5 Mayıs 2015 Salı

Asya'da Kriz Noktası: Senkaku Adaları


Uzak Asya’da son dönemde Japonya, Çin Halk Cumhuriyeti ve Tayvan arasında krize neden olan önemli bir konu, Senkaku ya da Diaoyu Adaları’nın kime ait olduğu meselesidir.[1] Senkaku Adaları, aslında üzerinde insan yaşamayan 5 adacık (Uotsuri Jima, Kuba Jima, Taisho Jima, Minami Kojima, Kita Kojima) ve 3 kaya parçasından (Okino Kitaiwa, Okino Minami-iwa, Tobise) oluşan küçük bir toprak parçasıdır.[2] Ancak adaların Çin ve Tayvan’a olan yakınlığı ve ada etrafındaki zengin petrol kaynaklarının varlığı, bu küçük toprağı stratejik bir nokta konu haline getirmektedir.[3] 2012 yılında milliyetçi bir siyasetçi olan Tokyo Valisi Shintaro Ishihara’nın buradaki 3 adayı satın almak ve buraya bir iletişim üssü, liman ve meteoroloji istasyonu kurmak istemesi sonrasında, olayın daha fazla büyümemesini isteyen Japon hükümeti, 26 milyon $ ücretle adaları satın almıştır. Bu durum, Tayvan ve Çin’de protestolara neden olmuştur. Konu, halen önemli bir kriz potansiyeli taşımaktadır.

Senkaku Adaları haritası

Japonya açısından bu konunun iki temel boyutu bulunmaktadır;
  1. Adaların mülkiyeti meselesi ve bu konuda Çin ve Tayvan’la yaşanan sürtüşme,
  2. Japonya ve Çin arasında, Doğu Çin Denizi’ndeki kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge paylaşımı konularındaki sorunlar.
Bir üçüncü neden olarak Çin’in son yıllarda hızla güçlenen ekonomisi ve askeri modernleşme programlarını devreye sokmasının Japonya’da yol açtığı tedirginlik belirtilebilir. Japonya, bu iddialarını oldukça güçlü hukuki bir temele de oturtmakta ve bu konuda Amerika Birleşik Devletleri’nden yoğun bir destek almaktadır.

Çin’in bu konuya bakış açısında ise, aynı Japonlar gibi milliyetçi gururları üst seviyede bir millet olan Çinlilerin, Japonya’nın 1930-1945 yılları arasında kendi ülkelerinde yaptıkları katliamlara dayalı olan tarihsel düşmanlık nedeniyle gelişen “milli dava” bilinci yer almaktadır. Yine Çin Halk Cumhuriyeti’nin son yıllarda ekonomik, siyasi ve askeri olarak önemli bir dünya gücüne dönüşmesi, bu noktada Çin’in adımlarını daha iddialı atmasını sağlamaktadır. Bu konuda bugüne kadar kesin bir anlaşma olmadığını belirten Çin, bu nedenle artan gücüne paralel olarak daha cesur adımlar atmak amacındadır. Sonuçta, bu konu, her iki tarafta da milliyetçi duyguları tetiklemekte ve bu adalara balık avlamak ya da araştırma yapmak için gelen gemilerin varlığı da, dünyada çok tehlikeli bir cepheleşmeye dönüşebilecek bir askeri kriz riskini gündeme taşımaktadır. Bu nedenle bu konunun bir çözüme ulaştırılması şarttır.

Japonya’nın İddiaları
Birleşmiş Milletler Asya ve Uzak Asya Ekonomik Komisyonu’nun (ECAFE), 1968 yılında bu bölgenin zengin petrol kaynaklarına sahip olabileceği yönündeki raporunun ardından bölgeye ilk ilgi gösteren ülke Tayvan olmuştur. Ancak Tayvan’ın 1971 yılında adalar hakkında yaptığı talep, bu dönemde Okinawa’nın ABD’den Japonya’ya geri verilmesi anlaşması (Okinawa Reversion Agreement) nedeniyle gündemden düşmüştür. Taipei ve Pekin’e göre; geçmişte Qing hanedanlığı döneminde Ryukyu Krallığı’na ait olan bu adalar, 1895 yılındaki Çin-Japon Savaşı’ndan sonra Çin’in elinden zorla ve hukuksuz bir şekilde alınmıştır. Japonya’nın bu konudaki duruşu ise şu argümanlara dayanmaktadır;
  • Japonya’nın Senkaku Adaları’nı topraklarına katması, 14 Aralık 1895 tarihli kabine kararına dayalı olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde Okinawa yerel yönetiminin (prefecture) yaptığı çalışmalar sonucunda, adalarda herhangi bir Çin etkisi/hakimiyeti olmadığı ortaya çıkmış ve bu nedenle adalar Japonya topraklarına katılmıştır. Japonya’ya göre bu dönemde ada, sahipsiz (terra nullius) durumdadır ve bu nedenle Japonya’ya katılması yönünde bir engel yoktur.
  • Senkaku Adaları, bugüne kadar Nansei Adaları’nın bir parçası olarak kabul edilmiş ve hiçbir zaman Tayvan topraklarına ya da 1895 yılında Japonya’nın Çin’deki Qing hanedanlığından aldığı Pescadores Adaları’nın kapsamına dahil edilmemiştir. Yani adalar, 1895 Çin-Japon Savaşı’ndan sonra imzalanan Shimonoseki Antlaşması’ndan bağımsız olarak Japonya tarafından alınmıştır.
  • Adalar, Nansei Adaları’nın bir parçası kabul edilerek, 1951 yılındaki San Francisco Barış Antlaşması’nın 3. maddesi uyarınca[4] 20 yıl boyunca ABD denetiminde kalmış ve 1971 yılındaki Okinawa’nın geri verilmesi anlaşmasıyla birlikte yeniden Japonya’nın denetimine geçmiştir.[5]
Japonya, Çin ve Tayvan’ın itirazlarını ise şu temeller üzerinden çürütmektedir;
  • Petrol kaynaklarının ortaya çıkmasına kadar, Pekin ya da Taipei bu adalarda herhangi bir hak iddia etmemiştir,
  • Pekin ve Taipei, 1951 San Francisco Barış Antlaşması ile adaların ABD’nin kontrolüne bırakılmasına itiraz etmemiştir,
  • Çin’in bugüne kadar yayınladığı resmi haritalarda, bu adalara Diaoyu değil, Senkaku ismi verilmiş ve bölge hiçbir zaman Çin topraklarına dahil olarak gösterilmemiştir. Bu haritalar arasında 1933 tarihli Yeni Atlas, 1958 tarihli Dünya Atlası ve 1969 yılında Washington Post gazetesinde yayınlanan Çin haritası da vardır.
  • Tüm bu nedenlerle Senkaku Adaları, Japonya’nın Okinawa yerel yönetim birimine bağlı ve Japonya topraklarına dahil bir bölgedir. Japonya açısından bu konuda herhangi bir tartışma söz konusu değildir.[6]
Japonya’nın Çekinceleri
Japonya’nın son dönemde Çin’in bu bölgeye yönelik politikalarına ilişkin 3 temel çekincesi bulunmaktadır.

1-) Aktivistler: Japonya, Çin’in ve Tayvan’ın bu bölgeye gönderdiği genelde milliyetçi görüşteki balıkçılardan rahatsızdır. Bu tarz olaylara ilk örnek, 1970 yılında yaşanmış ve Han milliyetçisi bir balıkçının Uotsuri Jima adasına Tayvan bayrağı asmak istemesi nedeniyle iki ülke arasında siyasal kriz yaşanmıştır.
2-) Araştırma gemileri: Japonya, Çin’in son yıllarda bu bölgeye ve Doğu Çin Denizi’ne gönderdiği enerji kaynaklarını inceleyen araştırma gemilerinden (Kaiyo Chosa-sen) rahatsızdır. Zira bu gemiler, Japon Kıyı Güvenliği birimlerinden izin almamakta ve uyarıları dinlememektedirler.
3-) İstihbarat ve gözetleme gemileri: Japonya, Çin’in yine son yıllarda bu bölgede yoğunlaşan istihbarat ve gözetleme faaliyetlerinden rahatsızdır. Bu gemiler de, Çin araştırma gemileri gibi Japon Kıyı Güvenliği birimlerinden gelen uyarılara kulak asmamakta ve bu tarz uyarılara “burası Çin toprağıdır” yanıtını vermektedirler.[7]    

Son yıllarda bu bölgede birkaç kaza ve küçük çaplı çatışma meydana gelmiş, ancak her iki tarafın da ortamı germemesi nedeniyle bugüne kadar bu olayların büyük siyasal krizlere dönüşmesi engellenebilmiştir.

Japonya’nın Çin’e Bakışı
Çin’in son yıllarda daha iddialı hale gelen dış politikası, Japon entelektüellerini ve devlet adamlarını rahatsız etmektedir. Çin’in hızlı ekonomik yükselişinin yanında, askeri modernleşme programlarını uygulamaya sokması, Japon stratejistlerde bir savaş hazırlığı intibası uyandırmaktadır. Nitekim 2000 yılından sonra, Japon halkının Çin’e bakışında bariz bir negatif trend gözlemlenmektedir. 2012 yılında yapılan bir araştırmada, halkın yüzde 80’inin Çin karşıtı olduğu ortaya çıkmıştır.[8] Japonya’da artan Çinli nüfus ve bu kişilerle Japon halkı arasında ortaya çıkan kültürel uyuşmazlıklar da, Japonların endişelerini arttırmaktadır. Bu nedenle Japonya savunma birimleri, şimdiden olası bir Çin saldırısına yönelik senaryolar hazırlamaya başlamışlar ve buna yönelik önlemler geliştirmeye çalışmaktadırlar.

Yuki Tatsumi’ye göre; bugün için Japonya’nın Çin Halk Cumhuriyeti’nden gelebilecek tehlikelere yönelik politikasında 2 alternatif seçeneği bulunmaktadır;
  1. Japon Kıyı Güvenliği birimlerinin askeri kapasitelerinin arttırılması,
  2. Çin’in olası bir saldırısına yönelik adalarda uzaktan kumandalı savunma sistemlerinin geliştirilmesi.[9]
Bunun dışında, adalar meselesinin diplomatik yolla çözümü için Japonya Başbakanı Yoshihiko Noda döneminde Çin’le temaslara ağırlık verilmiş ve bu konuda üst düzey bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Ancak bu görüşmelerin olumlu sonuca ulaşamaması nedeniyle, Japonya güvenlik politikalarına ağırlık vermeye başlamıştır. Milliyetçi görüşleriyle bilinen ve Japonya’nın askerini kapasitesini arttırma sözü veren Shinzo Abe’nin siyaset sahnesinde yeniden yükselişini de, bu bağlamda değerlendirmek doğru olabilir. Nitekim Abe, göreve gelir gelmez Yasukuni Tapınağı’na bir ziyaret gerçekleştirmiş[10] ve Çin’e yönelik karşı hamleler yapmaya başlamıştır.

ABD’nin Bakışı
Her ne kadar ABD, 1972 yılında Çin Halk Cumhuriyeti ile Richard Nixon döneminde başlatılan detant sürecinden itibaren Uzak Asya’daki toprak tartışmalarında taraf olmamaya gayret etse de, ahde vefa ilkesi gereğince, 1960 tarihli ABD-Japonya Güvenlik Antlaşması ve 1971 tarihli Okinawa’nın geri verilmesi sürecine sadık kalmaya gayret etmektedir. 1960 tarihli ABD-Japonya Güvenlik Antlaşması’ın 5. maddesi[11], ABD’ye Japonya’yı bir saldırı durumunda koruma sorumluluğunu yüklerken, 1971 tarihli Okinawa anlaşması da Senkaku Adaları’nı Japonya’ya geri vererek, bu konuda ABD’nin Japonya’nın tarafında olduğunu göstermektedir. Zaten 20 Ekim 1971 tarihli ve Dış İşleri Bakanı William Rogers’a vekaleten yasal danışmanlık yapan Robert Starr tarafından yazılmış bir mektup, Okinawa anlaşmasına Senkaku Adaları’nın da dahil olduğu görüşünü içermektedir.[12] 2010 yılında Dış İşleri Bakanlığı görevinde olan ve şimdilerde adı Başkanlık için geçen Hillary Clinton da, bir demecinde Senkaku Adaları’nın korunması konusunda ABD’nin Japonya’nın yanında olduğunu bildirmiştir.[13]

Ancak ABD’nin bu konuda daha sert bir politika izlemesinin önünde çeşitli engeller bulunmaktadır. Bunun temel sebepleri; Çin Halk Cumhuriyeti’nin ABD ve dünya ekonomisi açısından giderek artan önemi ve bu ülkenin Kuzey Kore ve İran İslam Cumhuriyeti gibi ülkelerle özellikle nükleer programları konusunda yapılabilecek anlaşmalarda kilit rol oynayabilme yeteneğidir. Bu nedenle, ABD açısından şu an için en makul seçenek; Japonya’nın güvenlik endişelerini gidermek adına bu ülkeyi askeri açıdan güçlendirmek ve Çin’in agresif politikalardan uzak durmasını sağlayacak diplomatik hamleler yapmaktır. Ancak büyük resme bakıldığında, ABD açısından Asya’da Çin’in gücünün dengelenmesi hedefinin Senkaku Adaları meselesinden çok daha önemli olduğu düşünülebilir.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ


KAYNAKLAR

[1] Bu konuda birkaç yazı için;
[2] Yuki Tatsumi (2013), “Senkaku Islands/East China Sea Disputes – A Japanese Perspective”, CNA Maritime Asia Project Workshop Three: Japan’s Territorial Disputes, http://www.stimson.org/images/uploads/research-pdfs/Yuki-CNA_paper_8-2013.pdf.
[3] Manyin, Mark E. (2013), “Senkaku (Diaoyu/Diaoyutai) Islands Dispute: U.S. Treaty Obligations”, https://www.fas.org/sgp/crs/row/R42761.pdf.
[4] Bu madde şu şekildedir; “Japan will concur in any proposal of the United States to the United Nations to place under its trusteeship system, with the United States as the sole ad ministering authority, Nansei Shoto south of 29 north latitude (including the Ryukyu Islands and the Daito Islands), Nanpo Shoto south of Sofu Gan (including the Bonin Islands, Rosario Island and the Volcano Islands) and Parece Vela and Marcus Island. Pending the making of such a proposal and affirmative action thereon, the United States will have the right to exercise all and any powers of administration, legislation and jurisdiction over the territory and inhabitants of these islands, including their territorial waters.” Yani kısaca, antlaşmanın 3.maddesi gereğince Bonin ve Ryukyu takım adalarının denetimi ABD’ye geçmiştir. Takım adalara dahil olan kentler arasında Okinawa da bulunmaktadır. Anlaşmanın tam metni için; https://treaties.un.org/doc/Publication/UNTS/Volume%20136/volume-136-I-1832-English.pdf.
[5] Yuki Tatsumi (2013), “Senkaku Islands/East China Sea Disputes – A Japanese Perspective”, CNA Maritime Asia Project Workshop Three: Japan’s Territorial Disputes, http://www.stimson.org/images/uploads/research-pdfs/Yuki-CNA_paper_8-2013.pdf.
[6] Yuki Tatsumi (2013), “Senkaku Islands/East China Sea Disputes – A Japanese Perspective”, CNA Maritime Asia Project Workshop Three: Japan’s Territorial Disputes, http://www.stimson.org/images/uploads/research-pdfs/Yuki-CNA_paper_8-2013.pdf.
[7] Yuki Tatsumi (2013), “Senkaku Islands/East China Sea Disputes – A Japanese Perspective”, CNA Maritime Asia Project Workshop Three: Japan’s Territorial Disputes, http://www.stimson.org/images/uploads/research-pdfs/Yuki-CNA_paper_8-2013.pdf.
[8] Yuki Tatsumi (2013), “Senkaku Islands/East China Sea Disputes – A Japanese Perspective”, CNA Maritime Asia Project Workshop Three: Japan’s Territorial Disputes, http://www.stimson.org/images/uploads/research-pdfs/Yuki-CNA_paper_8-2013.pdf.
[9] Yuki Tatsumi (2013), “Senkaku Islands/East China Sea Disputes – A Japanese Perspective”, CNA Maritime Asia Project Workshop Three: Japan’s Territorial Disputes, http://www.stimson.org/images/uploads/research-pdfs/Yuki-CNA_paper_8-2013.pdf.
[11] 5. madde şu şekildedir; “Each Party recognizes that an armed attack against either Party in the territories under the administration of Japan would be dangerous to its own peace and safety and declares that it would act to meet the common danger in accordance with its constitutional provisions and processes. Any such armed attack and all measures taken as a result thereof shall be immediately reported to the Security Council of the United Nations in accordance with the provisions of Article 51 of the Charter. Such measures shall be terminated when the Security Council has taken the measures necessary to restore and maintain international peace and security.” Anlaşma için; http://www.mofa.go.jp/region/n-america/us/q&a/ref/1.html.
[12] Manyin, Mark E. (2013), “Senkaku (Diaoyu/Diaoyutai) Islands Dispute: U.S. Treaty Obligations”, https://www.fas.org/sgp/crs/row/R42761.pdf.
[13] Manyin, Mark E. (2013), “Senkaku (Diaoyu/Diaoyutai) Islands Dispute: U.S. Treaty Obligations”, https://www.fas.org/sgp/crs/row/R42761.pdf.

Hiç yorum yok: