Sayfalar

21 Haziran 2012 Perşembe

Öcalan'a Ev Hapsi


Geçtiğimiz günlerde Türk siyasetine damgasını vuran olay, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmenin ardından kamuoyuna duyurduğu AKP, CHP, MHP ve BDP’den temsilcilerin ve Güneydoğu sorunu üzerinde yazıp-çizen uzmanların da katılımıyla oluşturuacak bir “Akil Adamlar Heyeti” kurulmasına yönelik çabalarıydı. CHP Genel Başkanı’nın kendi ifadesiyle siyasal kariyerinin bitmesini dahi göze alarak başlattığı bu iyi niyetli girişim; önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürece temelden karşı çıkan sert açıklamaları, önceki gün de evlerimize ateş düşüren şehit haberlerinin yarattığı öfkenin etkisiyle beklenildiği üzere sonuçsuz kaldı.

Yaklaşık 30 yıldır Türkiye’ye çok büyük zararları olmuş terör (PKK) sorununun, önemli konjonktürel değişiklikler yaşanmadan yalnızca birkaç kişinin biraraya gelip toplantı yapmasıyla çözebileceğini ummanın naifliği bir yana, bu süreçte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği “Partiler uzlaşırsa terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a ev hapsi uygulanabilir” sözü ilerleyen aylarda kendisini takip edecek ve zor durumlara sokacak gibi gözüküyor. Aslında BDP’liler ve iktidar çevrelerinden daha önce de duyduğumuz bu sözü son olarak Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç da kullanmıştı. Fakat Başbakan Erdoğan tüm medya yönlendirmelerine karşın kendisi bizzat böyle bir ifade kullanmamakta direndi. Terör eylemlerinin kış aylarının bitmesiyle birlikte artarak devam edeceğinin uzmanlarca ifade edildiği bir ortamda Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasının seçim zamanı yaklaştıkça diğer partiler tarafından kullanılabilecek bir argüman haline dönüşmesi muhtemel gözüküyor. Aslında güneydoğuda ve Kürt seçmen nezdinde itibarını ve partisinin oylarını arttırmak isteyen Kılıçdaroğlu, işler ters giderse batıdaki ulusalcı oyları kaybetmek riskiyle de karşı karşıya kalabilir. Nitekim SONAR araştırma şirketinin bugün yayınlanan araştırması, CHP oylarının yüzde 19’lara düştüğünü, MHP oylarının ise yüzde 17’leri bulduğunu gösteriyor. Bu 3-4 puanlık ve CHP’den MHP’ye doğru olduğu düşünülen oy kaymasının, son dönemde yaşanan gelişmelerle ilişkili olma ihtimali oldukça yüksek. Bu nedenle CHP yönetiminin zaten tarihin en güçlü iktidarlarından birisinin karşısında, zayıf bir anamuhalefet partisi görüntüsü çizerken adımlarını çok daha iyi planlaması gerektiği görülüyor. İyi niyet ve nezaket siyasette maalesef her zaman prim yapmayabiliyor. Siyasetin kendi kuralları, kendi doğası ve herşeyden önemlisi en çok oy oranına ulaşmak gibi bir amacı var.

Burada bir diğer önemli faktör de, Kürt sorunu ile terör sorununun birbirinden ayrıştırılması ve ikisi arasında doğrudan bir bağ kurulmasına uygun ortam yaratılmamasıdır. Devlet vatandaşlarını kucaklamaya çalışırken, terör örgütü karşısında yenilmiş ve köşeye sıkışmış görüntüsü vermemelidir. Böylesi bir tablo kamuoyunda, “artık çocuklarımız ölmesin” düşüncesinden ziyade “önceden ölen çocuklarımız boşuna öldüler” gibi bir algılama yaratabilir. Bu konunun çözümüyle ilgili önerilerimi ilerleyen haftalarda Avrupa’dan örneklerle birlikte sizlerle paylaşacağım.

Dr. Ozan Örmeci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder