Küçük yaşlarımdan başlayarak yoğun bir şekilde biyografi ve otobiyografi kitapları okumamdan mı kaynaklanıyor bilemiyorum fakat eskiden beri insanların özellikle de siyasetçilerin hayat hikâyelerini dinlemeyi, araştırmayı ve okumayı çok sevmişimdir. Yıllar sonra doktora tezi çalışma konum olarak -her ne kadar bu çalışma biyografiden öte bir siyaset bilimi incelemesi olsa da- rahmetli İsmail Cem’in Türk sosyal demokrat hareketinde yerini seçmemin de temelinde belki bu küçükken edindiğim merak yatıyordu. Çeşitli makale ve kitaplarımda Türk siyasal hayatına damgasını vurmuş birçok değerli siyasetçimizi inceledim, özellikle gençlik dönemlerimde bilgi eksikliği ve heyecanımın da etkisiyle onları acımasız şekilde eleştirdim. Fakat şimdi geriye dönüp baktığımda tüm bu isimlerin ülkemize öyle veya böyle çeşitli katkılar yaptığını ve ideal bir siyasetçi yaratmak istersek hepsinin bazı özelliklerini kullanabileceğimizi düşünüyorum. Eleştiri hakkımı saklı tutarak, ülkemizde kutuplaşmanın hayli yüksek olduğu şu zor zamanlarda biraz da ortamı yumuşatmak adına bu konu üzerine düşünelim.
En yakından incelediğim isim olarak rahmetli İsmail Cem’le başlayalım. İdeal bir siyasetçi tipolojisi yaratsak sanıyorum siyasal muhaliflerinde bile saygı uyandırmayı başaran İsmail Cem’in beyefendi kişiliği ilk yazmamız gereken özelliklerden olurdu. Ya Bülent Ecevit’e ne demeli? Karaoğlan nezaketi ve en stresli-gergin anlarda bile rakiplerine “Sayın” diyebilmesiyle tüm siyasetçiler arasında en nazik isim olarak daima ön plana çıkmıştı. Kıbrıs Barış Harekâtı’nı düşündüğümüzde Ecevit aslında tüm siyasetçilerde olması gereken cesaret özelliğiyle de ön plana çıkıyor diyebiliriz. Süleyman Demirel’i unutmak mümkün mü? Baba’nın en zor zamanlarda bile güleryüzü, kıvrak zekâsı ve nüktedan kişiliğiyle ortamı yumuşatması ve toplumsal gerginlikleri azaltması unutulamaz. Alparslan Türkeş’in tüm günah ve sevaplarıyla bu ülkeyi sevmediğini kim söyleyebilir ve karizmatik yapısını kim inkâr edebilir? Ya da Necmettin Erbakan’ın 40 yıllık siyasi yaşamında sıfırdan başlayıp en tepeye çıkmasına yol açan hırs ve mücadele azmine kim toz kondurabilir? Rahmetli Turgut Özal’ın teknolojiye ve gelişime olan ilgisi, tabuları yıkan cesur tavrı tüm farklı düşüncelerimize rağmen bu ülkeye çok katkı yapmıştır sanıyorum. Devlet Bahçeli’nin bir iltifat aldığında utangaç bir çocuğu andıran tavırları onun alçak gönüllü, mütevazı karakterinin ispatı değil mi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “halk adamı” doğası ve karizmatik liderliği Türkiye’de demokratik dengeleri bozacak ölçüde başarılı olmuştur kabul edelim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Atatürk’ün koltuğuna uzanan hikâyesinde çalışkanlığı gençlerimize örnek gösterilebilecek bir özelliktir. Kemal Kılıçdaroğlu da aynı Ecevit gibi dürüstlüğüyle topluma iyi bir rol model olmuştur öyle değil mi? Kitaplardan okuduğum, tanıklarından dinlediğim kadarıyla Osman Bölükbaşı gibi bir usta polemikçi dünyaya nadir gelir. Mehmet Ali Aybar’ın güleryüzlü ve özgürlükçü sosyalizmine en katı kapitalist bile sempati duyamaz mı? Ahmet Türk’ün en sert zamanlarda kendi tabanını yumuşatan ve demokrasiye sahip çıkan tavırlarını görmezden gelebilir miyiz? İsmet Paşa’nın inatçılığı ve vatanseverliği ona siyaseten en sert muhalefet edenlerin bile kabul etmesi gereken özellikleridir. Oğlu Erdal İnönü de bilim adamlarına saygısı, demokrasiye inancı ve yumuşak kişiliğiyle Türk siyasetinde önemli bir boşluğu doldurmuştur diyebiliriz. Rahmetli Erdal İnönü’ye karşı üç kurultay kaybedip yine de bir yolunu bulup solun lideri olan ve uzun süre CHP Genel Başkanlığı yapan Deniz Baykal’ın derin bilgi birikimi ve muhteşem hitabetine hepimiz tanıklık etmişizdir. Adnan Menderes’in janti giyimi ve duygusal karakteri onu sevmemiz için önemli nedenlerdendir. Büyük Atatürk ise hepsinden öte, çağının çok ilerisinde vizyonu ve devrimci kişiliğiyle modern ve demokratik Türkiye’nin temellerini atan ve güncel siyasetin üzerinde hepimizin lideri ve ortak değeri olarak kalabilen dünyaya gelmiş nadir kıymetteki dahi insanlardandır diyebiliriz sanıyorum.
Doğruları-hataları, günahları-sevaplarıyla ülkemize hizmet eden tüm siyasetçi ve devlet adamlarımızı seviyor ama onları eleştirmeden de edemiyoruz. Onların da bu eleştirilere daha hoşgörülü yaklaşmalarını umuyoruz.
Not: Dün Fransa’da rahatsızlandığını öğrendiğim değerli arkadaşım ve genç bir siyasetçi olan Ekrem Kerem Oktay’a acil şifalar diliyorum. Dualarımız seninle Ekrem!
Dr. Ozan Örmeci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder