Sayfalar

30 Aralık 2013 Pazartesi

2014 Yılına Dair Türk Dış Politikası Tahminleri


2014 yılı Türkiye açısından dış politikadan daha çok iç politikanın konuşulduğu bir yıl olacaktır. Zira ülkede en az iki (yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri), belki de bir erken seçimle üç önemli seçim yaşanacaktır. Toplumsal kutuplaşmanın oldukça yüksek olduğu -Huntington’ın ifadesiyle “bölünük (torn)”- bir ülke olan Türkiye’de seçimler maalesef her zaman siyasal rekabetin aşırı boyutlara ulaştığı olumsuz süreçler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle ülkenin enerjisi ve halkın dikkati daha çok iç politikaya yönelecektir.

2014 yılının Türk dış politikası açısından en önemli konusu kuşkusuz, ertesi sene 100. yılına gireceğimiz 1915 olaylarıyla ilgili Ermenistan ve Ermenilerin soykırım iddialarına karşı Türkiye’nin aktif mücadele unsurlarını devreye sokması olacaktır. Türkiye ne kadar liberalleşirse liberalleşsin tarihine yönelik böyle ağır bir suçlama karşısında asla geri adım atmayacak ve her türlü tedbiri alacaktır. Ayrıca bir süredir durgunluğa giren Türkiye-AB ilişkilerinde sene sonunda başlayan canlanmanın devam etmesi mümkün gözükmektedir.

Türkiye’nin 2014 yılı ve sonrasında en çok zorlanacağı konu; enerji ve ekonomi anlamında giderek artan düzeylerde Rusya’ya, siyasal ve askeri anlamda ABD (NATO) ve Avrupa Birliği’ne bağlı olması sebebiyle yaşayacağı bocalamalar olacaktır. 2015 yılında Rusya’nın Avrasya Birliği’ni hayata geçireceği düşünülürse, Türkiye ve Azerbaycan üzerindeki Rus baskısı artacaktır. Türkiye’nin bu konuda paniğe kapılmadan dengeli bir siyaset izlemesi ve mevcut durumunu koruması gerekmektedir.

Ayrıca Batı’nın İran’la yaptığı geçici nükleer anlaşmanın devam etmesi ve bölgede tansiyonun düşmesi halinde, Türkiye’de son yıllarda kurgulanan “ılımlı İslam” modeline gereksinim azalacak ve yeniden laik Türkiye modeli önplana çıkacaktır. Bu nedenle seçimlerde iktidar değişikliği olmasa bile, önemli oranda oy kaymalarına hazır olunmalıdır. Ancak İran’la Batı’nın güvenlik tehditlerine sebep olabilecek gerginliğinin devam etmesi durumunda, Türkiye’deki “Müslüman demokrat” modelin devamı yüksek ihtimal gözükmektedir.     

Son olarak Kıbrıs sorunu konusunda zor ancak imkânsız olmayan ve enerji eksenli politikaların tetikleyeceği bir çözüm sürecinin yaşanması mümkün gözükmektedir. Her ne olursa olsun, Türkiye’nin demokrasi, insan hakları gibi değerleri önceleyen idealizm temelli politikalarını reel politik dengelerle harmanlayan yeni bir dış politikaya yönelmesi zorunlu gözükmektedir.

Yrd. Doç. Dr. Ozan Örmeci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder