Benim çocukluk ve ilk gençlik günlerimde “genç gazeteci” olarak Sarı
Zeybek başta olmak üzere yaptığı belgeseller ve kitapları-makaleleriyle şöhret
kazanan ancak günümüzde artık 50’li yaşlarının başında “deneyimli gazeteci” kabul
edilebilecek olan Can Dündar, önceki gün Girne Amerikan Üniversitesi’nde iki
saatlik bir söyleşiye katıldı. Dündar’ın Türkiye’deki siyasi gelişmeler ve
gazetecilerin durumu hakkındaki söylediklerini önemli olabileceklerini
düşünerek burada sizinle paylaşmak istiyorum.
20 dakikalık bir giriş
konuşmasının ardından bir buçuk saat boyunca öğrencilerden gelen soruları
cevaplandıran Dündar’ın en çok ve ısrarla üzerinde durduğu konu, yazılı ve
görsel basının son yıllarda tarihimizde askeri darbe dönemleri dışında hiçbir
dönemde olmadığı kadar baskı altında olduğu iddiasıydı. Dündar’a göre Ntv’de
son derece başarılı giden programlarının sona erdirilmesinde siyasi baskıların
rolü olmuştu ve Milliyet’te şimdilik köşe yazılarına devam etmesine karşın,
yakın bir gelecekte burada da sorun çıkabilirdi. Dündar medyada siyasi iktidarı
eleştiren sözler söylemenin günümüzde artık neredeyse imkansız hale geldiğini
belirtti ve medyanın sanılanın aksine her zaman sistemin önemli bir parçası
olduğu için medyadan mucize beklememek gerektiğini; muhalefet hareketlerinin
basın sayesinde değil, ancak geçmişte Recep Tayyip Erdoğan örneğinde olduğu
gibi basına rağmen toplumsal tabanda örgütlenerek başarıya ulaşabileceklerini
ifade etti. Gazetecilik ve televizyonculuk yapması engellendiği için sinema ve
yazmaya yöneldiğini belirten Dündar, yakında yeni bir kitabının çıkacağını ve
yeni bir filminin gösterime gireceğini söyledi. Daha çok siyasi sorular sorulması
nedeniyle bu konularda konuşan Dündar sözü Türkiye’de devam eden açlık
grevlerine getirerek, bunun siyasi değil, insancıl bir mesele olduğunu ve
Adalet Bakanı’nın Başbakan Erdoğan’ı yalanlayan sözlerinin durumun vehametini
gösterdiğini ifade etti. Bir arada barış içerisinde yaşamak isteyen ve son
Cumhuriyet kutlamalarında da görüldüğü üzere artık “biber gazı” ortak
paydasında buluşan muhalefetin mutlaka asgari müştereklerde anlaşarak ortak bir
muhalefet dili yaratması gerektiğini belirten Dündar, aksi takdirde son derece
güçlü iktidarı sarsmanın mümkün olmadığını iddia etti. Kapitalizmin
derinleşmesi ve yeni dünya düzeni nedeniyle artık televizyonlarda bilgi
yarışmalarının yerini arkadaşlarınızı eleyerek yükseldiğiniz Survivor tipi güç
ve dayanıklılık yarışmalarının aldığı tespitini yapan Dündar, bu noktada
Türkiye halkının en çok televizyon izleyen halklardan biri olarak tvde
gördüklerinden etkilendiğini söyledi. Kıbrıs’ın kendisi için her zaman ikinci
bir vatan gibi olduğunu söyleyen Dündar, ancak artık “yavru” vatanın kendi
ayakları üzerinde durmasına saygı duyulması ve yavruluktan olgunluğa geçişini
anlamak gerektiğini belirterek, konuşmasına Necip Fazıl’dan bir dörtlükle son verdi.
Dr. Ozan ÖRMECİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder