Sayfalar

27 Ağustos 2020 Perşembe

YouGov Verilerine Göre Türkiye

 

YouGov[1], 2000 yılında İngiltere’de kurulmuş olan ve dünya çapında birçok önemli firma ile çalışan büyük bir pazar araştırması ve anket şirketidir. 2000 yılı Mayıs ayında Alman asıllı Birleşik Krallık vatandaşı -ki kendisi şirketin CEO’sudur- Stephan Shakespeare ve 2010 yılından beri Avam Kamarası’nda Muhafazakâr Parti milletvekili olarak görev yapan Kürt (Irak) asıllı Nadhim Zahawi tarafından kurulan şirket, 2019 yılı içerisinde 136 milyon doların üzerinde bir iş hacmine sahip olmuştur. Bu nedenle, YouGov, bu alanda dünyada faaliyet gösteren en büyük ve güçlü şirketlerden birisi kabul edilmektedir. Tüm dünyada faaliyet gösteren şirket, internet tabanlı (çevrimiçi/online) anketler yaparak, hükümetlere, siyasi partilere ve firmalara hizmet sunmakta ve halkın beklenti ve tepkilerini ölçerek, çeşitli kurumların doğru kararlar almalarına yardımcı olmaktadır. YouGov, çalışmalarını ülkelere göre de gruplandırmakta ve bunların bir bölümünü web sitesinden yayınlamaktadır. Bu yazıda, YouGov’un Türkiye bulguları değerlendirilecektir.[2]

Öncelikle, Türkiye, YouGov’un çalışmalarına göre dünyada en çok tanınan/bilinen 39. ülke durumundadır.[3] Bu, Türkiye gibi turizm sektörü gelişmiş ve dünya tarihi ve siyasetinde önemli roller oynamış/oynayan bir ülke için oldukça vasat bir başarı kabul edilmelidir. Bu kategoriye bakıldığında; ABD, Almanya, Meksika, Fransa, İtalya, Birleşik Krallık, Çin, Kanada, Avustralya ve İspanya’nın en çok tanınan ülkeler olarak ilk 10’da yer aldıkları görülmektedir. Bu durum, bende, Türkiye’nin siyaseti ve medyasıyla çok içe dönük bir ülke olduğu düşüncesini uyandırmaktadır. Ancak 30. sırada yer alan Afganistan’ın da yüzde 95’lik dilimde olduğu düşünülürse, Türkiye’nin konumu ilk 30’lar olarak düşünülebilir.

İkinci önemli veri olan en popüler (sevilen) ülkeler listesinde de, Türkiye, ne yazık ki 119.luk gibi oldukça kötü bir konumda yer almaktadır.[4] Bu alanda da ABD dünyada zirvede yer alırken, ilk 10’da -ABD’nin ardından- Avustralya, Kanada, İrlanda, İtalya, Birleşik Krallık, Yeni Zelanda, İsviçre, İsveç ve İzlanda yer almaktadır. Bu istatistiki oluşturan verilere göre; Türkiye hakkında dünya genelinde pozitif (olumlu) görüşler yüzde 20 ile sınırlı kalırken, yüzde 35 civarında bir kesimin Türkiye’ye yönelik önyargılı ve olumsuz bir bakış açısı söz konusudur. Ancak umutlanmak için önemli bir gösterge, yüzde 40 civarında çok geniş bir grubun Türkiye’ye yönelik duruşunun nötr (ne olumlu, ne olumsuz) olmasıdır. Bu nedenle, Türkiye’nin barışçıl ve başarılı bir dış politika takip etmesi durumunda, dünya genelinde çok daha yüksek destek oranlarına ulaşması gayet mümkün gözükmektedir.

Üçüncü önemli ve ilginç konu, Türkiye’nin tanımlanmasıyla alakalıdır. Türkiye’yi seven ve yakından takip eden kişiler, ülkemizi “tarihi/tarihsel”, “eski moda”, “atmosferik”[5], “güzel” ve “misafirperver” gibi sıfatlarla tanımlamaktadırlar. Bunlar, oldukça olumlu tanımlamalar olup, Türkiye’nin köklü tarihi, muhteşem atmosferi ve misafirperverliğiyle ön plana çıkan bir ülke olduğunu bizlere ispatlamaktadır.

Dördüncü kategori olan Türkiye’nin en popüler olduğu yaş grupları dağılımına bakıldığında ise; ülkemizin en çok Milenyaller olarak bilinen Y kuşağı (1981-1996 dönemi doğanlar) tarafından sevildiği görülmektedir. Bu yaş grubunda Türkiye’nin dünya çapında popülaritesi yüzde 28’dir. X jenerasyonu olarak bilinen 1965-1980 döneminde doğan jenerasyonlarda ise Türkiye’nin popülaritesi yüzde 19 düzeyindedir. Türkiye’nin en az sevildiği yaş grubu ise, 1946-1964 döneminde yetişen “Baby boomers” jenerasyonudur. Bu yaş grubunda Türkiye’ye olan destek yalnızca yüzde 13 düzeyindedir. Bu da, Türkiye adına geleceğe umutla bakmak konusunda önemli bazı veriler içermektedir. Şöyle ki, yaş grubu gençleştikçe, Türkiye’ye olan dünyadaki olumlu bakış düzeyi de artmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’nin yakın gelecekte dünyada çok daha sevilen/desteklenen bir ülke olması mümkün gözükmektedir.

Beşinci kategori olan Türkiye’ye yönelik cinsiyet gruplarındaki farklılık değerlendirildiğinde, dünyada kadınların yüzde 20 ile Türkiye’ye biraz daha sıcak baktıkları, diğer ülkelerden erkeklerin ise ülkemize yüzde 19 düzeyinde destek verdikleri anlaşılmaktadır.

Altıncı önemli veri, ABD Başkanı Donald Trump’ın da destek vermesiyle gerçekleştirilen Türkiye’nin Suriye’ye yaptığı askeri operasyonlara yönelik bakıştır. Bu konuda 7 Ekim 2019’da özel bir anket düzenleyen YouGov’un verilerine göre[6], yüzde 16 düzeyinde bir kesim Başkan Trump’ın tavrını, dolayısıyla Türkiye’nin Suriye’ye yönelik askeri operasyonlarını desteklerken, yüzde 47 düzeyinde çok geniş bir grup Trump’ın kararına ve dolayısıyla bu operasyonlara karşı durmaktadır. Bu durum bize şunu göstermektedir; Türkiye, Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan gruplarla değil, PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG gibi tehlikeli terör gruplarıyla mücadele ettiğini başta ABD olmak üzere tüm devletlere ve halklara çok daha iyi anlatabilmelidir.

ABD’deki Türkiye algısı (Kasım 2019)

Yedinci önemli bulgu, Türkiye’nin ABD’deki algılanmasıyla alakalıdır.[7] 19 Kasım 2019 tarihli bu çalışmaya göre, Türkiye’yi ABD’de “müttefik” olarak görenler yüzde 6 düzeyinde kalırken, yüzde 20 civarında önemli bir kesim de ülkemizi “dostane” (friendly) bir devlet olarak değerlendirmektedir. Yüzde 10 civarında bir grup Amerikalı Türkiye’yi hatalı bir şekilde “düşman” kategorisinde değerlendirirken, yüzde 33’lük geniş bir grup da ülkemizi -yine çok yanlış bir şekilde- “düşmanca” (unfriendly) olarak algılamaktadır. Yüzde 30’luk geniş bir kitlenin ise bu konuda fikri yoktur. Bu veriler, fikri olmayan kararsız kamuoyunun ikna edilmesi durumunda Türkiye’nin ABD’deki imajının geliştirilebileceğini düşündürmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'de algılanması

Bir önceki çalışmada saptanan bir diğer önemli bulgu ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın farklı toplumsal/siyasal gruplar bazında ABD’de algılanmasıyla ilgilidir. Erdoğan, ABD’de yetişkin bireylerin yüzde 7’sinde çok olumlu intiba bırakmayı başarırken, yüzde 38’lik geniş bir kitlede ise çok olumsuz/olumsuz algılanmaktadır. Erdoğan’ın desteği Demokratlar içerisinde yüzde 6 iken, Cumhuriyetçiler nezdinde bu oran yüzde 9’a yükselmektedir. Bu durum, Türkiye’nin ABD’deki lobi gücünün yetersiz kaldığını düşündürmektedir. Bu nedenle, ABD ile ilişkileri düzeltmek için, mutlaka ABD’deki yerleşik lobilerle (geçmişte Türkiye ile yakın ilişkileri olan Yahudi/İsrail lobisi ilk akla gelendir) yeniden iyi ilişkiler kurmak, ya da Türk lobisini oluşturmak gerektiği ortadadır.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

[1] Web sitesi için; https://global.yougov.com/.

[2] Bu sayfadan takip edilebilir; https://today.yougov.com/topics/travel/explore/country/Turkey.

[3] Bakınız; https://today.yougov.com/ratings/travel/fame/countries/all.

[4] Bakınız; https://today.yougov.com/ratings/travel/popularity/countries/all.

[5] Romantizm ve Nostalji gibi farklı duygular uyandıran anlamına gelmektedir.

[6] Bakınız; https://today.yougov.com/topics/politics/survey-results/daily/2019/10/07/e6bf0/1.

[7] Araştırma buradan okunabilir; https://today.yougov.com/topics/international/articles-reports/2019/11/18/american-opinion-erdogan.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder