Avrupa’nın köklü ülkelerinden Avusturya’da 183 sandalyeli Federal Meclis için 29 Eylül 2013 tarihinde yapılan seçimlerin ardından tablo netleşmeye başladı. Seçim sonuçları daha önceden yapılan kamuoyu araştırmalarını doğruladı. En büyük iki parti olan SPÖ (Avusturya Sosyal Demokrat Partisi) ve ÖVP’nin (Avusturya Halk Partisi) dört yıllık koalisyon hükümetleri altında uygulanan ekonomi politikaları, bu seçimlerde düşen oylarıyla ortaya çıkan şekilde Avusturya halkı tarafından cezalandırıldı. Ancak düşen oy oranlarına rağmen bu iki parti koalisyon için en uygun ikili olarak gözükmeye devam etmekte. Şimdi seçim sonuçlarına daha yakından bakalım.
6,4 milyon seçmenin sandık başına gittiği Avusturya genel seçimlerine katılım oranı % 75 dolaylarında kaldı. Avrupa standartlarına göre iyi sayılabilecek bu katılım oranının olduğu seçimlerde birinci sırayı; oyları % 2,5 oranında düşen (% 26,82) ve 5 milletvekili (57’den 52’ye düştü) kaybeden 2008’den beri Avusturya Başbakanı olan Werner Faymann liderliğindeki SPÖ (Avusturya Sosyal Demokrat Partisi) elde etti. Bu partiyi az bir farkla (% 23,99) yine % 2 oranında oy kaybeden ancak 51 milletvekilinden 47’sini korumayı başaran Michael Spindelegger liderliğindeki Hıristiyan Demokrat ÖVP (Avusturya Halk Partisi) izledi. Üçüncü sırayı dikkat çekici bir çıkış sergileyen (% 3 oy artışı ve 40’la 6 milletvekili daha fazla) Heinz-Christian Strache liderliğindeki, son yıllarda aşırı sağ çizgiden merkez sağ çizgiye yanaşmaya başlayan FPÖ (Özgürlükçüler Partisi) % 20,51 oy oranıyla elde etti. Karizmatik liderleri Jörg Haider’in ölümünden sonra güç kaybeden Özgürlükçüler Partisi’nin böylelikle ekonomik kriz ortamında daha merkeze kayan söylemiyle yeniden çıkışa başladığı görüldü. Dördüncü sırayı yüzde 12,42 oyla oylarını yüzde 2 oranında arttıran ve 24 milletvekili çıkaran kadın lider Eva Glawischnig önderliğindeki Avusturya Yeşiller Partisi aldı. Kanada asıllı işadamı Frank Stonach liderliğindeki sağcı Stonach Hareketi’nin % 5,73 (11 milletvekili), Matthias Strolz liderliğindeki liberal NEOS’un (Yeni Avusturya Partisi) ise % 4,96 oy (9 milletvekili) aldığı kaydedildi. Anketlerde çok daha yüksek oy alması beklenen avro (euro) karşıtı Stonach Hareketi’nin ve NEOS’un ilk seçimlerinde kayda değer yüzdelere ulaşması da Avusturya seçmenindeki rahatsızlığın bir göstergesi olarak yorumlandı. FPÖ’den 2005 yılında ayrılanların kurduğu aşırı sağ Avusturya’nın Geleceği İttifakı (BZÖ) ise % 3,53’lük oy oranıyla % 4’lük seçim barajına takılarak, parlamentoya giremedi. Avusturya Komünist Partisi (% 1,03) ve Avusturya Korsan Partisi (% 0,77) gibi partiler de düşük oy oranlarında kaldılar. Seçimler sonucunda üç Türk kökenli siyasetçi de parlamentoya girmeyi başardı. Avusturya Yeşiller Partisi’nden Alev Korun ve Aygül Berivan Aslan, SPÖ’den ise Nurten Yılmaz Federal Meclis’e giren Türk kökenli Avusturyalı milletvekilleri oldular.
Seçimlerin ardından ise hemen koalisyon senaryoları konuşulmaya başlandı. Beklenildiği üzere en akla yatkın senaryo, daha önce olduğu gibi merkez sol ve merkez sağdaki iki büyük parti SPÖ ve ÖVP’nin bir büyük koalisyon kurmasıdır. Ancak ÖVP lideri Michael Spindelegger’in “Bütün partilerle görüşme görevi aldım” demesi, akıllara ÖVP’nin aşırı sağcı FPÖ ve AB karşıtı Stronach Hareketi ile üçlü bir koalisyona mı gideceği sorularını getirdi. Seçimlerden birinci parti olarak çıkan SPÖ ise büyük koalisyonun devam etmesinden yana görüş belirtti. Kimi basın-yayın organlarında ÖVP’nin büyük koalisyonda SPÖ’ye karşı müzakere gücünü artırabilmek için aşırı sağ üçlü koalisyonunu koz olarak kullandığı da iddia ediliyor. Ancak akla en yatkın senaryo Almanya’da ve Avusturya’da merkez sağ ve merkez solun liderliğinde büyük koalisyonların kurulmasıdır. Avrupa demokrasilerinin istikrarı ve Avrupa Birliği’nin geleceği açısından da AB karşıtı aşırı sağ partilerin çıkışlarına uygun ortam sağlanmaması önemli bir hedef olarak gözükmektedir.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder