Sayfalar

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Serdar Denktaş’la Yuvarlak Masa Toplantısı



Geçtiğimiz Cuma günü danışmanı olduğum Girne Amerikan Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kulübü (GAÜSBUİK) olarak Kıbrıs siyasetinin önemli isimlerinden ve KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş’ı bir yuvarlak masa toplantısında ağırladık. Bu yazıda size oğul Denktaş’la yaptığımız sohbetlerden bazı önemli bölümleri özetlemek istiyorum.

1959 Lefkoşa doğumlu olan Serdar Denktaş, Vikipedi’de yer alan biyografisine göre London College of Printing’de matbaacılık alanındaki eğitimini tamamladıktan sonra Cardiff Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi aldı. Denktaş o yıllarda Cardiff’te Türk Öğrenci Derneği’ni kurdu ve Öğrenci Birliği yönetim kurulunda görev aldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 1986 senesinde Kuzey Kıbrıs Kültür Derneği’ni, 1989 yılında ise Genç İşadamları Derneği’ni kurarak ilk başkanlığını yaptı. Ayrıca Kıbrıs Kredi Bankası’nda Genel Müdürlük görevinde bulundu. Denktaş’ın siyasete ilk girişi 1990 yılı parlamento seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi – UBP’den Lefkoşa milletvekili seçilmesiyle oldu. 1990-1992 arasında görev yapan hükümette İçişleri, Köyişleri ve Çevre Bakanlığı gibi görevlerde bulunan Denktaş, 1992 senesinde İçişleri Bakanlığı’ndaki görevinden istifa ederek daha sonra Dokuzlar Hareketi’ne dönüşen parti içi muhalefette söz sahibi olmasıyla birlikte arkadaşlarıyla birlikte UBP’den ihraç edildi. İhraç edildikten sonra Demokrat Parti’nin kuruluşunda genel başkan Hakkı Atun önderliğinde yer alan Denktaş, 1992-1993 seneleri arasında Demokrat Parti’den Lefkoşa İlçe Başkanlığı ve Genel Sekreterlik yaptı. 1993 parlamento seçimlerinde Demokrat Parti’den Lefkoşa milletvekili seçildi ve 1 Ocak 1994-18 Ocak 1995 tarihlerinde Gençlik ve Spor Bakanlığı yaptı. 1996 senesinde partisinin kurultayında Genel Başkanlığa seçildi. 16 Ağustos 1996 senesinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı. 2000 senesinde Demokrat Parti Genel Başkanlığı’ndan istifa etti ve 2001 ile 2003 senelerinde Turizm ve Çevre Bakanlığı görevinde bulundu. Aralık 2002’de yeniden Demokrat Parti Genel Başkanlığı’na seçildi ve halen bu görevine devam etmektedir. 14 Aralık 2003 genel seçimlerinde Demokrat Parti’den Lefkoşa milletvekili oldu. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)-Demokrat Parti (DP) koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev aldı. 20 Şubat 2005 genel seçimlerinde Demokrat Parti’den Lefkoşa milletvekili seçildi. 

Sohbete biraz geçmişten söz ederek başlayan Serdar Denktaş, partisi ve kendisinin eskiden beri siyasal çizgilerinin KKTC’nin tanınması üzerine kurulu olduğunu ve zaman içerisinde değişen koşullara karşın kendi çizgilerini değiştirmediklerini belirtiyor. Kıbrıs siyasetinde bir hedef birliği olmadığını ve şu son dönemde dışarıda bir yerlerde kokusunu duyduklarını bir yemeğin pişirilerek Kıbrıslı Türklere servis edilmek üzere hazırlandığını belirten Denktaş, bu süreçte KKTC’nin ekonomik kalkınmasının sağlanması için KKTC ile AB arasında Gümrük Birliği anlaşmasının geçerli olmasını ve böylelikle AB’nin de daha önce tutmadığı sözünü yerini getirmiş olacağını belirtiyor. Denktaş’a göre bu gerçekleşirse Türkiye üzerindeki liman baskısı da ortadan kalkmış olacak ve ayrıca KKTC’de yeniden üretime dayalı bir ekonomi kurulacak. Kıbrıs sorununda artık bir sonuç alınmasını istediklerini zira yıllar içerisinde uzun süren müzakerelerin her iki toplumda da sıkıntı yarattığını söyleyen Denktaş, Türkiye’yi 2000’li yılların başından beri Güney Kıbrıs açıklarındaki hidrokarbon rezervleri konusunda uyarmasına karşın bu konuda Türkiye’nin yeterince ciddi bir tavır almadığını üzülerek ifade ediyor. Denktaş’a göre Türkiye’nin bakışında “önce enerji, sonra Kıbrıslı Türkler” önem ifade ediyor. Oysa kendisinin dilediği Türkiye’nin “önce Kıbrıslı Türkler, sonra enerji” şeklinde bir bakışının olması. Serdar Denktaş’a göre mevcut AKP hükümeti enerji konusunu Kıbrıs sorununun çözümünde bir kolaylaştırıcı faktör olarak kullanmak istiyor ve de bu nedenle Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman döneminde bir Türk gölü haline getirilen ve bugün hala Türkiye’nin en uzun kıyı şeridine sahip olduğu Akdeniz’deki egemenlik haklarının gölgelenmesine ses çıkarmıyor. Denktaş’ın düşüncesinde Rumların Akdeniz’de yaptığı münhasır ekonomik bölge anlaşmalarının Türkiye’nin onayı olmadan bir geçerliliği olamaz ancak oğul Denktaş her zaman çok güvendikleri anavatanın bu konuda kendilerine neden destek olmadığını anlayamadığını söylüyor. Denktaş’a göre II. Abdülhamid dönemine kadar tamamen Türklere ait olan adanın İngilizlere kiraya verilmesinin ardından, bugün adanın yarısının bile elde zor tutulması ve KKTC’nin dünyaya tanıtılamaması Türkiye açısından büyük bir geriye gidişi ifade ediyor.

Denktaş’ın gelecekle ilgili bazı proje ve önerileri de mevcut. Örneğin en dikkat çekici önerilerinden birisi yıllardır kapalı duran turizm cenneti Maraş’ın KKTC tarafından turizme açılması ve burada mülk sahibi olan Rumların da yeniden bölgeye davet edilerek KKTC turizmine bir ivme kazandırılması. Denktaş’ın bu önerisine göre mülklerini almaya gelen Rumlara bu mallar iade edilecek ancak eğer gelmezlerse bu mallar Kıbrıslı Türklere dağıtılabilecek. Ayrıca oğul Denktaş’ın müzakerelerle ilgili de bazı fikirleri var. “45 yıl daha kaybetmek istemiyoruz” diyen Serdar Denktaş, Rumların zamana oynadığını ancak kendilerinin çözüm istediğini iddia ediyor. Denktaş’a göre Kıbrıslı Rumlarla Türklerin Kıbrıs sorununa bakışları çok farklı ve bu nedenle çözüm kolay değil ancak enerji değişkeni iyi değerlendirilebilirse belki de iki devletli ve yanyana yaşamaya dayalı bir çözüm yakın bir gelecekte mümkün olabilir. Ayrıca Denktaş anavatanları Türkiye’yi çok sevmelerine rağmen Kıbrıslı Türkler olarak seçimlerine müdahil olunmasına ve kendi fikirleri dahi sorulmadan Kıbrıs’ın sosyoekonomik yapısını bozacak ölçüde ani göç nüfusu alınmasına karşı çıkıyor. Denktaş’a göre Türkiye Kıbrıs siyasetinde çok etkilidir ve hep öyle olacaktır ancak Türkiye iç siyasette taraf tutmazsa Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye bakışı daha da güçlü ve pozitif olur.

Türkiye’deki siyasetçilerle de eskisi kadar sık görüşemediğini belirten Denktaş, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kendisine 10 yıldır randevu vermediğini, Başbakan Erdoğan ile 2005’ten beri üç kez, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile de sadece bir kez görüşebildiğini üzülerek ifade ediyor. Kıbrıslı Türklerin geleceğe yönelik güvensizlikleri nedeniyle Türkiye’nin güneyinden ev almaya başladıklarını söyleyen Denktaş, siyasete dini sokmamak gerektiğini ve aksi takdirde bunun Kıbrıs’ta geri tepeceğini belirtiyor. Sorum üzerine babası rahmetli Denktaş’ın anıt mezarının durumuna da açıklık getiren Serdar Denktaş, anıt mezar için bir yarışma yapılmış olmasına karşın henüz bir ilerleme olmadığını ve bu durumun tüm Kıbrıslı Türkleri üzdüğünü söylüyor. Denktaş eğer hükümet çalışma yapmayacaksa yeni kurulan Denktaş Vakfı’nın bu çalışmayı yapabileceğini ifade ediyor.

Son olarak babasıyla ilgili anılarına da değinen Serdar Denktaş, babasının hayatı mücadeleyle geçmiş büyük bir adam olduğunu ve Kıbrıs’taki çetin siyasetin babasından uzak büyümesine neden olduğunu söylüyor. Kıbrıs’tan sevgilerle...

Dr. Ozan ÖRMECİ

1 yorum: