29 Ekim 2013 Salı

Marmaray Açılış Töreni


Bugün Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden olan Marmaray görkemli bir törenle açıldı. Törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kabine üyesi bakanlarının yanı sıra Japonya Başbakanı Shinzo Abe, Somali Cumhurbaşkanı  Hasan Şeyh Mahmud, Romanya Başbakanı Viktor Ponta ve 8 ülkeden 9 Bakan katıldı. Törende yaşanan olaylar ise ayrı bir analizi hak eder nitelikteydi.

Öncelikle farklı şekilde yansıtılmaya çalışılsa da, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir projesi olan Marmaray’ı hayata geçiren herkesi kutluyorum. Osmanlı Sultanı Abdülmecid’in 150 yıllık rüyasını gerçekleştiren bu proje ile umuyorum, önemli bir metropol olmasına karşın trafik sorunu nedeniyle birçok kimsenin asla yaşamayı düşünmediği İstanbul kentinin trafik sorunu biraz olsun hafifler. Törende ilk dikkatimi çeken konu törenin tarihiydi. 29 Ekim’de milyonlarca vatandaşımız Cumhuriyet Bayramı’nı coşkuyla kutlarken, buna rakip bir kutlama ya da nazire yapar gibi Marmaray açılışını bu tarihe denk getirmek bence son derece bilinçli ve kötü niyetli bir siyasal hamledir. Bu yaklaşımın demokrasi ile de uzaktan yakından alakası yoktur ve bu girişimin ardında kutuplaştırıcı anti-demokratik bir mantık bulunmaktadır. İkinci dikkatimi çeken husus, törende sahneye çıkan Bakan Binali Yıldırım’ın son birkaç haftadır yapmaya çalıştığı şekilde yine coşkulu ve kitleye yönelik bir konuşma yapmış olmasıdır. Bunları Binali Bey’in meydan siyasetine alışma gayretleri olarak görüyor ve bu çabaların ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi adaylığının geleceğini öngörüyorum. Törendeki komik bir kare Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin toplu dua merasimi sırasında ellerini iki yana açarak Başbakan Erdoğan ve diğer gruba eşlik etme gayretleriydi. Anlaşılan Japonya Başbakanı Türkiye’den ihaleleri aldıkça daha da fazla imana gelecek…

Törende dikkatimi çeken ve beni oldukça üzen bir diğer konu ise Başbakan Erdoğan’ın artık alıştığımız, eğitimsiz halkımızın çok sevdiği ve bir Kral ya da Sultan’ı da aratmayacak şekilde verdiği bir talimatla Marmaray seferlerini 15 gün süreyle ücretsiz yapması oldu. Elbette Başbakan’ın bu jesti halkımız için hoş bir olaydır ancak olaya demokratik ve daha derin bir açıdan yaklaşırsak, bir ülke yönetiminin yönetici kişinin tamamen kişisel zevk ve tercihlerine göre ayaküstü olarak yapılması, dünyada o ülkenin idare zaafiyeti olduğu algısını yaratmakta ve o ülkenin saygınlığına gölge düşürmektedir. Eğer durumumuz gerçekten bu ise umuyorum ilerleyen günlerde Başbakan Erdoğan kararlar alırken duygularına yenik düşmez. Düşünün ki sinirli bir anında bir dış politika meselesi konusunda karar alması gerekse… Aman yarabbi, iyi ki bu kabineyle savaşa girmemişiz…

Son konu ise ilk bahsettiğim husus ile ilgili. Kıbrıs’tan bakınca genel görüntü şöyledir; Bir yanda Cumhuriyet sevincini yansıtan ve sokaklara sığmayan milyonlar, diğer yandan halkın vergileri ile yapılan önemli bir projeyi kendi ikballeri ve hesapları doğrultusunda bir şov unsuru haline getirenler... Cumhuriyet bayramının ruhunu hangisi yansıtıyor sizce?

Yrd. Doç. Dr. Ozan Örmeci

Hiç yorum yok: