Sayfalar

7 Haziran 2017 Çarşamba

2017 Fransa Parlamento Seçimleri


2017 yılı Fransa siyasal tarihi açısından oldukça hareketli ve önemli bir yıl oluyor… Nitekim birkaç hafta önce Emmanuel Macron’u yeni Cumhurbaşkanları olan seçen Fransız halkı, Ulusal Meclis’i oluşturacak 577 milletvekilini seçmek için[1] 11-18 Haziran 2017 tarihlerinde bir kez daha sandık başına gidecekler. Bu yazıda, parlamento seçimleri öncesinde yapılan son anketleri ve yeni kurulan La République en Marche partisinin durumunu değerlendireceğim.

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra kampanyası için kurduğu En Marche! hareketini siyasi partiye dönüştüren ve merkezde konumlanan La République en Marche[2] (LREM) adlı yeni partisini kurduran Emmanuel Macron, Cumhurbaşkanı seçilmesinin yarattığı olumlu atmosferin de etkisiyle, seçimlerde partisini açık farkla zafere ulaştıracak gibi gözüküyor. Son anketlere göre, LREM’in seçimde 350’nin üzerinde (400’e kadar yükselebilir) sandalye kazanması bekleniyor. Büyük partilerden merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisi’nin (LR) sandalye sayısının 110-130, Macron’un kurdurduğu yeni partiyle büyük bir düşüşe geçen Sosyalistlerin (PS) sandalye sayısının ise 15-20 arasında değişeceği öngörülüyor. Öte yandan, Marine Le Pen’in popülaritesi ile ayakta duran aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin (FN) bu seçimde sadece 5-15 arasında bir sandalye sayısına ulaşması bekleniyor. Genelde aykırı fikirleriyle diğer partilerden tepki gören FN, çoğu seçim bölgesinde çoğunluğa ulaşmakta zorlandığı için, parlamento temsiliyeti de daima düşük kalıyor. Jean-Luc Mélenchon’un Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasında yaptığı atılımla moral bulan komünistlerin ise, La France Insoumise adlı partileriyle 15-40 sandalye arasında bir parlamento temsiline ulaşacağı öngörülüyor.[3] Parlamento çoğunluğu için 289 sandalyenin yeterli olduğu da düşünülürse, tüm anketler ve projeksiyonların seçimi Macron’un partisinin açık farkla kazanacağını işaret ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

LREM’in adayları incelendiğinde, 5. Cumhuriyet tarihi açısından çok önemli bir yenilenmeyi gerçekleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Öncelikle, adayların kadın-erkek eşitliği temelinde ve yarı yarıya oranla hazırlanması çok önemli bir nokta. Hatta 229 erkek, 232 kadın adayla, LREM, kadınları daha ön plana çıkaran bir parti durumunda.[4] Ayrıca LREM’in genç ve orta yaş grubundan adaylara diğer partilere nazaran seçim listelerinde daha fazla yer vermesi de dikkat çekici bir unsur. Partinin adayları incelendiğinde; Emmanuel Macron’un jenerasyonundan olan 30’lu ve 40’lı yaşlarda adaylara seçim listelerinde daha yoğun olarak yer verildiği açıkça gözlemlenmekte. LREM’in bir diğer özelliği de, önceden siyasete girmemiş kişileri politikaya kazandırması ve deneyimli kadrolarla bu genç ve yeni isimler arasında denge kurmaya çalışması. Nitekim partinin 243 adayı daha önce Ulusal Meclis’te görev yapmışken, 281 aday daha önce hiç parlamentoda bulunmamış kimselerden oluşuyor. Macron’un liberal çizgideki yeni partisi, seçim listelerinde medyatik ve ilginç adaylara da yer veriyor. Kadın boğa güreşçisi Marie Sara, hâkim Eric Alphen, karizmatik ve dünyaca ünlü matematikçi Cédric Villani, kadın teolog Clémence Rouvier, profesyonel hentbol sporcusu Aude Amadou ve profesyonel golf sporcusu Sébastien Maurel bu renkli isimlerden yalnızca birkaçı.

Emmanuel Macron’un parlamento seçimlerinde zafere ulaşması Fransa’nın yapacağı reformlar açısından da oldukça önemli. Zira geçmişte büyük reform vaatleri ile Cumhurbaşkanı seçilen Jacques Chirac ve François Mitterrand gibi politikacılar, parlamento çoğunluklarının olmaması nedeniyle istedikleri reformları yapamamış ve siyasal krizleri tamamen çözememişlerdi.[5] Şu bir gerçek ki, kendisine özgün bir yarı-Başkanlık sistemi olan Fransa’da, Cumhurbaşkanlarının mecliste çoğunluğunun olmaması durumunda, sistem klasik parlamenter sisteme daha yakın bir yapıya bürünüyor ve reformların gerçekleşmesini zorlaştırıyor. Bu nedenle, mecliste de çoğunluğu sağlayacak Macron’un, artık eli daha güçlü bir şekilde tasarladığı reformları dilediği gibi yapabilmesi ve söz verdiği şekilde Fransa ekonomisini yeniden çıkışa geçirmesi umuluyor.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder