Dün
Girne Amerikan Üniversitesi Tekno Park binasında, Kıbrıs iç siyaseti ve dış
politikası konusunda görüşlerine her zaman başvurduğum önemli bir akademisyen
olan Prof. Dr. Ata Atun’u bir beyin fırtınası toplantısında ağırladık.
Öğrencilerimin kurduğu Girne Amerikan Üniversitesi Siyaset Bilimi ve
Uluslararası İlişkiler Kulübü – GAÜSBUİK’in davetlisi olarak üniversitemize
gelen sayın Atun, yaklaşık 2 saat boyunca sorularımızı içtenlikle yanıtlandırdı
ve önemli bilgilerini bizimle paylaştı. Bu yazıda Prof. Atun’dan dinlediklerimi
sizin için özetlemeye çalışacağım.
Siyasete çok genç yaşta rahmetli Rauf
Denktaş’ın ısrarı üzerine girdiğini ve henüz 20’li yaşlarında milletvekilliği
yaptığını anlatan Atun, geçmişte ve günümüzde görev alan Rum liderlerin hepsini
şahsen tanıdığını ve bu nedenle Rum siyaseti üzerinde önemli bilgi sahibi
olduğunu belirterek söze başladı. Rum Kesimi’ndeki siyasal yapı hakkında bilgi
veren Atun, dış değil iç siyasal faktörlere bakıldığında Kıbrıs’ta bir barış
sürecinin şu an için mümkün gözükmediğini ifade etti. Atun’a göre Rumların yeni
lideri Nikos Anastasiades, olumlu bir havada başa geçmesine karşın, kısa süre
içerisinde Kilise’nin ve onun etkili olduğu Rum Ulusal Konseyi’nin baskısına yenik düşecek ve daha milliyetçi
bir politika izlemek zorunda kalacak. Zira Rum siyasal sisteminde Kilise’nin
çok büyük ağırlığı bulunuyor ve okullarda dahi Kilise onaylı aşırı milliyetçi
kitaplar okutuluyor. Bu nedenle iç dinamikler açısından Kıbrıs sorununun çözümü
Atun’a göre hiç de kolay gözükmüyor. Fakat yine Atun’a göre dış dinamikler
açısından son derece ilginç ve yeni fırsatlar karşımıza çıkmakta. Profesör Atun’a
göre doğalgazın bulunması aslında Rumların başına bela olacak, zira Rumların
egemenlik haklarını kullanmaları ve şu andaki avantajlı durumlarını devam
ettirmeleri doğalgaz nedeniyle zorlaşacak. Dünya siyasetine yön
veren sermaye çevreleri ve büyük şirketler, Rum kesimi açıklarında bulunan
doğalgazın uygun bir maliyetle KKTC ve sonrasında da Türkiye üzerinden Avrupa’ya
taşınması konusunda ısrarcı olacak ve Annan Planı’nda da görüldüğü gibi barışa daima daha mesafeli duran Rumlar bu şekilde köşeye sıkışabilecek. Profesör Atun’a göre
Limasol’dan Güzelyalı’ya, oradan da Türkiye’ye aktarılacak olan doğalgaz,
Nabucco ya da TANAP (Trans Anadolu Projesi) projelerine dahil edilerek Avrupa’ya
aktarılacak. Sermaye çevreleri bu projenin gerçekleşmesi konusunda Türkiye,
Yunanistan, KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi üzerinde ısrarcı olacaklar. Ekonomik
açıdan Yunanistan’a benzer şekilde çok zorda olan Rumlar, ne kadar kendileri
bunu istemeseler ve iç dinamikler buna elvermese de, dünya koşullarının
zorlamasıyla bu sürece razı olabilecekler. Elbette bu noktada tek çözüm 1960’ta
kurulan federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş olmayabilir. İki devletli,
konfederatif ya da KKTC’nin tanınmasına dayalı bir çözüm de Profesör Atun’a
göre peki hala mümkün olabilir. Profesör Atun dünyadaki önemli güç merkezlerinin
doğalgazı Rumların kontrolüne bırakmayacakları konusunda son derece emin. Öyle
ki Atun hoca, Avrupa Birliği’nin Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne vereceği kredinin
anlaşmalarında dahi doğalgazın Türkiye üzerinden taşınmasına dair şartlar
koyacağını iddia ediyor. Prof. Atun’a göre büyük devletler ve Türkiye bu konuda
belirleyici aktörler olacaklar ve sonuçta KKTC, Rum Kesimi ve Türkiye’deki
seçimler nedeniyle gölgelense de, Birleşmiş Milletler ve Downer’ın devreye
girmesiyle 2015 yılından başlayarak enerji konusunda adada çok önemli
gelişmeler yaşanacak. Atun’a göre 2024’te çıkarılması beklenen doğalgazın normal
zamanında satışının yapılabilmesi için 2020’de boru hatlarının inşasının
başlaması gerekiyor.
Kıbrıs konusunda bizi ilerleyen aylarda
bekleyen önemli gelişmeleri değerli hocalarımız ve siyasetçilerimizden
dinleyerek size aktarmaya devam edeceğim.
Dr. Ozan ÖRMECİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder