17 Ocak 1942 doğumlu eski ünlü ağır sıklet boksörü olan Muhammed Ali’nin gerçek ismi Cassius Marcellus Clay’dir. Ancak Ali Müslüman olduktan sonra kendisinin Muhammed Ali ismiyle çağrılmasını istemiş, köle soyadı olan Clay’i reddettiğini açıklamıştır. Ali Louisville Kentucky’de fakir ve köle olarak çalışan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlarda kardeşinin yakın mesafeden attığı taşlardan kaçarak yaptığı antrenmanların neticesinde tarihin en önemli savunmaya dayalı boksörlerinden birisi olmuştur. Kendine özgü kelebek dansı ile de tanınır. Uzun kolları ve üstün tekniği nedeniyle kendisinden daha güçlü rakipleri mağlup edebilmesi de onun popülaritesinde önemli bir etkendir. Ancak kanımca esas popülaritesi Müslüman zenci hareketinin aktif isimlerinden birisi olması ve Amerikan hükümeti ile yaşadığı sorunlardan ileri gelmektedir. Bu dönemde ünlü zenci Müslüman lider Malcolm X’in yakın bir arkadaşı ve yoldaşı olmuştur. Elijah Mohammed’in etkisiyle bir ara Malcolm X’le araları bozulsa da, onun ölümünde Elijah Mohammed’in parmağı olduğuna inandığı için Nation of Islam hareketinden bir süre sonra ayrılmıştır. Vietnam Savaşı’nı protesto ettiği ve orduya katılmayı reddettiği için Ali’nin boks lisansı elinden alınmış ve ağır sıklet dünya şampiyonu olduktan sonra yıllarca zor koşullarda yaşamıştır. Bu dönemde yaptığı “Benim Vietkonglularla alıp veremediğim yok (I ain't got no quarrel with those Vietcong)” , “hem onlar beni hiç aşağılamadılar” gibi açıklamaları nedeniyle Soğuk Savaş çılgınlığının yaşandığı ülkesinde adeta vatan haini ilan edilmiştir.
1960 Roma Olimpiyatları’nda ABD adına altın madalya kazanarak ilk çıkışını yapan Ali, daha sonra kariyerine müthiş bir başlangıç yapmış ve üst üste nakavtla kazandığı maçlar sonrası dönemin büyük şampiyonu Sonny Liston’ın bir numaralı rakibi haline gelmiştir. Sonny Liston’ı yenerek ilk kez 1964 yılında altın kemeri kazanmıştır. Bu maçtan önce basın toplantısında söylediği "You can’t hit what you can't see (Göremediğin şeye vuramazsın)" açıklaması hala hafızalardadır. 1965 yılında Liston’a karşı ünvanını başarıyla korumuş ve ününü pekiştirmiştir. Aynı dönemde çılgın kişiliği ve yaptığı olay açıklamalarla da basının ve seyircilerin gözdesi olmuştur. Howard Cosell ile yaptığı röportajlar ve ona yaptığı şakalarla (mesela canlı yayında peruğunu çıkartması) bir spor yıldızından efsaneye ve televizyon yıldızına dönüşmüştür. Aynı dönemde kendisini dünyanın en seksi adamı, en güzel yüzün sahibi ve dünyanın kralı ilan etmiştir. Kendisini Ali olarak çağırmak istemeyen ve onun çocuklara kötü örnek olduğunu iddia eden çocukluk idolü Floyd Patterson ve Ernie Terrell’i ringde çok fena dövmüş ve Terrell maçında her yumruğu sonrası "What’s my name (Benim adım ne)" diye haykırmıştır. 1967-1970 yılları arasında kendisine uygulanan yasak nedeniyle boks yapamayan Ali, bu dönemde zenci hakları konusunda mücadelesine ağırlık vermiştir. 1970 yeniden boksa dönen Ali, başlarda antrenmansız yılların da etkisiyle oldukça kötü bir performans sergilemiştir. Fight of the Century (Yüzyılın maçı) olarak bilinen maçta 1971 yılında ezeli rakibi Joe Frazier’a yenilen Ali'nin, 1973 yılında da Ken Norton ile yaptığı maçta çenesi kırılmış ve böylece 2. mağlubiyetini almıştır. Bu kötü dönemi disiplinli çalışmasıyla kısa sürede atlatan Ali rövanş maçlarında Norton ve Frazier'ı hakem kararlarıyla mağlup ederek 1973 yılında yeniden eski günlerine dönmüştür. 1974 yılında o zamanlar oldukça genç olan Don King’in organize ettiği "The Rumble in the Jungle (Ormanda Kavga)" adıyla bilinen Kinşasa Zaire’deki meşhur maçta; Joe Frazier'ı sürpriz bir şekilde mağlup ederek altın kemeri kazanmış olan yeni şampiyon George Foreman’ı inanılmaz bir maç sonunda nakavt etmiş ve yeniden altın kemeri kazanmıştır. Bu maçta kendisinden çok daha genç ve güçlü rakibini yorarak Ali tarihin en önemli taktiksel galibiyetlerinden birini almıştır. Ayrıca Zaire halkıyla olan yakınlığı sayesinde kendisi artık Afrika’da da bir kahramandır. 1975 yılında "The Thrilla in Manila (Manila'da Korku Filmi)" adıyla bilinen maçta Filipinler'in başkenti Manila'da daha önce yenildiği Joe Frazier’ı bir kez daha yenerek (bu kez hakem kararıyla değil teknik nakavtla) altın kemerini koruyan Ali artık boks dünyasının en büyüğü olduğunu kanıtlamıştır.
1979 yılına kadar ağır sıklet boks şampiyonu olarak zirvede kalan Ali, 1980 yılında aldığı iki mağlubiyetten sonra aktif spor yaşamına veda etmiştir. Ne yazık ki bu büyük sporcu boks yaşamı sürecinde aldığı darbeler nedeniyle senelerdir Parkinson hastalığından muzdariptir. Kızı Leyla Ali de önemli bir bayan boksör olmuştur. Ali ismiyle hayatı yakın zamanda filme çekilmiş ve kendisi Will Smith tarafından başarıyla canlandırılmıştır. Çapkın bir adamdır, birçok evliliği olmuştur. Profesyonel boks yaşamında sadece 5 kez yenilen (biri emekliliğine doğru, son ikisi emekliliğinden hemen öncedir) Muhammed Ali, 36 yaşına kadar boks dünyasının efsane ismi olmayı başarmıştır. 61 maçının 56’sını kazanmış ve dahası 37’sini nakavtla kazanmayı bilmiştir. Ağır Parkinson hastalığına rağmen yaşamına devam eden Ali, Time 100 listesine girmiş gerçek bir Amerikan efsanesidir.
1960 Roma Olimpiyatları’nda ABD adına altın madalya kazanarak ilk çıkışını yapan Ali, daha sonra kariyerine müthiş bir başlangıç yapmış ve üst üste nakavtla kazandığı maçlar sonrası dönemin büyük şampiyonu Sonny Liston’ın bir numaralı rakibi haline gelmiştir. Sonny Liston’ı yenerek ilk kez 1964 yılında altın kemeri kazanmıştır. Bu maçtan önce basın toplantısında söylediği "You can’t hit what you can't see (Göremediğin şeye vuramazsın)" açıklaması hala hafızalardadır. 1965 yılında Liston’a karşı ünvanını başarıyla korumuş ve ününü pekiştirmiştir. Aynı dönemde çılgın kişiliği ve yaptığı olay açıklamalarla da basının ve seyircilerin gözdesi olmuştur. Howard Cosell ile yaptığı röportajlar ve ona yaptığı şakalarla (mesela canlı yayında peruğunu çıkartması) bir spor yıldızından efsaneye ve televizyon yıldızına dönüşmüştür. Aynı dönemde kendisini dünyanın en seksi adamı, en güzel yüzün sahibi ve dünyanın kralı ilan etmiştir. Kendisini Ali olarak çağırmak istemeyen ve onun çocuklara kötü örnek olduğunu iddia eden çocukluk idolü Floyd Patterson ve Ernie Terrell’i ringde çok fena dövmüş ve Terrell maçında her yumruğu sonrası "What’s my name (Benim adım ne)" diye haykırmıştır. 1967-1970 yılları arasında kendisine uygulanan yasak nedeniyle boks yapamayan Ali, bu dönemde zenci hakları konusunda mücadelesine ağırlık vermiştir. 1970 yeniden boksa dönen Ali, başlarda antrenmansız yılların da etkisiyle oldukça kötü bir performans sergilemiştir. Fight of the Century (Yüzyılın maçı) olarak bilinen maçta 1971 yılında ezeli rakibi Joe Frazier’a yenilen Ali'nin, 1973 yılında da Ken Norton ile yaptığı maçta çenesi kırılmış ve böylece 2. mağlubiyetini almıştır. Bu kötü dönemi disiplinli çalışmasıyla kısa sürede atlatan Ali rövanş maçlarında Norton ve Frazier'ı hakem kararlarıyla mağlup ederek 1973 yılında yeniden eski günlerine dönmüştür. 1974 yılında o zamanlar oldukça genç olan Don King’in organize ettiği "The Rumble in the Jungle (Ormanda Kavga)" adıyla bilinen Kinşasa Zaire’deki meşhur maçta; Joe Frazier'ı sürpriz bir şekilde mağlup ederek altın kemeri kazanmış olan yeni şampiyon George Foreman’ı inanılmaz bir maç sonunda nakavt etmiş ve yeniden altın kemeri kazanmıştır. Bu maçta kendisinden çok daha genç ve güçlü rakibini yorarak Ali tarihin en önemli taktiksel galibiyetlerinden birini almıştır. Ayrıca Zaire halkıyla olan yakınlığı sayesinde kendisi artık Afrika’da da bir kahramandır. 1975 yılında "The Thrilla in Manila (Manila'da Korku Filmi)" adıyla bilinen maçta Filipinler'in başkenti Manila'da daha önce yenildiği Joe Frazier’ı bir kez daha yenerek (bu kez hakem kararıyla değil teknik nakavtla) altın kemerini koruyan Ali artık boks dünyasının en büyüğü olduğunu kanıtlamıştır.
1979 yılına kadar ağır sıklet boks şampiyonu olarak zirvede kalan Ali, 1980 yılında aldığı iki mağlubiyetten sonra aktif spor yaşamına veda etmiştir. Ne yazık ki bu büyük sporcu boks yaşamı sürecinde aldığı darbeler nedeniyle senelerdir Parkinson hastalığından muzdariptir. Kızı Leyla Ali de önemli bir bayan boksör olmuştur. Ali ismiyle hayatı yakın zamanda filme çekilmiş ve kendisi Will Smith tarafından başarıyla canlandırılmıştır. Çapkın bir adamdır, birçok evliliği olmuştur. Profesyonel boks yaşamında sadece 5 kez yenilen (biri emekliliğine doğru, son ikisi emekliliğinden hemen öncedir) Muhammed Ali, 36 yaşına kadar boks dünyasının efsane ismi olmayı başarmıştır. 61 maçının 56’sını kazanmış ve dahası 37’sini nakavtla kazanmayı bilmiştir. Ağır Parkinson hastalığına rağmen yaşamına devam eden Ali, Time 100 listesine girmiş gerçek bir Amerikan efsanesidir.
Ozan Örmeci
Güzel bir yazı olmuş hocam.
YanıtlaSilTakımdan Yasin