TTimes Higher Education (THE), dünyadaki üniversiteler ve diğer yüksek öğretim kurumları hakkındaki haberleri ve gelişmeleri bildiren Londra kaynaklı haftalık bir eğitim dergisidir.[1] Bu alanda, Birleşik Krallık’ta önde gelen bir yayın kabul edilmekte ve saygı görmektedir. Bu dergi, 2010 yılından beri dünyadaki üniversiteleri sıralayan bir yüksek öğretim endeksi (Times Higher Education Index) yayınlamaktadır.[2] Bu endeksin editörlüğünü Phil Baty yapmaktadır. Objektiflik konusunda zaman zaman eleştiriler alsa da, endeks, dünya çapında genel kabul gören ve özellikle Batılı medya kuruluşlarınca sık sık yayınları haber yapılan güvenilir bir ölçüm kaynağıdır.
Endeks hazırlanırken, 5 farklı kategoride toplam 13 kritere dikkat edilmektedir. Bunlar şöyle sıralanabilir;
- Endüstriyel Gelir (Akademisyen başına düşen endüstriyel kazanç – Etkisi yüzde 2,5).
- Uluslararası Çeşitlik
A-) Uluslararası öğretim üyelerinin yerli öğretim üyelerine oranı – Etkisi yüzde 3.
B-) Uluslararası öğrencilerin yerli öğrencilere oranı – Etkisi yüzde 2.
- Eğitim Kalitesi
A-) Eğitim prestiji – Etkisi yüzde 15.
B-) Akademisyen başına düşen Doktora ödül oranı – Etkisi yüzde 6.
C-) Akademisyen başına düşen Lisans öğrenci sayısı – Etkisi yüzde 4,5.
D-) Akademisyen başına düşen gelir – Etkisi yüzde 2,25.
E-) Doktora, master ve lisans düzeyinde mezun edilen öğrenci sayısı – Etkisi yüzde 2,25.
- Araştırma Kalitesi ve Prestiji
A-) Araştırma prestiji – Etkisi yüzde 19,5
B-) Araştırma geliri – Etkisi yüzde 5,25.
C-) Akademisyen başına düşen araştırma ve yayın sayısı - Etkisi yüzde 4,5.
D-) Kamusal araştırma geliri/Toplam araştırma geliri – Etkisi yüzde 0,75.
- Atıflar (Alıntı etkeni – Etkisi yüzde 32,5).
Görüldüğü üzere, endeks hazırlanırken en çok dikkat edilen unsurlar; alıntı etkeni ve atıflar (yüzde 32,5), araştırma prestiji (yüzde 19,5) ve eğitim prestijidir (yüzde 15).
Times Yüksek Öğretim Endeksi 2016 yılı sonuçları
Endeksin 2016 yılı sonuçları geçtiğimiz gün açıklanmış ve ilk kez bir Birleşik Krallık üniversitesi olan Oxford Üniversitesi, bu yıl listenin birinci sırasına yükselmiştir.[3] California Institute of Technology’i geçerek birinci sıraya çıkan Oxford, böylelikle Brexit sürecinde yaşanan tartışmalara rağmen Britanya’daki eğitim kalitesini tüm dünyaya ispat etmiştir. İlk 10 sırada (10. sıradaki eşitlik durumu nedeniyle toplam 11 üniversite) Amerika Birleşik Devletleri’nden 7 üniversite yer alırken (California Institute of Technology, Stanford, MIT, Harvard, Princeton, University of California, Berkeley ve University of Chicago), ABD’yi 3 üniversite ile Birleşik Krallık (Oxford, Cambridge ve Imperial College London) izlemiş, İsviçre de ETH Zurich sayesinde listeye bir üniversitesini sokmayı başarmıştır. Önceki yıllar incelendiğinde de, en kaliteli ve başarılı üniversiteler sıralamasında aslında benzer bir tabloyu görmek mümkündür.
Listenin tamamına bakıldığında da ilginç tespitler yapmak mümkündür.[4] Örneğin, ilk 25 sıra içerisindeki üniversitelerin tamamı Kuzey Amerika (ABD ve Kanada) ve Avrupa ülkeleriyken (Birleşik Krallık ve İsviçre) -hatta yakın gelecekte Avrupa Birliği üyesi olmayan Avrupa ülkeleri de denilebilir-, sadece Singapur Ulusal Üniversitesi (National University of Singapore) buraya dâhil olabilmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinin en başarılı temsilcisi İsveç’teki Karolinska Enstitüsü (Karolinska Institute) olurken, bu Kraliyet yüksek öğretim kurumu, listede 28. sırada kendisine yer bulabilmiştir. Bir dönem büyük atılım yapan ve ilk sıralara kadar yükselen Çin üniversitelerinin en başarılısı 29. sıradaki Pekin Üniversitesi olurken, Almanya’nın en başarılı yüksek öğretim kurumu olan LMU Munich 30. sırada, Avustralya’dan Melbourne Üniversitesi 33. sırada, Japonya’dan Tokyo Üniversitesi 39. sırada, Belçika’dan KU Leuven 40. sırada, Hollanda’dan Delft University of Technology 59. sırada ve Fransa’dan École Normale Supérieure 66. sırada yer alabilmişlerdir. Bu sıralama, eğer ölçmeyi doğru kabul edersek, kıta Avrupası’nın yüksek eğitiminde -İsviçre haricinde- ciddi bir gerileme olduğunu ortaya koymaktadır. ABD’nin listeyi domine etmesi bu ülkenin yüksek öğretimdeki başarısını gösterirken, gelişmekte olan ülkeler arasında en başarılı olan ülke ise Çin Halk Cumhuriyeti olmuştur. Rusya Federasyonu’ndan hiçbir üniversitenin listede üst sıralara gelememesi ise şaşırtıcıdır.
Türkiye’den ilk 500’e giren üniversiteler incelendiğinde ise; Koç Üniversitesi’nin[5] 251-300 aralığında yer alarak en başarılı Türkiye üniversitesi olduğu, Sabancı Üniversitesi’nin[6] 301-350 aralığında yer aldığı, İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi’nin[7] 351-400 aralığında yer aldığı ve Atılım Üniversitesi[8] ile Boğaziçi Üniversitesi’nin[9] de 401-500 aralığında yer alarak ilk 500’e girdiği görülmektedir. Bu 5 üniversite içerisinde sadece Boğaziçi Üniversitesi devlet üniversitesi statüsündeyken, diğer dördü vakıf üniversiteleridir. Bu da, elit vakıf üniversitelerinin Türkiye’de devlet üniversitelerini geçtiğini göstermektedir. Diğer Türkiye üniversitelerinin ilk 500’e girememesi ise üzücüdür. Özellikle Ankara Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) gibi eski ve köklü üniversitelerin ilk 500’e girememesi gerçekten düşündürücüdür.
Endeks, her ne kadar siyasi kaygılarla hazırlandığı gibi eleştirilere maruz kalsa da, yüksek öğretim konusunda bize fikir verebilir. Bundan çıkarılacak temel sonuç ise, yüksek öğretimde Anglo-Amerikan ve genel olarak Batı dünyasının çok önde olduğu gerçeğidir.
Kapak fotoğrafı: Oxford Üniversitesi.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] Resmi web sitesi için; https://www.timeshighereducation.com/.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder