Sayfalar

16 Temmuz 2018 Pazartesi

Amerikalı Diplomat Victor Cha’nın ABD-Kuzey Kore Yakınlaşması Hakkındaki Görüşleri


Güney Kore asıllı Amerikalı diplomat, akademisyen ve yazar Victor Cha (1961-)[1], ABD Başkanı George W. Bush döneminde Beyaz Saray’da Kuzey Kore konusunda en yetkili danışman olarak görev yapmış etkili bir kişidir. Cumhuriyetçi Parti’ye yakın ve muhafazakâr bir isim olan Cha, CSIS adlı düşünce kuruluşunda da görev yapmaktadır.[2] Cha, kısa bir süre önce ABD’nin yeni Güney Kore Büyükelçisi olacağı yönünde çeşitli analizlere de konu olmuştur.[3] Birkaç kitabı da olan Cha’nın en dikkat çekici çalışması, Kuzey Kore siyasal sistemini incelediği The Impossible State: North Korea, Past and Future adlı 2013 basımı eserdir.[4] Bu yazıda, Victor Cha’nın ABD ve Kuzey Kore ilişkileri, Kuzey Kore nükleer programı ve iki ülkenin liderleri (Donald Trump ve Kim Jong-un) arasında kısa süre önce başlayan son diplomasi/müzakere trafiği hakkında yaptığı değerlendirmeler özetlenecektir. Yazıda faydalanılacak olan iki kaynak; Cha’nın Nisan 2018’de katıldığı Council on Foreign Relations (CFR) açık oturumu[5] ve yine CFR’nin “The President’s Inbox” serisi kapsamında Temmuz 2018’de katıldığı podcast yayınıdır[6].

The Impossible State: North Korea, Past and Future

Victor Cha, 9 Nisan 2018’de katıldığı açık oturumda, ilk olarak ABD Başkanı Donald Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un resmi görüşme yapacak olmalarının herkes için büyük bir sürpriz olduğunu belirtmiş ve bu tarz görüşmelerin tatminkâr olabileceği gibi, başarısız olmaları durumunda son derece riskli olabileceğine de vurgu yapmıştır. Cha, bu görüşme öncesinde Kuzey Kore ve Güney Kore liderleri arasında gerçekleşecek görüşmelerin bu görüşmenin yapılıp yapılmayacağı konusunda belirleyici olacağını da söylemiş ve Güney Kore Başkanı Moon Jae-in’in ABD Başkanı Trump’a görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmemesi veya nasıl gerçekleşmesi gerektiği konusunda büyük ihtimalle bilgilendirme yapacağını ve tavsiyelerde bulunacağını söylemiştir. Cha, yine bu oturumda Kore Sorunu’nun ABD’nin daha kapsamlı Asya politikasının bir parçası olarak ele alınması gerektiğine dikkat çekerek, Kuzey Kore ile yapılacak görüşmeler konusunda müttefik ülkelerle koordineli hareket edilmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Kore asıllı Amerikalı diplomat, ayrıca sadece görüşme yapmış olmak için görüşme yapılmaması gerektiğini ifade etmiş ve bu görüşme öncesinde mutlaka bir strateji geliştirilmesi gerektiğini kaydetmiştir. ABD’nin Kuzey Kore politikasını yakın müttefikleri olan Güney Kore ve Japonya ile birlikte bölgenin en iddialı ülkesi Çin Halk Cumhuriyeti ile de koordineli olarak uygulaması gerektiğini belirten Victor Cha, Kuzey Kore’den istenecek tavizler karşısında ne verilebileceğinin iyi hesap edilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Bu noktada Cha’ya göre ABD’nin Pyongyang’dan istediği şey nettir ve bu da Kuzey Kore’nin nükleer programına tamamen son vermesidir. Cha, bu bağlamda 2018 yılında gelinen ve herkes için sürpriz kabul edilebilecek noktanın 2017 yılı sonlarında Kış Olimpiyatları vesilesiyle Seul’ün başlattığı diplomasi çabalarının bir sonucu olduğunu vurgulamakta ve Güney Kore Başkanı’nın Kore yarımadasını nükleer silahlardan arındırmak konusundaki görüşlerini -geçmişten farklı olarak- artık Kuzey Koreli muhatabına iletilebildiğini anlatmaktadır. Cha, ABD-Kuzey Kore görüşmesi öncesinde müttefik ülkelerden Başkan Trump’a yönelik olarak gelen övgü dolu sözlere de dikkat çekmekte ve Japonya ve Güney Kore gibi müttefik ülkelerin bu süreç öncesinde biraz özerk davranmaya gayret ederek sürece katkı yaptıklarına işaret etmektedir. Ayrıca bu sürece nasıl gelindiği konusunda, Kuzey Kore üzerinde hem teşvik, hem de baskıların etkili olduğunu düşünen Cha, bu bağlamda ilk olarak yaptırımların etkisine dikkat çekmektedir. ABD’nin baskılarıyla BM Güvenlik Konseyi’nden Pyongyang aleyhine 10 karar alındığını vurgulayan Amerikalı diplomat, Çin’in de destek verdiği bu kararlarla birlikte Kuzey Kore’nin ihracatının durma noktasına geldiğini kaydetmektedir. Bu durumun Kuzey Kore’de yüksek enflasyona (özellikle gaz ve pirinç gibi çok önemli metalarda) neden olduğunu belirten Cha, bu bağlamda ekonomik yaptırımların başarısına dikkat çekmektedir. İkinci olarak ABD yönetiminin alacağı kararların öngörülemez oluşunun hasım devletlerde yarattığı sıkıntıya dikkat çeken Cha, bu bağlamda kısa süre öncesine kadar Washington’da Kuzey Kore’ye yönelik askeri harekât planları yapılmasının da Pyongyang’ı müzakere konusunda istekli davranmaya itmiş olabileceğini söylemektedir. Üçüncü olarak ise, Amerikalı diplomat, Kuzey Kore’nin zaten nükleer bir devlet olduğunu ve nükleer testlerinde belli bir aşamaya ulaşmış olduğu için bir ara vermenin iyi olabileceğini düşündüğünü iddia etmektedir. Kuzey Kore’nin böyle bir görüşme için 40 yıldır beklediğini hatırlatan Victor Cha, nükleer bir devlet olarak Kore yarımadasının nükleer silahlardan arındırılması konusunda ABD ile masaya oturabilmenin Pyongyang açısından önemli bir başarı olarak algılanacağını söylemektedir. Ayrıca ABD’nin Pyongyang’a yönelik düşmanca tutumunu değiştirmesi durumunda Kuzey Kore’nin nükleer silahlarından kolaylıkla vazgeçebileceğini belirten Cha, ancak bu konudaki politikanın sadece Washington tarafından değil, ABD’nin bölgedeki müttefiklerince de belirlendiğini anımsatmaktadır. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un, kısa süre önce babası Kim Jong-il’in (Kim Cong-il) Kore yarımadasının nükleer silahlardan arındırılması konusunda ölmeden önce kendisine bir istekte/vasiyette bulunduğunu açıkladığını da hatırlatan Amerikalı konuşmacı, bu konuda henüz belirsizliklerin devam ettiği bir dönemde yaptığı bu konuşmada genel olarak ihtiyatlı iyimser bir tutum takınmıştır.

9 Nisan 2018 tarihli CFR açık oturumu

10 Temmuz 2018 tarihli CFR podcast yayınında ise, Victor Cha, Singapur’da gerçekleşen Trump-Kim görüşmesi ve ABD Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo’nun Kuzey Kore temasları sonrasında ABD-Kuzey Kore ilişkileri konusundaki fikirlerini daha net olarak ortaya koyabilmiştir. Cha, Kuzey Kore rejiminin nükleer programından vazgeçmek konusundaki istekli adımlarına karşın ABD’den kendi talepleri (ekonomik yaptırımların kaldırılması, Kore’ye yönelik askeri tatbikatların durdurulması ve Kore’deki askeri birliklerin geri çekilmesi, iki ülke arasında bir barış anlaşması imzalanması ve Güney Kore ve Japonya’daki nükleer şemsiyenin sonlandırılması) konusunda bir karşılık alamadığı için Washington rejimini “gangster gibi davranmak”la suçladığını söylemekte ve son yaşanan yakınlaşma sürecine rağmen tarafların yeniden 10 yıl öncesindeki belirsizlik noktasına döndüğünü belirtmektedir. Amerikalılarla Kuzey Korelilerin “nükleer silahlardan arındırma” (denuclearization) politikasından tam olarak aynı şeyi algılamadıklarını da sözlerine ekleyen Cha, Pyongyang’ın ABD’nin beklentilerini yerine getirmesi durumunda nükleer programına son vermeyi düşündüğünü, Washington’ın ise nükleer programın sonlandırılması sonrasında bu beklentileri yerine getirmek konusunda adımlar atabileceğini ifade etmeye çalıştığını anlatmaktadır. Bu durumun Mike Pompeo’nun üçüncü ve son ziyaretiyle daha net olarak anlaşıldığını belirten Kore asıllı Amerikalı diplomat, Kuzey Kore’nin şimdiye kadar nükleer denemelerini durdurmak dışında herhangi bir adım atmadığını da iddia etmektedir. Cha’ya göre; Pyongyang bu konuda şimdiye kadar ciddi kabul edilmesi gereken yalnızca Çin sınırına yakın nükleer test bölgesindeki tünellerin yok edilmesi adımını atmış ve bunu da Washington’dan ziyade -radyasyon sızıntısından korkan- Pekin’in isteği doğrultusunda yapmıştır. Cha, füze motoru tesislerinin kapatılması konusunda ise, henüz sadece sıvı bazlı üretim yapan eski bir tesisin kapatıldığını ve tespit edilmesi daha zor olan katı madde bazlı yeni bir füze motoru tesisi inşa edildiği için bu konuda Washington’a dürüst davranılmadığını söylemektedir. Çin’in ABD-Kuzey Kore yakınlaşmasına bakışını da değerlendiren Cha, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in bir yıl kadar öncesinde sürekli nükleer füze denemeleri yaparak bölgede kaos yaratan ve Çin’i de zor duruma düşüren Kim Jong-un’a kızgın olduğunu, şimdi ise ABD-Kuzey Kore yakınlaşması nedeniyle Çinlilerin kendilerini dışlanmış hissederek Kim Jong-un’la üstüste görüşmeler gerçekleştirdiğini söylemektedir. Pekin’in gelinen noktadan herşeye rağmen memnun olduğunu; zira hem Pyongyang’ın nükleer denemelerini durdurmasının, hem de ABD’nin Kuzey Kore konusunda Çin’in işbirliğine ihtiyaç duymasının Pekin nezdinde olumlu değerlendirildiğini vurgulamaktadır. ABD-Kuzey Kore yakınlaşması konusunda her iki ihtimalde de Çin’e ihtiyaç duyulacağını kaydeden Victor Cha; işlerin iyi gitmesi durumunda Pekin’in bir barış anlaşması konusunda işbirliğinin gerekeceğini, işlerin -şimdi olduğu gibi- kötü gitmesi durumunda ise Pekin’in Kuzey Kore üzerindeki ekonomik yaptırımlarını arttırması gerekeceği için Çin’e her koşulda ihtiyaç duyulacağını iddia etmektedir. Bu anlamda Pekin’in Kuzey Kore politikasını başarılı olarak değerlendiren Amerikalı diplomat, Başkan Trump’ın bazı Çin mallarına yönelik olarak koyduğu ek vergilerle başlattığı ABD-Çin arasındaki ticaret savaşının ise bu konjonktürde doğru olmadığını düşünmektedir. Güney Kore konusunda ise, Başkan Moon Jae-in’in son yaşanan gelişmelerle birlikte hem coşku (savaş riskinin ortadan kalkması ve yeniden diplomasinin başlaması nedeniyle), hem de tedirginlik (müzakere sürecinin iyi gitmemesi ve Başkan Trump’ın öngörülemezliği nedeniyle) içerisinde olduğunu düşünen Kore asıllı Amerikalı uzman, Kuzey Kore konusunda bundan sonra atılacak adımlar hakkında Seul’le koordineli hareket edilmesi gerektiğini ima etmektedir. Başkan Moon’un -sunshine policy (güneş ışığı politikası) adı verilen- Kuzey Kore ile ilişkiler konusunda yaptığı açılımların ülkesinde çok olumlu karşılandığını ve Başkan’ın şimdilerde halkınca yüzde 80 oranında onaylandığını belirten Cha, bu nedenle Güney Kore’nin de ABD-Kuzey Kore yakınlaşmasına katkı sunmaya devam edeceğini düşünmektedir. ABD Başkanı Trump’ın en yakın ilişkiler kurduğu Asyalı lider olan Şinzo Abe’nin yönettiği Japonya’nın bu sürece bakışının ise kuşkucu olduğunu söyleyen Cha, Tokyo’nun Trump’ın Pyongyong’la sadece nükleer program ve kıtalararası balistik füzeler konusunda bir anlaşma yapmasından çekindiğini, zira Kuzey Kore’nin elindeki kısa ve orta menzilli füzelerin de Japonya için ciddi bir tehdit kaynağı olduğunu sözlerine eklemektedir. Rusya’nın bu konudaki politikalarını da değerlendiren Victor Cha, Moskova’nın bu konuda tutarlı bir şekilde iki Kore arasında uzlaşma istediğini ve Pyongyang’ın nükleer programı veya balistik füzelerinden ziyade Kuzey Kore’ye hafif su reaktörü satmakla ilgilendiğini düşünmektedir. Moskova’nın Pyongyang üzerindeki etkisini de sınırlı olarak değerlendiren Amerikalı uzman, Soğuk Savaş döneminde Kuzey Kore komünist rejiminin Çin ve Rusya’yı birbirlerine karşı bir denge unsuru olarak çok iyi kullanabildiğini, ancak şimdilerde Çin’in Pyongyang üzerindeki etkisinin çok daha fazla olduğunu iddia etmektedir. Vladimir Putin’in Kim Jong-il ve Kim Jong-un’la yakın ilişkiler kurma girişimlerinin de sınırlı ölçüde etkili olduğunu düşünen Cha, bu anlamda Kuzey Kore ile ilişkiler bağlamında Çin’in ağırlıklı etkisine dikkat çekmektedir. Bu değerlendirmelerin yanı sıra, kendi profesyonel deneyimlerinden de yararlanarak Kuzey Korelilerle müzakere etmenin nasıl olduğunu anlatan Victor Cha, bu ülke yetkilileriyle müzakere etmenin diğer ülke diplomatlarıyla müzakereler yürütmekten farklı olmadığını; zira bu ülkenin diplomatlarının da gayet profesyonel yapıda ve belirli emir ve amaçlar doğrultusunda hareket eden uzman kişiler olduğunu açıklamaktadır. Kuzey Kore ile yapılan müzakerelerde sorunun diplomasi tekniklerinden veya seçilen dilden ziyade iki ülke arasındaki amaçların çok farklı olmasından kaynaklandığını da samimiyetle belirten Amerikalı diplomat, Singapur’da kaydedilen gözle görülür ilerlemeye karşın, Pompeo’nun son ziyaretinde yaşanan anlaşmazlıkların, ona, bu durumun çok da değişmediğini düşündürdüğünü ve bunun cesaret kırıcı olduğunu söylemektedir. Bu durumun Kuzey Kore’nin nükleer silahlarından vazgeçmekten ziyade, bu tehdit unsurunu uluslararası toplumun bir üyesi olmak için bir taviz (yatıştırıcı) unsuru olarak kullanmasından kaynaklandığını söyleyen Cha, bu bağlamda kendi ülkesinin politikalarını savunmaktadır. ABD Başkanı Donald Trump’ın Kuzey Kore konusunda kendi müzakere sanatı yaklaşımıyla ters düşen bir yaklaşım benimsediğini ve ilk kez anlaşma konusunda karşı taraftan daha istekli göründüğünü vurgulayan Cha, önceki Başkan Barack Obama’nın bile göze alamadığı bu kararıyla Trump’ın önemli bir iş yaptığını, ama strateji olmadan sadece taktiksel düzeyde yapılan açılımların fayda sağlamayacağını düşünmektedir. Zira Cha’ya göre; Kuzey Kore konusunda nihai bir anlaşma için şimdi Çin’in desteğine vardır, ancak Çin’e yönelik olarak geliştirilen taktiksel ticaret savaşı politikası nedeniyle bunun gerçekleşmesi mümkün olmayabilir. Dolayısıyla, başarılı bir dış politika için, mutlaka bu taktik hamlelerin birbirleriyle uyumlu bir büyük strateji çerçevesinde (Hindistan ve diğer bölge ülkelerini de kapsayan Asya politikası) ele alınması gerekmektedir. Ancak bu da oldukça zor bir iştir. Buna karşın, Cha’ya göre, ABD’nin yeni Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo, bunu yapabilecek kapasitede yetenekli ve deneyimli bir isimdir.

Sonuç olarak, Amerikalı diplomat Victor Cha’nın Kuzey Kore konusundaki konuşmalarının gayet aydınlatıcı olduğu ve Kore yarımadası ve ABD-Kuzey Kore ilişkileri hakkındaki son durum hakkında önemli bilgiler içerdiği söylenebilir. Gelinen noktada en makul seçenek ise, ABD’nin Çin’le ticaret savaşına son vermesi ve Pekin’in de desteğiyle Kore Sorunu konusunda kapsamlı bir çözüme ulaşmasıdır. Bu, hem ABD’yi barış yapan bir aktör olarak yeniden dünyada olumlu bir noktaya taşıyacak, hem de çok eleştirilen Başkan Trump’ın başardığı ilk ciddi dış politika meselesi olabilecektir.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ


[1] Hakkında bilgiler için; https://en.wikipedia.org/wiki/Victor_Cha.
[2] Bakınız; https://www.csis.org/people/victor-cha.
[3] Bakınız; https://thediplomat.com/2017/12/trump-finally-taps-ambassador-to-south-korea/.
[4] Bakınız; https://www.amazon.com/Impossible-State-North-Korea-Future/dp/0061998516/.
[5] İzlemek için; https://www.youtube.com/watch?v=EvClBlbIaCA. Konuşma dökümü için; https://www.cfr.org/event/us-north-korea-relations-any-progress-nonproliferation-efforts.
[6] Dinlemek için; https://www.cfr.org/podcasts/aftermath-trump-kim-summit-victor-cha.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder