Sayfalar

6 Ocak 2016 Çarşamba

Silah Reformu: ABD ve Dünya Örnekleri


2015 yılı içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan onlarca silahlı baskın ve katliam vakası, bu ülkedeki bireysel silahlanma konusunun yeniden tartışılmaya başlanmasına yol açtı. Özellikle bu konuda duyarlı olduğu bilinen Başkan Barack Obama’nın çabalarıyla, Kongre’deki ciddi muhalefete rağmen, ABD’de bir silah reformu yapılması üzerinde halen çalışılıyor. Silah lobisinin ülkedeki gayet iyi bilinen gücüne karşın, Başkan Obama ve Demokrat çevreler bu konuda kararlı gözüküyorlar. Bu yazıda dünyadaki bazı ülkelerde son yıllarda yapılan silah reformlarını[1] ve ABD’deki son durumu özetlemeye çalışacağım.

Avustralya
Tazmanya’da 28 Nisan 1996 tarihinde 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan felaketin ardından, Avustralya Başbakanı John Howard, görev süresinin hemen başlarında önemli ve başarılı sayılabilecek bir silah reformu gerçekleştirmiştir. Bu reform sonucunda; ülkede yüksek kalibreli tüfek ve otomatik silahların satışı yasaklanmış, lisans verme işlemleri zorlaştırılmış ve ülkedeki tüm silahların kayıt altına alınması sağlanmıştır. Bu reformlar sayesinde, Avustralya’da bir silahlı saldırı sonucu ölme riski son yıllarda % 50 oranında azalmış, dahası, ateşli silahlarla intihar edenlerin oranı da % 80 oranında düşmüştür. Bazı açılardan ABD’ye oldukça benzeyen ve yine bir göçmen memleketi olan Avustralya’daki bu reform, Amerika için de iyi bir örnek olabilir. Ancak şu da belirtilmelidir ki; Avustralya’da, ABD’nin aksine, silah bulundurma özgürlüğü hiçbir zaman anayasada belirtilecek kadar önemli bir konu haline gelmemiştir.

Birleşik Krallık
Hungerford Katliamı’nın ardından, Birleşik Krallık, 1988 yılında yeni bir ateşli silahlar yasası yapmıştır. Bu yasa ile tüm silahların kayıt altına alınması şart koşulmuş, dahası yarı-otomatik ve pompalı silahların satışı yasaklanmıştır. Bu reforma rağmen İskoçya’da yaşanan bir okul baskını ise, Birleşik Krallık’ta lisanssız olarak silah bulundurmanın tamamen yasaklanması sonucunu doğurmuştur. Yapılan tüm reformlara karşın, zaman zaman bu ülkede de silahlı baskınlar yaşanmaya devam etmektedir. Ülkede son dönemde oy oranları artan UKIP ise, silah satışlarının yeniden kolaylaştırılmasını savunmaktadır.

Finlandiya
Ülkede 2007 yılından itibaren üstüste yaşanan silahlı baskınlar nedeniyle bir reforma ihtiyaç duyulmuş ve sonuçta silah sahibi kimselerin en az 1 yıl süreyle bir silah kulübünün üyesi olmaları ve doktor ve polis denetiminden geçmeleri şart koşulmuştur. Aynı zamanda bireysel silahları satın alabilme yaşı 20, av tüfeklerini satın alabilme yaşı da 18’e yükseltilmiştir. Lisansların her 5 yılda bir yenilenme zorunluluğu da yeni gündeme getirilen önlemlerdendir. Bu reformlar sayesinde, 2013 yılında verilen silah lisanslarında, 2007’ye kıyasla, yüzde 30 düşüş yaşanmıştır.

Norveç
Anders Behring Breivik’in 2011 yılında gerçekleştirdiği katliamla hatırlanabilecek olan Norveç, bugüne kadar uyguladığı tüm denetim mekanizmalarına karşın, bu konuda ne kadar kötü duruma düşülebileceğini tüm dünyaya göstermiş olan bir ülkedir. Olayın ardından ülkede yarı-otomatik silahların satışının yasaklanması gündeme getirilmiş ancak henüz bir adım atılamamıştır.

Amerika Birleşik Devletleri[2]
Silah kültürü ve silahlanma geleneği, ABD açısından çok önemli bir husustur. Bu konu öylesine önemlidir ki, Amerikan anayasasının 2. değişikliği (amendment), sadece bu konu üzerindedir; “Düzenli bir milis gücü, hür bir eyaletin güvenliği için zorunlu olduğundan, halkın silah bulundurma ve taşıma hakkı ihlal edilmeyecektir”.[3] Bu durum, ABD’de uzun yıllar devam eden Kızılderililerle mücadele ve tarihsel olarak artarak gelişen göç hadisesi bağlamında anlaşılabilir bir durumdur. Ancak demokrasinin 21. yüzyılda geldiği yüksek standartlar açısından bakıldığında, bu durumun geçerliliği artık tartışmalı hale gelmiştir. Dahası, dünya nüfusunun sadece % 5’ini oluşturan ABD, dünyadaki ateşli silahların % 35-50 arasında çok büyük bir bölümüne sahiptir. Kişi başına düşen silah açısından da, ABD, uzak ara dünya lideri konumundadır. Cinayet oranları açısından da, ABD’nin durumu dünyadaki en kötü ülke konumundadır. Bu durum, ABD gibi gelişmiş bir demokrasiye yakışmamaktadır.

ABD’de 1968 yılında çıkarılan Silah Kontrol Yasası’na (Gun Control Act) göre; 18 yaşından küçük kişilere, adli sicili temiz olmayanlara, akıl sağlığı yerinde olmayanlara, ordudan yüz kızartıcı suçlarla atılmış kişilere ve yabancılara silah satışı yasaklanmıştır. 1993 tarihli Brady Handgun Violence Prevention Act ise, lisanssız silah satın almış tüm kişiler için geçmişe dönük bir araştırma yapılmasını şart koşmuştur. Bu yasaların haricinde, eyaletlerin de bu konuda geniş yetkileri ve kendilerine özgü uygulamaları vardır. Idaho, Alaska ve Kansas eyaletleri buna örnektir.

Henüz bundan bir iki gün önce ise, ABD Başkanı Barack Obama tarafından yayınlanan bir kanun hükmünde kararname (executive action)[4] ile, silah satışlarında denetimi arttırmak için yeni birtakım düzenlemelere gidilmiştir. Düzenlemeler, özellikle Cumhuriyetçi Parti taraftarları ve tarafından tepkiyle karşılanmıştır.[5] Hakikaten de, konunun içeriği etik açıdan doğru bile olsa, Başkan’ın yürütme yetkilerini aşarak Kongre’nin kontrolünde olan yasama alanına girmesi, Amerikan demokrasisi açısından istisnai ve sağlıksız bir durumdur.
Bu konunun önümüzdeki günlerde de tartışılmaya devam etmesi ve hatta 2016 ABD Başkanlık seçimleri kampanyasına da damgasını vurması beklenmektedir. Bu noktada kanımca en doğru yöntem; öncelikle bu konunun gerçekten bir sosyal sorun haline gelip gelmediğini belirlemektedir. Eğer konunun bir sosyal sorun haline geldiği düşünülüyorsa (2015 yılı hakikaten bu açıdan bir dönüm noktası olmuş olabilir), bunu Amerikan halkının Kongre’ye yapacağı baskılar neticesinde Kongre’nin çözmesi ve konunun partilerüstü bir mesele olarak alınması, kanımca daha doğru ve demokratik bir adım olacaktır.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ


KAYNAKLAR
[1] Buradan yararlanılmıştır; “Are mass shootings preventable? These countries have tried”, CNN, Erişim Tarihi: 06.01.2016, Erişim Adresi: http://edition.cnn.com/2015/10/02/world/can-legislation-prevent-mass-shootings/index.html.
[2] Buradan yararlanılmıştır; Masters, Jonathan (2016), “U.S. Gun Policy: Global Comparisons”, CFR, Erişim Tarihi: 06.01.2016, Erişim Adresi: http://www.cfr.org/society-and-culture/us-gun-policy-global-comparisons/p29735.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder