5 Kasım 2024 tarihinde düzenlenecek olan 60. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlık seçimleri öncesinde artık son düzlüğe girilirken, yaşanan şok gelişmeler, seçimlerin sonuçlarına doğrudan etki edebilecek önemli değişimleri de beraberinde getiriyor. Öyle ki, 13 Temmuz 2024 tarihinde eski Başkan ve Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Donald Trump’a yönelik suikast girişiminin yarattığı sansasyon sonrasında, Demokrat Parti’de adaylığına kesin gözüyle bakılan ve ilerleyen yaşının da etkisiyle yaptığı gaflara karşın parti içerisindeki delegelerin desteğini sağlamayı başarmış olan Başkan Joe Biden, Covid-19 (koronavirüs) rahatsızlığını gerekçe göstererek 21 Temmuz tarihinde yarıştan çekildi ve yerine Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e desteğini açıkladı.[1] Bu gelişmeler sonrasında, başarısız suikast girişiminin ve buna karşı verdiği cesur tepkinin etkisiyle kendi parti tabanında giderek sembol bir isim haline gelen Trump’ın seçimleri kazanmasına kesin gözüyle bakılan konjonktür[2] biraz daha dengeli bir hâl almaya başladı ve Kamala Harris’in de gençliği ve enerjisiyle yarışa renk getirebileceği ve hatta seçimi kazanabileceği konuşulmaya başlandı.
Kamala Harris, Donald Trump ile arasındaki farkı kapatıyor
Kaynak: Financial Times
Financial Times’ın güncel haberine göre[3], 21 Temmuz itibariyle Trump’ın Biden önünde 3 puanlık net bir üstünlüğü bulunurken, Harris’in adaylığının gündeme gelmesi ve henüz kesinleşmese de bunun olma ihtimalinin -Demokrat Parti Kongresi’nde delegelerce oylanacak tek adayın Harris olması nedeniyle- ağırlık kazanması sonrasında, iki aday arasındaki puan farkı yüzde 0,3 düzeyine inmiş durumda. Her ne kadar suikast girişimini atlatan Trump, Fox News televizyonuna verdiği mülakatta Harris’in “Biden’dan bile daha kötü ve radikal solcu bir aday” olduğunu vurgulasa da[4], güncel bazı anketler ve medyaya hâkim olan söylem, Harris’in Trump karşısında Biden’dan çok daha şanslı olabileceğini gösteriyor. Üstelik, Harris, Demokrat Parti’nin ileri gelenlerinin tamamının (Clintonlar ve Obamalar da dahil olmak üzere) desteğini de almayı başarmış durumda.[5] Harris’in şansının yükseldiğine dair bir diğer gösterge ise, Biden döneminde toplanan bağışlara ek olarak, Harris’in adaylığının belirginleşmesi sonrasında Demokratların seçim kampanyasına yapılan bağışların artması ve 200 milyon doları aşması oldu.[6] Bu bağlamda, Amerikan ve dünya basınında güncel siyasi tartışmaların odağında artık “Kamala Harris Donald Trump’ı yenebilir mi?” sorusu var.[7] Afrikalı Amerikalı kimliğine sahip çıkan Barack Obama ve Kamala Harris gibi bir aday olduğunda ise, bu oranın yüzde 90-95’leri bulabileceği düşünülüyor.
Afrikalı Amerikalılar, Demokrat Parti ve Kamala Harris’in seçimlerdeki en büyük kozu
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi
Hakikaten de, Kamala Harris’in seçimlerde Donald Trump’ı zorlayabileceği bazı unsurlar mevcut. Bunlardan ilki, Trump destekçilerinin Biden’a karşı kullandıkları ama şimdi Trump’ın aleyhine kullanılabilecek olan ileri yaş hususu. ABD gibi dünya siyasetinin merkezindeki çok aktif ve önemli bir devletin Başkanı’nın yaşlı olması, kuşkusuz bazı çevrelerde soru işaretleri yaratabiliyor. Her ne kadar Trump, dinamizmi ve genç eşi ile bu eleştirilere cevap verebilse de, genç seçmenler açısından gençlik ve zindelik tercih sebebi olabiliyor. Kamala Harris’in yüz hatları düzgün ve oldukça fotojenik bir kişi olması da, seçmenleri ve onları yönlendiren basın-yayın organlarını etkileyebilecek bir faktör. Bir diğer husus, bilhassa da kürtaj konusunun Trump, Başkan Yardımcısı olarak seçtiği Ohio Senatörü J.D. Vance ve MAGA çizgisindeki yeni Cumhuriyetçi Parti yönetimince politize edilmesi sonrasında, Kamala Harris’in tarihteki ilk kadın Başkan olma söyleminin kadın seçmenleri motive ederek sandığa götürebilecek olması. Üçüncü bir konu ise, Afrikalı (Jamaika) ve Asyalı (Hindistan) kökleri bulunan melez bir aday olan Harris’in[8], Afrikalı Amerikalılar, Hispanikler ve diğer yeni göçmen Amerikalılardan daha çok oy alabilme potansiyeli. Pew’in güncel bir çalışmasına göre, Afrikalı Amerikalı seçmenlerin yüzde 83’ü kendisini Demokrat Parti ve yalnızca yüzde 12’si kendisini Cumhuriyetçi Parti’ye yakın hissediyor.[9]
Cumhuriyetçi Parti, beyaz ve Hıristiyan ağırlıklı oylarıyla iddiasını sürdürüyor
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi
Özellikle Trump karşıtlığının zirvesinde olan Afrikalı Amerikalılar açısından Harris’in adaylığı büyük bir avantaj durumundayken, kuşkusuz, bu zıtlaşma ortamında beyaz Hıristiyan seçmenler nezdinde Trump’a yönelim de artabiliyor. Nitekim Pew’in verilerine göre, Cumhuriyetçi Parti seçmenlerinin yüzde 79’u Hispanik olmayan beyaz seçmenlerden oluşuyor ki, bu oran 20 yıl öncesinde yüzde 93 seviyesindeydi.[10] Genel seçmen tablosunda ise beyaz seçmen oranının yüzde 67 düzeyinde olması, Cumhuriyetçilerin beyaz desteğini konsolide etmek konusunda daha başarılı olduklarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Benzer şekilde, Cumhuriyetçi Parti seçmenlerinin yüzde 81’i kendisini Hıristiyan inancıyla tanımlıyor. Bu grup içerisinde de özellikle Evanjelist Protestanlar yüzde 30 oranıyla ilk sırada yer alıyorlar.[11] Genel seçmen düzeyinde ise bu oran yüzde 67 düzeyinde kalıyor ki, bu da Hıristiyan seçmenlerin de Cumhuriyetçi Parti’ye daha yoğun oy verdiklerini ispatlıyor.[12] Ek olarak, Cumhuriyetçi Parti tabanında ülkedeki en büyük sorunlar olarak enflasyon, kayıt dışı göç ve bütçe açığı konuları öne çıkıyor ki, bu da Trump’ın siyasal söylemlerini üzerine inşa ettiği bir diğer husus.[13] Bu anlamda, Donald Trump’ın alışılmadık ölçüde sert ve kutuplaştırıcı söylemlerinin aslında ABD demografisi ve siyasal kültüründe anlam kazandığı ve belli bir mantığa oturduğu iddia edilebilir. Ancak ABD’nin değişen demografisi, ilerleyen yıllarda iddiasını sürdürmek isteyen Cumhuriyetçi Parti’nin mutlaka Hispanikler ve Afrikalı Amerikalılar nezdinde daha popüler bir parti haline gelmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Öyle ki, ABD’de beyaz seçmenlerin toplam seçmenler arasındaki oranı 2000’de yüzde 76 ve 2010’da yüzde 72 düzeyindeyken, 2018 itibariyle ancak yüzde 67’yi buluyor.[14] Hispanik ve Afrikalı Amerikalı nüfus oranı ise kısmen de olsa artıyor. Bu durum, ABD’deki etnik kutuplaşma riskini ortaya koyduğu gibi, ilerleyen on yıllarda Cumhuriyetçi Parti’nin marjinalleşmesi riskini de gündeme getiriyor.
ABD’de beyaz seçmenlerin ağırlığı giderek azalıyor
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi
Ancak tüm bu bilgilerin yanında, ABD’de uygulanan ilginç iki dereceli seçim sistemi Seçiciler Kurulu veya Seçmen Heyeti yani Electoral College’da bazı eyaletlerinin yüksek ikinci derece seçmen sayısı nedeniyle ağırlıklarının olduğu ve salıncak eyalet (swing state) adı verilen bazı kritik eyaletlerin de sık sık iki parti arasında el değiştirebilmesi nedeniyle büyük önem kazandıklarını belirtmek gerekir. Bu bağlamda, Demokratların hep kazandıkları California (55 ikinci derece seçmen) ve New York (29 ikinci derece seçmen) ile Cumhuriyetçilerin hep üstün geldikleri Teksas (38 ikinci derece seçmen) en bilinen örneklerdir. Sık karar değiştiren salıncak eyaletler arasında ise Arizona, Georgia, Michigan, Nevada, North Carolina, Pennsylvania ve Winconsin’den söz edilebilir. Dolayısıyla, 2016 Başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın Hillary Clinton’dan 3 milyon az oy alıp Başkan seçildiği de hatırlanırsa, anketlerin Kamala Harris’i Trump’a yakın, ya da Trump’ın önünde göstermesinden daha önemli olan husus, kritik durumdaki eyaletlerde hangi adayın yarışı önde göğüsleyeceği olacaktır.
ABD seçim sisteminde eyaletlerin ikinci derece seçmen sayıları
Güncel bazı anketlerde, Kamala Harris, Michigan ve Wisconsin gibi salıncak eyaletleri kazanabilecek durumda gösterilirken, Nevada, Pennsylvania, Arizona ve Georgia’da ise geride olarak resmediliyor.[15] Bu nedenle, Trump’ın yakaladığı rüzgâr ile seçimi kazanması bence hâlâ akla daha yatkın bir ihtimalse de, Kamala Harris’in şansının olmadığını iddia etmek oldukça hatalı bir yaklaşım olur. Bu nedenle de, adayların karşı karşıya gelmeleri muhtemel bir televizyon programı kararsız seçmenin tavrını etkileyebilir. Nitekim Harris’i destekleyen Pennsylvania Valisi Josh Shapiro, Trump’ın Harris’in karşısına çıkmaya korktuğunu iddia ediyor.[16] Atlanta’daki konuşmasında, Kamala Harris de, Trump’ın kendisinden çekindiğini iddia etti.[17] Trump ise, Biden’ın yerini alan yeni rakibini hedef alarak, Yahudi bir kocası olmasına karşın, Kamala Harris’in İsrail’i ve Yahudileri sevmediğini iddia etti.[18] Trump, Harris’i, sınır güvenliği konusunda yetersiz politikaları ve dürüst olmamak gibi temalar üzerinden de eleştirmiş ve onu “Amerikan tarihinin en beceriksiz ve en solcu Başkan Yardımcısı yalancı Kamala Harris” olarak tanımlamıştı.[19] Elbette Kamala Harris’in bir anti-Semitik veya anti-Siyonist olduğunu iddia etmek gerçekçi olmaz. Ancak İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nın geçtiğimiz gün ABD Kongresi’ne hitap ettiği tarihi oturuma katılmayan Harris, İsrail’in kendisini koruma hakkının saklı ve Hamas’ın bir terör örgütü olduğunu vurgulamasına karşın, Gazze’de yaşananlar karşısında sessiz kalınamayacağını açıklamıştı.[20] Bu anlamda, Harris’in İsrail konusunda Trump’tan daha dengeli bir pozisyon aldığı söylenebilir. Ancak İslam dünyası ve dünyanın birçok ülkesi için bu duruş daha mantıklı ve makul olsa da, İsrail lobisinin çok etkili olduğu ABD gibi olağandışı bir ülkede bu konunun Trump’a avantaj sağlamasını beklemek yerinde olabilir.
Sonuç olarak, Kamala Harris’in adaylığı, 2024 ABD Başkanlık seçimlerine yeniden renk ve heyecan katarken, yine de konjonktürün halen Donald Trump’ı bir adım önde tuttuğunu düşünmemiz için elde oldukça güçlü doneler bulunmaktadır. Bunlar ise; Demokratların Ukrayna politikasının yeterince başarılı olamaması ve Rusya ile barış yapabilecek kişi olarak Trump’ın öne çıkması, Ortadoğu’da gelişen kutuplaşma ve çatışma ortamının daha şahin bir ABD Başkanı’nı uygun kılması ve dünya genelinde birçok ülkede (Fransa ve Birleşik Krallık haricinde) popülist sağ ve aşırı sağ hareketlerin yükselişte olması olarak sıralanabilir. Son olarak, Kamala Harris'in Başkan Yardımcılığı döneminde ve şu an kampanyasında da -parlak imajına karşın- çok hazır ve güçlü bir Başkan adayı olarak öne çıkmadığını belirtmek gerekir.
Kapak fotoğrafı: Financial Times
Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
DİPNOTLAR
[1] https://www.aa.com.tr/en/americas/biden-withdraws-from-us-presidential-race-endorses-harris-as-nominee/3281753.
[2] https://politikaakademisi.org/2024/07/18/sok-suikast-girisimi-sonrasi-donald-trumpin-baskan-secilme-ihtimali-guc-kazandi/.
[3] https://www.ft.com/content/551536ce-5765-4456-9dd9-fd96f7149ef3.
[4] https://www.trthaber.com/haber/dunya/trump-abd-baskan-yardimcisi-harris-baskanlik-yarisinda-bidendan-daha-kotu-aday-870801.html.
[5] https://www.cbsnews.com/news/democrats-support-kamala-harris-biden-drops-reelection-bid/.
[6] https://www.bloomberght.com/harrise-bagis-rekoru-trump-kriptoculara-goz-kirpti-2357341.
[7] https://www.economist.com/united-states/2024/07/22/can-kamala-harris-beat-donald-trump-heres-what-the-polls-say.
[8] https://www.aljazeera.com/news/2020/8/12/kamala-harris-is-influenced-by-her-indian-and-jamaican-heritage.
[9] https://www.pewresearch.org/race-and-ethnicity/2024/05/20/an-early-look-at-black-voters-views-on-biden-trump-and-election-2024/.
[10] https://www.pewresearch.org/short-reads/2024/07/12/10-facts-about-republicans-in-the-us/.
[11] https://www.pewresearch.org/short-reads/2024/07/12/10-facts-about-republicans-in-the-us/.
[12] https://www.pewresearch.org/short-reads/2024/07/12/10-facts-about-republicans-in-the-us/.
[13] https://www.pewresearch.org/short-reads/2024/07/12/10-facts-about-republicans-in-the-us/.
[14] https://www.pewresearch.org/social-trends/2020/09/23/the-changing-racial-and-ethnic-composition-of-the-u-s-electorate/.
[15] https://www.ft.com/content/551536ce-5765-4456-9dd9-fd96f7149ef3.
[16] https://www.youtube.com/watch?v=-0t5haDuzzA.
[17] https://edition.cnn.com/2024/07/30/politics/video/kamala-harris-debate-trump-atlanta-rally-ebof-digvid.
[18] https://apnews.com/article/trump-harris-emhoff-jewish-voters-2024-election-3024bed25abf542d7133e1ad81d86165.
[19] https://www.youtube.com/watch?v=-OBx7zd-2mQ.
[20] https://edition.cnn.com/2024/07/25/politics/kamala-harris-israel-policy/index.html.