Geçtiğimiz Cuma günü danışmanı olduğum Girne Amerikan Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kulübü (GAÜSBUİK) olarak Kıbrıs
siyasetinin önemli isimlerinden ve KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf
Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş’ı bir yuvarlak masa toplantısında ağırladık. Bu
yazıda size oğul Denktaş’la yaptığımız sohbetlerden bazı önemli bölümleri
özetlemek istiyorum.
1959 Lefkoşa doğumlu olan Serdar Denktaş, Vikipedi’de yer alan
biyografisine göre London College of Printing’de
matbaacılık alanındaki eğitimini tamamladıktan sonra Cardiff Üniversitesi’nde
ekonomi eğitimi aldı. Denktaş o yıllarda Cardiff’te Türk Öğrenci Derneği’ni
kurdu ve Öğrenci Birliği yönetim kurulunda görev aldı. Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nde 1986 senesinde Kuzey Kıbrıs Kültür Derneği’ni, 1989 yılında ise
Genç İşadamları Derneği’ni kurarak ilk başkanlığını yaptı. Ayrıca Kıbrıs Kredi
Bankası’nda Genel Müdürlük görevinde bulundu. Denktaş’ın siyasete ilk
girişi 1990 yılı parlamento seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi – UBP’den
Lefkoşa milletvekili seçilmesiyle oldu. 1990-1992 arasında görev yapan
hükümette İçişleri, Köyişleri ve Çevre Bakanlığı gibi görevlerde bulunan Denktaş, 1992
senesinde İçişleri Bakanlığı’ndaki görevinden istifa ederek daha sonra Dokuzlar
Hareketi’ne dönüşen parti içi muhalefette söz sahibi olmasıyla birlikte
arkadaşlarıyla birlikte UBP’den ihraç edildi. İhraç edildikten sonra Demokrat Parti’nin kuruluşunda
genel başkan Hakkı Atun önderliğinde
yer alan Denktaş, 1992-1993 seneleri arasında Demokrat Parti’den Lefkoşa İlçe
Başkanlığı ve Genel Sekreterlik yaptı. 1993
parlamento seçimlerinde Demokrat
Parti’den Lefkoşa milletvekili seçildi ve 1
Ocak 1994-18 Ocak 1995 tarihlerinde Gençlik ve Spor Bakanlığı
yaptı. 1996 senesinde partisinin kurultayında Genel Başkanlığa seçildi. 16 Ağustos 1996 senesinde
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı. 2000 senesinde Demokrat
Parti Genel Başkanlığı’ndan istifa etti ve 2001 ile 2003 senelerinde Turizm ve
Çevre Bakanlığı görevinde bulundu. Aralık 2002’de yeniden Demokrat Parti Genel
Başkanlığı’na seçildi ve halen bu görevine devam etmektedir. 14 Aralık 2003 genel
seçimlerinde Demokrat Parti’den Lefkoşa milletvekili oldu. Cumhuriyetçi Türk
Partisi (CTP)-Demokrat Parti (DP) koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı olarak görev aldı. 20
Şubat 2005 genel seçimlerinde Demokrat
Parti’den Lefkoşa milletvekili seçildi.
Sohbete biraz geçmişten söz ederek başlayan Serdar
Denktaş, partisi ve kendisinin eskiden beri siyasal çizgilerinin KKTC’nin
tanınması üzerine kurulu olduğunu ve zaman içerisinde değişen koşullara karşın
kendi çizgilerini değiştirmediklerini belirtiyor. Kıbrıs siyasetinde bir hedef
birliği olmadığını ve şu son dönemde dışarıda bir yerlerde kokusunu
duyduklarını bir yemeğin pişirilerek Kıbrıslı Türklere servis edilmek üzere
hazırlandığını belirten Denktaş, bu süreçte KKTC’nin ekonomik kalkınmasının
sağlanması için KKTC ile AB arasında Gümrük Birliği anlaşmasının geçerli
olmasını ve böylelikle AB’nin de daha önce tutmadığı sözünü yerini getirmiş
olacağını belirtiyor. Denktaş’a göre bu gerçekleşirse Türkiye üzerindeki liman
baskısı da ortadan kalkmış olacak ve ayrıca KKTC’de yeniden üretime dayalı bir
ekonomi kurulacak. Kıbrıs sorununda artık bir sonuç alınmasını istediklerini
zira yıllar içerisinde uzun süren müzakerelerin her iki toplumda da sıkıntı
yarattığını söyleyen Denktaş, Türkiye’yi 2000’li yılların başından beri Güney
Kıbrıs açıklarındaki hidrokarbon rezervleri konusunda uyarmasına karşın bu
konuda Türkiye’nin yeterince ciddi bir tavır almadığını üzülerek ifade ediyor.
Denktaş’a göre Türkiye’nin bakışında “önce enerji, sonra Kıbrıslı Türkler” önem
ifade ediyor. Oysa kendisinin dilediği Türkiye’nin “önce Kıbrıslı Türkler,
sonra enerji” şeklinde bir bakışının olması. Serdar Denktaş’a göre mevcut AKP
hükümeti enerji konusunu Kıbrıs sorununun çözümünde bir kolaylaştırıcı faktör
olarak kullanmak istiyor ve de bu nedenle Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan
Süleyman döneminde bir Türk gölü haline getirilen ve bugün hala Türkiye’nin en
uzun kıyı şeridine sahip olduğu Akdeniz’deki egemenlik haklarının
gölgelenmesine ses çıkarmıyor. Denktaş’ın düşüncesinde Rumların Akdeniz’de
yaptığı münhasır ekonomik bölge anlaşmalarının Türkiye’nin onayı olmadan bir
geçerliliği olamaz ancak oğul Denktaş her zaman çok güvendikleri anavatanın bu
konuda kendilerine neden destek olmadığını anlayamadığını söylüyor. Denktaş’a
göre II. Abdülhamid dönemine kadar tamamen Türklere ait olan adanın İngilizlere
kiraya verilmesinin ardından, bugün adanın yarısının bile elde zor tutulması ve
KKTC’nin dünyaya tanıtılamaması Türkiye açısından büyük bir geriye gidişi ifade
ediyor.
Denktaş’ın gelecekle ilgili bazı proje ve önerileri de
mevcut. Örneğin en dikkat çekici önerilerinden birisi yıllardır kapalı duran
turizm cenneti Maraş’ın KKTC tarafından turizme açılması ve burada mülk sahibi
olan Rumların da yeniden bölgeye davet edilerek KKTC turizmine bir ivme
kazandırılması. Denktaş’ın bu önerisine göre mülklerini almaya gelen Rumlara bu
mallar iade edilecek ancak eğer gelmezlerse bu mallar Kıbrıslı Türklere
dağıtılabilecek. Ayrıca oğul Denktaş’ın müzakerelerle ilgili de bazı fikirleri
var. “45 yıl daha kaybetmek istemiyoruz” diyen Serdar Denktaş, Rumların zamana
oynadığını ancak kendilerinin çözüm istediğini iddia ediyor. Denktaş’a göre
Kıbrıslı Rumlarla Türklerin Kıbrıs sorununa bakışları çok farklı ve bu nedenle
çözüm kolay değil ancak enerji değişkeni iyi değerlendirilebilirse belki de iki
devletli ve yanyana yaşamaya dayalı bir çözüm yakın bir gelecekte mümkün
olabilir. Ayrıca Denktaş anavatanları Türkiye’yi çok sevmelerine rağmen
Kıbrıslı Türkler olarak seçimlerine müdahil olunmasına ve kendi fikirleri dahi
sorulmadan Kıbrıs’ın sosyoekonomik yapısını bozacak ölçüde ani göç nüfusu
alınmasına karşı çıkıyor. Denktaş’a göre Türkiye Kıbrıs siyasetinde çok
etkilidir ve hep öyle olacaktır ancak Türkiye iç siyasette taraf tutmazsa
Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye bakışı daha da güçlü ve pozitif olur.
Türkiye’deki siyasetçilerle de eskisi kadar sık
görüşemediğini belirten Denktaş, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kendisine 10
yıldır randevu vermediğini, Başbakan Erdoğan ile 2005’ten beri üç kez, CHP
lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile de sadece bir kez görüşebildiğini üzülerek ifade
ediyor. Kıbrıslı Türklerin geleceğe yönelik güvensizlikleri nedeniyle Türkiye’nin
güneyinden ev almaya başladıklarını söyleyen Denktaş, siyasete dini sokmamak
gerektiğini ve aksi takdirde bunun Kıbrıs’ta geri tepeceğini belirtiyor. Sorum
üzerine babası rahmetli Denktaş’ın anıt mezarının durumuna da açıklık getiren
Serdar Denktaş, anıt mezar için bir yarışma yapılmış olmasına karşın henüz bir
ilerleme olmadığını ve bu durumun tüm Kıbrıslı Türkleri üzdüğünü söylüyor.
Denktaş eğer hükümet çalışma yapmayacaksa yeni kurulan Denktaş Vakfı’nın bu
çalışmayı yapabileceğini ifade ediyor.
Son olarak babasıyla ilgili anılarına da değinen Serdar
Denktaş, babasının hayatı mücadeleyle geçmiş büyük bir adam olduğunu ve Kıbrıs’taki
çetin siyasetin babasından uzak büyümesine neden olduğunu söylüyor. Kıbrıs’tan
sevgilerle...
Dr. Ozan ÖRMECİ
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil