerji israfına yol açtığı ve artık 4-5 sene görev yapacak güçlü bir hükümete ihtiyaç duyulduğu ortadadır. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in de belirttiği gibi, parlamenter demokrasiye duyulan inancı kaybetmemek[10] ve bir şekilde koalisyon hükümetinin kurulması sağlamak çok gereklidir. Zira İsrail’in, yeni dönemde, İran nükleer programı ve Doğu Akdeniz’deki gerginlikler konusunda mutlaka yapıcı politikalar geliştirmesi ve ABD üzerindeki etkisini (lobi gücünü) olumlu yönde kullanması gerekmektedir. Bunun için de, Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzeltilmesi çok iyi bir başlangıç olabilir.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

[1] Bu seçimin analizi için; http://politikaakademisi.org/2019/08/27/2019-israil-genel-secimleri/.
[2] Milliyetçi sağ çizgide siyaset yapan Benyamin Netanyahu, ilk kez 1996 yılında İsrail’in en genç Başbakanı olarak seçilmiş ve 1996-1999 döneminde 3 yıl süreyle Başbakan olarak görev yapmıştır. Daha sonrasında ise, 2009’da yeniden Başbakan seçilmiş ve o tarihten bugüne Başbakanlık görevini sürdürmektedir.
[3] Bakınız; http://politikaakademisi.org/2019/09/18/israilde-kritik-secimin-galibi-yok/.
[4] Bu konuda bir analiz için; http://politikaakademisi.org/2019/09/22/israil-saginin-malum-secimi/.
[5] Bakınız; https://www.dw.com/tr/netanyahu-yolsuzluk-ve-r%C3%BC%C5%9Fvetten-yarg%C4%B1lanacak/a-51358607.
[6] https://www.timesofisrael.com/netanyahu-declares-victory-in-likud-primary-appears-headed-for-landslide-win/.
[7] Bakınız; https://knessetjeremy.com/2020/01/17/20th-poll-of-2020-election-blue-white-34-likud-30-joint-list-14-labor-gesher-meretz-10-yamina-9-shas-8-yisrael-beitenu-8-utj-7/.
[8] Bakınız; https://knessetjeremy.com/2020/01/17/19th-poll-of-2020-election-blue-white-34-likud-31-joint-list-14-labor-gesher-meretz-9-yisrael-beitenu-8-yamina-7-utj-7-shas-6-otzma-4/.
[9] https://mfa.gov.il/mfa/aboutisrael/state/government/pages/the%20governments%20of%20israel.aspx.
[10] Bakınız; https://www.timesofisrael.com/rivlin-urges-israelis-not-to-lose-faith-in-democracy-despite-third-elections/.

Hiç yorum yok: