2 Şubat 2013 Cumartesi

TBMM İzlenimleri




29-30 Ocak tarihlerinde danışmanı olduğum Girne Amerikan Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kulübü – GAÜSBUİK’ten öğrencilerim ve eşimle beraber Ankara’da çeşitli temaslarda bulunduk. TBMM’deki üç büyük parti olan AKP, CHP ve MHP’nin grup toplantılarına katıldığımız ve birçok siyasi ile görüştüğümüz bu iki günde gördüklerim ve işittiklerimden yola çıkarak izlenimlerimi sizinle paylaşmak isterim.

Öncelikle söylemem gerekir ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi 1960’ların başında yapılmasına karşın halen görkemini koruyan oldukça güzel bir yapı. Tüm öğrencilerimizin ve vatandaşlarımızın demokrasinin mabedi olan ve Kurtuluş Savaşı’mızı da yöneten kurum olan gazi TBMM’yi görmelerini dilerim. TBMM Genel Kurul Salonu oldukça ferah. Tepedeki görkemli avizeler ve “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazısı hemen dikkatimizi çekiyor. Dilerim bu kutlu çatı hep milletimizin esenliği için çalışır.

29 Ocak Salı günü ilk adresimiz MHP grup toplantısıydı. Oldukça kalabalık olan salonda ilk göze çarpan Sayın Koray Aydın oldu. Aydın Kurultay’ı kaybettikten sonra şu an için biraz yalnız gözükse de, sonraki döneme yatırım yapmaya devam ediyor. MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli saygıdeğer bir devlet adamı ve vatan sevgisi ve demokrasiye bağlılığı asla tartışılmayacak bir lider. Konuşması da gayet iyi hazırlanmış ve çağın ruhunu yakalayan bir metin. Ancak metni fazla vurgu yapmadan kağıttan okuması heyecan dozunu düşürüyor. MHP’nin İmralı sürecinde tepki göstermemesi partinin genetik yapısına ters düşer. Ancak bu muhalefeti serinkanlı ve demokrasi sınırları içerisinde yapması takdire değer. MHP’de bir diğer dikkat çeken isim ile ilerleyen saatlerde TBMM koridorlarında rastladığımız İzmir milletvekili Oktay Vural. Bakanlık yapmış ve partinin medyada en sık görülen ismi. Vural oldukça kilo vermiş ve formda gözüküyor. İlerleyen yıllarda partinin kilit isimlerinden olacaktır. Kendisiyle hatıra fotoğrafı çektirip ayaküstü sohbet ettik. Ayrıca umuyorum Mayıs başında kendisini Denizli’de UPA Siyaset Okulu’nda ağırlayacağız. MHP’nin bir diğer önemli ismi yine akşama doğru kuliste görüştüğümüz Iğdır milletvekili Sinan Oğan. Genç, karizmatik ve dış politika alanında oldukça bilgili bir isim. Türksam’daki çalışmaları sayesinde Türk dünyasının ve dünyanın dört bir yanındaki Türklerin sorunlarını ana akım medya ve entelektüellerimizin gündemine sokmayı başarmış değerli bir insan. Kendisi gençleri dış politika alanında çalışmaya ve yazmaya çağırıyor ve UPA’ya destek veriyor. Ayrıca terörle müzakere sürecinden de rahatsızlığını açıkça ama sakin bir şekilde dile getiriyor. Öğrencilerimiz de en çok o konuda huzursuz.     

Salı günü ikinci adresimiz TBMM İdare Amiri ve Ak Parti Çorum milletvekili Salim Uslu. Medyada özellikle Kamer Genç’i kürsüden iterek uzaklaştırması sonrası çok tepki almış Uslu, yüzyüze tanışıldığında ise sakin ve beyefendi bir insan. Bize Hak-İş çatısı altındaki sendikal çalışmalarından söz etti ve Kıbrıs’la ilgili anılarını paylaştı. Çocuklarının başörtüsü yasağı nedeniyle geçmişte KKTC’de okuması nedeniyle Kıbrıs’a özel bir sempatisi olduğunu anlıyoruz. Gençlere oldukça sıcak yaklaştı ve bize TBMM’de her türlü desteği-yardımı sağladı. AK Parti Bursa milletvekili İsmail Aydın da bize 1 saat ayırarak farklı konularda öğrencilerimin kimi zaman medyada göremediğimiz ölçüde muhalif sorularına içtenlikle cevap verdi. Siyasetçilerimizin nazik ve demokrat olmaları gençlerimizi de pozitif etkiliyor. Keşke bu seviyeyi birbirlerine karşı da her zaman koruyabilseler. Ayrıca İç İşleri eski Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu’ya da rastladık. Sağ siyasetin kadrolu bakanlarından Aksu adeta iktidarın kokusunu alan bir isim olarak biliniyor ve şimdilik AKP’de siyasal hayatına devam ediyor.

Sırada CHP grubu var. Oldukça kalabalık, vatandaş ana muhalefet partisinde umut görmek istiyor. Medyatik isimler bir bir yanımızdan geçiyor. Gürsel Tekin, Adnan Keskin, Akif Hamzaçebi, Güldal Mumcu ve hemen yanında genç siyasetçi Gökçe Pişkin... Emine Ülker Tarhan da kürsüde yerini aldı. Böylesi zarif ve iyi eğitimli bir Türk kadınının TBMM’de olması genç kızlarımız için ne kadar güzel bir örnek. Kılıçdaroğlu da alkışlar arasında sahnede. Hitabetini Genel Başkan olduktan sonra çok geliştirmiş. Ancak okuduğu metni beğenmiyoruz. Belli ki daha iyi danışmanlar lazım. Türkiye’de bu kadar çok sorun varken ana muhalefet partisinin daha etkili olması gerekiyor ama olmuyor. Yine de ana muhalefet partisi üzerindeki ölü toprağını atmışa benziyor. Grup sonrası Deniz Baykal ve ekibinin salondan ayrılması ise her türlü dedikoduya yol verir cinsten. Zaten biz de Baykal’ı ziyaret etmeye gidiyoruz. Ancak yolda Gürsel Tekin’i görünce fotoğraf için duruyoruz. Gürsel Tekin TBMM’nin pop starı gibi etrafında kamera ordusu ve vatandaş çemberinde ilerliyor. İspanyol aktör Javier Bardem’e benzetiyorum kendisini. Konuşması fazlasıyla halktan... Bir fotoğraf için durup kartımızı veriyoruz. Sırada Aydın milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar var. Her öğrencinin “Keşke böyle bir rektörümüz olsa” diyeceği genç, dinamik ve sıcakkanlı bir isim. Bizi Deniz Baykal’ın odasına götürüyor. Baykal çok sıcak, daha önce de görüştüğümüz için artık beni tanıyor ve hemen ilgileniyor. Kıbrıs’la ilgili anılarını paylaşıp, öğrencilerimden Girne Amerikan Üniversitesi hakkında bilgi ediniyor. 2. dönemde program uyarsa Kıbrıs’ta bir konferans için sözleşiyoruz.

CHP kanadıyla görüşmelerimiz kuliste de devam ediyor. İşte son günlerde yaptığı açıklamalarla Türkiye’nin gündemine oturan Prof. Dr. Birgül Ayman Güler... Kendisiyle daha önce Uşak’ta tanışmışlığımız var, bu nedenle hemen bize ilgi gösteriyor. Bir fotoğrafın ardından ertesi gün öğle yemeği için sözleşiyoruz. Ancak hocamızın yoğun programı nedeniyle ertesi gün yemeği yalnız yiyebileceğiz. Yazık ki kendisine son açıklamaları ile ilgili soru soramıyoruz. Yine kuliste Şafak Pavey’i görüyoruz. TBMM’de olmasından gurur duyduğumuz gözlerinin içi gülen ve içimizi ısıtan bir isim. Kamer Genç’i de ziyaret ediyoruz. Kamer Bey Türkiye’nin gidişatından çok umutsuz ve gençleri mücadeleye çağırıyor. 40 yıla yakın süredir siyasetin içinde ve çok deneyimli bir isim. Biraz önce Salim Uslu ile de görüştüğümüzü söyleyince espriler yapılıyor. “Olayların adamı” Hüseyin Aygün ekibiyle beraber hızlıca yanımızdan geçiyor, konuşma fırsatı bulamıyoruz. İlk gün bu şekilde sona eriyor...

İkinci gün yani 30 Ocak’ta sabah erken yine TBMM Dikmen Kapısı’ndayız. Bu defa AK Parti grubu var. Bize başlama saati 10.30 gibi söylendiği için saat 10.00’da salondayız ancak grubun 11.30’da başlayacağı anons ediliyor. İçeride beklemedeyiz. Başörtülü kadınlar izleyiciler arasında çoğunlukta. Yavaş yavaş partinin ağır topları geliyor. En çok merak ettiğimiz isimlerden Hakan Şükür, Numan Kurtulmuş ve Ahmet Davutoğlu’nu gözlerimiz arıyor ancak salonda göremiyoruz. Başbakan Erdoğan alkışlar arasında sahnede. Hitabetine en muhalif olanlar bile hayran. Konuşma çok iyi ellerden çıkma belli. Güzel espriler, yeri geldiğinde halkı etkilemeye yönelik demagojik söylemler. 4 Bakan değişikliğiyle ilgili konuşurken eski Bakanları övdükten sonra salonda alkış kopuyor. Ancak dikkatle izliyorum İdris Naim Şahin ve Ertuğrul Günay Başbakan’ı alkışlamıyorlar. Bu kadar tepki doğal olsa gerek. İktidar nimetleri sayesinde AK Parti grubunun rahatlığı hiçbir partide yok. Oturarak keyifli bir şekilde Başbakan’ı dinleyebiliyoruz.

Çıkışta öğrencilerimin bir bölümü içeride kalıp temaslara devam ediyor. Ben, eşim ve 2 öğrencim ise KKTC Ankara Büyükelçisi Sayın Mustafa Lakadamyalı’yı ziyarete gidiyoruz. 2. vatanımız olan KKTC’nin Büyükelçiliği’nde işler yoğun ancak bizi sıcak karşılıyorlar. Sayın Lakadamyalı bize 45 dakika ayırıyor ve sorularımızı içtenlikle yanıtlıyor. Kıbrıs sorununda yakın gelecekte neler olabilir kafamızda daha iyi şekillenmeye başlıyor. Kendisine teşekkür edip ayrılıyoruz. Ben gruptan ayrılırken öğrencilerim TBMM’de temaslara devam ediyor, daha sonrasında da Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Kamalak’ı Saadet Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret ediyorlar. Mustafa Beyi de umuyorum Mayıs başında Denizli’de UPA Siyaset Okulu’nda ağırlayacağız. Bu şekilde 2 günlük yoğun ve yorucu bir diplomasi trafiğinin sonuna geliyoruz. Öğrencilerim son derece mutlu, ülkeyi yönetenlerin halka dokunması ve yakın olması sorunları çözmese bile en azından acıları azaltıyor. Umarım bunu daha iyi anlarlar...


Dr. Ozan Örmeci

Hiç yorum yok: