Sayfalar

18 Nisan 2014 Cuma

Avrupa Parlamentosu Seçimleri ve Kıbrıslı Türk Aday Deniz Birinci


İlk kez 1979 yılında gerçekleşen ve dünyadaki tek ulusüstü (supranational) parlamento seçimi olma özelliği gösteren Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sekizincisi, 22-25 Mayıs 2014 tarihleri arasında Birlik üyesi 28 devlette düzenlenecek. 754 sandalyenin dağılımını belirlemek için yapılacak olan seçimlerde Avrupa Halk Partisi (European People’s Party – EPP), Avrupa Sosyalist (Sol) Partisi (Party of European Socialists – PES) ve Avrupa Liberal ve Demokrat Partiler Birliği (Alliance of Liberals and Democrats for Europe Party) gibi büyük partilerin iddialı olması bekleniyor. Ancak bu 3 büyük Avrupa partisi dışında Yeşiller, Avrupalı Muhafazakar ve Reformcular Grubu (European Conservatives and Reformists – ECR) ve Avrupa Birleşik Solu/Nordik Yeşil Sol İttifakı (European United Left – Nordic Green Left – GUE/NGL) gibi üç önemli parti daha yarışacak.
Elbette birkaç yıldır devam eden ekonomik kriz nedeniyle eskisine kıyasla çok daha zayıf ve sorunlu algılanan Avrupa Birliği’nde, yükselen milliyetçiliğin ve izolasyonizmin Birliği ne ölçüde tehdit ettiği bu seçimlerde görülecek. Tüm sorunlara rağmen ayakta kalmayı başaran Avrupa Birliği’nde yine temel siyasal gruplaşmanın merkez sağ-merkez sol şeklinde olması ve EPP ile PES’in Parlamento’da en yüksek rakama sahip olacak AB partileri olması bekleniyor. Nüfus oranına göre belirlenen Parlamento sandalye sayısında Almanya’nın 96 sandalye ile üstünlüğü bulunuyor. Almanya’yı 74 sandalye ile Fransa, 73’er sandalye ile Birleşik Krallık (İngiltere) ve İtalya, 54 sandalye ile İspanya, 51 sandalye ile Polonya izliyorlar. Estonya, Kıbrıs, Lüksemburg ve Malta gibi küçük ülkelerinse sadece 6 sandalyesi bulunuyor.
Seçimlerin Türkiye ve Kıbrıs açısından en dikkat çekici gelişmesi ise; Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Uluslararası İlişkiler Sekreteri Kıbrıslı Türk kadın siyasetçi Deniz Birinci’nin Avrupa Birleşik Solu’nun adayı olacağının ifade edilmesi. Liderliğini Yunanistan’da son yıllarda çıkışa geçen aşırı sol SYRIZA (Radikal Sol Koalisyon) lideri Alexis Tsipras’ın yaptığı Avrupa Birleşik Solu, böylelikle Kıbrıs sorununun gündemde olduğu bir dönemde Kıbrıslı bir Türk adaya kapılarını açarak adaya barış mesajları gönderecek.
Deniz Birinci

Rumların daha önce de KKTC vatandaşlarının Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanmasını sağlamak amacıyla bir yasa tasarısı hazırladığı biliniyor. Ancak tüm bu olumlu gelişmelere rağmen, adada Şubat ayında yeniden başlayan müzakere sürecinde ciddi anlaşmazlıkların yaşandığı ve her iki toplumda da özellikle sağ grupların birleşme konusunda hevesli olmadıkları görülüyor. KKTC’deki milliyetçi sağ Ulusal Birlik Partisi – UBP’nin geçtiğimiz gün dağıttığı ve çözüm halinde Rumlara verilecek toprakları gösteren haritanın özellikle Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarında tepki yarattığı fark edilebiliyor. Ancak yerli Kıbrıslılarda da Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün ciddi bir Türkiye antipatisi yarattığı gözle görülebilen bir gerçek. Bu nedenle Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümü konusunda attığı adımlara devam etmesi, ancak karşı taraftan kaynaklanan olası bir çözümsüzlük durumunda Kıbrıslı Türklere uluslararası meşru bir statü kazandırılması konusunda kararlı adımlar atması gerekiyor.
Türkiye’den olaya milliyetçi perspektiften yaklaşan insanların anlaması gereken şey ise, Kıbrıslı Türklerin de artık tanınan bir devlete sahip olmaları gerektiğidir. Türkiye’nin bunu bir şekilde sağlaması sorumluluğu haline gelmiştir. Bu tanınmanın tek yolu elbette iki toplumlu federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş olmayabilir. Ancak bu durumda da, alternatif yollar için mutlaka gerekli hazırlıkların yapılması gereklidir. İç siyasette çok enerji kaybeden Türkiye’yi yöneten kadroların ise, bu konuda yeterli birikime sahip olmadıkları adadan bakılınca net bir şekilde görülmektedir.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
Girne Amerikan Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder