Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, bugün (8 Mayıs 2014) Le Monde gazetesinde “L’Europe Que Je Veux” (İstediğim Avrupa)[1] adlı ve son dönemde kendisi ve politikalarına yönelik getirilen eleştirilere cevap niteliği taşıyan bir makale yayınladı. Fransız ve hatta Avrupa solunun 21. yüzyıldaki siyasi vizyonunu ortaya koyan bu makalenin bazı kısımlarını sizler için özetlemek istiyorum.
Makalesine faşist hareketlerin yol açtığı İkinci Dünya Savaşı nedeniyle Avrupa’nın yaşadığı büyük felaketleri hatırlatarak başlayan Hollande, Avrupa’nın bu büyük yıkım sonrasında yeniden toparlanabilmesini ve yeniden dünyanın en büyük ekonomilerinden biri ve demokratik ülkeler ittifakı olabilmesini Avrupa’da yaşanan birlik (vatandaşların, ekonomilerin ve ulusların birliği) olgusuna bağlıyor. Fransa eski Cumhurbaşkanlarından François Mitterrand’ın “Milliyetçilik savaştır!” (Le nationalisme c’est la guerre!) sözüne gönderme yapan Hollande, Yugoslavya olaylarının bunu teyit ettiğini ve bugün Ukrayna-Rusya krizi ortamında Avrupa’nın hala barışı temsil ettiğini belirtiyor.
Hollande’a göre Avrupa’da son yıllarda yaşanan ekonomik kriz nedeniyle çeşitli etnik ve dini anlaşmazlıklar yeniden gündeme gelmeye başladı. Özellikle gençleri hedef alan işsizlik Avrupa’daki iyimser havayı yok etti. Ancak Hollande’a göre, bu durumda dahi Avrupa’da üç neslin emeğiyle ve 70 yılda oluşan eserden (AB) geri dönmek ve örneğin ortak para birimi “euro”dan vazgeçmek gibi tuzaklara kapılmamak ve Avrupa’yı yeniden şaha kaldırmak gerekiyor. Hollande’ın düşüncesinde Avrupa’dan vazgeçmek ve AB’den çıkmak, tarihten çıkmaktır...
Fransa Cumhurbaşkanı sözlerine küreselleşme çağında ürettiklerinin dörtte birinden fazlasını yurtdışına satan bir ülkenin içe kapanmasının mümkün olmadığını dile getirerek devam ediyor. Ona göre başkalarının ürünlerini reddedip içe kapanırlarsa, nasıl başkaları onların mallarını almaya devam edecektir? Ancak bu noktada Hollande dünya ticaretinin yeniden düzenlenmesinin gerekliliğine dikkat çekiyor. Hollande’a göre doğuya ve güneye kayan dünyanın geleceğinde birlikler daha da önem kazanacaktır. Bu nedenle halihazırda dahil oldukları Avrupa Birliği’nden neden vazgeçsinler? Zira Avrupa’nın Fransa’ya, Fransa’nın da Avrupa’ya ihtiyacı vardır. Ona göre Avrupa yoksa, kaos vardır. Avrupa’nın, Ukrayna krizi sonrasında başta enerji politikaları olmak üzere bazı politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini belirten Hollande’a göre, Fransa’nın isteği ilerleyen ve ilerici bir Avrupa’dır...
Hollande’ın manifesto niteliği taşıyan açıklamasının bir değerlendirmesini yapmak gerekirse; bu açıklamanın detaylandırılmış plan-projeler içermekten ziyade, son dönemde AB karşıtı seslerin hızla yükseldiği Avrupa’da bir güven tazeleme amacı taşıdığı görülmektedir. Fransa’da son yıllarda yaşanan ekonomik durgunluk ve artan işsizlik oranları, ülkede aşırı sağ ve izolasyonist akımlara neden olmakta ve merkez sol ve merkez sağı zor duruma düşürmektedir. Bu nedenle Hollande’ın Avrupa’nın birliğini ve ortak para birimini savunan açıklamalarının içkamuoyunda artan bu izolasyonist reaksiyonlara dur demek amacıyla yapıldığını söylemek mümkündür. Yine yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde, Avrupa’daki sayıca çok fazla olmayan sosyal demokrat liderlerden biri olarak gündem yaratmak isteği de buna eklenebilir.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] Makaleyi okumak için; http://www.lemonde.fr/europe/article/2014/05/08/francois-hollande-l-europe-que-je-veux_4413580_3214.html.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder