Sayfalar

25 Mayıs 2014 Pazar

Avrupa'da Aşırı Sağ Depremi


Dün akşam saatlerinde sonuçlanan 2014 Avrupa Parlamentosu seçimleri, birçok Avrupa ülkesinde Avrupa Birliği karşıtı aşırı sağ partilerin büyük çıkışına sahne oldu. Fransa’da Marine Le Pen’in lideri olduğu göçmen karşıtı Front National (Ulusal Cephe), ilk sırayı alarak tarihte bir ilki gerçekleştirdi. Buna karşın, Avrupa Parlamentosu’nun 751 yeni üyesini belirlemek için yapılan seçimlerden Hıristiyan Demokratların en büyük siyasi grup olmayı sürdürerek çıkacağı tahmin ediliyor. Bu yazıda Avrupa Parlamentosu seçimlerini analiz etmeye çalışacağım.
Seçimlere katılım oranları
Fransa
Fransa’da aşırı sağ, ulusal çapta yapılan bir seçimde ilk kez sandıktan birinci parti olarak çıkmayı başardı.[1] Resmi olmayan sonuçlara göre, aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN), % 25,7 civarında oy alarak seçimleri anlamlı bir farkla önde tamamladı.[2] FN’nin bu rekor oyuna karşılık, muhalefetteki merkez sağ Halk Hareketi İçin Birlik Partisi (UMP) sadece % 20 oy alabildi. Cumhurbaşkanı François Hollande’ın iktidar partisi Sosyalist Parti (PS) ise % 14,5 oranında oy alarak, tarihinin en düşük oy oranına ulaştı ve üçüncü sırayı aldı.[3] Bu sonuçlar resmileşirse, Fransa’nın Avrupa Parlamentosu’na gönderdiği 74 vekilin en az 23’ü, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine ilkesel olarak karşı çıkan ve göçmenlere, özellikle de Müslümanlara yönelik sert politikalar izleme arzusundaki aşırı sağcılardan oluşacak. FN liderleri seçimler sonrasında Parlamento’nun feshedilmesini isteyerek, yeni Parlamento seçimleri yapılması konusunda açıklamalar yaptılar. Fransa Başbakanı Manuel Valls, seçim sonuçlarını “siyasi deprem” olarak nitelendirirken[4], ülkede seçime katılım oranı yüzde 43 olarak kaydedildi. Cumhurbaşkanı Hollande ise seçimlerden gerekli dersleri çıkaracaklarını belirterek, Başbakan Valls ve önemli Bakanları ile Elize Sarayı’nda bugün özel bir görüşme ayarladı.[5]
Almanya
Almanya’da Başbakan Angela Merkel’in liderliğindeki merkez sağ CDU, seçimlerden yüzde 30 civarında oyla birinci parti olarak çıktı. Buna karşın, Merkel’in partisinin AP’de sahip olduğu 42 sandalyeden 7’sini kaybettiği ifade ediliyor. Merkel’in koalisyon ortağı Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ise, oy oranını yüzde 7 dolaylarında arttırarak % 27,6’ya ulaştı. SPD’nin milletvekili sayısını da 23’ten 27’ye yükselteceği ifade ediliyor.[6] Avrupa Parlamentosu Başkanı ve SPD milletvekili Martin Schulz, partisinin oy oranını arttırmasına ilişkin, “Bugün gururluyuz, bugün SPD için büyük bir gün” ifadesini kullandı.[7] Buna ek olarak, aşırı sağcı NPD’nin, aldığı yüzde 1 oyla Avrupa Parlamentosu’na ilk kez temsilci gönderebileceği belirtiliyor. Avrupa Birliği karşıtı Almanya İçin Alternatif Partisi-AfD ise, aldığı % 7 oy ile parlamentoya temsilcilerini gönderecek.[8]
Birleşik Krallık
Seçimlerin diğer birçok Avrupa ülkesinden daha geç yapıldığı Birleşik Krallık’ta sonuçlar henüz açıklanmadı. Ancak Nigel Farage’ın lideri olduğu AB karşıtı Büyük Britanya Bağımsızlık Partisi – UKIP’in, seçimlerde büyük bir çıkış gerçekleştirmesi ve yüksek oy oranlarına ulaşması bekleniyor. İktidardaki Muhafazakâr Parti ile ana muhalefet İşçi Partisi arasındaki mücadeleden kimin galip çıkacağı ise merak konusu.
Avusturya
Avusturya’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerini, koalisyon ortağı Avusturya Halk Partisi (ÖVP) % 27,3 oy oranıyla önde götürüyor. İkinci sırada yer alan Avusturya Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPÖ) oy oranı % 23,8 dolaylarında gözüküyor. Aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçüler Partisi (FPÖ) ise, % 19,5 oy ile üçüncü sırada yer alıyor. Yeşiller (Grüne) % 15,1 ve Liberal Forum (NEOS) % 7,9 oy oranına sahip. Bu sonuçlara göre ÖVP 5, SPÖ 5, FPÖ 4, Yeşiller 3, NEOS 1 parlamentere sahip olacak.[9]
Yunanistan
Yunanistan’da ana muhalefetteki Sol Koalisyon (Syriza), yaklaşık % 4 oy farkla sandıktan birinci parti olarak çıktı. Irkçı-faşist Altın Şafak Partisi, yine bir sürpriz yaparak çıkışını devam ettirdi ve ülkedeki üçüncü büyük parti konumuna geldi. Altın Şafak tarihinde ilk kez Avrupa Parlamentosu’na temsilci göndermeyi başardı. 21 Avrupa parlamenterinin belirlenmesi için yapılan seçimlerde; Syriza % 26,7 (6 milletvekili), iktidardaki merkez sağcı Yeni Demokrasi Partisi % 22,8 (5 milletvekili), Altın Şafak da % 9,3 (3 milletvekili) oranında oy aldılar. İktidarın küçük ortağı PASOK ise sadece % 8,1 olarak 2 milletvekili çıkardı.[10] Yunan gazeteci Stavros Theodorakis’in henüz üç ay önce kurduğu merkez sol çizgideki Potami (Nehir Partisi),  % 6,7 olarak yine 2 milletvekili çıkardı. Komünist Parti (KKE) ise % 6 ile 2 milletvekili çıkardı. Yunanistan’daki 21. milletvekili ise bağımsızlardan çıktı.
İspanya
İspanya’da seçimler, iki büyük parti -merkez sağcı Partido Popular (Halkçı Parti) ve merkez sol İspanyol Sosyalist İşçi Partisi (PSOE)- arasında geçti. Kesinleşmeyen sonuçlara göre Halkçı Parti % 26 oyla 16 milletvekili, PSOE ise % 23 oyla 14 milletvekili çıkardı.[11]
İtalya
İtalya Başbakanı Matteo Renzi’nin liderliğindeki merkez sol parti Demokratik Parti, sandık çıkış anketlerine göre % 29,5 ile % 32,5 arasında oy oranıyla seçimleri önde götürüyor. Beppe Grillo’nun 5 Yıldız Hareketi’nin ise % 25 ile % 28 oranında oy alması bekleniyor.[12]
Danimarka
Tahminlere göre Danimarka’da aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi (Dansk Folkeparti), % 23’lük oy oranıyla seçimlerde en çok oy alan parti oldu. Buna göre Danimarka Halk Partisi (Dansk Folkeparti), Avrupa Parlamentosu’nda Başbakan Helle Thorning-Schmidt’in partisi Sosyal Demokratlar ile eşit sayıda sandalyeye sahip olabilecek.[13]
Finlandiya
Finlandiya da aşırı sağın yükselişte olduğu ülkelerden birisi oldu. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ilk tahminlere göre, AB ve yabancı karşıtı Gerçek Finler Partisi, oyların % 12,8’ini aldı. Böylece parti, Parlamento’da iki sandalyeye sahip olabilecek. Ülkede en çok oy alan parti ise % 22,7’lik oy oranıyla Ulusal Koalisyon Partisi oldu.[14]
Macaristan
Macaristan’da Avrupa Parlamentosu seçimlerini, hükümet koalisyonu Fidesz-KDNP % 52,83 oy oranı ile farklı önde götürüyor. Aşırı sağcı Jobbik Partisi % 15 ile ikinci sırada. Ana muhalefet Macar Sosyalist Partisi (MSZP) ise, % 11 oy ile üçüncü sırada kaldı.[15]
Belçika
Belçika’dan gelen ilk sonuçlara göre, ülke nüfusunun yüzde 60’ının yaşadığı Flaman kesimin bağımsızlığından yana olan Yeni Flaman İttifakı (N-VA), seçimlerde en fazla oy oranına ulaşan parti oldu. Yeni Flaman İttifakı oyların % 30’unu almayı başardı.[16]
Bulgaristan
Bulgaristan’dan gelen ilk sonuçlara göre; muhalefetteki GERB, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin galibi oldu. Partinin % 28,6 oranında oy aldığı tahmin ediliyor. İktidardaki Sosyalistler ise sadece % 19,8 oranında oy alabildi. Şu ana dek Avrupa Parlamentosu’nda temsil edilen tek aşırı milliyetçi siyasal yapı olan Ataka Partisi ise, % 3,6’lık oy oranında kaldı.[17]
Kıbrıs
Kıbrıs’ta seçimleri % 37,70 oyla DISY önde tamamlamış gibi gözüküyor. 2 milletvekili çıkarması beklenen DISY’i, yine 2 milletvekili çıkarması beklenen AKEL (% 26,90), DIKO (% 10,80 – 1 milletvekili) ve EDEK (% 7,70 – 1 milletvekili) izliyorlar.[18]


Avrupa Parlamentosu milletvekili dağılımı projeksiyonu

Analiz
2014 Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonuçları incelediğinde; tüm dünya medyasında öne çıkarılan ve benim de daha önceden dikkat çektiğim[19] aşırı sağın yükselişinin bu seçimlerdeki en dikkat çekici konu olduğu vurgulanmalıdır. Elbette bu yükselişin nedenleri üzerinde bilimsel anlamda ciddi araştırmalar, özellikle de saha çalışmaları yapmak gerekiyor. Bugüne kadar bu konuda yapılan akademik çalışmalarda en çok vurgulanan hususlar; 2008’den beri devam eden ekonomik krizin Avrupa’daki etkileri, küreselleşme ve aşırı göçün yarattığı sosyal sorunların Avrupalıları kendi ülkelerinde dahi güvensiz hissettirmesi ve Avrupa’da yıllardır güçlü bir sol alternatifin üretilememiş olması şeklindeydi. Bu argümanların hepsinin önemli ve geçerli olduğunu düşünmekle birlikte, yıllardır istikrarlı bir şekilde yükselen aşırı sağın başarısında, Türkiye ve yakın zamana kadar Mısır’da iktidara gelen siyasal İslamcılık çizgisinin Avrupa’da yarattığı tepkilerin de etkili olduğunu düşünüyorum. İslam dininin siyasallaşması ve Başbakan Erdoğan’ın son Köln mitinginden de anlaşılabileceği üzere Avrupa’da da bunun etkilerinin görülmesi, laik-seküler geleneğin güçlü olduğu Avrupa’da buna yönelik reaksiyonu dini temelden daha çok ırkçı-aşırı milliyetçi bir temelde ortaya çıkarıyor. Bu nedenle Avrupa’da aşırı sağcı partiler yıllardır istikrarlı bir şekilde güçleniyor. Avrupa Birliği ile Ukrayna krizi sonrasında gırtlak gırtlağa gelen Rusya Federasyonu’nun da, son yıllarda AB’yi karıştırmak adına Avrupa’daki aşırı sağ partilere el altından destek verdiğini bu noktada söylememiz gerekiyor. Zira Rusya, halen Avrupa’daki bazı ülkeleri siyasal, ekonomik ve kültürel açıdan yönlendirme gücüne sahip durumda. Her şeye karşın, bu seçimler sonucunda Avrupa’da aşırı sağın iktidara geldiğini de söylememek gerekiyor. Ancak halihazırda Avrupa siyasetinde iki ana unsur olan merkez sol ve merkez sağ çizgiler karşısında, aşırı sağın da artık etkin bir aktör haline gelmeye başladığı söylenebilir.
Aşırı sağın bu yükselişi karşısında ise, merkez sağ ve merkez solun kendilerini yenilemekte zorlandığı görülmektedir. Merkez sağ partilerin ülkelerindeki liberal, milliyetçi ve muhafazakar akımları aynı anda kendi çatısı altında toplayabilen ve ekonomik büyümeye dayalı pragmatik bir program ile karizmatik lider eksiklikleri dikkat çekerken, merkez solun eksikliği yıllardır içerisine düştüğü ideolojik krizden çıkamamış olmasıdır. Avrupa solunun artık 21. yüzyıl dünyasına uygun çağdaş sol değerleri üretebilmesi ve seçmene tutarlı bir program sunması gerekmektedir. Bu noktada Yeşiller çizgisinin ve çevreci değerlerin merkez sol partilere eklemlenmesi, Beppe Grillo örneğinde olduğu gibi internet özgürlükleri gibi konuların genç seçmeni etkileyebilecek şekilde siyasallaştırılması ve göçmen vatandaşların desteğinin sağlanması akıllıca bir hamle olabilir. Avrupa solu, Türkiye gibi AB’ye aday bazı ülkelerin üyelik süreçlerine destek vererek, dışarıdan da önemli destekler kazanabilirler. Ancak şu ana kadar onların da başarılı olduklarını söylemek oldukça zordur.
Sonuç olarak, Avrupa’da zayıflayan solun ve ekonomik krizin etkisiyle seçimlerin galibinin aşırı sağ olduğu vurgulanmalıdır. Bu durum elbette kendisini demokrasinin beşiği ve en yüksek standartlara sahip coğrafya olarak lanse eden Avrupa’nın imajı açısından da çok kötü bir gelişmedir. Bu trendin devam etmesi durumunda ise, Avrupa Birliği’nin varlığını tehdit eden aşırı milliyetçi eğilimler daha da güçlenerek, AB’nin dağılmasına dahi sebebiyet verebilir.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

[1] “Européennes : large victoire du Front national”, Le Monde, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.lemonde.fr/politique/article/2014/05/25/europeennes-large-victoire-du-fn_4425528_823448.html.
[2] “Eurosceptic ‘earthquake’ rocks EU elections”, BBC, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.bbc.com/news/world-europe-27559714.
[3] “Avrupa’da ‘aşırı sağ’ yükselişte”, Ntvmsnbc, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.ntvmsnbc.com/id/25517752/.
[4] “Élections européennes : le “séisme” FN, et après ?”, France 24, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.france24.com/fr/20140525-elections-europeennes-front-national-seisme-edito-resultats/.
[5] “Elections européennes 2014: «Des leçons doivent être tirées», mais lesquelles?”, 20 minutes.fr, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi:  http://www.20minutes.fr/politique/1385029-elections-europeennes-2014-des-lecons-doivent-etre-tirees-mais-lesquelles.
[6] “AP seçimlerinde Merkel oy kaybetti”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26485701.asp.
[7] “AP Başkanı Schulz: Bugün gururlu SPD için büyük bir gün”, TRT Türk, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.trtturk.com/haber/ap-baskani-schulz-bugun-gururlu-spd-icin-buyuk-bir-gun.html.
[8] “Avrupa’da ‘aşırı sağ’ yükselişte”, Ntvmsnbc, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.ntvmsnbc.com/id/25517752/.
[9] “AP seçimlerinde Merkel oy kaybetti”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26485701.asp.
[10] “AP seçimlerinde Merkel oy kaybetti”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26485701.asp.
[12] “Hrıstiyan Demokratlar kazandı”, DW, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.dw.de/hr%C4%B1stiyan-demokratlar-kazand%C4%B1/a-17661855.
[13] “Hrıstiyan Demokratlar kazandı”, DW, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.dw.de/hr%C4%B1stiyan-demokratlar-kazand%C4%B1/a-17661855.
[14] “Hrıstiyan Demokratlar kazandı”, DW, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.dw.de/hr%C4%B1stiyan-demokratlar-kazand%C4%B1/a-17661855.
[15] “Hrıstiyan Demokratlar kazandı”, DW, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.dw.de/hr%C4%B1stiyan-demokratlar-kazand%C4%B1/a-17661855.
[16] “Hrıstiyan Demokratlar kazandı”, DW, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.dw.de/hr%C4%B1stiyan-demokratlar-kazand%C4%B1/a-17661855.
[17] “Hrıstiyan Demokratlar kazandı”, DW, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://www.dw.de/hr%C4%B1stiyan-demokratlar-kazand%C4%B1/a-17661855.
[19] Örmeci, Ozan (2013), “Avrupa’da Aşırı Sağın Önlenemez Yükselişi”, Uluslararası Politika Akademisi, Erişim Tarihi: 26.05.2014, Erişim Adresi: http://politikaakademisi.org/avrupada-asiri-sagin-onlenemez-yukselisi/.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder