Sayfalar

13 Eylül 2010 Pazartesi

Blood Borders (Kanlı Sınırlar)



Amerikalı emekli bir Albay olan Ralph Peters’ın Pentagon’un resmi yayın organı kabul edilen Armed Forces Journal’ın 2006 Haziran ayı sayısında yayınlanan makalesi “Blood Borders (Kanlı Sınırlar)” ve bu makaleye ek olarak dergide yayınlanan yeni Ortadoğu haritası maalesef yayınlandığı dönemde Cumhuriyet Gazetesi hariç ülkemizde hiçbir gazete ve dergide ciddi anlamda yer bulamadı. Oysa bu makale ve harita Pentagon kaynaklı olduğuna göre ABD’nin yeni Ortadoğu politikaları konusunda eşi bulunmaz bir kaynak ve bu nedenle çok dikkatli incelenmeli, üzerinde tartışılmalıdır.
Peters makalesine özellikle Afrika ve Ortadoğu coğrafyasında Avrupa emperyalizmi nedeniyle sınırların geçmişte ne derece yapay ve hatalı olarak çizildiğini vurgulayarak başlıyor[1]. Peters’a göre uluslararası sınırlar hiçbir zaman tam anlamıyla adil ve doğru ayarlanmış olmayabilir ancak Ortadoğu’daki sınırlar öylesine hatalı çizilmiş ki, bu coğrafyada İslami ektremizm, terörizm, etnik ve mezhepsel çatışmaların temelini oluşturmakta. Peters’ın düşüncesinde Osmanlı Devleti’nin yaptığını iddia ettiği Ermeni soykırımı gibi geçmişte yaşanmış etnik temizliğe yönelik hareketler tabii ki toprak verilerek düzeltilemez. Ancak yine de Ortadoğu’da barışın tahsis edilmesi ve ezilen ulusların kurtarılması için bir şans bulunmaktadır. Bu nedenle Kürtler ve Şiiler başta olmak üzere bu coğrafyada büyük haksızlıklara uğrayan uluslar ABD ile işbirliği yaparak Ortadoğu’nun yeni haritasının çizilmesine destek olmalıdırlar. Yazısına bu şekilde başlayan Peters, dünyadaki neredeyse tüm ciddi Osmanlı tarihçilerinin reddettiği sözde Ermeni soykırımının gerçek olduğunu iddia ederek, Pentagon’un bu konudaki politikasını da belli ediyor sanırım.
Ralph Peters’a göre İsrail-Filistin sorununun çözülmesi için 1967 öncesi sınırlara geri dönülmesi gerekmektedir. Buradan Peters’ın klasik bir yeni muhafazakar (neo-conservative) olmadığı ve Pentagon’da farklı bir stratejinin ön plana çıkmaya başladığını düşünebiliriz. Ancak Peters’a göre esas önemli mesele Kürt sorununun çözülmesidir. Ortadoğu’da nüfusları 30 milyon civarında bulunan Kürtler, bir ulus-devletleri olmadan yaşayan en geniş etnik grup durumundadır[2]. Üstelik Peters’ın düşüncesinde eşit haklarla yaşadıkları ülkelerde hala büyük eziyetlere maruz kalmaktadırlar. “ABD Irak işgali ile eline geçen bağımsız Kürt devletini kurma şansını maalesef geri tepti ancak hala bu konuda bir şeyler yapılabilir” diyen Peters, Diyarbakır’dan Tebriz’e kadar uzanacak, “Free Kurdistan-Özgür Kürdistan” adıyla kurulacak olan yeni Kürt devletinin Bulgaristan ve Japonya arasındaki en Batı yanlısı devlet olacağı görüşündedir[3]. Böylelikle Türkiye’nin PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonlarına karşı uzun süre ayak direyen ve aylarca bu konuda tek adım dahi atmayan ABD’nin kafasında neler olduğu fikri de somutlaşıyor sanırım. Peters’ın makalesi okunduğunda anlaşılan temel tez, ABD’nin İsrail’in güvenliği ve bölgede enerji kaynaklarını kontrol edecek kalıcı bir güç yapılanması için Kürt Devleti’ne büyük önem verdiğidir.
Yazıda ve haritada dikkat çeken bir diğer önemli unsur Mekke ve Medine’nin özel bir statü ile Suudi Arabistan’dan bağımsız ve tüm dünya Müslümanlarının merkezi olacak Vatikan statüsünde ayrı bir devlete dönüştürülmesi düşüncesidir[4]. Bu noktada İslam dünyasında ılımlı bir figürün ilerleyen süreçte Amerikan kontrolünde halifelik makamına oturtulabileceğinin izleri verilmektedir. Bir diğer dikkat çeken özellik, Pakistan’ın kuzey Batı topraklarının Afganistan’a katılması ve Pakistan’ın bölünerek Özgür Baluşistan’ın kurulması projesidir[5]. Peters gayet küstah bir şekilde makalesinin sonuna bu yeni harita ile toprak kazanacak ve kaybedecek ülkelerin ve etnik grupların listesini de vermiştir. Türkiye doğal olarak bu listede kaybedecek ülkeler arasında zikredilmektedir.
Üzerinde çok konuşulması gereken bu makalenin tamamını okumak için http://www.armedforcesjournal.com/2006/06/1833899 adresine bakabilirsiniz.


[1] “The most arbitrary and distorted borders in the world are in Africa and the Middle East. Drawn by self-interested Europeans (who have had sufficient trouble defining their own frontiers), Africa’s borders continue to provoke the deaths of millions of local inhabitants. But the unjust borders in the Middle East — to borrow from Churchill — generate more trouble than can be consumed locally”
[2] “Greater than the population of present-day Iraq, even the lower figure makes the Kurds the world’s largest ethnic group without a state of its own”.
[3] “A Free Kurdistan, stretching from Diyarbakir through Tabriz, would be the most pro-Western state between Bulgaria and Japan”.
[4] “While non-Muslims could not effect a change in the control of İslam’s holy cities, imagine how much healthier the Muslim world might become were Mecca and Medina ruled by a rotating council representative of the world’s major Muslim schools and movements in an İslamic Sacred State — a sort of Muslim super-Vatican — where the future of a great faith might be debated rather than merely decreed”.
[5] “Pakistan, another unnatural state, would also lose its Baluch territory to Free Baluchistan. The remaining "natural" Pakistan would lie entirely east of the Indus, except for a westward spur near Karachi”.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder