20. yüzyılın son çeyreğinden başlayarak dünyada hızla güçlenen ve giderek siyasallaşan bir sosyal hareket olan çevrecilik, Avrupa siyasetinde Yeşiller-Die Grünen örneğinde olduğu gibi etkin bir seviyeye ulaşmayı başarmıştır. Türkiye’de ise çevrecilik hareketleri gerek sivil toplum, gerekse siyaset anlamında henüz çok zayıf noktadadır. Türkiye’deki yüzde 10 barajlı ve siyasal parti liderlerini yarı-Tanrı yetkileriyle donatan anti-demokratik sistemin de etkisiyle çevreci partilerin merkez siyasette henüz şansı olmadığı düşünülürse, çevrecilik hareketine TBMM’de yer alan üç büyük parti AK Parti (Adalet ve Kalkınma Partisi), CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) ve MHP’nin (Milliyetçi Hareket Partisi) bakışı, ülkede çevre sorunlarının dile getirilmesi ve çevre haklarının korunması bakımından büyük önem kazanmaktadır. Bu yazıda üç büyük partimizin parti programları (2011) ışığında çevre politikalarını anlatmaya çalışacağım.
AK Parti programının[1] 5. bölümünde yer alan “Sosyal Politikalar” başlığı altında 11. sırada incelenmiş olan çevre konusu, konunun Türkiye açısından yeni olmasıyla da alakalı olması muhtemel bir şekilde oldukça kısa tutulmuştur. Programa göre AK Parti’nin çevre politikalarının birbirleriyle bazı noktalarda çelişmesi olası iki temel amacı bulunmaktadır; “çevre sorunlarına sağlıklı bir ortam sağlanması” ve “ulusal maliyetlerin azaltılması”. İktidar partisi, parti programında çevre sorunlarının kaynağı olarak sanayileşme ve kırsaldan kente hızlı göçü gördüğünü ifade etmektedir. İzlenecek çevre politikaları başlığı altında şu görüşlere yer verilmiştir;
• Ne yerli, ne yabancı çevreye zararlı atıkların mezarlığı olmamak.
• Kalkınmada çevreye zararlı üretim modellerini kabul etmemek.
• Yerel yönetimleri güçlendirerek, katılımcı bir “Çevre Yönetim Sistemi” kurmak.
• Çevre sorunlarının çözümünde STK’lar ile işbirliği yapmak.
• Çevre ile ilgili uluslararası örgütlerin talepleri ve çalışmaları dikkate almak.
• Çevre bilincinin küçük yaştan itibaren kazandırılması için eğitim programlarını düzenlemek.
• Tarım alanlarında kimyasal gübre, ilaçlama ve hormon kullanımı ve küçük ve büyük baş hayvan yetiştiriciliğinde hormon kullanımı önlenmesi için standartlar ve kontrol mekanizmaları oluşturulacak.
• Geleneksel çevre anlayışı ve kültürümüz içerisinde çevre sorunlarına çözüm aranacaktır.
Görüldüğü üzere AK Parti’nin programında çevre konusu kısa ve muğlak ifadelerle geçilmiş ve somut politikalara dair (hangi tür enerjinin destekleneceği vs.) herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Bu da 11 senedir iktidarda olan AK Parti’nin önemli bir eksikliği olarak ifade edilmelidir.
“Çevreye duyarlılık çağdaşlıktır” sloganı altında başlayan Türkiye’deki anamuhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin parti programında[2] ise, çevre konusuna 8 sayfa ile oldukça geniş bir yer ayrılmıştır. CHP’nin çevre sorunlarıyla ilgili önerileri işe şöyle özetlenebilir;
• Türkiye’nin çevre envanteri çıkarılacaktır.
• Türkiye çevre eylem planı uygulanacaktır.
• Çölleşme ve erozyonla mücadele ulusal planı geliştirilecektir.
• Topraksu Genel Müdürlüğü yeniden faaliyete geçecektir.
• Ulusal su tedarik ve kullanım programı uygulamasına geçilecektir.
• “Kirleten öder” ilkesine işlerlik kazandırılacaktır.
• Temiz çevre için kentsel altyapı tamamlanacaktır.
• Çevresel etki değerlendirmesinin (ÇED) etkin uygulanması sağlanacaktır.
• Çevre düzeni planları ile alt ölçekli planlama esasları bir bütün halinde uygulanacaktır.
• Çevre yönetiminde yeniden yapılanma sağlanacaktır.
• Çevresel Yönetim ve Düzenleme Kurulu (ÇYDK) kurulacaktır.
• Çevresel Araştırma Kurumu kurulacaktır.
• Çevrenin korunmasında uluslararası düzeyde dayanışma sergilenecektir.
• AB’nin yenilenmiş “Lizbon Stratejisi” benimsenecektir.
• Kyoto Protokolü’nün ülke çıkarlarını da dikkate alarak uygulanmasına özen gösterilecektir.
CHP programında ayrıca küresel ısınmayla mücadele edilmesi konusu ayrı bir başlık altında incelenmiş ve bu konuda ulaştırmada, deniz ve demiryollarıyla, toplu taşımacılığın kullanımına ağırlık verileceği ifade edilmiştir. Sanayide iklim dostu teknolojilerin kullanılması, hidrolik, güneş, dalga ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerjilerin kullanımının arttırılması da CHP programında ifade edilen hususlar arasındadır. Yine ayrı bir başlıkta incelenen su kirliliği konusunda da, partinin Barselona Deklarasyonu’na (2005) destek verdiği vurgulanmış ve hayvan hakları konusu da çevre konusuna eklenerek parti programında yer almıştır. Görüldüğü üzere CHP parti programında çevre konusuna büyük önem atfedilmiş ve partinin bu konuda Avrupa Birliği standartlarında ve alternatif enerjileri destekleyecek bir rotada politika izleyeceği açıkça vurgulanmıştır.
TBMM’de yer alan üçüncü büyük parti olan Milliyetçi Hareket Partisi programında[3] ise, çevre konusu sadece 2 sayfa uzunluğunda (117-119) kendisine yer bulmuştur. “Çevre sorunlarını; kalkınma-çevre koruma ikilemi yerine, akılcı bir koruma, kullanma ve geliştirmeyi öngören sürdürülebilir kalkınma modeli ile aşarak, gelecek nesillere temiz, doğal ve kültürel değerleri korunmuş yaşanabilir bir çevrenin intikali, çevre politikamızın esasını oluşturmak” ilkeleriyle açıklanan MHP bakışı şu önerilerle desteklenmiştir;
• Çevre denetiminde etkinliği sağlamak üzere çevre zabıtası ve çevre ihtisas mahkemeleri kurmak.
• Kentler, kırsal yerleşimler ve doğal çevre temiz ve yaşanabilir hale getirmek.
• Verimli tarım toprakları korumak, amaç dışı kullanımı ve erozyonu önlemek.
• Ülkemizin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin ve genetik kaynakların araştırılması, korunması ve ekonomik değer kazandırılması sağlamak.
• Yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kirlilikten korunması, hidrolojik dengeyi gözetecek şekilde kullanılması ve atık suların arıtılarak tarım ve sanayide kullanımı teşvik etmek.
• Doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak.
• Çevre duyarlılığı kazandırmak.
• Medyanın toplumsal sorumlulukla yayın yapması sağlanacak ve eğitim müfredatı zenginleştirmek.
• Yatırım projelerinin yer seçiminde çevre duyarlılığına önem vermek, yatırımlarda çevre dostu teknoloji kullanımı teşvik etmek.
• Turizm, sanayi, tarım ve şehirleşmenin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması için, çevre düzeni planlarının ülke sathında tamamlanması sağlamak.
• Çevre sorunları kirlenmenin ortaya çıkmasından sonra çözümü aranan sorunlar olarak değil, genel kalkınma planının bir unsuru olarak önceden belirlenen kıstaslar çerçevesinde ele almak.
• Çevre bilgi sistemi oluşturmak.
• Biogüvenlik ve genetiği değiştirilmiş organizmalar konusundaki risklerin en aza indirilmesi için tarım, çevre ve teknoloji politikaları birlikte ele almak.
MHP’nin biogüvenlik ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (gdo) konusundaki hassasiyeti dikkat çekiciyken, partinin AK Parti’ye benzer şekilde hangi tür enerjinin destekleneceği konusunda somut bir politikasının olmadığı görülmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’deki büyük siyasal partilerin parti programlarında CHP hariç enerji konusunun çok kısa ve özensiz ele alındığını söylemek mümkündür. AK Parti ve MHP gibi iktidar adayı partilerin hangi tür enerji tercih edeceklerini açıkça belirtmemeleri seçmenler açısından da önemli bir sorun teşkil etmelidir. Bu konunun bir sonraki seçimlere kadar siyasi partilerimizce daha iyi araştırılması ve parti programlarında daha geniş yer verilmesini beklemek tüm Türk seçmenlerinin en doğal hakkıdır.
AK Parti programının[1] 5. bölümünde yer alan “Sosyal Politikalar” başlığı altında 11. sırada incelenmiş olan çevre konusu, konunun Türkiye açısından yeni olmasıyla da alakalı olması muhtemel bir şekilde oldukça kısa tutulmuştur. Programa göre AK Parti’nin çevre politikalarının birbirleriyle bazı noktalarda çelişmesi olası iki temel amacı bulunmaktadır; “çevre sorunlarına sağlıklı bir ortam sağlanması” ve “ulusal maliyetlerin azaltılması”. İktidar partisi, parti programında çevre sorunlarının kaynağı olarak sanayileşme ve kırsaldan kente hızlı göçü gördüğünü ifade etmektedir. İzlenecek çevre politikaları başlığı altında şu görüşlere yer verilmiştir;
• Ne yerli, ne yabancı çevreye zararlı atıkların mezarlığı olmamak.
• Kalkınmada çevreye zararlı üretim modellerini kabul etmemek.
• Yerel yönetimleri güçlendirerek, katılımcı bir “Çevre Yönetim Sistemi” kurmak.
• Çevre sorunlarının çözümünde STK’lar ile işbirliği yapmak.
• Çevre ile ilgili uluslararası örgütlerin talepleri ve çalışmaları dikkate almak.
• Çevre bilincinin küçük yaştan itibaren kazandırılması için eğitim programlarını düzenlemek.
• Tarım alanlarında kimyasal gübre, ilaçlama ve hormon kullanımı ve küçük ve büyük baş hayvan yetiştiriciliğinde hormon kullanımı önlenmesi için standartlar ve kontrol mekanizmaları oluşturulacak.
• Geleneksel çevre anlayışı ve kültürümüz içerisinde çevre sorunlarına çözüm aranacaktır.
Görüldüğü üzere AK Parti’nin programında çevre konusu kısa ve muğlak ifadelerle geçilmiş ve somut politikalara dair (hangi tür enerjinin destekleneceği vs.) herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Bu da 11 senedir iktidarda olan AK Parti’nin önemli bir eksikliği olarak ifade edilmelidir.
“Çevreye duyarlılık çağdaşlıktır” sloganı altında başlayan Türkiye’deki anamuhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin parti programında[2] ise, çevre konusuna 8 sayfa ile oldukça geniş bir yer ayrılmıştır. CHP’nin çevre sorunlarıyla ilgili önerileri işe şöyle özetlenebilir;
• Türkiye’nin çevre envanteri çıkarılacaktır.
• Türkiye çevre eylem planı uygulanacaktır.
• Çölleşme ve erozyonla mücadele ulusal planı geliştirilecektir.
• Topraksu Genel Müdürlüğü yeniden faaliyete geçecektir.
• Ulusal su tedarik ve kullanım programı uygulamasına geçilecektir.
• “Kirleten öder” ilkesine işlerlik kazandırılacaktır.
• Temiz çevre için kentsel altyapı tamamlanacaktır.
• Çevresel etki değerlendirmesinin (ÇED) etkin uygulanması sağlanacaktır.
• Çevre düzeni planları ile alt ölçekli planlama esasları bir bütün halinde uygulanacaktır.
• Çevre yönetiminde yeniden yapılanma sağlanacaktır.
• Çevresel Yönetim ve Düzenleme Kurulu (ÇYDK) kurulacaktır.
• Çevresel Araştırma Kurumu kurulacaktır.
• Çevrenin korunmasında uluslararası düzeyde dayanışma sergilenecektir.
• AB’nin yenilenmiş “Lizbon Stratejisi” benimsenecektir.
• Kyoto Protokolü’nün ülke çıkarlarını da dikkate alarak uygulanmasına özen gösterilecektir.
CHP programında ayrıca küresel ısınmayla mücadele edilmesi konusu ayrı bir başlık altında incelenmiş ve bu konuda ulaştırmada, deniz ve demiryollarıyla, toplu taşımacılığın kullanımına ağırlık verileceği ifade edilmiştir. Sanayide iklim dostu teknolojilerin kullanılması, hidrolik, güneş, dalga ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerjilerin kullanımının arttırılması da CHP programında ifade edilen hususlar arasındadır. Yine ayrı bir başlıkta incelenen su kirliliği konusunda da, partinin Barselona Deklarasyonu’na (2005) destek verdiği vurgulanmış ve hayvan hakları konusu da çevre konusuna eklenerek parti programında yer almıştır. Görüldüğü üzere CHP parti programında çevre konusuna büyük önem atfedilmiş ve partinin bu konuda Avrupa Birliği standartlarında ve alternatif enerjileri destekleyecek bir rotada politika izleyeceği açıkça vurgulanmıştır.
TBMM’de yer alan üçüncü büyük parti olan Milliyetçi Hareket Partisi programında[3] ise, çevre konusu sadece 2 sayfa uzunluğunda (117-119) kendisine yer bulmuştur. “Çevre sorunlarını; kalkınma-çevre koruma ikilemi yerine, akılcı bir koruma, kullanma ve geliştirmeyi öngören sürdürülebilir kalkınma modeli ile aşarak, gelecek nesillere temiz, doğal ve kültürel değerleri korunmuş yaşanabilir bir çevrenin intikali, çevre politikamızın esasını oluşturmak” ilkeleriyle açıklanan MHP bakışı şu önerilerle desteklenmiştir;
• Çevre denetiminde etkinliği sağlamak üzere çevre zabıtası ve çevre ihtisas mahkemeleri kurmak.
• Kentler, kırsal yerleşimler ve doğal çevre temiz ve yaşanabilir hale getirmek.
• Verimli tarım toprakları korumak, amaç dışı kullanımı ve erozyonu önlemek.
• Ülkemizin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin ve genetik kaynakların araştırılması, korunması ve ekonomik değer kazandırılması sağlamak.
• Yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kirlilikten korunması, hidrolojik dengeyi gözetecek şekilde kullanılması ve atık suların arıtılarak tarım ve sanayide kullanımı teşvik etmek.
• Doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak.
• Çevre duyarlılığı kazandırmak.
• Medyanın toplumsal sorumlulukla yayın yapması sağlanacak ve eğitim müfredatı zenginleştirmek.
• Yatırım projelerinin yer seçiminde çevre duyarlılığına önem vermek, yatırımlarda çevre dostu teknoloji kullanımı teşvik etmek.
• Turizm, sanayi, tarım ve şehirleşmenin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması için, çevre düzeni planlarının ülke sathında tamamlanması sağlamak.
• Çevre sorunları kirlenmenin ortaya çıkmasından sonra çözümü aranan sorunlar olarak değil, genel kalkınma planının bir unsuru olarak önceden belirlenen kıstaslar çerçevesinde ele almak.
• Çevre bilgi sistemi oluşturmak.
• Biogüvenlik ve genetiği değiştirilmiş organizmalar konusundaki risklerin en aza indirilmesi için tarım, çevre ve teknoloji politikaları birlikte ele almak.
MHP’nin biogüvenlik ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (gdo) konusundaki hassasiyeti dikkat çekiciyken, partinin AK Parti’ye benzer şekilde hangi tür enerjinin destekleneceği konusunda somut bir politikasının olmadığı görülmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’deki büyük siyasal partilerin parti programlarında CHP hariç enerji konusunun çok kısa ve özensiz ele alındığını söylemek mümkündür. AK Parti ve MHP gibi iktidar adayı partilerin hangi tür enerji tercih edeceklerini açıkça belirtmemeleri seçmenler açısından da önemli bir sorun teşkil etmelidir. Bu konunun bir sonraki seçimlere kadar siyasi partilerimizce daha iyi araştırılması ve parti programlarında daha geniş yer verilmesini beklemek tüm Türk seçmenlerinin en doğal hakkıdır.
Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] http://www.akparti.org.tr/site/akparti/parti-programi
adresinden ulaşılabilir.
[2] http://www.chp.org.tr/wp-content/uploads/chpprogram.pdf
adresinden ulaşılabilir.
[3] http://www.mhp.org.tr/usr_img/_mhp2007/kitaplar/mhp_parti_programi_2009_opt.pdf
adresinden ulaşılabilir.
1 yorum:
Great post,Thanks for providing us this great knowledge,Keep it up.
A good blog.
Signature:
The place to play all unblockedgames online. Here you can find every blocked games such as: unblocked games , unblocked games happy , unblocked games 77 , Gmod Free
Yorum Gönder