Sayfalar

17 Mart 2014 Pazartesi

Kırım Referandumu ve Olası Etkileri


Ukrayna’da haftalarca süren sokak gösterileri neticesinde Batı yanlılarının iktidarı ele geçirmesi ve seçilmiş Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in Rusya’ya kaçmasının ardından fiilen Rusya’nın kontrolüne giren Kırım Özerk Bölgesi, dün Moskova’ya bağlanmak için yapılan bir referanduma sahne oldu. Resmi açıklamalara göre halkın yüzde 96,8’inin Rusya’yla birleşilmesi yönünde oy verdiği referandumun ardından, Kırım yönetimi Ukrayna’dan bağımsızlığını ilan ederek, resmen Rusya’ya başvurdu.[1] Bu yazıda Kırım referandumu ve olası etkilerini tartışmaya açacağım.
Dün yapılan ve oldukça sakin geçen referandumda, Ukrayna ve Tatar kökenli Kırımlılar yaşananları protesto ederek sandığa gitmezken, Seçim Komisyonu Başkanı Mikhail Malişev’in referanduma katılım oranını % 83,1 olarak açıklaması şaşkınlığa sebep oldu.[2] 20.000’i aşkın Rus askerinin bulunduğu Kırım’da oldukça sakin geçen referandum sonrası Twitter hesabından açıklamalar yapan Kırım Başbakanı Sergey Aksyonov, referandum sonrası bugün bir Kırım parlamento delegasyonunun Rusya Federasyonu’na giderek bu ülkeye bağlanmak için resmi başvuruda bulunacağını açıkladı.[3] Bu gelişmelerin ardından gözler Rusya’ya çevrilirken, yakında Duma’da yapılacak bir oylamayla Kırım’ın Rusya’ya ilhakına karar verilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Rusya’nın ayrıca Kırım’a 295 milyon avroluk bir yardım yapmayı vaat ettiği belirtiliyor.[4]
Kırım haritası
Referanduma dünyadan farklı tepkiler geldi. ABD Başkanı Barack Obama ile telefonda görüşen Rusya lideri Vladimir Putin, yapılan oylamanın uluslararası hukuk çerçevesinde meşru olduğunu söylerken, ABD Başkanı Obama ve Avrupalı liderler referandumu tanımayacaklarını açıkladılar.[5] Ukrayna’nın geçici Cumhurbaşkanı Aleksander Turçinov yaşananları bir farsa benzeterek, “referandumun Ukrayna ve medeni dünya tarafından tanınmayacağını”, geçici Başbakan Arseniy Yatsenyuk ise “referandum sürecinin bir sirk performansını andırdığını” söylediler.[6] Referandum sürerken, Putin’i telefonla arayan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Rusya liderini geri adım atmaya ikna edemedi. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ise referandumu “yasadışı” ilan ederek, Rusya’yı Kırım’da “anlamsız ve tehlikeli tırmanışı sürüklemekle” itham etti. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague de ülkesinin referandum sonucunu kabul etmeyeceğini söyledi. Hague, AB’den de “Rusya’ya güçlü bir cevap vermesini” istedi.[7]  AB’nin Dış Politika ve Güvenlikten Sorumlu Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ise “AB’nin Rusya’ya en sert mesajı göndermek istediğini ve bu doğrultuda Moskova’ya yönelik ekonomik yaptırımlar uygulanabileceğini” belirtti.[8] Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise Kırım Tatar Milli Meclisi eski Başkanı ve Ukrayna milletvekili Mustafa Cemil Kırımoğlu ile İzmir’de yaptığı sürpriz görüşme sonrasında referandumun Türkiye tarafından da tanınmayacağını açıkladı.[9]
Kırım Tatarları referanduma katılmadı
Bu tepkilere rağmen Rusya’nın ilerleyen günlerde Kırım’ı kendisine bağlamak konusunda herhangi bir tereddüt yaşamayacağı görülüyor. Peki Kırım referandumunun meşruiyetini nasıl ele almalıyız? Öncelikle Rus tüfeklerinin gölgesinde ve halkın önemli bir bölümünün katılmadığı bir referandumun demokratik açıdan son derece sakıncalı olduğunu belirtmek gerekiyor. Moskova “yakın çevre” politikası doğrultusunda aynı şeyi daha önce Gürcistan’da Güney Osetya ve Abhazya’da da uygulamış ve bu ülkeleri birkaç müttefikiyle beraber bağımsız devlet olarak kabul etmiştir. Ancak bu defa Rusya’nın Kırım’ın bağımsızlığını değil, kendisine bağlanmasını tercih ettiği görülmektedir.[10] Rusya yanlıları bu uygulamaları savunurken geçmişte yaşanan Kosova örneğini gündeme getirmektedirler. Hatırlanacağı üzere, 1999-2008 yılları arasında Birleşmiş Milletler idaresinde kalan Kosova, 2008 yılında bağımsızlığını ilan etmiş ve 100’ün üzerinde ülke tarafından tanınmayı başarmıştır.[11] Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan Rusya Federasyonu, Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve Sırbistan gibi ülkelerse, Kosova’nın halen Sırbistan’a bağlı bir özerk bölge olduğunu iddia etmektedirler.[12] 1998-2000 yılları arasında ABD’nin Kiev Büyükelçiliği görevini yürütmüş olan Brookings Enstitüsü uzmanı Steven Karl Pifer’e göre, Kırım ve Kosova’yı karşılaştırmak doğru olmaz. Zira Kosova’da bağımsızlığın tanınması öncesinde 9-10 yıllık uzun bir diplomasi süreci yaşanmış ve bu ülkeyi tanıyan ülkelerin sayısı 100’ü aşmıştır.[13] Kırım’da ise 2 haftalık çok kısa bir sürede bağımsızlık ilan edilmiş ve Rusya’ya bağlanma kararı alınmıştır.
Kırım’ın bağımsızlığının birçok diğer çatışma bölgesine ve özerk Cumhuriyetlere de etki edebileceği açıktır. Rus dış politikasının temel unsuru olan bu taktiğin, Irak merkezi hükümetiyle çeşitli sorunlar yaşayan Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, işgal altındaki Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ, 40 yıldır filli olarak bölünmüş olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Transdinyester gibi bölgelere de örnek olabileceği açıktır.[14] Bu nedenle Rusya’nın Kırım politikasının meşrulaştırılması birçok yeni ayrılığa da uygun ortam hazırlayabilecektir. Tam da bu yüzden Batı’nın bunu hoşgörmesi düşünülemez. Ancak bu konuda Batı’nın elindeki enstrümanlar da son derece sınırlıdır. Ukrayna’nın AB ve sonrasında NATO’ya üyeliği gündeme gelirse, Rusya Kırım’da yaptığını Doğu Ukrayna’da yapmayı da deneyebilir. Türkiye’nin bugüne kadar Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne uygun olarak devam ettirdiği Boğazlar rejimi, Batı ile Rusya arasındaki zıtlaşma ve çekişme yükselerek devam ederse, bir NATO üyesi ülke olan Türkiye tarafından yeniden gözden geçirilebilir. Amerika Birleşik Devletleri de Rusya’nın Kırım hamlesi sonrasında Suriye konusunda Rusya’yı Akdeniz’de yeniden sıkıştırmayı deneyebilir. Amerikalı ünlü devlet adamı Henry Kissinger’a göre Ukrayna krizinin daha da derinleşmemesi için şu prensipler dikkate alınmalıdır;
1. Ukrayna halkı kiminle ortaklık sözleşmesi yapabileceğine kendisi karar verebilmelidir.
2. Ukrayna NATO’ya katılmamalıdır.
3. Ukrayna halkı istediği hükümeti iktidara getirebilmeli ve Ukrayna yönetimleri Finlandiya’ya benzer bir şekilde Avrupa ve Batı ile ilişkilerini arttırırken, Rusya’ya düşmanlık gütmemelidir.
4. Rusya Kırım’ı ilhak etmekten vazgeçmelidir.[15]
Son olarak, bu noktada self-determinasyon kavramına da daha yakından bakmak gerekir. Kendi geleceğini belirleme hakkı olarak Türkçe’ye geçmiş olan self-determinasyon, 1. Dünya Savaşı sonrasında Amerikan Başkanı Woodrow Wilson tarafından ilan edilen 14 maddelik Wilson Prensipleri arasında da yer almıştır. Ancak self-determinasyonun bugüne kadar daha çok güç politikaları çerçevesinde bir anlam ifade ettiği ve uluslararası hukukta herkesçe kabul edilen ortak bir içerik taşımakta zorlandığı görülmektedir. Batı kamuoyunun Kosova ve KKTC’ye bakışında yaşanan farklılıklar, bunun en somut göstergesi olarak söylenebilir. Bu nedenle uluslararası hukukun en azından şimdilik bizi ortak bir noktada buluşturamadığı ve daha çok güç politikalarına dayalı bir dünya sisteminin var olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple Türkiye açısından en makul stratejinin; tansiyonun düşürülmesi için diplomasiye ağırlık vererek, dahil olduğu Batı blokunun güvenliği açısından taşıdığı kritik jeopolitik konumunun altını çizmesi ve bu yolla AB üyeliği konusunda daha kararlı adımlar atması olabilecektir. Krizlerin askerileşmesi durumundaysa, Türkiye’den 60 yıl sonra ani bir u-dönüşü yapması kimse tarafından beklenmemelidir.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

[1] Haber için; “Kırım bağımsızlık ilan edip, Rusya’ya başvurdu”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26022578.asp.
[2] “Kırım bağımsızlık ilan edip, Rusya’ya başvurdu”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26022578.asp.
[3] “Crimean parliament formally applies to join Russia”, BBC, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.bbc.com/news/world-europe-26609667.
[4] “La Crimée entame son rapprochement avec la Russie”, Le Monde, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.lemonde.fr/europe/article/2014/03/17/crimee-le-parlement-ukrainien-approuve-une-mobilisation-partielle_4384161_3214.html.
[5] “Kırım bağımsızlık ilan edip, Rusya’ya başvurdu”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26022578.asp.
[6] “Crimean parliament formally applies to join Russia”, BBC, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.bbc.com/news/world-europe-26609667.
[7] “Kırım bağımsızlık ilan edip, Rusya’ya başvurdu”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26022578.asp.
[8] “La Crimée entame son rapprochement avec la Russie”, Le Monde, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.lemonde.fr/europe/article/2014/03/17/crimee-le-parlement-ukrainien-approuve-une-mobilisation-partielle_4384161_3214.html.
[9] “Kırım bağımsızlık ilan edip, Rusya’ya başvurdu”, Hürriyet, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26022578.asp.
[10] Bu konuda bir yazı için; Tüysüzoğlu, Göktürk (2014), “Kırım Sorunu ve eski Sovyet coğrafyasındaki ‘Donmuş Çatışma Bölgeleri’”, Al Jazeera Turk, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.aljazeera.com.tr/gorus/kirim-sorunu-ve-eski-sovyet-cografyasindaki-donmus-catisma-bolgeleri.
[11] Detaylar için bakınız; “Kosova”, Vikipedi, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Kosova.
[12] “Kosova”, Vikipedi, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Kosova.
[13] “A new cold war? Why Crimea should matter to Americans”, USA Today, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.usatoday.com/story/news/politics/2014/03/14/usa-today-capital-download-steven-pifer-ukraine-russia-crimea/6382965/.
[14] Tüysüzoğlu, Göktürk (2014), “Kırım Sorunu ve eski Sovyet coğrafyasındaki ‘Donmuş Çatışma Bölgeleri’”, Al Jazeera Turk, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.aljazeera.com.tr/gorus/kirim-sorunu-ve-eski-sovyet-cografyasindaki-donmus-catisma-bolgeleri.
[15] Kissinger, Henry (2014), “How the Ukraine crisis ends”, The Washington Post, Erişim Tarihi: 17.03.2014, Erişim Adresi: http://www.washingtonpost.com/opinions/henry-kissinger-to-settle-the-ukraine-crisis-start-at-the-end/2014/03/05/46dad868-a496-11e3-8466-d34c451760b9_story.html.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder